Lords Of The Shadows
Kayıtlı Üye
Evet, özgür iradenin mühendisi olsan sen napardın?
Tüm mühendislerin yaptığını yapardın:
Yarattığın android nasıl çalışıyor diye test etmeden onu doğal ortamına almazdın.
Seytan denen bir zararlı yazılım tasarılardın onun ile o Androidi denemeye alırdın.
Bakalım özgür irade ile yaratılış amacına sadık mi kalacak, yoksa onu aradığı bilgiden uzaklaştıracak tuzaklara mi düşecek diye.
Hodri meydan demek bu. Deneyerek gör demek. Hata yapa yapa öğren demek.
Beynin çalışma prensibi inanmak üzere tasarlamış.
İnanmıyorum diyen insan "inanmama" konseptine iman etmiştir ama farkında değildir.
Ateistler bile sözde objektif bakış açısı ile inanmayı reddetseler de aslında kendi inanç türevleri üzerinden yorum yaparlar.
Beyin inanmadan canlı kalamaz. İnanmak demek herzaman birseyin işlevsel potansiyelini özümsemektir.
Bilmek demek inanmanın testten geçirilmiş halidir.
Beyin için 2x2 =4 kalıbı bile inançtan ibarettir. Hatta dogmadır. Eğer daha üst idrak çemberinden bakabilirsen.
Şimdi öncelikle şunu belirtmeliyim Tanrı gibi mutlak bir olgunun, Andorid vb insani ve basit düşünce sistemleriyle açıklanması mümkün değildir. Yanlış bildiğiniz bir diğer nokta da şudur; beynin çalışma prensibinin inanmak üzerine değil, "merak ve sorgulama" üzerine olduğu İslam alimleri ve profesörleri tarafından da kabul edilmiştir. İnanmak bir güdüdür ve ruh ile doğrudan bağlantılıdır, merak ve sorgulama ise eylem gerektirir. Merak ettiğiniz bilgiyi kendi sisteminizde ki süzgeçten geçirdiğinizde var olan diğerlerine nazaran daha mantıklı ise kabul eder, değilse reddedersiniz. Önemli olan kabul edebilmenin ve reddedebilmenin de mantıklı yolları olup olmadığını biliyor olmanız. 2x2=4 kalıbının inançtan ibaret olduğunu söylüyorsunuz ancak, kullanmış olduğumuz telefonların, televizyonların ve birçok elektrikli aletlerin bu kalıbı oluşturan "Matematik" bilimine bağlı oluşturulduğunu unutuyorsunuz. O zaman bizim soyut diye adlandırdığımız ancak evrende ki yeni oluşumların kodlamaları olan bu "inanç" kalıbının dışına çıkacaktır. Aslında aklımız en büyük madenimizdir. Fakat bu madeni hangi kazmayla ve ne amaçla kazdığınız önemlidir. Tüm soruları meydana getiren eylem budur. Eğer yokluğa dair kanıt bulayım diye sallarsanız bu kazmayı "bulursunuz". Çünkü bu tek taraflıdır. Olmayana doğru ilerliyorsunuz demektir. Eğer varlığa dair kanıt bulayım diye sallarsanız onu da bulursunuz çünkü evren ikisini de size verecektir. İdeal olanı ise ikisinin ortasını kabul etmektir. Önemli olan her düşünceden, kesimden pay alabilmektir. İslam alimlerinden olan Harezmi dergahında yapmış olduğu bir konuşmada "tek bildiğim hiçbirşey bilmediğimdir." demiş. İnsanın en çok inandığı şey aslında en az bildiği şeydir. Ahlak anlayışını, yaşamanın temel kurallarını, doğruya ulaşabilmenin yollarını din kitaplarından öğrenemeyiz. Ki aslında ahlak anlayışını dinlerden alan bir insanın ahlakı da kırılgandır. Eğer kötülük yapmamamız için ille de yukarıda birinin bizi gözetliyor ve uyarması gerekiyor ise bu zaten bizim kötü olduğumuzu ancak orataya koyamadığımızı gösterir.
Bilginize Saygılarımla.