Tanrı.

Ü

Üye silindi 58480

Yazdigim gayet normal ki dhardhar

Kader ustunde kadar vardir. Cember ustunde cember vardir. E boyut ustunde de daha yonetici boyutlar vardir. Sen bir isi kendin icin yaptigini zannedersin. Evet sana gore oyledir de. Ama o isin baska degiskenlere olan zincirleme etkisini uzun uzadiya kestiremezsin. Orasi daha genis bir perspektifin yeteneklilerinin isidir. E sende bunun karsiligi olmayabilir. Sen kendi yaptigin kadarini gudersin.

Bunu uzun uzun dialektik olarak ta anlatirim hatta ikna da ederim. Aklin yolu bir cunku. Sende kavram takintisi var sadece benim gordugum. Isleyise karsi cikmazsin sen bence : ) Ama vaktim anca gevezelik yapmaya yetiyor artik :D 1 tane sey anlatmak icin once 20 tane ortak payda referansi bulup craftlayacak kadar vakit kalmadi keske olsa da tartissak doya doya : (
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,312
Yazdigim gayet normal ki dhardhar

Kader ustunde kadar vardir. Cember ustunde cember vardir. E boyut ustunde de daha yonetici boyutlar vardir. Sen bir isi kendin icin yaptigini zannedersin. Evet sana gore oyledir de. Ama o isin baska degiskenlere olan zincirleme etkisini uzun uzadiya kestiremezsin. Orasi daha genis bir perspektifin yeteneklilerinin isidir. E sende bunun karsiligi olmayabilir. Sen kendi yaptigin kadarini gudersin.

Bunu uzun uzun dialektik olarak ta anlatirim hatta ikna da ederim. Aklin yolu bir cunku. Sende kavram takintisi var sadece benim gordugum. Isleyise karsi cikmazsin sen bence : ) Ama vaktim anca gevezelik yapmaya yetiyor artik :D 1 tane sey anlatmak icin once 20 tane ortak payda referansi bulup craftlayacak kadar vakit kalmadi keske olsa da tartissak doya doya : (
Ikna eder misin bilemiyorum belki ben seni cok fena ikna ederim :)
Ben varlikla yoklukla ilgiliyim kavram takintim var cunku insani dil urunu. Gercegin bilgisine yolculugum benim. Deger verip uzun uzun yazdigin icin ayrica tesekkur ederim @dennise
 

İbisu

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Eyl 2019
Mesajlar
352
Tepkime puanı
382
3. sayfa son sayfa sanıyordum dennise'in cevap verdiğini görmemiştim özür
 
Ü

Üye silindi 69724

Adam bir başlık açmış... Bir cümle ile hepinizi gaza getirmiş... Hepiniz yok Allah şöyle... Tanrı böyle derken adam içinizdeki imani zayıflığınızı ortaya çıkarmış... İmani zayıf olanlar Allahı mantıkla kavramaya ve kavramaya çalışır. Çünkü bir neden sonuca ihtiyacı vardır...

Hepiniz bu başlıkta adamın bir cümlesine diz çökmüşsünüz. Tanrınız olmuş adam... Haberiniz yok.

Başlığı açan çok zeki.
İyi olan bir durum Allahı düşünmek.Kötü bir şey yok bunda.Otururken kalkarken yürürken Allahı düşünmek tavsiye edilen bir şey.Beni anınki bende sizi anıyım gibi durumlar var.
 

Enneagram

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2019
Mesajlar
587
Tepkime puanı
985
Konum
DAİMON
Ama bir dakika lütfen. Eğer cevabı yazıyorsa gerçekten. Ayeti veya ayetleri isteyeceğim. Benim için önemli. Mümkün müdür?

Biz bir düşünelim, dünyaya gelmeden önce kainatın neyi eksikti de biz geldikten sonra tamamladık?

"Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı tesbih ve O'na hamd etmesin..." (İsra, 17/44)

Buradaki "şey" canlı cansız bütün varlıkları kapsıyor. Bizden evvel melekler, hayvanlar alemi ve bitkiler hepsi yaratılışına uygun şekilde itaat ile vazifelerini yapıyordu.

Cenab-ı Hak, bütün bu tesbih ve ibadetlerin çok daha ileri derecesini icra etmeye kabiliyetli bir başka mahiyet daha yaratmayı irade buyurdu: İşte bu ulvi mahiyet, arzın halifesi olacak olan insandı. Cenab-ı Hak, topraktan bir insan yaratacağını meleklere haber verdiğinde, ayeti vereyim.
"Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, onlara cevaben, "Siz benim bildiklerimi bilemezsiniz,.." buyurmuştu. (Bakara, 30.ayeti)
İmtihana tabi tutulan ve kazanmaları halinde melekleri geçecek olan bu yeni misafirler(insanlar), âyet-i kerimede de haber verildiği gibi, ancak Allah'a ibadet için yaratılmışlardı.

Ayet şöyledir:
"Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat, 51/56)
İbadetten maksat sürekli namaz kılmak zikir okumak, oruç tutmak degil. Marifeti yani bilmeyi de buna dahil ediyor. Çünkü Allah ı bilmek ve O'nu(cc) tanımak en büyük ibadettir.​
***
"O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir." (Bakara, 117.ayeti)
Bu yüzden yaratmak için Allah ın istemesi kafi.
Burada şu soruyla karşılaşılabilir.
Bana mı sordu da yarattı?
Cevaben:
Anne babanız sizi dünyaya getirirken nasıl sormak zorunda degildiyse -çünkü hiç var olmayan birisine öyle bir soru sorulamaz, öyle bir hakkı yoktur.- Allah'tan da bize sormasını beklememiz en az bu kadar abes olur.
Yoklukta olan birini varlıga çıkarmadan muhattap alamayız dolayısıyla soru da soramayız. Çıktığında yani dünyadayken "neden beni yarattınız, ben geri gitmek istiyorum" diye konuşursa da "deli bu" derler. Zira gelmiştir.
Allah böyle hükmünü icra ettirmek istemiş, "Ol!" demiş o da oluvermiştir.
Mülk kiminse tasarruf hakkı da O'na aittir.
İnsan aciz oldugunu hep unutuyor. Dünyaya gelirken ona sorulmuyor, anasını babasını seçemiyor, ismini cismini seçemiyor. Dolayısıyla anlamalı ki bu Mülk başkasınındır. Bu bile Allah ın varlıgına büyük kanıttır.
Faydalı olabildiysem ne mutlu.​
 
Ü

Üye silindi 58480

Tanrı için her tanımlama, sadece bir sınırlamadır.

Tanrıyı tarif ederken ilim, irfan, felsefe gibi referanslar gerekse de; en çok edebiyat gerekiyor. Edepten gelir.

Bir varlığın hakikatini; en güzel, en dokunaklı, en içten, en yaşatan bir şekilde tarif edemeyeceksen, etmemelisin.
 

PsişikHacker/34-28

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2019
Mesajlar
148
Tepkime puanı
99
Yaş
24
Konum
Şeytanların şehri istanbulda...
İş
Ölüyor..
Tanrı için her tanımlama, sadece bir sınırlamadır.

Tanrıyı tarif ederken ilim, irfan, felsefe gibi referanslar gerekse de; en çok edebiyat gerekiyor. Edepten gelir.

Bir varlığın hakikatini; en güzel, en dokunaklı, en içten, en yaşatan bir şekilde tarif edemeyeceksen, etmemelisin.
ADAM DER SUSARIM HACI ???❤❤❤
 

Kont Dracula

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
238
Tepkime puanı
303
Konum
Karanlığın uçurumuna daldım dibe gidiyorum.
Biz bir düşünelim, dünyaya gelmeden önce kainatın neyi eksikti de biz geldikten sonra tamamladık?

"Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı tesbih ve O'na hamd etmesin..." (İsra, 17/44)

Buradaki "şey" canlı cansız bütün varlıkları kapsıyor. Bizden evvel melekler, hayvanlar alemi ve bitkiler hepsi yaratılışına uygun şekilde itaat ile vazifelerini yapıyordu.

Cenab-ı Hak, bütün bu tesbih ve ibadetlerin çok daha ileri derecesini icra etmeye kabiliyetli bir başka mahiyet daha yaratmayı irade buyurdu: İşte bu ulvi mahiyet, arzın halifesi olacak olan insandı. Cenab-ı Hak, topraktan bir insan yaratacağını meleklere haber verdiğinde, ayeti vereyim.
"Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, onlara cevaben, "Siz benim bildiklerimi bilemezsiniz,.." buyurmuştu. (Bakara, 30.ayeti)
İmtihana tabi tutulan ve kazanmaları halinde melekleri geçecek olan bu yeni misafirler(insanlar), âyet-i kerimede de haber verildiği gibi, ancak Allah'a ibadet için yaratılmışlardı.

Ayet şöyledir:
"Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat, 51/56)
İbadetten maksat sürekli namaz kılmak zikir okumak, oruç tutmak degil. Marifeti yani bilmeyi de buna dahil ediyor. Çünkü Allah ı bilmek ve O'nu(cc) tanımak en büyük ibadettir.​
***

"O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir." (Bakara, 117.ayeti)
Bu yüzden yaratmak için Allah ın istemesi kafi.
Burada şu soruyla karşılaşılabilir.
Bana mı sordu da yarattı?
Cevaben:
Anne babanız sizi dünyaya getirirken nasıl sormak zorunda degildiyse -çünkü hiç var olmayan birisine öyle bir soru sorulamaz, öyle bir hakkı yoktur.- Allah'tan da bize sormasını beklememiz en az bu kadar abes olur.
Yoklukta olan birini varlıga çıkarmadan muhattap alamayız dolayısıyla soru da soramayız. Çıktığında yani dünyadayken "neden beni yarattınız, ben geri gitmek istiyorum" diye konuşursa da "deli bu" derler. Zira gelmiştir.
Allah böyle hükmünü icra ettirmek istemiş, "Ol!" demiş o da oluvermiştir.
Mülk kiminse tasarruf hakkı da O'na aittir.
İnsan aciz oldugunu hep unutuyor. Dünyaya gelirken ona sorulmuyor, anasını babasını seçemiyor, ismini cismini seçemiyor. Dolayısıyla anlamalı ki bu Mülk başkasınındır. Bu bile Allah ın varlıgına büyük kanıttır.
Faydalı olabildiysem ne mutlu.​
Cevabın için çok teşekkür ediyorum. Gayet iyi bir cevap olmuş. Bir de şunu ekleyeyim, adını hatırlamadığım bir surenin sırasını hatırlamadığım bir ayetinde 'İnsanları yaratma sebebi Allah katında saklıdır.' gibi bir ifade vardı. Eklemek istedim sadece.....
 
Ü

Üye silindi 57044

tanrı denilen güç; değişmeyen bir güçtür.. bir çeşit kuvvettir.. tam anlamıyla sabit ve hareketsizdir.. tanrı hakkında çeşitli felsefeler var, dinsel inanışlar var.. ama hiçbiri tanrı hakkında kesin olarak hükme varamazlar.. cezalandırıcı bir tanrı imajı düşünebiliriz.. aynı zamanda sevgi dolu ve iyiliksever bir tanrı imajıda düşünebiliriz.. ikiside doğrudur.. herşey algılayana göredir, yani kişinin kendi algısındadır.. yaradan'ın gerçek doğası ise onun sabit ve hareketsiz bir nur olduğu gerçeğidir..

yaradanı tanımanın en iyi yolu yaradılanı tanımaktır.. tüm fiziksel evreni gözlemlediğimiz zaman tek bir sonuca ulaşıyoruz.. bütün fiziksel evren, minarel, bitki, hayvan ve insan dahil bir çeşit haz alma istek ve dürtüsüdür.. bütün yaratılanların istek, motivasyon ve eylemleri, hareket etme güç ve motivasyonları haz alma dürtüsü üzerine kurulmuştur.. yani yaradılış o denli bir haz alma arzusudur ki; onun dışında hiçbir şey yok gibidir.. gözün gördüğü herşey, herkes ve her yaradılan bir haz alma dürtüsü gibi çalışıyor.. onun eylemlerini, motivasyonlarını vs bu dürtü sağlıyor..

bitkilerin suya ve ışığa ihtiyaç duyması, hayvanların besine ve çiftleşmeye ihtiyaç duyması, insanlarında o şekilde olması hep bir dürtü şeklinde işlemektedir.. sanki bir güç bu yaradılanlarda arzu ve istek yaratmış gibidir ve kendiside haz gibidir.. gerçektende öyledir.. yaradılan arzudur.. yaradan ise hazdır.. minarellerde bile haz alma, ışık alma arzusu vardır.. onlarınkide atomsal anlamda artı ve eksi çiftleşmesidir.. yani atomik anlamda madde sürekli artı ve eksi çiftleşmesi halinde değilmi? zaten öyle olmasa madde ve minareller var olmaz.. yani en cansız madde bile bir çeşit istek ve arzu barındırıyor.. yaradanın ışığını arzulayan, minimal bile olsa hazzı arzulayan bir kuvvet kısacası..

o yüzden yaradılana bakarak kısaca söyleyebiliriz ki; yaradan denilen güç bir çeşit haz verme arzusudur.. en basit anlamda bunu söyleyebiliriz.. çeşitli dini, spirütüel, manevi, ekollerle onu bir forma oturturuz.. o şöyledir veyahut böyledir deriz.. maddesel anlamda yaradan hakkında inkar edemeyeceğimiz tek şey ise; onun dolduran, haz veren, ihsan eden bir güç olduğu gerçeğidir.. bunu inkar edemiyoruz.. yaradanın veren, yaradılanın alan doğada olduğunu inkar etmek; tıpkı yer çekimi yoktur demek gibi birşey olduğu için bunu inkar edemiyoruz..

tabi ondan sonrası yoruma açık.. yaradan veren, yaradılan alan.. böyle yaparak neyi murad etti sorusunu sorduğumuz zaman herkes kendine göre bir cevap getirebilir.. ondan sonrası tartışmaya ve çeşitli felsefeler açık kısacası..
 

Enneagram

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2019
Mesajlar
587
Tepkime puanı
985
Konum
DAİMON
Cevabın için çok teşekkür ediyorum. Gayet iyi bir cevap olmuş. Bir de şunu ekleyeyim, adını hatırlamadığım bir surenin sırasını hatırlamadığım bir ayetinde 'İnsanları yaratma sebebi Allah katında saklıdır.' gibi bir ifade vardı. Eklemek istedim sadece.....
Estagfurullah, her zaman.
Şöyle de ekleyim dediğiniz türde bir ayet olsaydı benim yukarıda verdigim ayet olmazdı. Söylediginiz ayeti kerime şuna benzer bir şey olabilir mi?

“Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyuncular olarak (oyun ve eğlence olsun diye) yaratmadık. Bunları sadece gerçekle yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.”
(Duhan, 38./39.ayetler)
Onların çogu bilmiyorlar, gibi bir cümleyi o şekilde anlamış olabilirsiniz.

Birde konuyu açmanız sebep olan sorunuza;
Bu soru olmamış.
demiştim. Sizde;
demiştiniz.

Nedenini de açıklıyayım isterseniz.
“Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. Eğer bir eğlence edinmek isteseydik onu kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık böyle yapardık”
(Enbiya, 16./17.ayetler)
Yukarıdaki ayetlerde yüce Allah evreni boş yere gayesiz yaratmadığını, kâinatta yaratılan her şeyin bir hikmeti olduğunu haber verir. İnsanın da bu hikmetleri anlaması gerektiğine bir işaret vardır. Aynı zamanda bu ayetlerde Allah’ı yaratılanlara benzeten putperestlere karşı bir uyarı vardır.
(Ayetin indirildiği dönemdeki putperestler de bu tür sorular yöneltirmiş Hz. Muhammed'e(sas), ayet ile cevap veriliyor.)
Çünkü Allah beşeri özellikler olan oyun ve eğlence gibi özelliklerden münezzehtir. Allah boş ve anlamsız iş yapmaz; onun yaratması anlamlı ve hikmetlidir. Allah bu mükemmel kâinatı kâfirlerin hayal etmek istedikleri gibi sadece dünya hayatı için oyuncak olarak yaratmamıştır. Aksine yaratılanların büyük bir hikmeti vardır. Yaratılan bu kusursuz evren sayesinde insan Allah’ı tanıyacak ve onun kudretini anlamış olacaktır.

İyi forumlar.
 
Üst