"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Şimdiki insanlar neden cinselliğe ve aşka programlanmış gibi davranıyorlar?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Ori
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
farkında olabilmek ne mutlu..en azından bir kısmımız robot olmasın da isyan edelim şahsen ben isyan edeceğim bu duruma bazı mesajlar insanlara bu duyguları aşılıyor öğrendim artık ama o konuyu açmak yasak olduğu için açmıyorum
 
Çocukluk anılarıma baktığımda kendim, ailem ve etrafımdakilerle ilgili hatırladığım ilk anılar 2,5 yaşıma dayanıyor. Mahallemizde herkes herkesi severdi, kimse kimsenden korkmazdı, bir evde yemek pişse bütün mahalle yerdi. Zamanla aynı apartmanda oturduğumuz insanlara bile selam vermez, mahallemizde ki insalardan korkar olduk. Aynı çatı altında yaşayan ailelerin fertleri bile birbirini sayıp sevmiyor. Ve insanlarda sevgi algısı değişmeye başladı. Eskiden Seni Seviyorum kelimesi yeterli gelirken şimdi bunun ispatı gerekli. İnsanların sevgiyi gösterme şekilleri ve sevgiyi algılama şekilleri değişti çünkü. Saf, karşılıksız sevgi yok denecek kadar az. Bunu yerini fiziksel temasın getirdiği hazlar aldı. İnsanlar bu hisleri sevgi sanıyor çünkü.
 
Bende lise sonda okuyorum ve çevreme bakıyorum. Bende mi bir anormallik var bunlarda mı diye. Hiç bıkmıyorlar konuştukları tek konu bu tarz şeyler. Afedersiniz ama kimin eli kimin cebinde belli değil. Yok bu onu seviyor , yok o onu eski sevgilisiyle aldatmış. Gündemde bir tek bunlar var. 18 yaşında gencecik kızlar diyorlar ki birbirine : " Onu elinde tutmalısın , onun için savaşmalısın. " Neyin kafasındalar ? Anlamıyorum ki. Her şey çok basitleşti artık .
 
Ben neler görüp neler duydum. Bazı şeyleri görünce midem kaldırmıyor. Midemi bulandırıyorsun sözünün mecazi değil aslında gerçek olduğunu anladım. Çünkü baktıkça midemi bulandıran insanlar ve kirli hayatları var. Kimsenin nasıl yaşadığı beni ilgilendirmez ama o tür insanlar benim hayatıma girmeye kalkıp bana zararı dokunursa canlarını yakmaktan çekinmem. Nitekim bu bahsettiğim durum çok oldu ve hak edene hakettiklerini verdim.
 
ahir zamanda yaşıyoruz.insanların programlanmış robot gibi davranmalarına sebep bu maalesef.
 
Annem (62 yaşında) bana bir gün dedi ki: Otobüste gençken hep ayakta yolculuk yapardım. Çünkü benden büyüklere yer verirdim. Bu yaşıma geldim, hala ayakta yolculuk yapıyorum. Çünkü gençlerden kalkıp yer veren yok...

Ben kendi adıma düşündüğüm zaman, aynı şeyi bende söyleyebilirim. Fakat şu da bir gerçek ki, bu yeni nesli yetiştiren de biziz. Hep çocuklarımız rahat olsun diye gerekirse "eşşek" gibi çalışıyoruz, zorluk çekmesin diye herşeyi üstleniyoruz ve kendimizi sıkıntıya sokuyoruz. Onlara "gelecek" hazırlıyoruz aklımızca.. Hani derler ya, balık verme, balık tutmayı öğret! Biz tutmayı öğretmiyoruz, sadece veriyoruz.. SOnra bu çocuklar niye böyle yetişti diye düşünüp duruyoruz..

Sevgili Ori24 dediğine katılıyorum, fakat bunu biz kendi kendimize yaptık.. Ve yeni nesil 40'lı yaşları aşınca, sonraki nesile de kendi annesi babası gibi olmayı öğretmeye çalışacak.
 
Annem (62 yaşında) bana bir gün dedi ki: Otobüste gençken hep ayakta yolculuk yapardım. Çünkü benden büyüklere yer verirdim. Bu yaşıma geldim, hala ayakta yolculuk yapıyorum. Çünkü gençlerden kalkıp yer veren yok...

Ben kendi adıma düşündüğüm zaman, aynı şeyi bende söyleyebilirim. Fakat şu da bir gerçek ki, bu yeni nesli yetiştiren de biziz. Hep çocuklarımız rahat olsun diye gerekirse "eşşek" gibi çalışıyoruz, zorluk çekmesin diye herşeyi üstleniyoruz ve kendimizi sıkıntıya sokuyoruz. Onlara "gelecek" hazırlıyoruz aklımızca.. Hani derler ya, balık verme, balık tutmayı öğret! Biz tutmayı öğretmiyoruz, sadece veriyoruz.. SOnra bu çocuklar niye böyle yetişti diye düşünüp duruyoruz..

Sevgili Ori24 dediğine katılıyorum, fakat bunu biz kendi kendimize yaptık.. Ve yeni nesil 40'lı yaşları aşınca, sonraki nesile de kendi annesi babası gibi olmayı öğretmeye çalışacak.
Otobüste yaşlılara yer verme konusunu açtığınız iyi oldu. Ömrü otobüslerde geçen biri olarak değinmek istediğim bir nokta var. Okuldan çıkıp evime dönme güzergahında, hastahane durağı vardı. Hasta bir çok yaşlı amca teyze biniyor ve ne kadar yorgun olsamda hemen kalkıp yer veriyordum. Ya da başka duraklarda binenlere. Fakat 4-6 durak ilerdeki alışveriş merkezleri güzergahında binen hiç bir yaşlı teyzeye ya da amcaya yer vermem. Bütün gün alışveriş merkezlerinde gezmeye enerjileri var, 4-5 durak ayakta durmaya enerjileri yok. Bir de bu tür yaşlı kesim laf sokar, yeni nesil çok saygısız ayağa kalkıp yer vermez diye. Artık alışveriş merkezinde o kadar gezince yorgunluk çenelerine vurmuş olmalı. Nedense hastananeden binen teyze ve amcalar yer versende oturmaz. Siz bizlerden de yorgunsunuz kalkmayın evladım derler. Çokta haklılar, eğitim sisteminden dolayı at yarışına hazırlanır gibi hazırlanan bir gençlik, okul, dershane, etüt, özel ders, bunun yanında o zamanlar beden eğitimi dersleri de vardı. Hem beyinsel, hem fiziksel hem de ruhsal yorgunluklar. Ayakta durmaya halimiz kalmıyordu. Oturmak istediysen, müsade et teyzecim biraz oturayım dedin de biz mi kalkıp yerimizi vermedik. Ki normalde demelerine bile fırsat vermeden, kalkıp yer veriyoruz. ( benim gıcık olduğum kesim hariç, bazen vicdan yapıp yer verdiğimde oluyor) Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, iyi konuş canımı ye. Laf sokarsan tabiki yer vermem.
Nesil yetiştirme konusuna gelince, valla kimse ne ebeveynlerine ne de öğretmenleri ya da ona buna kusur bulsun. Herkes kendisinden mesuldür. Herkes kendisini kendi yetiştirir. Bir insanın kendisini yetiştirmesi çok önemli. Bunun içinde hiç kimseye ihtiyacı yok, kendisine kendisi yeter.
 
Bu gençlerin adam olması için ( Bunun içinde bende varım ) Kuran Ahlakını benimsemeleri lazım .
 
Cinsellik lise çağında bendede ön planda idi biraz.Nitekim tanıştığın gezdiğin kızın yada karşı cins için erkeğin evlenmiceğin kişi olduğunu az çok anlayabiliyorsun.Onun için olacak ki eğlence boyutuna bakıyorsun işin..Ama 2-3 yıldır kullandığım depresanlardan mı olacak bilmiyorum dünyada sanki sonsuza kadar tek yaşayabilirmişim gibi rahat ve takıntısızım..Doğrudan subliminal mesajlardan olduğunu düşünmüyorum açıkçası insanoğlunun doğasında olan şeyler ortaçağlarda bu kadar ön plana çıkartamamış kimse din baskısı toplum baskısı vs..Çağımızda kim kimi takıyor ki ! Herkes kendi bildiğini yapıyor ve medya olarakta bunlar bi şekilde normal ve doğalmış gibi gösterildiği içinde herkes bu konulara eğilim içinde oluyor..Benim düşüncem budur..

Saygı ve sevgi ile dostlar..
 
Bir bayan olarak görüşüm artık daha çok erkeklerin programlanmış olduğu yönündedir. Akılları sadece cinsellikte gibi. Aşk kavramı bile saptırıldı diye düşünüyorum olması gerekenden çok çok uzaklaştı artık. Para maddiyat ve cinsellik bunlar hat safada gibi görülüyor. Ve daha çok erkekler yönünden. Aşk artık kullanma gibi bir hal aldı. Ve giderekte kötüleşiyor bence. Saf duygular saygı sevgi yerini cinselliğe bıraktı resmen bazı kişiler için tabiki. Güvenilecek pek fazla insan yok. Kimseyle berrak bir iletişim kurulmuyor en azından kendi gördüklerim bunlar. Ve katlanmak zorundayız resmen.
 
İyi ve Doğru,iyi olan şey her zaman doğru değildir.Doğru olan şey de bu zamandaki gençlerin pek ilgilenmediği bir şey.Kişisel görüşüme dayanarak söylüyorum bu tür şeyler şu an onlara iyi geliyor 7-24 bu tür düşüncelerle yaşıyorlar diyebilirim.Düşündüğüm kadarıyla ya yapacak bişey bulamıyorlar ya da feci şekilde sayın ori24'ün dediği gibi programlanmışlar.Ben şu an dövüş sporlarıyla ilgilendiğim için böyle bir düşünce bende yok.
 
Ben lise öğrencisiyim ve evet, etrafımda aşk aşk diye ölen, ay yakışıklı ay güzel diye dolanan onlarca insan var. Ben onların duygularındaki, sevgilerindeki samimiyete inanmıyorum. Kapağını beğendikleri kitaplara bayılıyorlar ama içini açtıklarında sonuç hayal kırıklığı...
Ben bu gözlemlerim yüzünden, insanların görünüşlerine bakmıyorum uzun zamandır. Gerçek sevgi budur, en çirkini sevebilmek, onu güzel görebilmek, bir çok kişi benimle dalga geçer, iç güzellik diyince, ben bunu kalıp sözcük olarak değil, gerçek anlamda buna önem verdiğim için dile getiriyorum.
Şunu söyleyebilirim ki, gerçek sevgi, kör olan sevgidir. Kör biri, gerçek aşkı tadabilir. Çünkü, gözüyle gördüğüne değil, kalbiyle hissetiğine aşık olur, kalbine aşkını resmeder ve o görüntüye tutulur, başkalarını görmez, yakışıklı güzel, ona ne? Körlük, belki gerçek körlük, belki değil..
Gerçi böyle düşünmemin şuan bir manası yok, çünkü çevrem aynı düşünceye kapılmış gidiyor ' gençsin eğlen' onlar da farkında aslında geçiciliğinin, onlar kendilerine dayatılmış kurallarla, iyi budur denen iyilerle, güzel denen güzellerle yürümek istiyorlar, popüler kültür, birinin ağladığına herkes ağlıyor, biri karaya ak desin, hepsi kara diyor, yok işte.
Yaşları ilerledikçe, pişman olabilirler, belki de olmazlar.. Hataları olmadan öğrenemeyeceklerinden, ve şimdilik onları yönlendirmek için imkanımız olmadığından, şansımızı kendi çocuklarımıza bırakıp, bu zamanın da akışını izlemeliyiz
 
Ben sana şöyle diyim.Bu insanlar yani bizler belli bir kavrama odaklanmış gelişmiş gibi gözüken fakat basit olan bir canlı türüyüz.Geliştirilebilir miyiz (?) evet ! Fakat çoğu insan bu işlerle ilgilenmeyi seçmez.Amaçları yaşamak ! Sadece yaşamak.Kendilerini boş işlere sürerek egolarını tatmin eden birer cahil yaratık sürüsü.Hepsi değil,çoğunluğu böyle.Benim şahsi görüşüm budur.Şöyle otursalar bi bakınsalar kendinlerine belki daha farklı olur.
 
Bir bayan olarak görüşüm artık daha çok erkeklerin programlanmış olduğu yönündedir. Akılları sadece cinsellikte gibi. Aşk kavramı bile saptırıldı diye düşünüyorum olması gerekenden çok çok uzaklaştı artık. Para maddiyat ve cinsellik bunlar hat safada gibi görülüyor. Ve daha çok erkekler yönünden. Aşk artık kullanma gibi bir hal aldı. Ve giderekte kötüleşiyor bence. Saf duygular saygı sevgi yerini cinselliğe bıraktı resmen bazı kişiler için tabiki. Güvenilecek pek fazla insan yok. Kimseyle berrak bir iletişim kurulmuyor en azından kendi gördüklerim bunlar. Ve katlanmak zorundayız resmen.


Erkek kadın diye ayırmamak lazım bence bunu, Bende çevremdeki insanları bayan olsun erkek olsun çeşitli yaşlarda sürekli birilerinin peşinde koşarak geçirdiğini görüyorum. Bu iş öyle bir hal almışki artık kimse sevgilisiz kalmamanın peşinde, sevgi ve aşk için değil sadece oyalanacak zaman geçirecek birilerini arıyorlar. Sonuç : kısa kısa ilişkiler ve boşa harcanmış hayat.
 
İnsan hayati ihtiyaçlarını karşılayabildikten sonra başka arayışlara girerler. Bu aşk olur, sevgi olur, cinsellik olur...
Ergen diye tabir ettiğimiz kısım yaşları itibari ile tamamen duygularına göre hareket ederler. O yaşlarda doğal olarak karşı cinse ilgi artar ve duygular çok yoğun yaşanır. Yaş biraz daha büyüdükçe öncelikler ve mecburiyetler değişir. Bir insan para kazanma, karnını doyurmaya ve barınmaya öncelik verir. Bu arada duygularına çok yer veremez hayatında.

Kısaca bu durumun daha çok yaşla ve sonrasında temel ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamama ile alakası vardır derim.
 
Çocukluk anılarıma baktığımda kendim, ailem ve etrafımdakilerle ilgili hatırladığım ilk anılar 2,5 yaşıma dayanıyor. Mahallemizde herkes herkesi severdi, kimse kimsenden korkmazdı, bir evde yemek pişse bütün mahalle yerdi. Zamanla aynı apartmanda oturduğumuz insanlara bile selam vermez, mahallemizde ki insalardan korkar olduk. Aynı çatı altında yaşayan ailelerin fertleri bile birbirini sayıp sevmiyor. Ve insanlarda sevgi algısı değişmeye başladı. Eskiden Seni Seviyorum kelimesi yeterli gelirken şimdi bunun ispatı gerekli. İnsanların sevgiyi gösterme şekilleri ve sevgiyi algılama şekilleri değişti çünkü. Saf, karşılıksız sevgi yok denecek kadar az. Bunu yerini fiziksel temasın getirdiği hazlar aldı. İnsanlar bu hisleri sevgi sanıyor çünkü.

Eskisi gibi değil dediğiniz gibi. Bir kızın bile bana söylediği laflar o kadar şaşırtıyor ki artık beni gerçekten aklım almıyor. Herkesin aşk anlayışı fiziksel temas oldu artık. Dediklerinize harfiyen katılıyorum.

Bende lise sonda okuyorum ve çevreme bakıyorum. Bende mi bir anormallik var bunlarda mı diye. Hiç bıkmıyorlar konuştukları tek konu bu tarz şeyler. Afedersiniz ama kimin eli kimin cebinde belli değil. Yok bu onu seviyor , yok o onu eski sevgilisiyle aldatmış. Gündemde bir tek bunlar var. 18 yaşında gencecik kızlar diyorlar ki birbirine : " Onu elinde tutmalısın , onun için savaşmalısın. " Neyin kafasındalar ? Anlamıyorum ki. Her şey çok basitleşti artık .

Bunlar onlar için en önemli konuların başında yer alıyor. İnsanların uğraşacak birşeyleri olmadığı zaman (boş insan) bu konuları benimsiyorlar. Gereksizliğini farketmeden hayaller alemine dalıyorlar ve bir çeşit hipnoza maruz kalıyorlar. Bir zaman sonra yalnızlık onları bunaltıyor ve birine gitme çabası içine giriyorlar. Erkek ve kız farketmiyor bu konuda. Gençlerin çoğu bu gibi durumları benimseyince boş kalamıyorlar. Boş insan boş kalmaz bir bakıma.. Bu gibi şeyleri kendilerine felsefe edinmiş beyinlerle dolu ortalık ve çoğu gencin asıl istediği erkek ve kız olarak ayıracak olursak erkekler: zevk kızlar: egodur.
 
ori24 sana çok katılıyorum. Erkekler kızlar tanışınca hemen yan gözle bakıyorlar. Dostluk bile kuramıyoruz. Kızlar erkeklere teklif eder olmuş erkekler kızları kullanma peşinde. İnsanlık nereye gidiyor...
 
Bence haklılar. Tek bir hayatınız var ve eylenerek geçirmelisiniz nasılsa sonsuda dek hiçlikte kaybolacaksınız.
 
O hiçlikte kaybolmak yerine, hiçlik kavramını bilmek ve öğrenmek daha doğru olur. Bu insanlar hiçbirşey öğrenmeden yaşıyorlar. Asıl hayatlarını heba edenler onlardır. Bilgi demek önde olmak demektir. Geride kalmak isteyenler orada sonsuza kadar kalabilirler ve yaşamlarını eğlence içinde sürebilirler. Eğlence zamanla yok olacaktır fakat bilginiz size eğlencenin yollarınıda açacaktır. Hayat demek sadece eğlenceden ibaret değildir. Hayat size farklı yollar sunarken siz sadece o yolda vakit harcayacaksınız ve asıl yaşamı tadamadan yok olacaksınız. Bilgi size asıl hayatı yaşatacak olandır.
 
O hiçlikte kaybolmak yerine, hiçlik kavramını bilmek ve öğrenmek daha doğru olur. Bu insanlar hiçbirşey öğrenmeden yaşıyorlar. Asıl hayatlarını heba edenler onlardır. Bilgi demek önde olmak demektir. Geride kalmak isteyenler orada sonsuza kadar kalabilirler ve yaşamlarını eğlence içinde sürebilirler. Eğlence zamanla yok olacaktır fakat bilginiz size eğlencenin yollarınıda açacaktır. Hayat demek sadece eğlenceden ibaret değildir. Hayat size farklı yollar sunarken siz sadece o yolda vakit harcayacaksınız ve asıl yaşamı tadamadan yok olacaksınız. Bilgi size asıl hayatı yaşatacak olandır.


İstersen Evrenin en büyük sırlarını öğren öldükten sonra hiçbirşeye yaramaz. Öldükten sonra ne yaptığın kim olduğun önemsizdir. Ben kendi acımdan zaten aşka inanmam cinsellike uzun süreli bir zevk değil benim tek zevkim bilimdir. Hayatımın tek amacı ölümsüzlüğü bulmak ki bunu basardım. Tek eksik sponsor.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst