Sorularla kafa dağıtalım.. :)

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Burası için biraz fazla değil mi bu soru ?
Ne açıdan fazla gelmiş olabilir?

@Benighted in sorduğu soruların bilimsel bir tane cevabı yok, olamazda.
Örnegin:
Gördüklerimiz ,yaşadıklarımız,inandıklarımız biz doğru olduğunu düşündüğümüz için mi doğru yoksa gerçekten doğru mu ?
Şu sorunun cevabı felsefede hatta kelam ilminde tartışılagelir ve de net bir cevabı yoktur.
Ve öyle ki her bir düşünürün verdigi cevap kendi sistemi içerisinde tutarlıdır da.
Buralarda alelade yapılan yorumlara benzemezler. Hepsinin dayandırıldıgı bir delil, delillerininde kendi içinde bir sistematiği mevcuttur.

Benim aralarından seçtiğim ve inandıgım düşünce ise doğru olarak anlamlandırdıgımız şeyler cevheri(öz) itibariyle iyi oldugu için iyi diye nitelendirilir. Çünkü yaratıcı iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı ayırt etme melekesini bizlere akıl ile bahşetmiştir.
Fiilerin özünde doğruluk ve kötülük yaratıldığı ilk andan itibaren mevcuttur. Örnegin: Hırsızlık iyi bir fiil değildir.
Gülümsemek ise NŞA da kötü olarak nitelendirilemez.

İnsan, kendisini hayvandan ayıran en önemli özelliği olan aklı ile ön planda olmadıkça hayvandan farklı da olamayacaktır.
Bu ne demektir?
Özü itibariyle iyiyi kötüyü ayırt etme melekesi standartsa bunun üstüne çıkma gayesini içimizde taşımalıyız.
Yani lafta bırakmamalı icraate dökmeliyiz.
Asıl üstünde durulması gereken nokta burasıdır.
 

aNAkSaRatE

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Tem 2018
Mesajlar
426
Tepkime puanı
1,720
Şu sorunun cevabı felsefede hatta kelam ilminde tartışılagelir ve de net bir cevabı yoktur.
Ve öyle ki her bir düşünürün verdigi cevap kendi sistemi içerisinde tutarlıdır da.
Buralarda alelade yapılan yorumlara benzemezler. Hepsinin dayandırıldıgı bir delil, delillerininde kendi içinde bir sistematiği mevcuttur.

Üyeler olarak verdiğimiz cevapların da kendi içimizde tutarı yok mu ? Burada ki sohbette delil aramıyoruz yada kendi fikrimizi başkasına kabullendirmeye çalışmıyoruz. Amacımız fikir paylaşımı.
 

The Raveath

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Tem 2019
Mesajlar
4
Tepkime puanı
9
Bunca olasılıkların bulunduğu ihtimaller dünyasında yaşamak sana da acı vermiyor mu ? Ve bu ihtimaller arasında nasıl seçim yapabiliyorsunuz ? Belirsizlik en kötü ihtimalden daha acı vericidir.
Dostoyevsky
Sen kimsin yahu benimle tanış cidden çok ilginç bir insansın her insan cevap verebilir ama her insan soru soramaz ;)
 

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Cin daveti konusundan buraya aktım.

Davet...
Ne kadar kibar bir kelime öyle değil mi?

Ya peki Cin?
Bir anda zihnimde kocaman bir yoklukla birlikte tedirginlik duygusu beliriyor.

Bu ikisi yan yana gelince :)

***

1)Cinler sizce çağrılmayı(davet) bekler mi?

2)Yoksa hakikatte kendi isteyince mi gelir?
 

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Buyrunuz efenim davetimizi kırmayıp teşrif ettiğiniz için bla bla...:unsure:

Başımızın üstünde yeriniz var bla bla:unsure:
 

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Benim sorularım @dennise in soruları kadar rağbet görmüyor ama hadi yine de sorayım :p sormak zorundayım, hafsalam almıyor bazı anlarda: Allah neden sevdiği kulunu imtihana tabi tutar?
Allah ın sevmediği kulu yok, orada anlaşalım. : )
Sonsuz ilmi ve kudretiyle bizi yokken var edip kendisini tanımamıza(akıl nimetiyle) fırsat veren Rab, nimetleri karşılığında bizi sebepler dünyasında sınamazsa verilen nimetlerin farkına varamazdık.

Akıl nimetinin bir ödülü olmalı ki dünyada durmamızın bir anlamı olsun.

Bunlar ne demek?
Hayatın anlamlı hale gelmesi için imtihan şart demek.
Zaruret yani.
Kim için zaruret?
Tabiki insanlar için. Allah imtihan yapmak zorunda değil aksine bizim imtihana ihtiyacımız oldugu için.

Anlaşıldığını umuyorm. : )
 
Ü

Üye silindi 58480

Benim sorularım @dennise in soruları kadar rağbet görmüyor ama hadi yine de sorayım :p sormak zorundayım, hafsalam almıyor bazı anlarda: Allah neden sevdiği kulunu imtihana tabi tutar?

?
Benimkiler sanki çok rağbet görüyormuş gibi.

***

Allah perdeli ve levellerle dolu bir sistem yarattı.
Ve sadece sevdiği kullarını bu karışık sistemde başarılı olacakları şekilde de kayırıyor.

Mesela depresyon nedir? Sen egondan daha büyüksün demektir. Sen aşkın bir varlıksın. Hergun aynı şeyleri yaparak monotonluga düştüğün için egonun çizdiği zihin sınırlarına sığamıyorsun demektir. Kendini aș kutsalını artık aralayabilecegin bir kavrayıș geldi demektir. Depresyon bile metafizik bir bilinç ötesidir.

Ama Allahın sevmediği kulları için cezadır. Daha doğrusu Allah o kullarına da adil davranır ama o kişiler depresyonu hikmete dokemezler. Bu samimi ve ihlaslı olan kişilere verilen bir kavrayistir. Yani Allahın sevdiği kulları hakikaten vardır. Sevmedikleri de vardır.

Kuranda yazar. Böbürleneni sevmez. Adaleti kendine yontanı sevmez. Kul hakkına gireni sevmez. Ama adaletli davranır. Başarıya ulaşma içten gelir. Allah sevdiği kulunu başarıya ulaştırır. Sevmediği kuluna bunu vicdanen ilham eder. Allah hakkıyla davranandir. Herkes Allah katında eşit değil.
 

Mr. Şeytan

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2018
Mesajlar
220
Tepkime puanı
915
Konum
Zamanın dışında boşluğun içinde
Varlık nedir? Varlık olmamız için var olmamız gerekmez mi? Var olmamız için de başka bir varlık tarafından varlığımız kabul edilmesi lazım değil mi? Bu şartlar altında tanrı mantıklı geliyor ama tanrının var olması için insanın var olması şartını da koşmuyor mu? Yani biz varsak tanrı var tanrı varsa biz varız birisi giderse ötekinin varlığı biter (mi acaba?) gibi bir mantığa çıkıyorum. Sizin düşünceleriniz nedir?
 

aNAkSaRatE

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Tem 2018
Mesajlar
426
Tepkime puanı
1,720
Tanrıyı var eden, insanın duyduğu inanç ise ; inanç yokluğu, tanrının vefatıdır.
 

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Yaratıcı hariç her şeydir. Diğer adıyla masiva.
Varlık olmamız için var olmamız gerekmez mi?
Evet. Ve gördüğün gibi biz varız.
Var olmamız için de başka bir varlık tarafından varlığımız kabul edilmesi lazım değil mi?
Evet, ve ben seni kabul ediyorm, sen varsın.
Bu şartlar altında tanrı mantıklı geliyor ama tanrının var olması için insanın var olması şartını da koşmuyor mu?
Hayır. İnsanın var olması şartı koşulmuyor. Çünkü insan haricinde de canlılar var. Hayvanlar, bitkiler gibi.

Ve insan yokken de dünya vardı, kainat vardı. Tanrı vardı yani.
Tanrı ne zaman ki Dünya yurdunda bilinmeyi istedi, önce cinleri sonra insanları yarattı.

Dikkat lütfen Dünya da bilinmeyi isteyince cinni ve insi yarattı. Ahiret yurdunda daha evvelden İblis i ve de melekleri yaratmıştı zaten.
Yani bu demek oluyor ki Dünya nın ve bizim var olmamızdan önce tanrıdan haberdar birileri vardı. Bir tek biz yoktur. Bizde yeryüzünde(arzda) yaratılınca tam olduk. Cümbüş:)
Tanrının en mükemmel tasarımıyız. Bunla övünebilirsinz.
Yani biz varsak tanrı var tanrı varsa biz varız birisi giderse ötekinin varlığı biter (mi acaba?) gibi bir mantığa çıkıyorum. Sizin düşünceleriniz nedir?
O zaman sadede gelebiliriz.
Bizim varlıgımızla var olmayan tanrı dolayısıyla bizim yoklugumızla da yok olmayacaktır.

Ama bir dakika!

Biz yok olmayacağız ki zaten...
Ölümden sonraki hayat bizi bekliyor olacak. :) Ruhlarımız tanrıdan bir parça oldugu için kendi alemine(asıl alemi dünya degil ahiret yurdu) irtihal ettiginde orada sonsuz kalacaklar.

(Cennet - cehennem hususunda da neresi oldugunu burada(dünyada) kişi kendisi belirliyor. Çünkü akıl var mantık var sonuçta.)

Çok güzel bir soruydu, seve seve cevapladım @mr.şeytan
Sevgiyle...:)
 

Mr. Şeytan

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2018
Mesajlar
220
Tepkime puanı
915
Konum
Zamanın dışında boşluğun içinde
Öncelikle vakit ayırdığınız için teşekkür ederim Sayın @Impulse

Sorular biraz daha soru doğurdu.

Tanrının varlık olmaması biraz saçma gelse de insanın beyni kavrayamaz Tanrıyı diyerek kabul edeceğim bu yargıyı.

Bitkiler ve hayvanlar kadar taşlar da birer varlıktır ve hepsinin içinde ruh vardır algısı yanlış mıdır?
Daha doğrusu ruh tam olarak nedir?
Bizim ruhumuz diğer varlıklara göre daha üstün buna tamam neyse ama ruh ile beyin arasındaki fark ne?
Beyni güçlü bir bireyin ruhunun daha güçlü olması yanlış bir önerge olmaz mı? Veya tam tersi.
Bir de düşününce bitki ve hayvanlardaki ruhlar ölünce cennet veya cehennemde bir yeri olacak mı?
Hatta Dünya dediğimiz gezegenin ruhunun olduğunu düşünüyorum. Ahiret zamanı bunlara ne olacak?

Yaklaşık 2 sayfa soru hazırladığım dosyayı kaydetmeden çıkmam sinir bozucu oldu. Sorduğum her şeyi unuttum ya...
 

KarBahçesi

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Ağu 2018
Mesajlar
442
Tepkime puanı
341
Yaratıcı hariç her şeydir. Diğer adıyla masiva.

Evet. Ve gördüğün gibi biz varız.

Evet, ve ben seni kabul ediyorm, sen varsın.

Hayır. İnsanın var olması şartı koşulmuyor. Çünkü insan haricinde de canlılar var. Hayvanlar, bitkiler gibi.

Ve insan yokken de dünya vardı, kainat vardı. Tanrı vardı yani.
Tanrı ne zaman ki Dünya yurdunda bilinmeyi istedi, önce cinleri sonra insanları yarattı.

Dikkat lütfen Dünya da bilinmeyi isteyince cinni ve insi yarattı. Ahiret yurdunda daha evvelden İblis i ve de melekleri yaratmıştı zaten.
Yani bu demek oluyor ki Dünya nın ve bizim var olmamızdan önce tanrıdan haberdar birileri vardı. Bir tek biz yoktur. Bizde yeryüzünde(arzda) yaratılınca tam olduk. Cümbüş:)
Tanrının en mükemmel tasarımıyız. Bunla övünebilirsinz.

O zaman sadede gelebiliriz.
Bizim varlıgımızla var olmayan tanrı dolayısıyla bizim yoklugumızla da yok olmayacaktır.

Ama bir dakika!

Biz yok olmayacağız ki zaten...
Ölümden sonraki hayat bizi bekliyor olacak. :) Ruhlarımız tanrıdan bir parça oldugu için kendi alemine(asıl alemi dünya degil ahiret yurdu) irtihal ettiginde orada sonsuz kalacaklar.

(Cennet - cehennem hususunda da neresi oldugunu burada(dünyada) kişi kendisi belirliyor. Çünkü akıl var mantık var sonuçta.)

Çok güzel bir soruydu, seve seve cevapladım @mr.şeytan
Sevgiyle...:)
daha yeni kaydolup mabeti bu kadar iyi kullanmak bana biri olabileceğinizi şüphelendirdi...
 

KarBahçesi

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Ağu 2018
Mesajlar
442
Tepkime puanı
341
Öncelikle vakit ayırdığınız için teşekkür ederim Sayın @Impulse

Sorular biraz daha soru doğurdu.

Tanrının varlık olmaması biraz saçma gelse de insanın beyni kavrayamaz Tanrıyı diyerek kabul edeceğim bu yargıyı.

Bitkiler ve hayvanlar kadar taşlar da birer varlıktır ve hepsinin içinde ruh vardır algısı yanlış mıdır?
Daha doğrusu ruh tam olarak nedir?
Bizim ruhumuz diğer varlıklara göre daha üstün buna tamam neyse ama ruh ile beyin arasındaki fark ne?
Beyni güçlü bir bireyin ruhunun daha güçlü olması yanlış bir önerge olmaz mı? Veya tam tersi.
Bir de düşününce bitki ve hayvanlardaki ruhlar ölünce cennet veya cehennemde bir yeri olacak mı?
Hatta Dünya dediğimiz gezegenin ruhunun olduğunu düşünüyorum. Ahiret zamanı bunlara ne olacak?

Yaklaşık 2 sayfa soru hazırladığım dosyayı kaydetmeden çıkmam sinir bozucu oldu. Sorduğum her şeyi unuttum ya...
bir dakika ya ben gevezelikteyiz sanıyordum kusura bakmayın bu arada aslında olmaya da bilirsiniz konuşma stiliniz farklı üslubunuz farklı gibi görünüyor
 

KarBahçesi

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Ağu 2018
Mesajlar
442
Tepkime puanı
341
Hocam bi ona bi bana diyorsunuz -_-
bunu da bana demiyorsunuz sandım ilk başta var ya ...
Benim de bir sorum var enerjisel olarak insanlar kendilerini güçlendirebiliyorlar veya varlık tarafından sömürülebiliyorlar enerjisel beden diye bir ayrım yapmak doğru olur muydu acaba fiziksel beden ve direnç ile bitişik desek de hemen hemen fiziksel bedenle iç içe böye bir kavram yapmasak daha mı doğru olur yoksa yapmak mı doğru :/
 

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Dilim döndükçe, bildigim ve duydugum kadarıyla muhabbet edyorz.
Tanrının varlık olmaması biraz saçma gelse de insanın beyni kavrayamaz Tanrıyı diyerek kabul edeceğim bu yargıyı.
Filozoflar ontoloji felsefesi adı altında varlığın mahiyetine ve başlangıcına dair bir çok görüş ileri sürmüşler. Cevabı hala tartışılır. Temelsiz bir yere varılamaz bu tip sorularda. Düşünür düşünür dururlar sonra filozof olurlar : )
Felsefe, varlığı akıl yoluyla ve temellendirerek açıklamaya çalışıyor ve üçe ayırıyor: Maddi, ideal ve de düşünsel varlık

Temel kavramları:
Arkhe:
Bütün varlıkların ondan çıktığı düşünülen ilk madde (töz, cevher)
Metafizik: Duyusal olarak algılanamayan, kanıtlanamayan varlıkları (Tanrı, ruh, öteki dünya...) inceleyen felsefe dalıdır.
Madde: İnsan bilincinden bağımsız olarak var olan, duyularla algılanan varlık.
İdea: Değişmeden kalan, öncesiz ve sonrasız olan, var olmak için başka bir varlığa ihtiyaç duymayan, mükemmel varlık.
***
Bilim ise varlığı insan zihninden bağımsız olarak ele alır. Bir bütün olarak değil parçalara ayırarak inceler. Fizik, biyoloji...
***
İslamiyette de özellkle masiva kelimesi tanrı dışındaki varlıkların tümünü ifade eder. Masiva nın kaynağıysa bizde Tanrı(Allah).

Şimdi felsefeye yeniden döndüğümüzde filozofların varlıkların temeline illa bir şey koymak zorunda olduklarını müşahade ediyoruz. Töz, cevher, arkhe, insan, madde, değişme, tanrı, doğa...

Bende masiva kelimesine vurgu yaparak tanrıyla yaratılanlar ın arasına bir set çektim, onları ayrı tuttum çünkü tanrı yaratılan bir varlık değil, bizatihi bütün varlıkların kaynağı konumunda.

Şöyle düşün elma kendi tohumundan neşv ü nema bulur ama tohum kendi başına bir elma mıdır?
Tohum, elma nın cevheri oldugu halde onu elma niyetiyle yiyemiyoruz.
İşi şuraya taşıyalım. İlk varlıgın zorunlu olduğuna, yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan çıktı?, sorusu güzel bir misal olur. Zira biri ilk taşı atmalı.

Ve tanrı nın mahiyeti kapalı değil aksine o kadar çok her yeri ve her şeyi kuşatmıştır ki gördüğümüz halde görmediğimizi zannederiz.

Yoğun bir ışıga maruz kalındıgında gözlerimizin işlevselligini yitirmesi gibi.

Ya da

Ortamdaki kokuya bir süre sonra duyarsızlaşmamız gibi.

Tanrı nın yarattıkları yla o kadar çok içiçeyiz ki onu göremiyoruz.
Bitkiler ve hayvanlar kadar taşlar da birer varlıktır ve hepsinin içinde ruh vardır algısı yanlış mıdır?
Tanrı yarattığı her varlıga münferit bir ruh bahşeder. Burada temel problem ancak ve ancak ruhun mahiyeti olabilir.

Ve yarattığı her tür canlı için değişik kılıf(beden, giysi) hazırlar.
İnsan bedenindeki ruhun konuşma ve düşünme becerisi olur ama taş gibi bir varlıgın olmaz. Hayvanın temel ihtiyaçlarını giderecegi kadar yetisi olur fakat konuşamaz, düşünemez gibi. Tanrı, çeşitli görevleri varlıklara yükleyerek sahayı elverişli bir hale getirmiş. Her ruh sahibi, insan hüviyetine bürünseydi dünya nasıl olurdu/dünyanın var olmasına gerek kalır mıydı?
Daha doğrusu ruh tam olarak nedir?
"Ey Muhammed! Sana ruhtan sorarlar. De ki; "Ruh, Rabbimin emrindendir (O`nun bildiği bir iştir) size ancak az bir bilgi verilmiştir" (el-İsra, 17/85)

Bunu ekstra belirtmem gerekiyor.
İnancıma göre ruhun tam anlamıyla mahiyeti çözülmüş degil.

Kendi düşüncemi başka ayetleri göz önünde bulundurarak söyleyecek olursam da yaratılmış ruhların en gelişmişi insan da bulunuyor. Çünkü insan onu en olgun haliyle taşıyacak mükemmellikte yaratıldı. Geri kalan canlılardaysa verildiği bedenin, kalıbına, istidadına göre çeşit çeşit yeteneklerde oluyor.
Yalnız insanı başka, hayvanı başka, bitkiyi başka, dağı taşı başka kategorilerde değerlendirmeliyiz. Örnegin: hayvanlarda insandaki gibi merhamet ve şefkat duygusu var ama bitkide yok. Taşta da bitkideki seviye yok. Derece derece gidiyor.
Bizim ruhumuz diğer varlıklara göre daha üstün buna tamam neyse ama ruh ile beyin arasındaki fark ne?
Farklı mahiyette ve farklı boyuttan iki ayrı varlık. Biri bu dünyadan değil, diğeri bu dünya için özel olarak tasarlanmış.
Bir bedende birlikte çalışan iki ayrı işçi.
Beyni güçlü bir bireyin ruhunun daha güçlü olması yanlış bir önerge olmaz mı? Veya tam tersi.
Ruh stabil oluyor. Kapasitesi büründüğü varlık sahasının genişligi ölçüsünce anlam buluyor demiştik. Malumunuz doğuştan getirdiğimiz mizaç ve yeteneklerimiz söz konusu, zekanın bile doğuştan geldigi kanıtlandı. Genetik aktarım. (bu arada genetik aktarımlar sürpriz değil, o da bir imtihan dahilinde ilk insandan bu yana ruhumuz için uygun zemin oluşturacak şekilde hazırlanıyor. Biraz karışmış olabilir. Bu tanrının kudreti ve ilmiyle oluyor elbette.)
bitki ve hayvanlardaki ruhlar ölünce cennet veya cehennemde bir yeri olacak mı?
Bu çok meşhur bir soru. Hayvanlar için ahirette muhasebenin(hesabın) ayrı bir hikmeti olacak.
Ne tam insan gibiler ne de bitki... Arasında bir yerde.
Mahiyetini bilmediğimiz bir şekilde hesapları görüldükten sonra Allah ın onlara toprak olun diyeceği sırada, kafirlerin de, keşke bizde toprak olsaydık, diye yana yakıla söylenecekleri meşhur bir hadisle varid olmuş.

Bazı hayvanların toprak olmayacağı söz konusu ise de kesinlik atfedemiyoruz. Yazayım duymuş olalım.

** Mişkâtü’l-Envar, Dürretü'n-Nâsih gibi kaynaklarda belitildiğine göre cesetleriyle varlığını koruyacak hayvanlar şunlar:

1. İbrahim' in (as) buzağısı.

2. İsmail'in (as) yerine kesilen koç.

3. Salih Aleyhisselâmın bir mucizesi olan deve.

4. Yunus Aleyhisselâmı yutan balık.

5. Musa Aleyhisselâmın ineği.

6. Uzeyir Aleyhisselâmın merkebi.

7. Süleyman Aleyhisselâmın karıncası.

8. Belkıs’in hüdhüd kuşu.

9. Ashab-ı Kehf’in Kıtmir isimli köpeği.

10. Peygamberimizin Kasva isimli devesi.

Bu kadarla iktifa edelim. Normalde çok şey yazılır fakat hepsi şerhe muhtaç.
Hatta Dünya dediğimiz gezegenin ruhunun olduğunu düşünüyorum. Ahiret zamanı bunlara ne olacak?
Kıyametle birlikte dünyanın yok olacağına inandığım için hiç dünya hakkında böyle şeyler düşünmemiştim.

O zaman sesimiz içinde şöyle diyebiliriz; Sesimiz yaratılmış oldugu için cennete mi cehenneme mi gidecek? ;):unsure:
Hiç dünyada gözünün önünde yok olan çürüyen bir şey görmedin mi?
Aslen cennet ve cehennem mükâfat yeri oldugu için ödül ve ikaba muhatap olmayanın işi ne ki orada?
Yani cennet ve cehenneme gitmeleri bu koşullar altında mantıksız ve de anlamsız oluyor ki ulema ve de bazı hadîslerde de durum bu şekilde.

Birde kıyamet gibi dehşetli bir günden geriye bir şey kalır mı, meçhul.
___________________________________________
daha yeni kaydolup mabeti bu kadar iyi kullanmak bana biri olabileceğinizi şüphelendirdi...

Hayat dolusu yalanla yaşanamaz, ama bir kuru gerçekle yaşanabilir.
Ve
Kapalı durmakta ısrar eden pencereleri duvardan saymak gerekir. Ne önemi var!?
 

[XTR] Similar Threads

Üst