Psikosomatik nöbetler... Bu nöbetler genellikle stresin ve negatif duyguların bilinen hallerine karşılık birçok hastalığa benzer hasarlar bırakır. Mesela küçüklüğünde istismara uğrayan biri sürekli idrar yolu enfeksiyonu geçirmeye başlar, bacakları uyuşur yürüyemez hale gelir. Ya da eşi çocuk tacizinden hapse atılmış bir kadın, tanık olduğu şeylere karşı ileride kör kalabilir. Başkasının anlattığı ya da tanık olunan bir kriz anı bile ileride zihinde ayrışmaya neden olabilir. Özellikle epilepsi şüphesiylle gelen hastaların nöbetleri yalancı epilepsi nöbeti çıkar. Birçok daha örneği bulunan bu psikosomatik hastalıkların neden olduğu disosiyatif nöbetler, başka hastalıklara yakalanıldığı şüphesiyle başvuran insanların, test ve tahlil sonuçlarının normal çıkmasıyla aslında psikosomatik ataklar olduğu ortaya çıkar. Kişi kendini kanser, epilepsi, kör, yürüyemez, kolunu kullanamaz veya felç olduğunu zannederek başvurur. Aslında bu doğrudur. Yaşanılan nöbetler ve disosiyatif ayrışma gerçekten bir insanı kör eder, sakat bırakır, sürekli nöbet geçirir hale getirir ya da amneziye neden olur. (vb.) Ama bunlar psikosomatik nedenlidir.
Psikolojik sorunlar tedavi edilmezse kümülatif bir şekilde tüm vucudu ele geçirebilir. Buna istinaden bilinçaltımızın hangi zamanda hangi olaydan etkileneceğini bilmek mümkün değildir. Belki tiksinç bir olay yaşarken gözü su içen köpeğe takılan birinin ileride sudan tiksinir hale gelebileceğini kimse ön göremez ama olabilir. Ya da iki büklüm olmuş distonik bir hasta aslında felç değildir ama psikosomatik nedenle gerçekten felçli bir hasta gibi hareket edemez. Bunun farkını nörologlar anlar. Genellikle kişileri psikiyatiye yönlendirir. Tabi hastaların çoğu tanımlı bir hastalığa yakalanmış olduğuna öyle bir inanmak ister ki tedaviyi reddeder. Çünkü kimse deli değildir ve ne münasebettir.
Oysa zihnimiz o kadar enteresan çalışır ki odağa bağlı olarak önem arz etmeyen şeyleri gözünüzün önünde bile olsa algılatmaz. Her gün bu tip körlüğe maruz kalırız ama bunın bilincinde değiliz. Çünkü işimize yaramaz. Tıpkı basketbol maçında kaç pas yapıldığı sorulan kişilerin oynatılan videodaki dans eden maskotu kimsenin görmediği deney gibi. Kısaca zihin kişinin işe yaramayan, ona zarar vereceğini düşündüğü, birçok şeye kördür. Bu bazen o kadar ileriye gider ki zihinsel ayrışmayla kişinin tüm geçmişini unutturavağı bir kimlik yaratır.
Zihnimiz o kadar mükemmel ve o kadar karmaşıktır ki hala sınırları ve çalışma prensibi çözülememiştir.