Homofobi

ikbal1505

Guest
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
606
Tepkime puanı
144
Kimse kimseyi ne kabullenmek zorunda nede aşağılamak zorunda. Toplum ortasında bende hoş görmüyorum bu durumu...
 

Charmed

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
154
Tepkime puanı
20
Neden eşcinselleri savunduğum ile ilgili bir kaç kişi bana sorular sordu. Neyse ki pek de homofobik olmayan bir ülkenin homofobik olmayan bir şehrinde yaşıyorum. Her neyse, cevabım ilginçti. Bu cevabım, sanırım şu anda bu konuda üyelerimizin yazdıkları söz konusu olunca, manidar kalacaktır.

"Eşcinsel ve eşcinselliği normal bir durum olarak göstermek isteyen insanlar, bunu bilimsel, sanatsal, psikolojik, anatomik, biolojik, istatistik açılardan yapıyorlar. Benimle saatlerce bilimsel konuşmalar yapıp, tartışıyorlar. Bunu sadece zeki insanlar yapabilir.
Eşcinselliği desteklemeyen insanlar ise bana - Iyyk iğrençler, onlar @#$%^&, @*#8, ve @#$%^, insanın migdesi kaldırmaz - gibi tabirler kullanıyorlar (bazı kelimeler tarafımca sansürlenmiştir).
Siz olsanız, neyi kimi destekler ve kime inanırdınız? Sanatçılara, biologlara, bilim adamlarına, istatistikçilere ve psikologlara mı,
yoksa elinde anne babasının ona aldığı iPhone'undan instagramdaki lezbiyen sevgili resimlerine bakıp tahrik olup, "Iyyk gayler iğrençler, miğde dayanmaz, hepsi ölsün!" diyen bir insana mı? "
 

endlesspear

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Kas 2012
Mesajlar
32
Tepkime puanı
5
Yazdığım mesajın büyük bir kısmı eksik anlaşılmış sanırım, öncelikle onlara cevap vereyim:
1. Ayşe Arman belgeseli çeken kişi değil, röportajı yapan kişidir. Belgeseli çeken kişi Boğaziçi Üniversitesi öğretim Üyesi Can Candan'dır.
2. Ayşe Arman'dan ben de farklı sebeplerle çok haz etmem, ancak sap ile samanı birbirinden ayırmak gerekir. Dikkati çekmesi gereken burada Ayşe Arman değil, röportaj yaptığı ailelerdir. Zannediyorum ki benden sonra yorum yapan arkadaşların hiç biri açıp röportajı okuma zahmetine katlanmamış ve bu sebeple hem belgeselin hem de röportajın içeriğine yine önyargı ile yaklaşmışlar. Bu sebeple öncelikle "Ben Bir Dönme Annesiyim" başlıklı röportajı "Amann bu röportajı Ayşe Arman yapmış hayatta okumam" şeklinde yaklaşmak yerine, lütfen okuyunuz. O canım annenin evladı ile birlikte verdiği mücadelenin, hislerinin, ifadelerinin her birimizin bakış açısına oldukça büyük bir katkı yapacağını düşünüyorum. İnternette aramak zor gelirse haber verin, ben üşenmem tek tek yazarım.

Ayrıca sevgili Bella insan anlamadığından, empati kuramadığından korkar. Korku da saygıyı değil; saldırganlığı, itmeyi, ötekileştirmeyi beraberinde getirir. Bu da ötekileştirilen üzerinde baskı yaratır. Gay bir arkadaşımla konuşmuştum, bana çocukluğundan beri hep cehenneme gitme korkusu yaşadığını, durumu anlaşılırsa ailesinin hem ticari hem de itibari yönde nasıl büyük zararlar göreceğini düşündüğünü, bu sebeple hep kendinden, çevresinden uzak ve korkarak yaşadığını anlatmıştı. Kimin ne hakkı var bir canlıya, bir insana bunu yaşatmaya? Anlamaya çalışılması gereken şey, farklı cinsel kimliklere sahip bireylerin de bir andreoid değil, insan olduğudur. Onların da (çoğunluktan farklı olan kimlikleriyle birlikte) yaşama hakkı, okuma hakkı, çalışma hakkı, vatandaşı olduğu devlet tarafından tanınma ve tam anlamıyla korunma hakkı olduğu; bu hakları elinden alındığında ne büyük acılarla yaşamaya mahkum edileceği gerçeğidir anlaşılması gereken. Tüm bu sıraladıklarım temel insan haklarıdır ve cinsiyet gözetmez. Bu insanlar okuyamıyorlar, çalışamıyorlar çünkü çoğunluk tarafından küçük görülüyorlar, ahlaksız, sapkın oldukları ve sadece fuhuş yapmak için bu dünyaya geldikleri düşünülüyor. Travestilerin çoğu toplumdan itildiği için bu yollara düşüyor biliyor musunuz? Ayrıca kimse onlardan farklı olduklarını gizlemesini isteme hakkına da sahip değildir. Kimse sokak ortasında sevişme talebinde bulunmuyor, sadece yaşamak, istedikleri gibi giyinmek, okumak ve çalışmak istiyorlar.

Kaç kişi Türkiye'nin ilk gay namus cinayeti olarak tarihe geçen Ahmet Yıldız isimli gencin babası tarafından sırf gay olduğu için öldürülmüş olmasını anormal karşıladı? Kaç kişi "Benim evladım cinsel kimliği nedeniyle hep toplumdan itildi. Okumak istedi, okutmadılar. Koskoca dünyaya sığdıramadılar benim evladımı, bunlarla düşüp kalkan adamlar suçlu değil miydi?" diye haykıran İrem Yıldız isimli transeksüel annesinin sesini duydu? Peki bir zamanlar TSK'nin kişilerin gay olduğunu ispat etmesi için başka bir erkekle sevişirken çekilmiş bir fotoğrafını belge olarak sunması istediğini biliyor muydunuz? Onlar "Yaratılmışların en üstünü: İnsan" değiller miydi? (Çoğu kişinin savunduğu ama benim hiç haz etmediğim bir cümledir, sadece daha net anlaşılmak için yazdım bu cümleyi).Bunlara sebep olan homofobi denen kavram değil midir? Kimin hakkı vardır bir insanın yaşamını her anlamda elinden almaya, ya da ölesiye rencide etmeye?

Uzattığımı biliyorum, kusura bakmayın. Şunu eklemek istiyorum; günümüz dünyasında hak verilmez, alınır. Elbette insanlar, utanmalarını ve kafalarını kuma sokmalarını isteyen insanlara karşı, utanılacak bir şey yapmadıklarını haykırmak için sokaklara çıkacaklar, eylemler yapacaklar, sanatsal ve siyasal etkinlikler düzenleyecekler. Son olarak "Anlamak isteyenler" için yardımcı olur düşüncesi ile "Zenne" filmini izlemelerini öneriyorum. Sevgi ve saygı dolu bir dünyaya geç kalmadan ulaşmamız dileğiyle...
 
  • Beğendim
Tepkiler: AJA

uykumahmuru

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Şub 2013
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Ben bu konuda yargıda bulunacak olan biri değilim.İnandığım Allah bu tür ilişkileri onaylamıyor rıza göstermiyor.Benim için konu homofobi konusu değil,inanç konusu.Sadece Allahın rızasının olmadığı bir şeyde ben de yokum o kadar.Haa homoseksüelliği savunan insanlar biz senin inandığın Allaha ve dine inanmıyoruz diyebilirler bu da onların fikri.Zaten bende cümlemin başında benim fikrim diyerek belirttim.Kendini hayvanlarla bir tutan ve yok efendim şu kadar hayvan homofobik değil diyen zihniyete de diyorum ki hayvanlığı bu kadar kabul etmeye hevesliysen hayırlı olsun hayvanlığın ama ben insanım ve şuursuz hayvanlarla bir tutulup neden efendim onlar reddetmiyor da siz reddediyorsunuz gibi saçma sapan bir mantığa gülüyorum sadece
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Yazdığım mesajın büyük bir kısmı eksik anlaşılmış sanırım, öncelikle onlara cevap vereyim:
1. Ayşe Arman belgeseli çeken kişi değil, röportajı yapan kişidir. Belgeseli çeken kişi Boğaziçi Üniversitesi öğretim Üyesi Can Candan'dır.
2. Ayşe Arman'dan ben de farklı sebeplerle çok haz etmem, ancak sap ile samanı birbirinden ayırmak gerekir. Dikkati çekmesi gereken burada Ayşe Arman değil, röportaj yaptığı ailelerdir. Zannediyorum ki benden sonra yorum yapan arkadaşların hiç biri açıp röportajı okuma zahmetine katlanmamış ve bu sebeple hem belgeselin hem de röportajın içeriğine yine önyargı ile yaklaşmışlar. Bu sebeple öncelikle "Ben Bir Dönme Annesiyim" başlıklı röportajı "Amann bu röportajı Ayşe Arman yapmış hayatta okumam" şeklinde yaklaşmak yerine, lütfen okuyunuz. O canım annenin evladı ile birlikte verdiği mücadelenin, hislerinin, ifadelerinin her birimizin bakış açısına oldukça büyük bir katkı yapacağını düşünüyorum. İnternette aramak zor gelirse haber verin, ben üşenmem tek tek yazarım.

Ayrıca sevgili Bella insan anlamadığından, empati kuramadığından korkar. Korku da saygıyı değil; saldırganlığı, itmeyi, ötekileştirmeyi beraberinde getirir. Bu da ötekileştirilen üzerinde baskı yaratır. Gay bir arkadaşımla konuşmuştum, bana çocukluğundan beri hep cehenneme gitme korkusu yaşadığını, durumu anlaşılırsa ailesinin hem ticari hem de itibari yönde nasıl büyük zararlar göreceğini düşündüğünü, bu sebeple hep kendinden, çevresinden uzak ve korkarak yaşadığını anlatmıştı. Kimin ne hakkı var bir canlıya, bir insana bunu yaşatmaya? Anlamaya çalışılması gereken şey, farklı cinsel kimliklere sahip bireylerin de bir andreoid değil, insan olduğudur. Onların da (çoğunluktan farklı olan kimlikleriyle birlikte) yaşama hakkı, okuma hakkı, çalışma hakkı, vatandaşı olduğu devlet tarafından tanınma ve tam anlamıyla korunma hakkı olduğu; bu hakları elinden alındığında ne büyük acılarla yaşamaya mahkum edileceği gerçeğidir anlaşılması gereken. Tüm bu sıraladıklarım temel insan haklarıdır ve cinsiyet gözetmez. Bu insanlar okuyamıyorlar, çalışamıyorlar çünkü çoğunluk tarafından küçük görülüyorlar, ahlaksız, sapkın oldukları ve sadece fuhuş yapmak için bu dünyaya geldikleri düşünülüyor. Travestilerin çoğu toplumdan itildiği için bu yollara düşüyor biliyor musunuz? Ayrıca kimse onlardan farklı olduklarını gizlemesini isteme hakkına da sahip değildir. Kimse sokak ortasında sevişme talebinde bulunmuyor, sadece yaşamak, istedikleri gibi giyinmek, okumak ve çalışmak istiyorlar.

Kaç kişi Türkiye'nin ilk gay namus cinayeti olarak tarihe geçen Ahmet Yıldız isimli gencin babası tarafından sırf gay olduğu için öldürülmüş olmasını anormal karşıladı? Kaç kişi "Benim evladım cinsel kimliği nedeniyle hep toplumdan itildi. Okumak istedi, okutmadılar. Koskoca dünyaya sığdıramadılar benim evladımı, bunlarla düşüp kalkan adamlar suçlu değil miydi?" diye haykıran İrem Yıldız isimli transeksüel annesinin sesini duydu? Peki bir zamanlar TSK'nin kişilerin gay olduğunu ispat etmesi için başka bir erkekle sevişirken çekilmiş bir fotoğrafını belge olarak sunması istediğini biliyor muydunuz? Onlar "Yaratılmışların en üstünü: İnsan" değiller miydi? (Çoğu kişinin savunduğu ama benim hiç haz etmediğim bir cümledir, sadece daha net anlaşılmak için yazdım bu cümleyi).Bunlara sebep olan homofobi denen kavram değil midir? Kimin hakkı vardır bir insanın yaşamını her anlamda elinden almaya, ya da ölesiye rencide etmeye?

Uzattığımı biliyorum, kusura bakmayın. Şunu eklemek istiyorum; günümüz dünyasında hak verilmez, alınır. Elbette insanlar, utanmalarını ve kafalarını kuma sokmalarını isteyen insanlara karşı, utanılacak bir şey yapmadıklarını haykırmak için sokaklara çıkacaklar, eylemler yapacaklar, sanatsal ve siyasal etkinlikler düzenleyecekler. Son olarak "Anlamak isteyenler" için yardımcı olur düşüncesi ile "Zenne" filmini izlemelerini öneriyorum. Sevgi ve saygı dolu bir dünyaya geç kalmadan ulaşmamız dileğiyle...
Ben burada Türkçe dışında bir dil ile mi yazdım söylediklerimi? Hala anlamama ısrarı neden? Siz daha benim yazdığım metin ve açıklamaları anlayamazken homofobikleri nasıl anlayabileceğinizi düşünüyor ya da anlaşılmaya çalışılmasını savunuyorsunuz?
Ayşe Arman'ın ne yaptığı beni ilgilendirmez. İster belgeseli çeksin, ister röportajı yapsın, isterse görüntülerle ilgili düzenleme ve montaj yapsın, hiç umrumda değil. Yaptıkları işi ahlaki ve etik bulmuyorum. Bu kadar basit. Bakalım izlenme sayıları ne kadar olacak. Benimse izlemeyeceğim kesin.
Önyargılardan yakınıp yakınıp duruyorsunuz. Önyargıların ve anlaşmazlıkların hepsi sizin gibi kişiler yüzünden ortaya çıkıyor. Israrla üstünüze vazife olmayan konuları deşeliyor, ısıtıp ısıtıp insanların önüne koyuyorsunuz. Kimsenin hiç birşeyi kimseyi ilgilendirmez. Ha, bu kişi sapıktır, tecavüzcülük gibi bir hobi edinmiştir kendisine, insanlar bu durumdan zarar görür o zaman tepkinizi belli edersiniz. Fakat bu kişi ve partneri yaşadığı ilişkiden memnunsa kimse ağzını açıp bir kelime edemez. Hakkı yok buna. Allah uygun görmeseydi bu tür ilişkilerdeki fizyolojik ve psikokolojik olarak hazırlayıcı faktörlerin bireyde ortaya çıkmasına izin vermezdi. Özgür bırakmış. Kişi kendisi karar verir. Dini açıdan bakarsanız bu konuda dinin bunu onaylamadığını görürsünüz. Bilimsel olarakta bakarsanız türün devamlılığı için, yine onaylanmadığını ve kişinin tedavisinin şart olduğunu görürsünüz. Benim görüşüme göre bende onaylamıyorum fakat ''YÜZBİNLERCE KEZ'' söylediğim gibi karışmaya ve bu konu hakkında konuşmaya hakkım yok. Sadece benim değil, kimsenin yok. İşin ilginç tarafı öyle tepkiler veriyorsunuz ki, sanki ben homofobik olanları dışlıyor, onaylamıyor, aşağılıyor ve hakaret ediyorum. Benim ne konuştuğumu anlamıyorsunuz sanırım? Ama ben sıkıldım artık. Dilimde tüy bitmedi ama yaza yaza klavyenin tuşları kırıldı artık! Okuduklarınızı anlamıyorsanız 5-10 kez daha okuyun. Yine anlayamıyorsanız, anlayabilen birine tercüme ettirin!
 

bayanpipo

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Tem 2011
Mesajlar
51
Tepkime puanı
9
Konum
Kendimi ait hissettiğim yerde..
İş
Sağlık Sektörü
İşin ilginç tarafı öyle tepkiler veriyorsunuz ki, sanki ben homofobik olanları dışlıyor, onaylamıyor, aşağılıyor ve hakaret ediyorum. Benim ne konuştuğumu anlamıyorsunuz sanırım? Okuduklarınızı anlamıyorsanız 5-10 kez daha okuyun. Yine anlayamıyorsanız, anlayabilen birine tercüme ettirin!

Sevgili Bella sanırım homoseksüelleri dışlamaktan bahsetmek istedin. Çünkü homofobikleri dışlar gibi yazmıyorsun. Sanırım sözcük karmaşasından kaynaklı bir yanlışlık oldu; düzeltmek istedim. Belki bu sözcük karmaşası ortadan kalkarsa seni daha iyi anlama şansımız olabilir diye düşündüm.

Kişinin tedavisi şart mı bir de kişiye sormak gerek ve bilim bile bir hastalık olarak görmüyor eşcinselliği.

Bir de birisi Lut kavminden Allah'ın helakından falan bahsetmiş. Kavmin bireylerini başka bir yaradan yaratmışsa belki aralarında savaş vardır yaradanların diye dalga geçesim geliyor bu eksik bilgiyle.
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Sevgili Bella sanırım homoseksüelleri dışlamaktan bahsetmek istedin. Çünkü homofobikleri dışlar gibi yazmıyorsun. Sanırım sözcük karmaşasından kaynaklı bir yanlışlık oldu; düzeltmek istedim. Belki bu sözcük karmaşası ortadan kalkarsa seni daha iyi anlama şansımız olabilir diye düşündüm.

Kişinin tedavisi şart mı bir de kişiye sormak gerek ve bilim bile bir hastalık olarak görmüyor eşcinselliği.

Bir de birisi Lut kavminden Allah'ın helakından falan bahsetmiş. Kavmin bireylerini başka bir yaradan yaratmışsa belki aralarında savaş vardır yaradanların diye dalga geçesim geliyor bu eksik bilgiyle.
Haticeye değil neticeye bakmalı. Sadece bir sözcüğün yanlış kullanılmış olması, parçada anlatılmak istenen yargıyı genel olarak değiştirmez. Anlatım bozukluğu yapmış olabilirim. İş yerimde hem işimi icra etmek hem de site üyelerine cevap vermek pek kolay olmuyor.
Bilim dünyasına göre şimdilik ses seda yok, homoseksüellik oranında ciddi bir artış meydana geldi mi hepsi nasıl alarma geçecekler o zaman kendi gözlerinizle görürsünüz :)
Ayrıca diğer arkadaşa söylediğiniz alaycı cümleye gelirsek; arkadaş, tarihte yaşanmış gerçek olan bir olayı kendi inancıyla bütünleştirerek aktarmış ama sizin bahsettiğiniz şey tamamen gerçek dışı, ütobik.
 

sebepsin

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2013
Mesajlar
43
Tepkime puanı
2
Bir de birisi Lut kavminden Allah'ın helakından falan bahsetmiş. Kavmin bireylerini başka bir yaradan yaratmışsa belki aralarında savaş vardır yaradanların diye dalga geçesim geliyor bu eksik bilgiyle.
Bu nasıl bir alaycılık, bu nasıl bir yazılanları anlayamamazlık. Ben yorumumda yaradanlar diye bir kelime kullanmadım, ve anlayış gösteririm sizin yaradanlarınızın olduğuna inanmanıza. Burası anlayışın olduğu herkesin tanımadığı halde hoşgörüyle birbirlerine yaklaştığı bir forum.

Lütfen yorumlarınızı dikkatli yazın çünkü bu yorumları okuyanlar var.Eklemek isterim eksik bilgi dediğiniz de bizim kutsal kitabımız son peygamber hz. Muhammed (sas) bize bıraktığı kitaptan alıntıdır: suresi ve ayeti dahil yazılıdır.Eksik olmayan anlayamadığınız şeylere eksik demek ne kadar yakışık kalır.
 

endlesspear

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Kas 2012
Mesajlar
32
Tepkime puanı
5
Ben sizin yazdıklarınızı anladım da siz beni anlamadınız sanırım, anlamayın problem değil. İlk kişi olmadığınız gibi son kişi de olmayacaksınız. Forum herkese açık; yani belgesel ve film önerileri size özel değildi, son paragrafta da belirtmiştim zaten "Anlamak isteyenler için" diye. Belki 1-2 kişi merak eder o insanlar neler yaşıyor diye...Size gönderme yaptığım kısım "Sevgili Bella" ile başlayan kısımdı. "Neden illa empati kurmak, neden illa anlamak zorundayız" şeklindeki sorunuza istinaden yazmıştım (Bu kıymetli bir şeydir, insanların sizi ciddiye alıp fikrini açıklama gereği duyduğunu gösterir) ancak gereksizmiş çünkü fikir alış-verişinden ziyade klavye savaşıymış amacınız, ki üzgünüm, bu da benim tarzım değil.

Ayrıca; ben insanım ve bir işi üzerime vazife olarak almam için, sizden icazet almam gerekmediği gibi, sorunu benim yaşamam da gerekmiyor. Çünkü şunu çok iyi biliyorum ki bugün bana dokunmayan, benden çookk uzaklarda olan yılan yarın hiç beklemediğim bir yerden karşıma çıkacaktır. Gözlerimi kapatınca dünya da yok olmuyor, yaşanan acılar da yok olmuyor zaten. Ortada zarar gören bir insan yok, oldukça kalabalık bir topluluk var. Hem de bu insanlar yaşadıkları toplumun çok büyük kısmından alıyorlar yaralarını. Sözün özü Sayın Bella, bu ülkedeki, bu dünyadaki insan-hayvan ayırmaksızın sorunların hepsi benim üstüme vazifedir. Vazifem yeri gelir öğrenmek olur, yeri gelir paylaşmak olur, yeri gelir başka birşey...

Önyargılar benim gibi insanlardan çıkıyormuş ya; yok ne kendi adıma ne de benim gibi olan insanlar adına kabul ederim bu suçlamayı :) Önyargı; insanların her hangi bir olay ya da kişi hakkında yüzeysel bilgilerle peşin hükümde bulunmasıdır. Demek ki önyargıların ortaya çıkış sebebi ben ya da benim gibi insanlar değilmiş, insanların tembelliğiymiş. Eh, önyargı sahibi bu kadar insanın tembel olmasında da benim payım olduğunu düşümezsiniz sanırım :)

Sıkıntılar çözülmez noktaya gelince alarma geçenler bilim dünyası değil, siyasetçilerdir. Bilim dünyası 1940'larda bunun bir hastalık olduğu görüşüne sahipken ve tedavisi için yoğun çabalar harcamışken, 1974'den beri hastalık olmadığı konusunda birleşmiş ve hastalık sınıflamasından çıkarılmış durumda. Dinlerin bu konuda ne dediğiyle ilgili yorum yapmayacağım; ancak dinlerin hepsinin ortak noktası hoşgörü, saygı iken, böylesine bir hoşgörüsüzlük ve saygısızlığın neden kaynaklandığını da kendilerine cevaplamalı bence insanlar.

Son olarak Sayın Bella, "Sakinlik iyidir" diyorum. Kavga eder gibi yazmanın alemi yok bence (hem de bir önceki yorumunda sizi tekit eden tek bir kelime yazmamış birine). Bu başlık altında yazmam gereken her şeyi yazdığımı düşünüyorum. Okuyan herkese mutlu yarınlar diliyorum.
 

mystica

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Kas 2008
Mesajlar
144
Tepkime puanı
20
Konum
Trabzon
İş
çalışmıyorum
ArkadaşlarHetorosexuel homosexuel yada travesti transexuel veya bisexuel hatta lezbiyen olarak kendilerini insanların sınıflandırmasını doğru bulmuyorum . Ben kendimi eşcinsel olarak görmüyorum fakat ben bir eşcinselim toplumda yerim benim yok , iş bulup çalışamıyorum bir dönem bunu söylemek ile nasıl ise açık kimliğim görünmediği için rahatım ben fuhuş bile yapmak zorunda kaldım ailem ile ilişkim tahmin etceğiniz üzere kabus gibi fakat ben yaşamaya çalışıyorum her şeye rağmen var olmaya çalışıyorum ve asla kendimi bir eşcinsel olarak sınıflandırmadım her zaman kadın olarak hissettim ama kendi içimde çoğunlukla bunu sakladım ancak yaş ilerledikce ister istemez daha çok durumunu insan saklamakta zorlanıyor ve görüyorum bazı arkadaşlarımız hiç uğruna canlarını kaybediyor veya darp ediliyor gasp ediliyor bizi bu koşullara iten işte bu toplum bu değer yargıları kendinden farklı olana karşı duyulan öfke ben hiç kimseyim benim gibi nice insanlar var benim yeri geldi canıma kast ettiler yeri geldi aileme ve bana hakaret ve küfürlerde bulundular oysaki ben kimseye bu fiilleri hak edeceğim bir şey yapmadım . İşte sorun burada insanın en temel haklarına saygı duyamaz iken nasıl kendimize insan diyoruz .
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
'' Hani Lut'da Kavmi'ne şöyle demişti: ' Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz ? Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz ? Doğrusu siz ölçüyü aşan bir kavimsiniz. Kavimlerinin cevabı: ' Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış ? ' demekten başka olmadı. (A'raf Suresi,80-82)
Bu bir meal.
Bir de birisi Lut kavminden Allah'ın helakından falan bahsetmiş. Kavmin bireylerini başka bir yaradan yaratmışsa belki aralarında savaş vardır yaradanların diye dalga geçesim geliyor bu eksik bilgiyle.
Bu yazının ne anlama geldiğini bilemiyorum. Bu kadar karışık cevap yazıp sonrada Bella'ya
Sanırım sözcük karmaşasından kaynaklı bir yanlışlık oldu; düzeltmek istedim. Belki bu sözcük karmaşası ortadan kalkarsa seni daha iyi anlama şansımız olabilir diye düşündüm.
demenizi hiç mi hiç anlamadım. Her neyse...

Eşcinselliğin ne olduğu, toplumda yeri ve kendi durumu ile ilgili başlayan sohbet, araştırma, açıklama eninde sonunda Kur'an konusundan geçer. Eşcinselliğe bir ünvan ve sıfat olarak sahip olan bireyler kendilerini kainatın kitabı içinde bulabilmek isterler. Kur'an insanın isimlerinden bahsederken onları tevhide davet eder, sıfatlarından bahsederken bir sıralama yapmaya davet eder, fillerinden bahsederken bakış açısı verir, zarflarından bahsederken peygamberlere özendirir.

Ayetler "ey insanlar" deyip davet ettikçe en güzel muhataplardan biri de eşcinsellerdir. Kur'anın beyanı tam olabilmesi ve tüm insanlığa hitap edebilmesi için eşcinseller de bu kitlenin içinde yerlerini almalıdırlar. bunu aslında her eşcinsel derinden hisseder. yalnız Kur'anda kendi gözleri ile görmek için muhatap olduğunda ortaya büyük bir eksik çıkar. onu kelamından anlamaktan acizdir. acizdir, çünkü yıllarca bir düşman ve öcü gibi gösterilmiştir. acizdir, çünkü birden bir sayfada karşılaşıp, okuyup da yıkılacağı bir lanetten korkar. lakin merak eşcinselin temel özelliği olmakla bunu daha kolay yöntemlerle araştırır. bu konuda kaynaklar Kur'an üzerine yazılmış eserlerdir. bu eserler tefsirler, mealler, diğer eserlerdir.

1. Kur'an: Doğrudan Allahdan geldiğini kendi içindeki benzersizliği ve onu harfiyyen yaşayan Peygamberimizin hayatının onun mucizesi olması isbat eder. kendi içinde 40 ayrı mucizeyi barındıryor olması ile ayrı bir inceleme konusudur. Hem Kur'ana benzer yazmak, taklidini yapmak için gâyet şiddetli iki sebeb vardı. Birisi; düşmanın onu susturma hırsı. Diğeri; dostlarının taklit şevkidir ki, şu iki şiddetli ümit altında milyonlar Arabî kitablar yazılmış ki hiçbirisi ona benzemez. Âlim olsun, âmi olsun her kim Ona ve onlara baksa kat'iyen diyecek ki: «Kur'an, bunlara benzemez. Hiçbirisi Ona benzer gelemez.» Şu halde, ya Kur'an bütününün altındadır. Bu ise, bütün dost ve düşmanın ittifakıyla battaldır, muhaldir. Veya Kur'an, o yazılan umum kitabların fevkındedir, Mu'cizedir!

2. Kur'an Tefsirleri :

Tefsir iki kısımdır.

Birisi: Malûm tefsirlerdir ki, Kur'anın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mânalarını beyan ve izah ve isbat ederler.

İkinci kısım tefsir ise: Kur'ânın imanî olan hakikatlarını kuvvetli hüccetlerle beyan ve isbat ve izah etmektir. Bu kısmın çok ehemmiyeti var.
bugüne kadar islam tarihinde yazılan tefsir sayısı yaklaşık 350 000 dir.

3. Meal :

gariptir, bu son yüzyılda ortaya çıkmış, aslında Kur'anı küçük düşürmek niyetiyle ortaya atılmış, sonradan samimi mü'minlerin elinde ehlileşmiş bir tarz olan Meal hakkında şu ilginç alıntıya bakmak gerekir:

"
"Elhamdülillah" bir cümle-i Kur'aniyedir. Bunun en kısa mânası, ilm-i Nahiv ve Beyan kaidelerinin iktiza ettiği şudur:


كُلُّ فَرْدٍ مِنْ اَفْرَادِ الْحَمْدِ مِنْ اَىِّ حَامِدٍ صَدَرَ وَعَلَى اَىِّ مَحْمُودٍ وَقَعَ مِنَ اْلاَزَلِ اِلَى اْلاَبَدِ خَاصٌّ وَمُسْتَحِقٌّ لِلذَّاتِ الْوَاجِبِ الْوُجُودِ الْمُسَمّىَ بِاللّهِ

Yani: "Ne kadar hamd ve medh varsa, kimden gelse, kime karşı da olsa, ezelden ebede kadar hastır ve lâyıktır o Zât-ı Vâcib-ül Vücud'a ki, Allah denilir." İşte "ne kadar hamd varsa", "el-i istiğrak"tan çıkıyor. "Her kimden gelse" kaydı ise, "hamd" masdar olup fâili terk edildiğinden, böyle makamda umumiyeti ifade eder. Hem mef'ulün terkinde, yine makam-ı hitabîde külliyet ve umumiyeti ifade ettiği için, "her kime karşı olsa" kaydını ifade ediyor. "Ezelden ebede kadar" kaydı ise; fi'lî cümlesinden ismî cümlesine intikal kaidesi, sebat ve devama delalet ettiği için, o manayı ifade ediyor. "Has ve müstehak" manasını "Lillah"taki "lâm-ı cer" ifade ediyor. Çünki o "lâm", ihtisas ve istihkak içindir. "Zât-ı Vâcib-ül Vücud" kaydı ise; vücub-u vücud, Ulûhiyetin lâzım-ı zarurîsi ve Zât-ı Zülcelâl'e karşı bir ünvan-ı mülahaza olduğundan, "Lafzullah" sair esmâ ve sıfâta câmiiyeti ve ism-i azam olduğu itibariyle, delalet-i iltizamiye ile delalet ettiği gibi; Vâcib-ül Vücud ünvanına dahi, o delalet-i iltizamiye ile delalet ediyor.

İşte, "Elhamdülillah" cümlesinin en kısa ve ulema-yı Arabiyece müttefek-un aleyh bir manâ-yı zâhirîsi şöyle olursa, başka bir lisana o i'caz ve kuvvetle nasıl tercüme edilebilir?

Hem elsine-i âlem içinde lisan-ı nahvî Arabî'den başka birtek lisan var; o da hiçbir vakit Arab lisanının câmiiyetine yetişemez. Acaba o câmi' ve i'cazdarane olan lisan-ı nahvî ile mu'cizekârane bir surette ve her ciheti birden bilir, irade eder bir ilm-i muhit içinde zuhur eden kelimat-ı Kur'aniye; sair elsine-i terkibiye ve tasrifiye vasıtasıyla, zihni cüz'î, şuuru kısa, fikri müşevveş, kalbi karanlıklı bazı insanların kelimat-ı tercümiyesi nasıl o mukaddes kelimat yerini tutabilir?"

böylece asıl hükmüne bakılacak eserlerin tefsir olduğu da ortaya çıkmış oldu.


Meale İman
genelde kolaycı bir millet olarak hemen meale sarılır ve kelime karşılığı olarak Kur'anı bir fihrist ve puan cetveli gibi kullanmak isteriz. gerek eşcinselliği merak edenler gerekse eşcinsel duygusu olan homofobik ve eşcinselliği yoketmeye çalışan insanlar hemen kolayca açıp mealden işte böyle diyor derler. "mealin yeri nedir?" diye bakacak olursak şu usulle karşılaşırız:

"Kur'anın herbir kelâmı, üç kaziyeyi müştemildir:

Birincisi: Bu, Allah'ın kelâmıdır.

İkincisi: Allah'ca murad olan mâna, haktır.

Üçüncüsü: Mâna-yı murad, budur.

Eğer Kur'anın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olmayan muhkemattan olursa veya Kur'anın başka bir yerinde beyan edilmiş ise, birinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lâzımdır ve inkârları da küfürdür.

Şayet Kur'anın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olan bir nass veya zâhir olursa, üçüncü kaziyeyi kabul etmek lâzım olmadığı gibi inkârı da küfür değildir.

İşte müfessirlerin ihtilafları, ancak ve ancak şu kısma aittir."
buradan da görüldüğü gibi, mananın türkçe karşılığında olan kelimelerden hangisini seçtiği, meal yazarının kendi iddiasını şekillendirir. oradaki konu iffet ve aile sahiplerinin dikkat etmesi gerekenler başlığındayken yapılan bir çeviride eşcinsellere hükmedilemez. bu konuya en zıt bir heteroseksüel için nedamete, pişmanlığa ve affa kapı açacak bir ifade, sadece adı eşcinsel diye, kimseye bir damga olarak kullanılamaz. "bu meal böyle diyor. bu meal, Kur'andır. buna iman et yoksa kafir olursun" denemez. aklı varsa o kendi o meale iman etsin ve hususi hayatına uygulayıp Rabbine anladığı gibi yakarsın. yoksa silah gibi kullanmak hele hele ağız dalaşı ve tartışma da kullanmanın hükmü, adeta, ders aldığı Amme cüz'ünü birtek şekerlemeye satan havâi bir çocuk gibi, elmas kıymetinde bulunan hasenâtını, hissini okşamak için ve hevâsını memnun etmek için ve hevesini tatmin etmek için, ehemmiyetsiz cam parçaları hükmündeki lezzetlere, enâniyetlere vesile edip, kârlı işlerde hasâret eder...

Kur'an bir define sandığı olarak açılmayı bekliyor. istifade edin. Kur'an bir şefkat denizi olarak size bakıyor. hiç kimsenin onunla dostluğunuzu bozmasına müsaade etmeyin.

Ve işte bilimsel açıklaması;
(her biri yaklaşık 9 dakika)
[video=youtube;4XJ9N0gLbjM]http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=4XJ9N0gLbjM[/video]
[video=youtube;98rf3wi-RPw]http://www.youtube.com/watch?v=98rf3wi-RPw[/video]
En fazla iki video yayınlayabildiğimizden, devamını linke tıklayıp izleyebilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=jcS9ciI1QsE
http://www.youtube.com/watch?v=Jg9ESivyk-0
http://www.youtube.com/watch?v=WxnHrnWOSJM

Alıntı.
Yazıya katkı yapmak isteyen varsa buyursunlar.
Umarım bundan belki beş yıl sonra bu konuyu birileri güncelleyebilir.

Özür dilerim beşinciyi atlamışım;
[video=youtube;CAbLRDIbYNQ]http://www.youtube.com/watch?v=CAbLRDIbYNQ&feature=player_embedded[/video]
 

sebepsin

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2013
Mesajlar
43
Tepkime puanı
2
aklı varsa o kendi o meale iman etsin ve hususi hayatına uygulayıp Rabbine anladığı gibi yakarsın. yoksa silah gibi kullanmak hele hele ağız dalaşı ve tartışma da kullanmanın hükmü, adeta, ders aldığı Amme cüz'ünü birtek şekerlemeye satan havâi bir çocuk gibi, elmas kıymetinde bulunan hasenâtını, hissini okşamak için ve hevâsını memnun etmek için ve hevesini tatmin etmek için, ehemmiyetsiz cam parçaları hükmündeki lezzetlere, enâniyetlere vesile edip, kârlı işlerde hasâret eder...
Bak kardeşim herkes okuduğu şeyin ne anlama geldiğini merak eder ve anlamaya çalışır. Yoksa okudum geçti diye bir şey olamaz, anlamadıkça uygulayamazsın ve bir mümin için uygulamak ve de hayatına kalıcı olarak yerleştirmek kadar mutluluk verici bir şey yoktur.

Ve kimsenin kimseyi tehdit ettiği falan da yok nasıl okuyup nasıl yorumluyorsunuz şaşıp kalıyorum. Zorunluluk değildir meal okumak ama anlamak bence zorunludur. Anlamadığımız bir şeyin tekrar tekrar okunması ne gibi katkı sağlayabilir ki?

Mealin yorum ile uzaktan yakından alakası yoktur. Daha fazla cevap vermek istemiyorum İslam ve Kuran konularının sizi rahatsız ettiği o kadar belli ki gerçekten hoşgörünün varlığına inanıyorum ama ben İslamiyet ile ilgili bir şeyler yazdıkça polemik oluşturuyorsunuz sıkıldım.....

Ve unutmayın ki herkes inandığı şeyi savunmak adına kendince araştırma yapar ve sadece inandıklarını kaynak olarak gösterir ben size ne kadar öyle değil Kur'an diye bir şey var bizim anlamamız için de gerekli koşullar sağlanılıyor desem inandıramayacağım. Ve emin olun hayatımda kimseyi inandırmak için uğraşmadım uğraşmam da....
Hayatınızda başarılar iyi forumlar.
 

Lavander

Moderator
Katılım
5 Kas 2011
Mesajlar
1,052
Tepkime puanı
322
İş
Öğretmen
Ben homofobi'yi saçma buluyorum,insanların kendi tercihleri beni ilgilendirmez.Kendi özgürlükleri ve hakları da benim özgürlük ve haklarıma zarar vermediği sürece de beni ilgilendirmez.Bu toplumda yaşayan her bireyin,eğitim alma,bir işte çalışma,mal-mülk sahibi olma hakları anayasal olarak vardır.Her insanın sevgilisini elinden tutup bir yemeğe götürme hakkı vardır,arkadaşlarının yanında ona sevgi sözcükleri söyleme hakkı vardır,aslında bizde eksik ama ona evlenme teklifi edebilme ve aile kurabilme hakkı da olmalıdır.(Bizde bırakın eşcinselliği heteroseksüeller bile istediği insanla evlenme hakkına sahip olamıyor her kentte,bunu bile aşamayan bir ülkeden bahsediyoruz)Çünkü bunlar insani yaşam haklarıdır!Siz ya da ben ister sevelim ister sevmeyelim,bu ülkenin eli kolu tutan eğitim almış her bireyi ülke kalkınmasında rol oynar.Bir grubu dışlamak biraz politik ve makul düşünürseniz kimsenin yararına değil ülkenin zararınadır.Evinize buyur edip çok samimi arkadaş olmayın çok istemiyorsanız bu da sizin kişisel tercihiniz ama sizin ne kadar hakkınız varsa onaylamadığınız ötekinin de bu ülkede aynı hakları olmalıdır.Önemli olan insan olmaktır,yazışmaları okuduğum kadarıyla da bu konuda hepimiz hem fikiriz.

Aslında beni üzen birşey var ve bu toplumda homofobik bir bakışın oluşumunda çok büyük bir etken.Bunu eşcinsel derneklerde çalışan çok sevdiğim arkadaşlarımla da konuşmuştum,onlar da aynı kanıdalar.Bizim gibi biraz geriden gelen ülkelerde bireyler kendilerini topluma kabul ettirebilmek için abartılı bir davranış tutumuna girebiliyor ve davranış bozuklukları sergiliyebiliyorlar.Bu sadece eşcinsellerde değil heteroseksüel bireylerde de var.Hani şu ergenlik çağında hepimizin ben buradayım,beni farkedin isteğini dile getirmeye çalıştığı biraz isyankar ve aileye-geleneklere kafa tutan davranışlar. İşte bu davranışlar yadırganmaya neden oluyor,hele bir de eşcinselseniz x2 diyin siz buna. Öyle arkadaşlarım var ki yolda görseniz eşcinsel mi değil mi anlamazsınız,çünkü hepimizin gözünde bir eşcinsel şekili vardır ya hayır bu insanlar gayet senin benim gibiler.Oturup samimi bir diyologda konu bu noktalara gelmeden ben onların eşcinsel olduğunu bile anlamamıştım.Çünkü bu normal bir durum,bu insanlar bakın ben buyum diye sinyal yakmıyorlar.Belki de ben insana sadece sohbet ederken insan gözüyle bakıyorum diye.Velhasıl eşcinsel arkadaşlarımdan rica edeceğim şudur ki kendilerini toplumda kabul ettirmek için şekilci bir tutuma girmesinler.Şekilcilikten kastım görünüm değil!Konuşmayı bilerek garip bir şiveye dönüştürmek,el kol ile yanındakini dürtmek,yüksek sesle etraftaki herkesin ilgisini toplar şekilde konuşmak gülmek,yani abartmak ben buradayım demek için.Dediğim gibi bunu alışılan yönelimli insanlar da yapıyor ama bu zaten onlarında dışlanmasına neden oluyor.Sempati kazanılacak yerde bir iticilik durumu ortaya çıkıyor.Burada aslında bir rol model eksikliği de var eşcinsel erkek kendine toplumdaki kadını model alıyor eşcinsel kadınsa toplumdaki hakim erkek rolünü.Dolayısıyla yapılan davranışlar sizin üzerinize oturmayan bir elbise gibi duruyor.Örnek verecek olursam iki lezbiyen arkadaşım oldu biriyle halen görüşürüz diğerini aramak bile istemedim bir daha,çünkü kendini maço bir erkek haline sokmuştu,felaket bir argo,el kol şakaları,sağa sola sataşmalar falan,böyle bir insanı yönelimi ne olursa olsun hayatınızda istemezsiniz ki zaten,şekilcilik ve davranışsal bozukluktan kastım bu abartı hali.Bu halin bu kadar yaygınlaşmasında medyanın ve gazino-eğlence mekanı patronlarının hakkını yememek lazım!Hatırlarsanız bir dönem eşcinsel şarkıcı,şovmen ne kadar popüler olmuştu ki heteroseksüel adamlar bile eşcinsel gibi sahne almışlardı.Ne oldu halk bunu alkışladı,bunları sevdi diye,gerçekten eşcinsel olanlar toplum içinde sevilmek sayılmak için sahnedeymiş gibi abartılı bir hale bürünmeye başladı.İşte beni üzen şey bu,ben birey olarak herkesi olduğu gibi seviyor ve sayıyorum ama toplum önünde sevilmek sayılmak ve farkedilmek için lütfen olduğunuzdan farklı bir ruh hali içerisine girmeyin.Çünkü normalde yolda yürürken yanınızda sevgiliniz yoksa kimse kimsenin ne olduğunu anlamaz,ben yürürken kim benim ne yönelimde olduğumu bilecek,kime ne ki?

Bunları yazarken en yakın arkadaşlarımdan birini çok özlediğimi farkettim,kendisi de bir eşcinsel,yazdıkça onunla yaptığımız konuşmalar aklıma geliyor. Onun yerini benim için dünyada bir başka arkadaş dolduramaz.Zamanla insana insan olarak baktıkça oluyor arkadaşlar,ilk başta hepimiz kendimizden farklı veya alıştığımızdan farklı birşeyi gördüğümüzde yadırgıyoruz bu çok normal ancak karşınızdakine şans vermeniz birşey kaybetmenize sebep olmayacaktır aksine birşeyler kazanabilirsiniz.Anneannem bile eski kafalı kadındır ama onla tanışınca"yazık o da Allahın bir kulu" demiş arkadaşımı buyur edip bizi yedirip içirmişti(ki bu olay olalı 10 sene oldu).Birbirimize sevgililerimizi anlatmalarımız,birbirimizin derdini dinleyip birbirimize akıl vermelerimiz,birbirimize börek çörek pişirmelerimiz,hani iki yakın arkadaş yanyana geldiğinde ne yapılırsa,çünkü biz arkadaşız ve onun yatak odasından bana ne!

Not:Arkadaşlar lütfen konuyu dini bir tartışmaya dönüştürmeyelim.Konu güzel bir konu,bizim bir toplumsal sorunumuz,gayet farklı ve güzel yorumlar yapılmış,konu saparsa yazık olacaktır.
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Ben sizin yazdıklarınızı anladım da siz beni anlamadınız sanırım, anlamayın problem değil. İlk kişi olmadığınız gibi son kişi de olmayacaksınız. Forum herkese açık; yani belgesel ve film önerileri size özel değildi, son paragrafta da belirtmiştim zaten "Anlamak isteyenler için" diye. Belki 1-2 kişi merak eder o insanlar neler yaşıyor diye...Size gönderme yaptığım kısım "Sevgili Bella" ile başlayan kısımdı. "Neden illa empati kurmak, neden illa anlamak zorundayız" şeklindeki sorunuza istinaden yazmıştım (Bu kıymetli bir şeydir, insanların sizi ciddiye alıp fikrini açıklama gereği duyduğunu gösterir) ancak gereksizmiş çünkü fikir alış-verişinden ziyade klavye savaşıymış amacınız, ki üzgünüm, bu da benim tarzım değil.

Ayrıca; ben insanım ve bir işi üzerime vazife olarak almam için, sizden icazet almam gerekmediği gibi, sorunu benim yaşamam da gerekmiyor. Çünkü şunu çok iyi biliyorum ki bugün bana dokunmayan, benden çookk uzaklarda olan yılan yarın hiç beklemediğim bir yerden karşıma çıkacaktır. Gözlerimi kapatınca dünya da yok olmuyor, yaşanan acılar da yok olmuyor zaten. Ortada zarar gören bir insan yok, oldukça kalabalık bir topluluk var. Hem de bu insanlar yaşadıkları toplumun çok büyük kısmından alıyorlar yaralarını. Sözün özü Sayın Bella, bu ülkedeki, bu dünyadaki insan-hayvan ayırmaksızın sorunların hepsi benim üstüme vazifedir. Vazifem yeri gelir öğrenmek olur, yeri gelir paylaşmak olur, yeri gelir başka birşey...

Önyargılar benim gibi insanlardan çıkıyormuş ya; yok ne kendi adıma ne de benim gibi olan insanlar adına kabul ederim bu suçlamayı :) Önyargı; insanların her hangi bir olay ya da kişi hakkında yüzeysel bilgilerle peşin hükümde bulunmasıdır. Demek ki önyargıların ortaya çıkış sebebi ben ya da benim gibi insanlar değilmiş, insanların tembelliğiymiş. Eh, önyargı sahibi bu kadar insanın tembel olmasında da benim payım olduğunu düşümezsiniz sanırım :)

Sıkıntılar çözülmez noktaya gelince alarma geçenler bilim dünyası değil, siyasetçilerdir. Bilim dünyası 1940'larda bunun bir hastalık olduğu görüşüne sahipken ve tedavisi için yoğun çabalar harcamışken, 1974'den beri hastalık olmadığı konusunda birleşmiş ve hastalık sınıflamasından çıkarılmış durumda. Dinlerin bu konuda ne dediğiyle ilgili yorum yapmayacağım; ancak dinlerin hepsinin ortak noktası hoşgörü, saygı iken, böylesine bir hoşgörüsüzlük ve saygısızlığın neden kaynaklandığını da kendilerine cevaplamalı bence insanlar.

Son olarak Sayın Bella, "Sakinlik iyidir" diyorum. Kavga eder gibi yazmanın alemi yok bence (hem de bir önceki yorumunda sizi tekit eden tek bir kelime yazmamış birine). Bu başlık altında yazmam gereken her şeyi yazdığımı düşünüyorum. Okuyan herkese mutlu yarınlar diliyorum.
Benim anlatmak istediklerimi anlayan anladı. Zaten beni ilgilendirmeyen bir konu üzerinde bu kadar durmam gereksizdi. Değerli vaktimi daha fazla heba etmeden konuyu kendi adıma kapatıyorum.
 

bayanpipo

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Tem 2011
Mesajlar
51
Tepkime puanı
9
Konum
Kendimi ait hissettiğim yerde..
İş
Sağlık Sektörü
Eşcinselliğe karşı gelen örnek, homofobikler tarafından "LUT" olarak veriliyor hep.. Amacım kitapla,yaradanla,üyeyle yada kavimle dalga geçmek değil tamamen verilen örnekle.. Ben bilime inanırım. Çünkü o bir yargıya varırken tek bir kanıttan değil olası tüm durumları ele alarak sonuca varır.. Kaynağı bir surenin bir ayeti değil binlerce metaryaldir.. Bu sebeple ayetin birinde söylenen beni hiç ilgilendirmez.. Ama metaryellerden biri de o ayet olduğu için elbette kavim hakkında köklü araştırmalar yaptım.. Bunu sadece internetten değil ya da Kuran-ı Kerim'i okuyarak değil arkeolojik,sosyolojik araştırmaları inceleyerek ve sürekli okuyarak gerçekleştirdim.. Kavmin yokoluşu "siz eşcinsel bir sapıksınız" diyip helakı değildir.. Ayrıca eşcinselliğe cevap din hiç değildir. Çünkü sonuç olarak hepimiz aynı yaradılış geçmişine sahibiz.. Eşcinselliğin bir tercih olmadığını anladığınız da artık örnek olarak Lut Kavmi verilmeyecektir diye umuyorum.. Kendi adıma konuyu kapatarak düzeyli sohbetinden ötürü Bella91,Lavander ve Albus isimli arkadaşlara teşekkürü borç bilirim.

Umut'un içinde -mut varsa;umutsuzluğun içinde de -umut olduğunu unutmayacağım.. Homofobik arkadaşlarım için hep o -mut'u koruyacağım...
 
  • Beğendim
Tepkiler: AJA

mystica

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Kas 2008
Mesajlar
144
Tepkime puanı
20
Konum
Trabzon
İş
çalışmıyorum
Arkadaşlar eşcinselliği yaşayan bir insandan bilin isterim , Çocukluğumdan itibaren ben farkında idim kendimin ama bunun adını koyamıyordum nasıl derseniz , erkek çocuklarla oynamazdım futboldan hoşlanmazdım haylada hoşlanmam izlemem saçma gelir kızlarla evcilik oynardım yakar top kör ebe saklambaç erkek arkadaşım yoktu ilk okulda tülden gelinlik yapar ayna karşısında süslenirdim . Abim benim mahallemize yeni taşınan komşularımızın kızı ile evlendi , ve ben yengemin kardeşini o dönemde tanıdım 7 yaşında idim oda benle yaşıttı aramız 5 gündür doğum günlerimizi beraber kutlardık her yaz o almanyadan gelirdi ben onu bütün yıl beklerdim ömrümce sevipte bir kere seni seviyorum diyemediğim görünce utanıp yolumu değiştirdiğim tek erkek odur . Hep onunla olmayı istedim ama onu hiç bir zaman cinsel olarak istediğim olmadı onu hep sevdim ve o bunu fark etmişti sanırım 15 yada 16 yaşından sonra her geldiğinde ilk bir hafta gayet iyi konuşur gezer tozardık sonra sebep olmadı hiç görüşmezdik , 2012 mayıs ayında Almanyada evlendi nasıl bir duygu biliyormusunuz ? Asla sahip olamamak uzaktan bakmak hep uzak kalmak sanki bir el kalbimi sıkıyor boğazıma sanki bir şeyler düğümleniyor.

Kendim gibi olan insanlar aradım hep eşcinsel arkadaşlarım oldu , ama gördümki eşcinsel ortamında dostluklar ne yazıktırki yalan evimi açtığım insanlar ailemle tanıştırdığım insanlar gün geliyor düşmanım oluyordu . Kıskançlık çekememezlik aç gözlülük dedikodu her ne iğrenç çarpıklık ararsanız bu ortamda vardır . Yalnız bu demek değildirki hetorosexuellerin hayatları benim gibi olan insanların hayatlarından daha iyi ve güzel ...! Benim hayatım boyunca pek çok eşcinselde gördüğüm kötü davranışları size anlatacağım dostunuz gibi görünür çevrenizden istifade ederler , akrabanızda genç yakışıklı biri varsa evinize ve çevrenize uğrayan gçrdükleri askıntı olurlar dedikodunuzu ederler komisyon karşılığı muhtaç durumda iseniz eliniz yüzünüz düzgünse pazarlarlar arkadaşlarınızla aranızı açarlar bir bakarsınızki yapa yaşnız kalmışsınız ....! İyi olanlarda yok değil hasta olduğumda bana ilaç getiren sobamı yakan bana yemek yapan arkadaşlarımda vardı . Zor günlerimde bana destek olan bazı dostlarımda vardı bunların yaptıklarını inkar edemem ancak başkasının sözüne kanıp dostunu tanımayıp yeni tanıdığı birilerine eski dostunu tercih edecek kadar basit olanlarda var . Anladığım tek bir şey var gittikce yalnızlığa doğru itiliyoruz istesekte istemesekte bu böyle doğru olan insanın hiç bir yerde kendine bir yer edinme hakkı olmuyor . Eşcinsel olmak hastalık değil kusur değil ancak bunu kabullenen bir topluma sahip değiliz ve kötü bir intiba insanlarda var hakkımızda ama bunun için insanlara ben kızamam zira bunu hak eden insanlar çok fazla ne yazıkki o insanlar yüzünden bizlerde karalanıp acı çekmeye mahkum oluyoruz .
 

rumuz

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
lut kavminin helakı sadece eşcinsel tercihleriye alakalı değildir arkadaşlar , dikkatinizi çekerim tercih diyorum çünkü lut kavmi olayında eşcinsellik tamamen tercih edildiği için itinayla vurgulanmıştır... bakın küçük bir alıntı size...

kavmin helaki eşcinsel olduklarından değildir. kuranda helak olmarının nedeni harama el atmalarından ve allah'a imanı kesmeleri olduğundan bahsedilir. ankebut suresinde ayet 29'da "erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler yapıyorsunuz,öylemi? ..." ayetten anlaşıldığı gibi erkek erkeğe ilişkinin yanında kadınlarda zina yapmaktadır. yani bu kavimde erkek erkeğe ilişki değil zinadan bahsedilir. lut kavminin helakının asıl nedeni ahlaki değerleri red etmeleridir. eğer eşcinsel ilişki olsaydı kavmin kadınlarının helak edilmesi saçma olur. çünkü bu topluluktaki kadınların hiç bir suçu yoktur. buda allahın adeletinden uzaktır zaten ayette kesinlikle eşçinsellik kelimesi kullanılmamıştır ve ayette açık olarak yol kestikleri, zina yaptıkları, ve toplantılardı çirkinlikler yaptıkları beliritilir. eşcinsel olmayan lut peygamberin karısıda helak edilmiştir ki buda eşcinsellikten dolayı helak oldular denmesinin ne kadar yanlış olduğunun göstergesidir.

Bu doğrultuda eşcinsellikle alakalı doğru olmadığına yönelik görüşleriniz dini açıdan çok da geçerli sayılmamakla birlikte , Allah'ın yarattığı her canlının sadece ve sadece Allah yarattığı için bile dışlanmaması gerektiğini , hayvan olsun insan olsun hepimizin Allah'ın kulları olduğumuzu ve sırf bu yüzden bile ayrımcılık yapanların aslında Allah katında çok daha büyük günahlar işlediğinin farkında olmasını dilerim. Kitaplar ki özellikle KURAN hala çok büyük bir sır barındırır içinde hala çoğu ayet her çevirmen tarafından çok daha farklı anlamlara gelebilecek vaziyette çevirilir ki ciddi anlamda büyük bir anlam karmaşası yaratır bu durum. Arapça'nın çok açık bir dil olmaması bundaki en büyük etkendir. Görsel olarak iki erkeğin birlikte olması sokak ortasında öpüşmeleri sarılmaları insanları rahatsız edebilir pek tabiki ama eşcinsellik deyince neden akla iki erkek görüntüsü geliyor anlamış değilim. Çoğu homofobik erkek iki bayanın cinsel münasebetini ağızları sulana sulana izlerken eşcinselliğin günahlığından yahut görsel açıdan ne kadar olumsuz olduğundan bahsetmezken iki erkeğin böyle bir durumda olması neden rahatsız eder ki ? Herşeyi cinsellik olarak gören bir toplumdayız ne kadar tutucu görünsekte.. Duyguları olan her insan , aşkın sevginin nasıl olduğunu bilen her insan, eşcinsel yahut heteroseksüel aşkının çok farklı olmadığını anlar zaten. İnsanların duyguları benzerdir iki bedenin ne olduğu değil hislerinin ne olduğudur önemli olan... Böyle konuları pek tabiki tartışmamız gerekli pek tabiki toplum için ''olumsuz'' olan homofobinin çözülmesi gerekli... Çünkü mantıken baktığımızda hem dinen homofobiklik yanlıştır hem de toplumun duygularını daha olumlu kullanmaları için ayrımcılığın bitmesi zorunludur. Herkese sevgiyle bakmayı öğrendiğimiz zaman çatışmaların bittiği zaman olacaktır ve Allah'a inanıyorsak da bu kaçınılmaz bir gerçektir...
 

hadess

Kayıtlı Üye
Katılım
26 May 2013
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
bu tarz konulara yorum yapmam aslında ama bir önceki konuyu okudum kapatılmıştı konu kişisel sorunlara dönüşmüştü doğru bir karar olarak kapatılmış konu iyi olmuş maksadım konuyu hortlatmak değil lakin bir kaç sözüm de yok değil gelelim homofobiye erkek erkeğe yaşanılan bir hayata olumsuz bakıyoruz erkekler olarak lakin iki kızın yada kadının eşcinsel hayatı farklı bir heyecan veriyor erkeklere bir çok defa şahit oldum bu duruma ve yine kadınlar kızlarda aynı şekilde erkeklerin ilişkilerine ilgi gösterdiklerinede şahit oldum.
çoğu erkek yada kadın yukarıda ve diğer konuda bahsedilen lut kavmi helakından ötürü iyi niyetle bakmıyorlar kendilerince haklılar tabiki saygı duyarım ama lut kavmi hadisesinde atlanan şeyler var yukarıda belirtilmiş zaten yol kesmeleri tecavüzler karmaşık ilişkiler vs ve en önemliside dinden uzaklaşmaları allaha karşı gelmelerinden ötürü kavme son verilmiştir doğrumudur doğrudur.

gelelim ayrım yapmayan ve hoşgörü ile karşılayan kesime bende onlardan biriyim benim için bir sorun yok kız kıza erkek erkeğe onların isteği onların yaşamı allahla onların arasında olan bir ilişki yada birliktelik bu beni ilgilendirmez 1993 yılından beri arkadaşım var bir kaç yıl öncesine kadar bilmiyordum gay olduğunu öğrendim sonuçta tabi öğrenene kadar oda yobaz diye hitab ettiğimiz kişilerdendi malesef 2 kuzeniminde gay olduğunu yakın zamanda öğrendim akıl okumak gibi bir yetenek var bende geliştirmeye çalışıyorum bu forumda bu sayede öğrendim kuzenimide kendi isteği yada tercihi karışamam buna yine internet ortamında sosyal ağ ortamında tanıştığım yılardır arkadaşlığım bulunan kimselerde var hatta 2 tane travesti arkadaşım var beimde bir şu anda yurt dışında 2 yıl önce gitti ailesi kabul etti durumunu almanyaya geri döndü artık normal bir hayatı var görünümü kadın ama erkek kabullenilmiş artık ve gelelim hormonel bozukluğa bir çok yerde okudum olabilir kadınlık hormonu fazla olabilir sonuçta bir ara okumuştum yanlış yada doğru bilmiyorum bira'da kadınlık hormonu varmış mesela oda etki eder ozaman bir erkeğe seçim olabilirmi olabilir içinde varsa kadınlık seçebilir banane bundan aile içi yaşam tarzı kadınlar arasında büyüme ben babamı 7 yaşımda iken kaybettim bende kadınalr arasında büyüdüm inanın arkadşlar 7 teyzem var 1 dayım baba tarafından akrabalrımla görüşmüyoruz 7 teyzemin kız evladı toplamı 11 hepsi yaşıtımdır erkek evlad toplamı 4 dür bende kadınlarına rasında büyüdüm lakin gaymiyim hayır peki kadınlık hislerim varmı kendimi kadın olarak hissettimmi hiç hayır hissetmedim benim görüşümde allahın bir imtihanı bu arkadaşlar bu imtihanda ya gececekler ya kalacaklar bunu yalnızca allah bilir

bir çok kişide fark ettiğim şey ise yine yazılan yorumlardada var belirtmişler en çok nefret edenlerin bir çoğu aslında gay eşcinsel olmaları bu durumu kabullenemedikleri için korktuklarıiçin hor görüyorlar bu kesimi malesef bunda hor görülecek bir durum yok sonuçta hepimiz insanız hepimiz aynı havayı tenefüs ediyoruz arkadaşlar aynı allaha iman ediyoruz evet bir çok ülkede bu durum normal olarak karşılanıyor ama türkiyede çoğunluk malesef hor görüyor buda dini inanç yanlış bilgilendirme ve mahalle baskısı diyebilirim kısaca rezil olmak vs daha çok örek verebiliriz bu konuda şimdi tutumlu bir aile düşünelim aile bireylerinden birinin de eşcinselleri hor görmediğini konuşsun bakalım ne olacak ufacık bir örnek baba : vay köpek soyu sendemi o pisliklerdensin falan filan
anne : ben ne yapayım şimdi oğlum yada kızım lanetlendi ben böylemi yetiştirdim seni hakkımı helal etmiyorum vs vs.

böylebir toplumda gay yada eşcinseller hakkında görüşlerini bile açığa vuramazken bu insanlara nasıl iyi gözle bakabilirsiniz arkadaşlar zaten aile baskısı var lanet olarak nitelendiriliyor bu durum malesef ülke olarak empati yapmaya ihtiyacımız var

son olarak ben ayrımcı bir insanıdm lakin daha çok kişiliği karakteri kötü olanlara karşı bir hristiyanlada muhabbet edebilirim arkadaş olabilirim yahudiylede kürtlede çekrkezlede ateistlede inanç onların inancı görüş onların görüşü benim görüşlerimde onlara farklı geliyor biraz empatiyle ayrımcılığım kalmadı artık

amacım kimseyi kırmak değil kimseyle polemiğe girmek değil
sevgi ve saygıyla bir hayat sürmenizi dilerim
 

kiybele75

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2013
Mesajlar
107
Tepkime puanı
2
Konum
istanbul
eşcinsellerede saygı duyuyorum bu onların seçimi yaşantılarından dolayı yargılamak insafsızlık olur insanlara zarar vermediği yanlış şeyler olmadığı sürece özgürdürler.ötekileştirmek yanlış her konuda.
 
Üst