İki Dünyanın Mekaniği

  • Konbuyu başlatan Üye silindi 76175
  • Başlangıç tarihi
Ü

Üye silindi 76175

Denkleme bir sabit ekleyelim hanifler için; Şirk unsuru taşıyan niyetler yok.

Kahramanımızın ismi Toprak olsun.

Toprak, kaldığı kampta yemeğini pişirmek için ateş yakmak istiyor. Kibritini çıkarıp kıvılcım oluşturuyor ve kav tutuşuyor.
Toprak, kaldığı kampta çay demlemek için ateş yakmak istiyor fakat ateş yakmak için enerjiyi/majiyi/varlığı kullanıyor.

İki biçimde de yasaları araç olarak kullanıp hedefe varış söz konusu.

Örneği açalım;

Toprak, pişireceği yemek için ihtiyaç duyduğu ateşi yakması için kamptakilerden birine sesleniyor. Kişi geliyor ve yakarım fakat bana beş lira ver diyor, Toprak beş lira karşılığında ateşini yaktırıyor.

Toprak, demleyeceği çay için ihtiyaç duyduğu ateşi yakması için varlığa sesleniyor. Varlık geliyor ve ateşi yakarım fakat bana yarım kilo soğan kabuğu ayıklayıp şuradaki meşe ağacının dibine göm diyor. Toprak kabukları gömüyor ve varlık ateşi yakıyor.

Müslümanlar için dipnot; Varlık ateşi yakarım fakat benim adıma kurban kes derse şirk etkeni devreye gireceğinden bu türden anlaşmalar söz konusu değil.

Haricen, karma zihin yapısına sahip arkadaşlar için şöyle bir örnek vereyim;

Toprak, yolda yürürken canına kastedilen bir kadın görüyor ve koşup ona zarar veren adamı bertaraf ediyor.
Toprak, canına kastedilen bir kadın görüyor ve adamı bertaraf etmek için süptil yollara başvuruyor.

Netice aynı, büyüde iradeye ve tekamüle müdahale varsa fiziksel yardımda da var.

Şimdi gelelim meseleye.

Bireysel enerji çalışmaları, korumalar, zulüm ve şer içermeyen işlemler, bakım ve bunlara benzer çeşitli alanlarda madde yasaları ile süptil yasaların kafa kafaya gittiğini görüyorum ve bu benim kafamı karıştırıyor.

Çok yönlü doğamızın potansiyel uzuvlarını kullanmanın yolları tümüyle yasak mıdır?
Uzağı görmek, haber almak gibi seyirlerimizde biz ne yapıyoruz?
İpin ucu bir noktada kuantum dolanıklığına benzer hal almıyor mu?

Gözlemci etkisi zihin yoruyor.

Bu konuyu konuşalım mı?
 

Elnora_alila

Kayıtlı Üye
Katılım
1 May 2023
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
4,002
Mükemmel bir konu Nicholai eline,aklına sağlık.

Başlangıç noktamız Zerre Alemi yani Mikrokozmos olsun. Elimize alacağımız bir parça metali atomlarına ayırdığımız zaman elde ettiğimiz en küçük zerre metalik özellikten çıkıp daha çok toz, gaz halini alır. İşte bu metalin, metale benzemediği evre bizim mikro alemimiz. Öz'de bir görünen, bulutumsu bir alem..İnsan dediğimiz varlık Mikroalem ile Makroalem arasında sıkışmış bir tür.

Bizler biliyoruz ki madde dediğimiz şey aslında tam olarak yok. Çünkü madde diye nitelediğimiz yoğun bir enerji. Ve enerji kainatın tek özü.. Enerji, determine edilemez fakat yoğun bir enerjiyi daha kararlı halde gördüğümüz faz ; madde fazı.

Madde fazıyla kibriti ateşledin ve odunu tutuşturdun ( kararlı enerji kullandın )
Süptil yolu kullandın ve odunu yine ateşledin ( kararsız / belirlenemez enerji kullandın )


Belirlenemez, saptanamaz enerjiyi daha kararlı hale getirmek için ihtiyacın gerçekten metafizik bir varlık mı ?

Bizim zerre dediğimiz ve bize göre düzensiz görünen ; fakat öz'de bir olan o sonsuz enerji, hepimizin ağzında dolanan nur parçası olamaz mı ?
 
Ü

Üye silindi 76175

Mükemmel bir konu Nicholai eline,aklına sağlık.

Başlangıç noktamız Zerre Alemi yani Mikrokozmos olsun. Elimize alacağımız bir parça metali atomlarına ayırdığımız zaman elde ettiğimiz en küçük zerre metalik özellikten çıkıp daha çok toz, gaz halini alır. İşte bu metalin, metale benzemediği evre bizim mikro alemimiz. Öz'de bir görünen, bulutumsu bir alem..İnsan dediğimiz varlık Mikroalem ile Makroalem arasında sıkışmış bir tür.

Bizler biliyoruz ki madde dediğimiz şey aslında tam olarak yok. Çünkü madde diye nitelediğimiz yoğun bir enerji. Ve enerji kainatın tek özü.. Enerji, determine edilemez fakat yoğun bir enerjiyi daha kararlı halde gördüğümüz faz ; madde fazı.

Madde fazıyla kibriti ateşledin ve odunu tutuşturdun ( kararlı enerji kullandın )
Süptil yolu kullandın ve odunu yine ateşledin ( kararsız / belirlenemez enerji kullandın )


Belirlenemez, saptanamaz enerjiyi daha kararlı hale getirmek için ihtiyacın gerçekten metafizik bir varlık mı ?

Bizim zerre dediğimiz ve bize göre düzensiz görünen ; fakat öz'de bir olan o sonsuz enerji, hepimizin ağzında dolanan nur parçası olamaz mı ?
Evet, sorguladığım ana noktalardan biri de bu.
Kararsız enerjiyi yoğunlaştırmanın yolu zorunlu dış yardım mıdır?

Maddenin önce öz yapısına yaklaşıp (çürüme/çözünme) ardından form değiştirerek yeni bir oluşa evrilmesi, majinin öngördüğü enerji manipülasyonu mudur temelinde?

Babil'in iki misafirinden alınan bilgi ile işbu değişimler arasında işlevsel/yöntemsel farklar yok mudur?
 

Elnora_alila

Kayıtlı Üye
Katılım
1 May 2023
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
4,002
Rölativistlik bize diyor ki : Maddesel bir parçacığın hızı, ışığın boşluktaki hızına ulaşamaz.

Sebe Melikesi Belkıs'ın tahtı kıssası bize, zaman perdesi oluşumu üzerine bilgi veriyor.
Farklı bir evren gibi duran belirsizliği gözlemliyoruz ama gel gelelim benim kafamı tüttürüyor :D

Cin tayfası ışığın boşluktaki hızına yaklaşabiliyor. Hızlılar. Öyleyse yaratılışı maddesel değil.
Benim anlayamadığım kısım, maddesel bir tahtı getirebilme kabiliyeti.
Bu varlıklar, maddeyi zerreler haline ayrıştırıp tekrar eski formunu verebiliyor. Hayret bir şey ..

Maddenin önce öz yapısına yaklaşıp (çürüme/çözünme) ardından form değiştirerek yeni bir oluşa evrilmesi, majinin öngördüğü enerji manipülasyonu mudur temelinde?

Emin değilim. Sorunun temeli simya felsefesine dayanıyor.
Maddenin form değiştirmesi bizlere göre kadersel simyacılık yani bir durum değişikliği. Şöyle bir düşününce.. kadere yapılan iradesel etki evet bir manipülasyon olabilir. Haliyle ; durum halindeki kader bir davranışa dönüşerek bizi kaza kavramına ulaştırabilir.

Uç bir bakış açısı oldu ama bende anlık açılımı böyle..

Babil'in iki misafirinden alınan bilgi ile işbu değişimler arasında işlevsel/yöntemsel farklar yok mudur?
Sırlı konu. Önce ayetleri analiz etmeli sonra tartışmalıyız.
 
Ü

Üye silindi 76175

Rölativistlik bize diyor ki : Maddesel bir parçacığın hızı, ışığın boşluktaki hızına ulaşamaz.

Sebe Melikesi Belkıs'ın tahtı kıssası bize, zaman perdesi oluşumu üzerine bilgi veriyor.
Farklı bir evren gibi duran belirsizliği gözlemliyoruz ama gel gelelim benim kafamı tüttürüyor

Cin tayfası ışığın boşluktaki hızına yaklaşabiliyor. Hızlılar. Öyleyse yaratılışı maddesel değil.
Benim anlayamadığım kısım, maddesel bir tahtı getirebilme kabiliyeti.
Bu varlıklar, maddeyi zerreler haline ayrıştırıp tekrar eski formunu verebiliyor. Hayret bir şey ..



Emin değilim. Sorunun temeli simya felsefesine dayanıyor.
Maddenin form değiştirmesi bizlere göre kadersel simyacılık yani bir durum değişikliği. Şöyle bir düşününce.. kadere yapılan iradesel etki evet bir manipülasyon olabilir. Haliyle ; durum halindeki kader bir davranışa dönüşerek bizi kaza kavramına ulaştırabilir.

Uç bir bakış açısı oldu ama bende anlık açılımı böyle..


Sırlı konu. Önce ayetleri analiz etmeli sonra tartışmalıyız.
Aslında ulaşamaz değil, aşamaz diyor.

Bilmiyorum, esas hıza sahip kişi ilim verilmiş bir kul olarak geçiyor. Belki sırtında taşıyor, hiç bir fikrim yok:)

Açıkçası cinlerin ne yapıp yapamadığı ile pek ilgilendiğim söylenemez, konumuz ziyadesiyle öz becerileri kapsıyor aslında.

Şimdi gelelim "simya felsefesi" meselesine, yine başa döneriz bu noktadan itibaren.

Oluşlara uyguladığımız maddi/süptil etkiler nihai kaza'nın bir ön gerekliliği olarak kimyevi açıdan mutlak kadere göre eşdeğer midir?
 

Elnora_alila

Kayıtlı Üye
Katılım
1 May 2023
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
4,002
Oluşlara uyguladığımız maddi/süptil etkiler nihai kaza'nın bir ön gerekliliği olarak kimyevi açıdan mutlak kadere göre eşdeğer midir?

'' Rahibe içi su dolu eski bir çömlek taşıyor, aynı zamanda ayın su üstündeki yansımasını izliyordu. Çömlek aniden elinden düştü,su etrafa saçıldı, ayın yansıması kayboldu.
- Bir şekilde çömleğini düşünmeden gerçeklikten koptum. Sular gitti, yansıma gitti. Ellerimde kocaman bir boşluk.. ''


Nihai kaza ; durumu yaratan bir etki sadece. Ben, bu yol mutlak kaderdir diyemem. Kimyevi açıdan şartlı bir kader var. Gözlemci yani karar veren bilinç, durumun davranışa akışını, olay örgüsünü oldurmadan fark ediyor.

Üst boyuttan baktığında, madde birbirinden ayrı değildir.
Dikkatli gözlem yapan akıl ; durum ve davranışları kuant düzeyde ele alır. Düşünce ve madde her zaman birbirini etkiler. İşte tam burada mutlak kaderden bahsedebiliriz.

Materyalist düzlemde bireyin oluşumları (ona göre) şartlı kaderken, Üst bilinçte aynı durum mutlak kaderdir.
Daha basit örnekle ; evrenin yüzeysel görünümü ölümlüyken işleyişi ölümsüzdür.
 
Ü

Üye silindi 76175

'' Rahibe içi su dolu eski bir çömlek taşıyor, aynı zamanda ayın su üstündeki yansımasını izliyordu. Çömlek aniden elinden düştü,su etrafa saçıldı, ayın yansıması kayboldu.
- Bir şekilde çömleğini düşünmeden gerçeklikten koptum. Sular gitti, yansıma gitti. Ellerimde kocaman bir boşluk.. ''


Nihai kaza ; durumu yaratan bir etki sadece. Ben, bu yol mutlak kaderdir diyemem. Kimyevi açıdan şartlı bir kader var. Gözlemci yani karar veren bilinç, durumun davranışa akışını, olay örgüsünü oldurmadan fark ediyor.

Üst boyuttan baktığında, madde birbirinden ayrı değildir.
Dikkatli gözlem yapan akıl ; durum ve davranışları kuant düzeyde ele alır. Düşünce ve madde her zaman birbirini etkiler. İşte tam burada mutlak kaderden bahsedebiliriz.

Materyalist düzlemde bireyin oluşumları (ona göre) şartlı kaderken, Üst bilinçte aynı durum mutlak kaderdir.
Daha basit örnekle ; evrenin yüzeysel görünümü ölümlüyken işleyişi ölümsüzdür.
Artık tüm bu dinamikler içerisinde, hür iradenin tesir altına alınması ile tekamül çerçevelerine dair konuşmaya başlayabiliriz sanırım.

Varoluşsal belitlerden hareketle, etik alanımızın doğurduğu aksiyonların mekanik biçimleri tezahürde benzer dönüşler sağlıyor olmalı ha?
 

Elnora_alila

Kayıtlı Üye
Katılım
1 May 2023
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
4,002
Artık tüm bu dinamikler içerisinde, hür iradenin tesir altına alınması ile tekamül çerçevelerine dair konuşmaya başlayabiliriz sanırım.

Varoluşsal belitlerden hareketle, etik alanımızın doğurduğu aksiyonların mekanik biçimleri tezahürde benzer dönüşler sağlıyor olmalı ha?
Neden varoluş felsefesi içinde etik analizi ? Bundan sonra gelecek soru çaprazlamaya gider o yüzden soruyorum :)
 
Ü

Üye silindi 76175

Neden varoluş felsefesi içinde etik analizi ? Bundan sonra gelecek soru çaprazlamaya gider o yüzden soruyorum
Çünkü arkası gelmeyecek, vücut bulmayacak her düşünce uğraşı insanı kitap yüklü merkebe, sırtında su tulumuyla çölde virane olan kayıp yolculara çevirir.

Cevap basit o halde, en başından kendim için giriştim bu sorgulara:)
 

Elnora_alila

Kayıtlı Üye
Katılım
1 May 2023
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
4,002
Aslında niyetini merak etmedim. Tümden mi geliyorsun yoksa Tüme mi varmak amacın o yüzden sordum.
Hadi devam edelim.. Varoluşsal tekamüle bakış açın nedir ?
 
Ü

Üye silindi 76175

Aslında niyetini merak etmedim. Tümden mi geliyorsun yoksa Tüme mi varmak amacın o yüzden sordum.
Hadi devam edelim.. Varoluşsal tekamüle bakış açın nedir ?
Tümden geldik tüme varacağız diye alengirli bir yanıt vereyim de kanımız sulansın:)

Aslında tekamül konusunda düşüncelerim yemek pişirme usulü ile neredeyse aynı, ham haldeki sebzeyi ve canlı dokuları alır yıkarsın, doğrarsın, kimi zaman dinlenmeye bırakır, sonra ateşin içinde bir güzel harlarsın.

Günün sonunda başladığın noktaya nazaran daha yıpranmış fakat daha üst çıtada bir lezzete ulaşmış olursun.

Hayat içerisinde bazen yaralanır, bazen boğulur, bazen refah sürer ve bazen de dayanılmaz acılarla kavruluruz.

A noktasından B noktasına dikey bir çizgi yani benim için, ne oluyorsa bu arada oluyor.

A -> B -> C -> D gibi değil yani.
 

Elnora_alila

Kayıtlı Üye
Katılım
1 May 2023
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
4,002
Açıkçası benim tekamül anlayışım A'dan B'ye düz bir çizgi değil.

A : Materyal kimliğimiz 3b olsun
B : Üst bilincimiz / Üflenmiş ruhumuz olsun

Yaşamsal formu almadan önce B kişisiyiz fakat formlanmış halimiz olan A kişisiyle yola çıkıyoruz.
A kişisiyiz ama başlangıcımızı yani B'yi arıyoruz.. ( B'den A'ya düşüp ; A'dan B'ye dönüyoruz. )

Tekamül, spiral bir vortex.

Bunun gibi :
https://img.imgyukle.com/2023/08/30/rMZr6q.webp
 
Ü

Üye silindi 76175

Açıkçası benim tekamül anlayışım A'dan B'ye düz bir çizgi değil.

A : Materyal kimliğimiz 3b olsun
B : Üst bilincimiz / Üflenmiş ruhumuz olsun

Yaşamsal formu almadan önce B kişisiyiz fakat formlanmış halimiz olan A kişisiyle yola çıkıyoruz.
A kişisiyiz ama başlangıcımızı yani B'yi arıyoruz.. ( B'den A'ya düşüp ; A'dan B'ye dönüyoruz. )

Tekamül, spiral bir vortex.

Bunun gibi :
https://img.imgyukle.com/2023/08/30/rMZr6q.webp
Haksız sayılmazsın, babamız Adem için bu formül çalışır. Fakat biz çocukları açısından a+b ile başlayıp c'ye, yani nihai hedefe ulaşmaya çalışıyoruz. Keza babamız da yolun devamında bu sapağa girerek yoluna devam etti.

Sirkülasyonel bir yapıda insan için tekamülden ziyade bengidönüşsel bir ızdırap vardır aslında altmetni okursak.
 

Elnora_alila

Kayıtlı Üye
Katılım
1 May 2023
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
4,002
Sirkülasyonel bir yapıda insan için tekamülden ziyade bengidönüşsel bir ızdırap vardır aslında altmetni okursak.
Kesinlikle. Bu yüzden zaman nedenden sonuca değil, sonuçtan nedene akar. Dönüşte her zaman, yola çıkmadan önceki kendimize rastlarız. Çılgınca ama pamuk şeker gibi.

Şöyle bir düşünsene.. Geleceğin geçmişinle iletişim halinde. bu demek oluyor ki ; kaza kadere bağlı bir kehanet.

Şimdi tekrar geri dönelim. Davranış, aslında birey yada maddenin durumuna bağlı. Rüyalar ile iletişim de böyle sağlanıyor işte.
Çünkü sonuç, nedenden önce yer alıyor. Daha yola çıkmadan amacına ulaşıyor.

Mutlak kader açılımı yaşıyorum :D
 
Ü

Üye silindi 76175

Kesinlikle. Bu yüzden zaman nedenden sonuca değil, sonuçtan nedene akar. Dönüşte her zaman, yola çıkmadan önceki kendimize rastlarız. Çılgınca ama pamuk şeker gibi.

Şöyle bir düşünsene.. Geleceğin geçmişinle iletişim halinde. bu demek oluyor ki ; kaza kadere bağlı bir kehanet.

Şimdi tekrar geri dönelim. Davranış, aslında birey yada maddenin durumuna bağlı. Rüyalar ile iletişim de böyle sağlanıyor işte.
Çünkü sonuç, nedenden önce yer alıyor. Daha yola çıkmadan amacına ulaşıyor.

Mutlak kader açılımı yaşıyorum
Evet, aydınlanmalar geçirmene seviniyorum fakat konunun ucu kaçtı.

Şöyle bir u dönüşü yapıp ikinci sapaktan dönmek istiyorum; Majikal düşünce tarzını baz toprak düşünce tarzından ayıran hususlar ne sence? Tamam, başlangıçta özdeş iki kardeşten bahsediyorum gibi gelebilir. Günümüz anlayışına göre konuşuyorum, yasalar arasındaki adeta ırkçı mücadelelere dönüşmüş bu savaşın sebebi nedir?

Birinci çıkışı irade/tekamül ekseninde düşünce üretirken kaçırdık bu arada, hatırlatma olsun.
 
Üst