Nesi riskli yav.
Şehit, Şahit olan demek, ölümünün ardından olay yerinde tanık bilincinde bir anda uyanan demek.
İnandığı davaya hizmet ederken ani bir şekilde öldürülen kişi bu bilinçte aynı sahnede uyanır. Olay yerinde kalarak. Ama astral boyuttan görür sahneyi. Ayrıca her savaşta ölen Müslüman şehit olarak orada kalacak diye birsey yok, bunun kafiri var, münafığı var, komutan zoru ile çarpışanı var.. Ama biz iyi zan ile şehit olduklarını varsayarız.
Ama tankların önüne atlayacak kadar inancını pekiștirmiș bir yüksek cesaret üzere ölen kişinin perdesinin bir anda düştüğü ve Şahadet alemine trans geçiş yaptığı söylenebilir ayete göre.
Mesela o kişi düşman askerlerini bir anda astral boyuttaki yansımaları ile görebilir, hatta belki herkesin melekleri ve şeytanları ile nasıl da kușatılmıș olduğunu, ama bunu farkedemediklerini bile görebilir. Ölmüyor çünkü ayete göre, şahitlik etmeye bașlıyor bir anda, adı üstünde şehit oluyor. Hatta belki ruhani mevcudiyeti ile savașa psişik bir destek bile veriyor. Sonuçta ülkemizi de şehitlere borçluyuz. Tüm perdeleri bir anda düşüyor ve sırlarla dolu bir ara tabakada uyanıyorlar. Azrail gelene kadar da orada keşif yapıyorlar. Belki düşman saflarındaki demonlarla mana aleminde savaşarak ruhani bir üstünlük sağlıyorlar hayatta olan askerlere.
Şusu riskli, çeşit çeşit şehadet anlayışı var. Gerçi sen neredeyse hepsini bir araya toplayıp müthiş bir d.a.d. yakalamışsın ya, neyse.
: P istişhad eylemcileri de şehit mi bu mantığa göre? Samimiyet desen var, inanç desen var, adanmışlık desen var.
Usame'nin takipçileri?
Abdullah Azzam'ın?
Oturup yazmaya kalksam elli farklı mahalleden elli farklı görüş yazarım, hepsi birbirini hatalı bulur hem de. Hepsinin şehadet anlayışı farklı, kimi pasifist şehadete inanırken kimi aktif cihad yanlısı.
Bence de hepsi şehit, İslam iddiası taşıyan hiç kimseyi tekfir edemem, kimsenin haddi değil.
Cennetin de cehennemin de anahtarı Rabbimizin elinde.
Ama bu yazdığını daha önce birinden de duymamıştım yalan yok, ellibirinci mahalle sen oldun şeyh)) çok yaşa.