LAHİT (Günün Şiiri) ??️

  • Konbuyu başlatan DAİMON
  • Başlangıç tarihi
D

DAİMON

Gönül mezarınıza gömdüğünüz sırları ve
sızıyan yaralarınızı en güzel ifade şiirleri, şiirlerinizi paylaşın.
***

Sinmiş ebediyet, o gölge, o tül,
Yüzünün en ince çizgilerine.
Müsterih, asırlar geçsin ve örtül
Hulyandan bir lahza ayrılma yine.

Ne baharın ıtrı ve ayın sihri.
Ne yazın hulyası ve günün şiiri.
Fani mevsimlerin artık hiçbiri
Uğramaz örtülmüş kirpiklerine.

En fazla tanıyan çünkü nazını,
Ardından çekmesin diye yasını,
Teninin en gizli inhinasını
Nakşetmiş bu mermer laht üzerine.

Ahmet Kutsi Tecer
( 1901 - 1967 )
 
D

DAİMON

IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN

- I -

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, ne olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadim Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdığım, sâdığım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman...

- II -


Bilirsin ki burda değilim artık
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...
Gelir benim yüreğimde toplanır,
Dağların üstünden sıyrılan duman.
Bir yanım mosmordur, bir yanım beyaz,
Bir yanım karakış, bir yanım ilkyaz.
Can evime bakışların saplanır;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman;
Ne sen gurbetçisin, ne ben sılacı.
Senden gayrısına bakmam mümkün mü;
Gözlerimi esir alan dağlardan.
Kapımı üç defa çalan postacı
“Adresinde yok! ” diye notlar düşer,
Eski adresimde bir hüzün eser;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Eski adresimse kurumuş bir gül,
Gizemli bir ıtır, domur domur kan,
Yaba yaba yelde savrulur gönül,
Firkatli turnalar geçer uzaktan.
Dalgınlığım debimetre tanımaz,
Başım çarpar bir gemi bordasına
Düşerim bir girdabın ortasına
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Birden bezeklenir sevda haritam,
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman...
Lâleler toplarım ben tutam tutam,
Bizim için çalar kıvrak bir keman.
Gök papatya, yer ise lâle bahçesi,
Aşka ışık dokur kuşların sesi.
Seninle hep aynı yerde oluruz;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Kumaşı eprimiş üç mevsim geçer,
İlkyazla uyanır derin uyuyan.
Tan sesine cıvıldaşır serçeler,
Sevdadır alnıma namlu dayayan.
Havuzuma ay ışığı dökülür.
Bilirsin ki burda değilim artık,
Ruhum yağmur yağmur göğe çekilir;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Gülde çiy damlası... Buzum sırçayım;
Güneşe çarpınca param parçayım.
Bir gün Emirgân’dayım, bir Kanlıca’da,
Üsküdar’da, Beykoz’da, Çamlıca’da.
Şehir bir hançerken kan burgacında.
Mekâna sığar mı bu deli yürek?
Bir sevda çeşmesi, bu deli yürek.
Baylanır, beklerken baygın düşerim;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

- III -


Saçlarına pütür pütür yapışmış,
Gözlerinin rengi ile sıvanmış
Bir avuç kuru çiçek topladım.
Kırılıp dökülmesinler diye
Sevgiyle, özenle tek tek topladım.
Yürek fideledim zamana ve mekâna,
Hasat vakti geldi yürek topladım.
Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek
Aşıdır, serumdur, besindir her umut,
Ey sevgili umudunu diri tut! ...
Bedenim hür değil, mühlet ver bana,
Er veya geç çıkıp geleceğim sana;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın,
Hep böyle dönüyor zaman tekeri.
Biri gider, biri gelir mevsimlerin,
Sonsuzluğu, diri aşklarla kucaklarsın.
Acılardan damıtırsın şekeri,
Sabrı da güzel olur çeyizi hazır kızların.
En ışıltılı çağında yıldızların
Kaç bıldır öteden göz kırpar bana,
Her umut bir yoldaş, her dert âşina.
Sorma ıhlamurlar ne zaman çiçek açar? ...
Beni güneşin ortasına atsalar da
Yanarım, pişerim, gelirim sana;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Bahaeddin Karakoç
( 1930 - 2018 )


 
D

DAİMON

İnsan ve Oruç
Oruç, ruhun sesi gelir her yıl

Gümüş topuklarını dokundurur kalbimize

Vücut dönmeğe başlar bir tapınağa kurban gibi

Yapılır örtülür uçurumları yakan dualardan

Ten ruhun avuçlarının içinde

Hilkat günlerinin yeniden oluşun terlerini döker

İnsan gecesini değiştirir gündüzüne erer

Bir mevsime döndürür zamanı hiç değişmeyen

İnsanın olma vaktidir bu erme fırsatı

Ruh emzirir anne gibi yeri göğü fecri

Yeni bir insan gelip nöbete duracaktır

Eskisi çürümüş bir heykel gibi devrildiğinden

Ey oruç, diriltici rüzgâr, İslam baharı

Es insan ruhuna inip yüce ilham dağından

Kevser içir, âbıhayat boşalt kristal bardağından

Susamış ufuklara insan kalbinin ufuklarına

Sezai Karakoç
(1933 - ...)
 
D

DAİMON

Aşka Sevdalanma
Fuzuli
Can verme sakın aşka aşk afeti candır
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır

Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an
Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır

Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz
Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır

Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma
Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır

Aşk içre azap olduğu bilirem kim
Her kimseki aşıktır işi ahü figandır

Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin
Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır

Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.
 
D

DAİMON

Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine
(Sezai Karakoç)


II

Gelin gülle başlayalım atalara uyarak
Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine
Bir anda yükselen bir bülbül sesi
-Erken erken karlar ortasında
Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta-
Bana geri getirir eski günleri
...Paslanmış demir bir kapı açılır
Küf tutmuş kilitler gıcırdarken
Ta karanlıklar içinde birden
Bir türkü gibi yükselirsin sen
Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken
Söyleyemediğim ateşten kelimeleri
Şuuraltım patlamış bir bomba gibi
Saçar ortalığa zamanın
Ağaran saçın toz toprağını
Bana ne Paris'ten
Newyork'tan Londra'dan
Moskova'dan Pekin'den
Senin yanında
Bütün türedi uygarlıklar umurumda mı
Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu
Geceme gündüzüme
Gözlerin
Lale Devrinden bir pencere
Ellerin
Baki'den Nefi'den Şeyh Galib'den
Kucağıma dökülen
Altın leylak
 
D

DAİMON

Annabel Lee (Melih Cevdet Anday çevirisi)

Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgarından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet !Bu yüzden “Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi”
Bir gece rüzgarından bulutun
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşca başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim sevgilim hayatım gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni.
 
D

DAİMON

Karacaoğlan (17. Yüzyıl)
Elif
İncecikten bir kar yağar,
Tozar Elif, Elif deyi...
Deli gönül abdal olmuş,
Gezer Elif, Elif deyi...

Elif’in uğru nakışlı,
Yavrı balaban bakışlı,
Yayla çiçeği kokuşlu,
Kokar Elif, Elif deyi...

Elif kaşlarını çatar,
Gamzesi sineme batar.
Ak elleri kalem tutar,
Yazar Elif, Elif deyi...

Evlerinin önü çardak,
Elif'in elinde bardak,
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif, Elif deyi...

Karac'oğlan eğmelerin,
Gönül sevmez değmelerin,
İliklemiş düğmelerin,
Çözer Elif, Elif deyi...
(Bu şiiri okuduktan sonra aklıma gelen türküyü de paylaşmak istiyorum.)

 
D

DAİMON

Bir Adın Kalmalı
(Ahmet Hamdi TANPINAR)

Bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

Sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam

Dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
...
 
D

DAİMON

"NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM
NE BÖYLE AYRILIKLAR"


İlhan BERK
(1918-2008)

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm.

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni.

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları.

 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
Gülersen
mardin'de deyrul zaferan'da
vaftiz olur bütün çoçuklar
fırat diclesine kavuşur
şattül arap çöl olur
gülersen
ağrı'da ishak paşa sarayının gölgesinde
ahmede xani mezarında gülümser
gülersen
iğdır'da meçeli bir kayısı ağacı çiçek açar
açar bahçesinde gülleri annemin
gülersen
erzurum'a bahar gelir
mardin kapı şen olur
gülersen
gece siyabend'e kavuşur yıkılır nemrut'lar
gülersen
annemin gözbebeklerinde ülkem'de güler.

Anonim
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
Kapını çalsam ve kim o desen
senim derim..senim..seninim.Ben senden gayrı bir şey değilim ve olamam.
Sen cevaplarımı beklerken ben kapımın önünde bir çift ayakkabını görmeyi bekliyorum..
Senle söze başlasam senle bitiriyorum..
Başı sen,ortası sen,sonu sen.
Ne zaman sana bir şey yazmaya kalksam hitaptan öteye geçemiyorum..
Sen diyorum tıkanıyorum..Ben diyorum kesiliyorum..
Sen benim ben senim,sen bana ben sana..diyeceğimki mektubun başına geri dönüyorum.
Yine "sen" diye başlıyorum.

Ey kendisi kendimden uzak olmayan,
Ey kendisinden öteye geçemediğim ve berisinde kalamadığım
Ey bu gönlün meçhul sahibi
Ey bu gönlün gizlide kalmış sakini
Ortaya çıkacağın vakit gelmedimi?
Her geceden sonra bir sabah,her karanlığın bir aydınlığı vardı hani!
Öyleyse neden doğmuyorsun beni boğan onca zulmetin tam üstüne?
Gecenin gündüze en yakın zamanı en karanlık anı değilmiydi ki?
Dünyama güneş,gönlüme ay,gözüme nur olmayacakmısın?
Aydınlığına beni yoldaş yapmayacakmısın?

Ey kendisinde bile kendisini özlediğim,saatlerce cevabını beklediğim
Ey beni kendisine ram eden,gözümü kendisinden başkasını görmez eden
Ey kalbi kalbimi,canı canımı çeken..
Ey burdan seslendiğim ve ordan duyan
Ey beni duyunca sesini duyuran

Ey kendisine aşkımı anlatamadığım,anlatacak kelimeler bulamadığım
Daracık dağarcığımla yetersiz kaldığım ey!
Mahrumken daraldığım ama kendisiyle umman olduğum ey!
Ben seni duyuyorum sen beni
Ben seni seviyorum sen beni
Sesine kulak verdim sonra ses
Kalbine kalbimi verdim bitene dek nefes.

BiDamlaHüzün
 
D

DAİMON

Nefesim Nefesine
(Karacaoğlan)

Yatar gül harmanı gibi
Canımın dermanı gibi
Her yanında çiçek açmış
Binboğa ormanı gibi

Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine

Canım sese mi geldin
Kadem basa mı geldin
Sağ olsam gelmez idin
Öldüm yasa mı geldin

Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine


Saçın yüzüme perde
Yüreğim düştü derde
Ayak üstü duramam
Seni gördüğüm yerde

Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine

 
  • Beğendim
Tepkiler: Ori

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
DERVİŞLİK BEYANNAMESİ

SOFİ HIRKASINI GİYDİK GİYELİ
NE YOBAZIMIZ KALDI, NE YABANIMIZ
NEFSİN ENSESİNİ EYDİK EYELİ
NE ENSEMİZ KALDI, NE TABANIMIZ
NE APTIMİZ KALDI, NE ŞABANIMIZ

İLK BAŞTAN, YALAMA, KISIMLAR GİTTİ
ARDINDAN, DALLAMA HISIMLAR GİTTİ
EN SONUNDA MOLLA KASIMLAR GİTTİ
KURT OLDU SÜRÜMÜZE ÇOBANIMIZ
YURT OLDU BAĞRIMIZA ÇIBANIMIZ

YUKARDAN ALAYSI, BAKTILAR BİZE
LAKABLAR DOLAYSI TAKTILAR BİZE
KÜFÜRLER KALAYSI ÇAKTILAR BİZE
NE DEVEMİZ KALDI, NE DE DANAMIZ
NE EBEMİZ KALDI, NE DE ANAMIZ

MÜRŞİDİ SEVMİŞ, PUT YAPMIŞIZ GÜYA
AŞIRIYA KAÇMIŞ TAPMIŞIZ GÜYA
DOĞRU YOLDAN ÇIKMIŞ, SAPMIŞIZ GÜYA
EHL-İ SÜNNET CEMAAT’DİR ŞANIMIZ
NAKŞ-İ BENDİ MEŞREP’DİR NİŞANIMIZ

BU YOL, “NEFSİ İYİ TANI” YOLUDUR
SONRA “TERKET SU-İ ZANNI” YOLUDUR
“CANANA KURBAN ET CANI” YOLUDUR
HİCR- İ İSMAİL’DE KALDI CANIMIZ
KERBELA ÇÖLÜNDE AKTI KANIMIZ

“BAŞINI EŞİĞE YATIR” DEDİLER
“AÇ GÖNLÜNÜ SATIR SATIR” DEDİLER
“ALLAH DOSTU BİLİR HATIR” DEDİLER
ÇOK UTANDIK, GÜNAH DOLU DİVANIMIZ
PİŞMAN OLDUK, AH,VAH OLDU ŞİVANIMIZ
KANTAR ÇEKMEZ AĞIR, GÜNAHIMIZ VAR
BAĞIR ALLAH, BAĞIR, EYVAHIMIZ VAR
SETTAR, AFUV, GAFFUR ALLAHIMIZ VAR
İSTERSE AFFEDER TÜM GÜNAHIMIZ
NE BİR ŞÜPHEMİZ VAR, NE GÜMANIMIZ

SOFİ’DİR, ALİMİ CAHİLİ VARDIR
CÖMERTİ, ZALİMİ, PAHİLİ VARDIR
RABBİMİN İLİMİ DAHİLİ VARDIR
HIZIR’A BİLMECEDİR İHVANIMIZ AVAMDAN EYİCEDİR EHVENİMİZ

KİMİ YÜZÜMÜZDE EŞKİYA GÖRDÜ
KİMİ HALİMİZDE TAKİYE GÖRDÜ
KİMİ KALBİMİZDE TÜRKİYE GÖRDÜ
BAKANA AYNADIR SIRLI AYNAMIZ
ALLAH’A AYANDIR SAKLI DÜNYAMIZ

“MEDET GAVSIM,HİMMET, ÜSTADIM”
DEDİ, “SOFİ GAYRET” “EMRET ÜSTADIM”
“NASUH TEVBESİ ET” “MÜDDET ÜSTADIM”
NE FIRSATIMIZ VAR NE ZAMANIMIZ
NE BAS’RETİMİZ VAR NE İZANIMIZ

KADİROĞLU, O DEM SORAN OLURSA
HAKTAN HUKUKTAN DEM,VURAN OLURSA
HAKLI HAKSIZ HÜKÜM VEREN OLURSA
BİZDEN YANA HELAL OLSUN HAKKIMIZ
BU DA BİZİM OLSUN SON BEYANIMIZ

Muhammed cengiz Kadiroğlu
23 aralık, 2018 Toronto Canada
 

Slbye.

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Eki 2017
Mesajlar
66
Tepkime puanı
46
Gönül mezarımıza gömdüğümuz sırlar ve
sızıyan yaralarımiz....ne guzel bi ifade olmus..
Baslikdan da siirlerden de sizladi gercekten butun yaralarim..ihlamurlarin actigi bu zamana denk gelen sancili anilarim,☹?karsilik bulamayan huzunlu bakislarim..
 
D

DAİMON

Gönül mezarımıza gömdüğümuz sırlar ve
sızıyan yaralarımiz....ne guzel bi ifade olmus..
Baslikdan da siirlerden de sizladi gercekten butun yaralarim..ihlamurlarin actigi bu zamana denk gelen sancili anilarim,☹?karsilik bulamayan huzunlu bakislarim..
Teşekkürler sıbye begenmene sevindim. Nacizane sayfanın baş ucuna bir cümle iliştirdim öylesine... ?
Şiirler öyledir deler geçer yüreği.
Ruhunun en sığ köşesine sinen acıyı çıkarıverir bir anda.
Ama sen artık pişmişsindir
Ham köşene sinen hüzün sadece bir hatıradır,
Yadından silinmeyecek...
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
Bu gün içimi Türkçe ile yıkadım.
Babam bana, Kürtçe bağırdı.
Sonra ezan sesi yükseldi Arapça kulaklarımda.
Gittim İngilizce doktora yaptım.
İspanyolca ölmeyi istedim.
Bir kızla Fransızca konuşmak hoşuma gitti.
Vietnamca bir kurşun içimi deşti sonra.
Ve ben İNSANCA öldüm!
Evet insandım ben
Yuja Dab
 
D

DAİMON

Mevlânâ Celâleddin Rumî

Benim sevgilim, bana mağara kesilen
Ciğerimi yiyen, aşk olan
Sevgili de sensin, mağarada sen
A efendiler efendisi,
Beni gör-gözet.
Nuh da sensin, ruh da sen
Açılan da sensin, açan da sen.
Bana sırlar kapısında yarılıp
Açılan gönül de sensin, sen.
Nur da sensin, düğün-dernek de sen,
Yardım görüp üst olan devlet de sensin
Gagasıyla beni yaralayan
Tur dağındaki kuş da sen.
Damla’da sensin. Deniz de sensin.
Lütuf da sensin, kahır da sensin
Şeker de sensin, zehir de sensin
Daha fazla üzme beni, yar beni.



Mohsen Namjoo – Yar Mara Ghar Mara

yar mara ghar mera âşk-ı ciger-hâr merâ

yar tuyî ğâr tuyî hâce nigeh dâr merâ

yar mara ghar mera
nûh tuyî rûh tuyî fâtih-i meftûh tuyî
sîne-i meşrûh sîne-i meşrûh tuyî

ber der-i esrar merâ

yar mara ghar mera
nûr tuyî sûr tuyî devlet-i mansûr tuyî
mürg-i kûh-i tûr tuyî hâste be minkâr merâ”

yar marâ ghar marâ

katr-i tuyî behr tuyî

lutf tuyî kehr tuyî lutf tuyî kehr tuyî

kend tuyî zehr tuyî

biş meyâzâr biş meyâzâr biş meyâzâr merâ

yar merâ

 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz söze
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda,
senin gözlerin ışıldıyor,
benimse dilimin ucunda...
 
D

DAİMON

Deniz Türküsü, Yahya Kemal Beyatlı

Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli!
Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli.
Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça
Ve hayâlinde doğan âleme yaklaştıkça,
Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlık
Başka bir çerçevedir, git gide dünyâ artık.
Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ;
Mâvidir her taraf, üstün gece, altın deryâ…


Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masala
O saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla.
Lâkin az sonra lezîz uyku bir encâma varır;
Hilkatin gördüğü rü’yâ biter, etrâf ağarır.
Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri
Tâ uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri…
Mûsıkîsiyle bir âlem kesilir çalkantı;
Ve nihâyet görünür gök ve deniz saltanatı.


Girdiğin aynada, geçmiş gibi dîğer küreye,
Sorma bir sâniye, şüpheyle, sakın: “Yol nereye?”
Ayılıp neş’eni yükseltici sarhoşluktan,
Yılma korkunç uçurum zannedilen boşluktan
Duy tabîatte biraz sen de ilâh olduğunu,
Rûh erer varlığının zevkine duymakla bunu.


Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervâsız,
Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!…

İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
BAĞIŞLA SEVGİLİM

Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi

Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya herşey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken seviye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Seviye on kala ölüme beş
 
Üst