intiharin gunahi

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,100
Tepkime puanı
4,987
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
İntihar eden ruha ne olur ve eger kisi olmemisse yasiyorsa intihar etme girisimi yinede gunahmi? Varsayalim kisi herkesce iyi biri fakat bir konuyu asamiyor ve ibadetlerini yapip ALlaha kavusmak icin intihar ediyor ne olur?
 

spatyom

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ağu 2011
Mesajlar
23
Tepkime puanı
2
aynı konuyu bende çok merak ediyorum... Allah kimseye kaldıramayacağından fazla yük vermezmiş ama ibadetlerine devam edip elinden geldiğince kötülük yapmadan yaşarsan hatta kötülük yapacak kadar bile insan içine girmiyorsan ve sürekli ibadetle meşgul olduğun halde derdini aşamıyorsan ne olacak o zaman? Evet intihar çok günah Allah'ın verdiği canı kafamıza göre biz alamayız ama nette bu konuyu araştırırken bir kaç yazı okudum yazıda diyorki eğer br işin derdin altından kalkamazsanız intihar etmek yerine şöyle dua edin; “Allâhümme ahyinî, mâ kâneti’l-hayâtü hayran lî. Ve te- veffenî izâ kâneti’l-mevtü hayran li.”Manası: “Allah’ım, benim yaşamam hayırlı ise beni yaşat, ölmem hayırlı ise beni öldür; bu hâlden kurtar.”
Hayat bazen öyle insanın üstüne geliyor ki... Her günüm cehennemden farksız ben intihar etmektense böyle dua etmeyi tercih ediyorum...
 

Mrs.Şeytan

Kayıtlı Üye
Katılım
20 May 2014
Mesajlar
415
Tepkime puanı
66
Konum
Cehennem
İş
İngilizce Öğretmeni
Allah'ın bize emanet verdiği canı, Allah sana verdiği canı almadan sen o cana kıyarsan emanete bakmamış olursun. Bu yüzden çok ağır bir günah işlemiş olursun...
İYİ GÜNLER :)
 

spatyom

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ağu 2011
Mesajlar
23
Tepkime puanı
2
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Kim kendini bir dağdan atar da intihar ederse o Cehennem ateşinde kendini hep ateşe atıp durur. Sonsuza dek böyle devam eder. Kim zehir içerek intihar ederse Cehennem ateşi içinde zehiri elinde onu içer durur. Sonsuza dek böyle devam eder. Kim bir demir parçasıyla intihar ederse demir parçası elinde Cehennem ateşi içinde onu ha bire kendine vurup durur. Sonsuza dek böyle devam eder.” (Buharî, Edeb 44, 73, Tıp 56; Müslim, İman 175, 177; Tirmizi, İman 16, Tıp 7)
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
İntihar eden ruha ne olur ve eger kisi olmemisse yasiyorsa intihar etme girisimi yinede gunahmi? Varsayalim kisi herkesce iyi biri fakat bir konuyu asamiyor ve ibadetlerini yapip ALlaha kavusmak icin intihar ediyor ne olur?

Allah'a ulasmak zaten dünyevi imtihan sonucu gerceklesen bir durumdur, kisi ben bu imtihani kaldiramiyorum dediginde zaten yeterince rabbine güvenmemistir, zira sana kaldiramayacagin yükü yüklemem diyen O. Ve kisinin basina ne gelirse gelsin hakikatte o o kisinin kaldirabilecegi dozdadir.

Intihari düsünmek cok tehlikeli bir durum madden ve manen ama manen elbette daha büyük, ama düsündügü icin kisi kaybetmis sayilmaz, o bir bunalim stres anidir, yardim eden yine Allahtir tabiki yardimina siginanlar icin.
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
Akli dengesi (delilikten bahsetmiyorum ) yerinde olmadığı için intihar eden var. Düşünüyorum akli dengesi yerinde olmayan biri cehenneme gider mi?
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
Allaha kavuşmak gibi ulvi bir amaç ta olsa insanın kendi canına kıyması insanı küfre götürür neticede kendi canın bile olsa cana kıymak caniliktir...
 

mezardansesler

Kayıtlı Üye
Katılım
21 May 2014
Mesajlar
26
Tepkime puanı
0
Tanrı bize kaldiramayacagimiz yükü yuklemez intihar eden kisi arafta kalir. Orasi cinlerin hayvanlarin akli dengesi olmayanlarin yeridir.
 

spatyom

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ağu 2011
Mesajlar
23
Tepkime puanı
2
Akli dengesi (delilikten bahsetmiyorum ) yerinde olmadığı için intihar eden var. Düşünüyorum akli dengesi yerinde olmayan biri cehenneme gider mi?
Akli dengesi yerinde olmadığı için bu kişiler günahtan mesul tutulmazlar diye biliyorum ben sonuçda akıl ve mantığı yerinde değil ne yaptığını bilmiyor ki...
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
Akli dengesi yerinde olmadığı için bu kişiler günahtan mesul tutulmazlar diye biliyorum ben sonuçda akıl ve mantığı yerinde değil ne yaptığını bilmiyor ki...

Demekki olayı intihar olarak nitelendirmemek lazım. Öyle bir an gelir ki insan sağlıklı düşünemez (yada hiç düşünemez). Şartlar zaman mekan yaşananlar illaki sorulacaktır.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
İstisnasız her gün intihar etmeyi düşünen biriyim hatta defalarca planlamış.
Yapamıycağımı biliyorum.
 

Requiem For A Dream

Kayıtlı Üye
Katılım
18 May 2014
Mesajlar
143
Tepkime puanı
2
İntihar islam dininde büyük günahtır geri dönüşü olmaz, Allaha kavuşmakta olsa yapılmaması gereken bi durum.
 

ptaah

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Kas 2010
Mesajlar
280
Tepkime puanı
20
Konum
Allah'ın anıldığı yerlerden
Ruhlar arasında Bedri Ruhselman adlı kitaptan alıntıdır

Bütün spiritüalist ekollerce intihar çok kötü, çok iğrenç ve
müthiş felâketlerle dolu ıstıraplı neticeleri hazırlıyan bir harekettir.
Bir insanın intihar edebilmesi için başına nelerin geleceğini ve bu
kötü hareketiyle bir adım ötede kendisine ne kadar büyük felâketleri
hazırlamış bulunduğunu bilmiyecek kadar cahil ve küçük olması
lâzımgelir. Çok uzun ve çok mühim olan bu mevzuun mütalâasını
moral bahislere ait başka bir esere bırakarak şimdilik sadece spatyomdakileri
tanımak maksadiyle buna temas ediyor ve evvelâ ilk
spiritizma külliyatından birkaç misâl vermekle işe başlıyorum.
1 — Bu misâli intihar etmiş bir zavallının spatyomdaki fecî ruh
halini gösteriyor. Şimdi sözü, bu müşahedeyi takdim eden büyük
araştırıcı Allan Kardec'e bırakıyorum :
«1858 senesi Nisanının yedinci günü akşama doğru elli yaşında
kadar bir adam Paris'de Samaritaine müessesesine bir banyo almak
üzere girmiş ve bir locaya kapanmıştı. Üzerinden iki saat geçtiği
halde garson bu adamın dışarı çıkmadığını görerek merak etmiş ve
rahatsız olup olmadığını anlamak için kamarasına girmişti. İçeri
girer girmez korkunç bir manzara ile karşılaştı. Bu bedbaht adam
boğazını ustura ile kesmişti ve banyosunun suyu onun boynundan
fışkıran kanla boyanmıştı. Kadavra morga gönderildi.
<• Ölümünden altı gün senra adamın ruhu Paris Spiritizma Cemiyeti
tarafından davet edildi :
(Davet) (Medyomun rehber ruhu cevap veriyor:)
«R. r. — Biras bekleyiniz... Şimdi geldi, buradadır.
«Sual — Şimdi nerede bulunuyorsunuz?
37
«Cevap — Bilmiyorum. Siz söyleyiniz ben neredeyim?
«S. — Siz spiritizma ile meşgul olan bir insan topluluğu içindesiniz.
Onlar sizin iyiliğinizi arzu eden kimselerdir.
«C. — Ben yaşıyor muyum, söyleyiniz? Tabutumun içinde boğuluyorum
». Burada Allan Kardec'in şu notlan vardır: «Bedeninden
aynlmış olmasına rağmen onun ruhu hâlâ cismanî maddenin girdapları
içine tamamiyle gömülü bulunmaktadır. Ve onun yersel
fikirleri hâlâ canlı olarak yaşamaktadır. O, öldüğünü bilmiyor.»
«S. — Bizim yanımıza gelmenize kim sebeb oldu?
«C. — Sizin yanınızda teselli duyduğumu hissediyorum.
«S. — Intihannızm sebebi nedir?
«C. — Ben öldüm mü? Hayır. Hâlâ bedenimdeyim. Merhametli
bir el çıksa da bu işi bitirse!»
Bu adam boğazını keserek kendisini öldürdüğü için bütün dikkatini
bu uzvu üzerinde toplamıştır. O çoktan öldüğü veya boğulduğu
halde hâlâ boğulma ameliyesinin bitmediğini duyuyor ve bu
işi bitirecek bir insanın çıkmasını ve kendisini azaptan kurtarmasını
temenni ediyor. Bu hal intihar edenlerin mümeyyiz vasıflarından
birisidir. Devam edelim :
«S. — Niçin kendinizi tanıtacak bir nişane bırakmadınız?
«C. — Ben terkedilmiştim, ıstıraptan kaçtım, azabı buldum.
«S. —• Hâlâ meçhul olarak mı kalmağı arzu ediyorsun?
«C. — Evet. Kanayan bir yaraya kızgın demir sokmayınız...
«S. — Müstakbel bir hayatın mevcudiyeti hakkındaki düşünce
nasıl oldu da sizin bu intiharınıza mâni olamadı
«C. — Ben istikbale inanmıyordum. Ümitsizdim, istikbal ümit
demektir.
«S. — Hayatınızın sönmek üzere bulunduğunu hissettiğiniz anda
neler düşündünüz?
«C. — Hiçbir şey düşünmedim. Yalnız duydum ki... Hem benim
hayatım sönmüş değildir kî, Ruhum bedenime bağlı. Ve kurtlann
bedenimi kemirdiğini duyuyorum» (26/344).
Ruh ve Kâinat kitabını okuyanlar bu tablonun hakikî mânâsını
çok iyi takdir etmişlerdir. Buradaki hâdise şuursuzca bir imajinatif
faaliyetten doğmuş bir sürü imajlann ruhu her yerde, her zaman
takip etmesinden ileri gelmiştir.
2 — Şimdiki vereceğim misâl, oğluna kavuşmak için hayatını
38
yok eden bir annenin öbür âlemdeki kötü ruh hâlini göstermektedir.
«1865 senesi Mart ayında M. C. adındaki bir kadın Paris civarında,
küçük bir şehirde ticaret yapıyordu. 21 yaşındaki oğlu ile
beraber yaşıyordu. Çocuk çok ağır hasta idi. Birgün ölmek üzere
bulunduğunu hissetti ve annesini yanma çağırdı. Ve ancak annesini
kucaklıyacak kadar "kuvveti kendisinde bulabildi. Kadm göz yaşları
arasında oğluna şu sözleri söylemişti :
«Git, oğlum. Benden evvel git. Ben de senin yanma gelmekte
gecikmiyeceğim.» Bu sözleri söylerken başım elleri arasında saklıyarak
odadan dışarı fırlayıp gitti.
«Bu hazin sahnede hazır bulunanlar C.'nin bu sözlerini sadece
bir acının alelade infilâkına atfettiler. Hasta öldü. Anneyi evin her
tarafında aradılar. Ve nihayet onu çatıda asılı olarak buldular.
Hem annesinin, hem de oğlun cenaze merasimi birlikte yapıldı.
Hâdiseden bir çok gün sonra evvelâ oğlun ruhu davet edildi:
«Sual — Sizin ölümünüzden ümitsizliğe düşerek intihar eden
annenizin ölümünden haberiniz var mı?
«Cevap — Evet. Eğer onun bu kötü hareketinin benim üzerimde
husule getirdiği elem olmasaydı, bugün ben pek mesut olacaktır.
Zavallı ve harikulade anne! O, bu gelip geçici ayrılık tecrübesine
dayanamadı. Sevdiği oğluna kavuşmak emeliyle tuttuğu yol,
heyhat, onu oğlundan bilâkis uzaklaştırdı!... Bu ayrılık pek uzun
sürecek. Eğer o, Tanrının iradesine uymağı kalbine yerleştirmiş olsaydı
ve kendisini arındıracak ceza borcunu kabul edip uğradığı
sınav karşısında tahammül, tevazu ve pişmanlık duygularını gösterseydi,
birleşmemiz çok kısa bir zamanda vukua gelecekti. Fakat
o, bu hareketiyle ne vakit biteceği belli olmıyan uzun bir zaman
için bu neticeyi geciktirdi.
«Dua ediniz. Oh, onun için dua ediniz!. Ve bilhassa onun bu
hazin ölümünü duyarak üzülen anneler, sakın onu taklit etmeyiniz.
İmza : Benjamin C..<
Bunu müteakip intihar eden annenin ruhu medyomun rehber
ruhu yardımıyle çağırıldı :
«Anne — Oğlumu istiyorum! Onu bana iade etmeğe kudretiniz
var mı? Zâlimler!... Onu nurlu yerlere götürmek üzere elimden
aldılar. Ve beni karanlıkta bıraktılar!... Ben onu istiyorum... O be-
39
nimdir!... Anne sevgisinin hiçbir kıymeti yok mudur?. Nasıl olur i
Onu dokuz ay taşımak, kendi sütü ile, kendi eti ile, kendi kanı ile
beslemek, ilk adımlarına rehber olmak ve mukaddes Rabbin ve
annesinin isimlerini ona hecelettirmek, onu faal, zeki, namuslu,
ailesini sever bir insan haline koymak ve nihayet ona bağlanan
ümitlerin tahakkuk etmeğe başladığı ve onun önünde parlak bir
istikbalin açılmağa yüztuttuğu zamanda ve bir anda onu kaybetmek!...
Hayır, bu olamaz!... Allah âdil değil. Bu, annelerin Allahı
değil; O, annelerin elemlerini ve ümitsizliklerini anlamıyor... Zira
ben oğlumla beraber olmak için kendimi Öldürmüştüm. Beni tekrar
diriltüer... Oğlum! Oğlum, nerdesin?...
«Sual — Zavallı anne, sizin acılarınızı paylaşıyoruz. Fakat ne
yazık ki, siz oğlunuza kavuşmak için çok hazin bir çareye başvurmuşsunuz:
İntihar, Tanrının nazarında bir cinayettir Ve siz düşünmeli
idiniz ki, onun kanunlarını çiğneyen her insan cezalanır... İşte
şimdi sizin oğlunuzu görmekten mahrum kalmanız da sizin cezanızdır.
«Anne — Hayır, ben Allahı insanlardan iyi tanırdım. Ben onun
cehennemine inanmazdım. Birbirini seven ruhların ebediyen bir arada
yaşıyacaklarma inanırdım. Meğer aldanmışım!... Allah iyi ve
âdil değildir. Çünkü o, benim acılarımın ve elemlerimin sonsuzluğunu
anlamadı. Oh!.. Oğlumu kim bana verecek! Acaba onu ebediyen mi
kaybettim? Merhamet, merhamet Allahım!...
«Sual — Sakinlesiniz bakalım, ümitsizce taşkınlığınıza nihayet
veriniz. Düşününüz ki, eğer oğlunuzu tekrar görmek için bir çare
arıyorsanız, bu, sizin yaptığınız gibi Allaha küfretmek değildir.
Kendinizi ona hoş göstereceğiniz yerde, üzerinize daha büyük şiddeti
çekiyorsunuz.
«Anne — Bana artık oğlumu göremiyeceğimi söylüyorlar. Onu
cennete götürdüler, o halde ben cehennemde miyim? Annelerin cehenneminde
miyim? Böyle bir yer var mı? Ben ondan fenasını
görüyorum...» (26/353)
Yukardaki müşahedelerde bizi ilgilendiren şu noktalar çok
şayanı dikkattir. Bu noktalar metinde de tarafımdan büyük harflerle
işaret edilmiştir :
a — İntihar eden bir kimse uzun zaman öldüğünü bilmiyor ve
buna inanamıyor.
b — Tam intihar edeceği saniyedeki çok acı; çok ıstıraplı ve
40
çok müphem ve korkulu ruh halinin ve duygularının gittikçe şiddetini
arttırarak devam ettiğini görüyor.
c — İntiharına sebep olan âmilin ortadan kalmadıktan başka
sağlığındakinden daha kötü, daha ağır baskı ile kendini ezmekte
devam ettiğini ve hattâ ebedîleştiğini zannediyor.
İşte bütün bu haller bir spiritizma celsesinde teşevvüş gösteren
böyle bir ruhun başlıca ıstırap kaynağım teşkil ediyor.
3 — Şimdi vereceğimiz misâl —tâbirimi mazur görünüz —
çifte kavrulmuştur. Yâni, bu hikâyenin kahramanı hem Tanrının
varlığını inkâr etmek, hem de kendini öldürmek talihsizliğine uğramış
bir zavallıdır :
«M. J. B. D... münevver bir zattı. Fakat ademci (yoklukçu)
materyalist fikirleriyle kafası son haddine kadar doymuş hale gelmişti.
Ne Tanrıya, ne de bizzat kendi ruhuna inanırdı. Ölümünden
iki sene sonra, akrabalarının talebi üzerine, Paris Spiritizma Cemiyeti
tarafından* davet edildi.
«Davet. — Istırap çekiyorum! Ben lanetlenmiş bir adamım.
«S. — Biz. akıbetinizi öğrenmek istiyen akrabalarınızın ricası
üzerine sizi davet ettik. Bu davetimizin sizin üzerinizde hoş mu,
yoksa zahmetli mi tesir yaptığını lütfen söyler misiniz?
«Cevap — Zahmetli.
«S. — Ölümünüz arzunuzla mı vaki oldu?
«C. — Evet. (Medyom cok güçlükle yazıyor, yazı kaba, intizamsız,
titrek ve okunamıyacak kadar kötüdür. Başlangıçta hiddet
alâmeti var, kalem kırılıyor, kâğıt yırtılıyor.)
«S. — Sakin olunuz, hepimiz sizin için Tanrıya dua edeceğiz.
«C. — Tanrıya inanmağa icbar ediliyorum.
«S. — Kendinizi mahvetmeğe sizi sevkeden âmil ne idi?
«C. •— Ümitsizce geçen bir hayatın 'sıkıntısı...
«S. — Hayatın devrimlerinden kaçmak istediğinize göre bari
bundan bir şey kazandınız mı? Şimdi daha mutlu bir halde misiniz?
«C. — Niçin varlık yok?
«S. — Lütfen, muktedir olabüdiğiniz kadar oradaki halinizi
anlatınız.
«C. — Bütün inkâr etmiş olduğum şeylere inanmağa mecbur
tutulmaktan ötürü azap çekiyorum.
«S. — Sağlığınızda taşımış olduğunuz yoklukçu maddeci düşünceler
size nereden gelmişti?
41
«C. — Daha evvelki hayatta ben kötü bir insandım. Bunun
neticesi olarak ruhum, son hayatımda şüphe hissiyle eziyet edilmek
akıbetine mahkûm edildi. Ve işte bu hisse dayanamıyarak kendimi
öldürdüm.
«C. — Kendinizi suda boğduğunuz sırada neticenin nasıl olacağım
umuyordunuz? O anda neler düşünüyordunuz?
«C. — Hiçbir şey. Benim için hayatın sonu yoktu. Fakat iş
olup bittikten sonra bu dünyadaki mahkûmiyetimin kendimi öldürmemle
nihayet bulmadığını ve daha çok çekecek ıstırabımın olduğunu
gördüm.
«S. — Artık şimdi Tanrının, ruhun ve gelecek hayatın mevcudiyetine
inanıyor musunuz?
«C. — Maalesef hayır. Daha bu duruma gelecek kadar azabımı
bitirmiş değilim».
«S. — Erkek kardeşinizi orada gördünüz mü?
«C. — Oh! Hayır.
«S. — Niçin?
«C. — Neden işkencelerimizi bir araya getirelim? Felaket
uzaklaştırır, saadet birleştirir, heyhat!
«S. — Biraderinizi buraya, sizin yanınıza çağırsak, onu görmekten
memnun olur musunuz?
«C. — Hayır, hayır! Ben çok aşağılardayım.
«S. — Onu çağırmamızı neden istemiyorsunuz?
«G. — O da mesut değil de ondan.
«S. — Onu görmekten korkuyorsunuz...
«C. — Hayır, sonra...
«S. — Ailenizden bir dileğiniz var mı?
«C. — Benim için dua etsinler.
«S. — İnsanlar arasında sizin dünyada taşımış olduğunuz kanaati
güdenler var; bunlar hakkında ne dersiniz?
«C. — Ah!... Talihsizler! Diğer hayatın varlığına inanabüseler!
Onlar için en hayırlı dileğim budur. Eğer onlar buradaki benim
hazin durumumu bilselerdi derin derin düşünülürlerdi.
«(Bunu müteakip bu zatın kendisi gibi materyalist olan, fakat
tabiî ölümle ölen biraderi çağrılıyor. O da öteki gibi bedbaht olmakla
beraber cndan daha sakin haldedir; yazıları açık ve okunaklıdır.)
«(Davet — Bizim çektiğimiz ıstırap sizler için faydalı bir ders
olsun. Ve başka hayatın mevcudiyetine sizi inandırsın. O hayat ki,
orada imansızlığın ve kabahatlerin cezası çekilir.
42
«S. — Buraya çağırdığımız biraderinizle görüşebiliyor musunuz?
»
«C. — Hayır, o benden kaçıyor.
«S. — Siz ondan daha sakin bulunuyorsunuz, çekmekte olduğunuz
ıstırap hakkında bize daha açık bir fikir verebilir misiniz?
«C. — Arz üzerinde kabahatlerinizi itiraf etmek zorunda kaldığınız
zaman izzeti nefsinizin ve gururunuzun incinmesinden dolayı
bir ıstırap duymaz mısınız? Hatada olduğunuzu size ispat eden
birisi karşısında küçük düşmeniz endişesi ruhunuzu isyana sevkettirmez
mi? Peki, bütün hayatmca ölüm ötesinde hiçbir şeyin mevcut
olmadığına iyice inanmış bir kimsenin ne türlü azap çekmesini
istiyorsunuz? O, buraya gelip de birdenbire parlak hakikât güneşi
ile karşılaşınca cansızlaşır, itibarsızlık içinde kalır ve bunun arkasından
da Tanrının varlığını uzun zamandanberi unutmuş olmaktan
mütevellit vicdan azabı içinde kıvranmağa başlar. İşte o zaman
bu hali dayanılmaz bir şekil alır. O, ne huzur bulabilir, ne de istirahat.
Onun bir azıcık sükûneti ancak ara sıra kendisine temas edip
geçen Tanrı rahmetiyle mümkün olabilir. Zira kibir etmesi, bizim
zavallı ruhlarımızı kamilen sarsmıştır. (Yâni kibir, ilâhî rahmetin
bu ruhlara nüfuz edebilmesine engel olur. B. R.) Bu uğursuz elbisenin
üzerimizden atılmış olması için daha çok uzun zamana ihtiyacımız
vardır. Bizim bundan kurtulabilmemize ancak kardeşlerimizin
duaları yardım edebilir.
«S. — Bu kullandığınız «kardeş» tâbiri dünyadaki insanlara
mı, yoksa ruhlara mı aittir?
 

Riven

Kayıtlı Üye
Katılım
6 May 2014
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Bu dünyada ne acılar çeken insanlar var yüzüne kezzap atılanımı ararsın 40 yıl bir odada tecavüz ve işkence görenimi ararsın. Tanrı adaletliyse bu insanların daha fazla acı çekmesini istemez ve intiharlarını cezalandırmaz.
 

russiand

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2013
Mesajlar
72
Tepkime puanı
1
Yaş
31
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Kim kendini bir dağdan atar da intihar ederse o Cehennem ateşinde kendini hep ateşe atıp durur. Sonsuza dek böyle devam eder. Kim zehir içerek intihar ederse Cehennem ateşi içinde zehiri elinde onu içer durur. Sonsuza dek böyle devam eder. Kim bir demir parçasıyla intihar ederse demir parçası elinde Cehennem ateşi içinde onu ha bire kendine vurup durur. Sonsuza dek böyle devam eder.” (Buharî, Edeb 44, 73, Tıp 56; Müslim, İman 175, 177; Tirmizi, İman 16, Tıp 7)

Şimdi ikilem içindeyim müslümanların hepsi cezasını çektikden sonra cennete gitmeyecek mi? bir müslüman intihar ederse nasıl sonsuza kadar ceza cekecek
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
İntihar eden kişi kendine ve yaratıcıya verdiği sözü tutmamış ve adeta cepheden kaçmış asker misali hoş olmayan bir duruma neden olur ve hoş karşılanmaz ,benzer hatta daha ağır koşullarda yeniden sınava tabi tutulur diye biliyorum.
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Herhangi bir sebepten intiharı düşünmüş hatta denemiş olabilirsiniz
Eyleme dökülmeden düşüncede kalan yasaklarda bir ceza yok
İntihar teşebbüsü düşüncenin eyleme dökülmesi burada başaramadınız hayattasınız ama çevrenizdeki insanlara yakınlarınıza verdiğiniz bir üzüntü endişe var , helalleşmeniz lazım gelir sanıyorum.
Hayat bize hem hediye hem vazifedir intihar düşüncesini anlamak ve hatta bazen fikre sempati duymakla beraber intiharın günahdan çok kaçmak gibi olduğunu düşünüyorum ek olarak sonuçta öyle böyle nasıl olsa öleceğiz o halde vakit varken tamir düzeltme son bir sütlaç son bir baklava vs prensibini benimserim hem ben son süpangleyi yerken bakmışım dünya düzelmiş falan gibi o manada havlu atmayın sütlaç kremalı meyvalı gato falan erteleyin o gelecek zaten düşüncesini ilke edinmenizi önerebilirim
İntihar anında sebep ne olsa da kişinin akli melekelerinin yerinde olacağından şüpheliyim yargılayamam anlıktıt tüm delilikler cinnetler ancak öncesinde o yada başka yöne besleyecek düşünceler sizin kontroldedir
Günahtır değildir kısımlarının takdiri ise bizi aşar sanıyorum
Fakat hayat güzeldir +
 

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
bence intihar etmek günah değil ama kötü birşey.intihar edenin tekamülü geriler .belki bu yüzden yasaklanmış olabilir.cehennemle korkutulmuşki insanlar uzak dursun.
bir akrabam intihar etmişti öldükten sonra insanların rüyasına girmişti.bir keresinde mezarının üstünde oturur vaziyetteyken rüyasına girdiği kişiye mesaj verdi.kızıma söyle ben ölmedim demiş.(bazı kişiler öldükten sonra öldüklerini kabul edemezler.belli bir süre maddi boyuttan ayrılamayabilirler.özgür irade gereği)

bir müddet bnm rüyalrımada girdi .en sonunda lücid ortamda rastladım kendisine bilinçli olarak sordum şu an neredesin diye .bana istanbulda bir sanayi sitesinin ismini verdi o an hatırlıyordum yıllar geçince sanayi sitesinin ismini unuttum .orada dolaştığını söyledi.
sonra arkadaşlarla konuştuk konu üzerine yanlış bir şey yaptığı ve yaptığı şeyin negatif titreşimler yarattığı için o bölgede dolaştığını düşündük.
sonra rüyalarıma girmemeye başladı.bu yeniden bedenlendiğinin belirtisiydi.

ve aile içinde(enkarnasyon) bir kız çocuğu doğdu.anne karnında kordon boynuna dolandığı beyne oksijen gitmediği için çocuk engelli doğdu boynundan aşağısını
kısıtlı hareket ettirebiliyor.ben o bebeğin o abinin ruhunu taşıdığına inanıyorum.çünkü intihar edende kendini asarak öldürmüştü.

ölüm şekli nasılsa öyle doğdu bence. intihar çözüm değil.dahada beter durumlarda olabiliyor insan sonrasında.

yinede şahsi fikrim kimseyi kınamayalım.
 

partos

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2013
Mesajlar
115
Tepkime puanı
4
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Kim kendini bir dağdan atar da intihar ederse o Cehennem ateşinde kendini hep ateşe atıp durur. Sonsuza dek böyle devam eder. Kim zehir içerek intihar ederse Cehennem ateşi içinde zehiri elinde onu içer durur. Sonsuza dek böyle devam eder. Kim bir demir parçasıyla intihar ederse demir parçası elinde Cehennem ateşi içinde onu ha bire kendine vurup durur. Sonsuza dek böyle devam eder.” (Buharî, Edeb 44, 73, Tıp 56; Müslim, İman 175, 177; Tirmizi, İman 16, Tıp 7)
Altın vuruşta ne olur ki acaba? Ha bide "wristcutters" i izleyin güzel bir kurgu neden olmasın diye sormuyor değil insan ama çoğu din ve öğretide sonsuza kadar ızdırap çekeceği söylenir.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Beşer insanın sınırlı aklı ve psiklojisi ile bulundğu bir davranıştan dolayı sonsuza dek ızdırap çekmesi ne katılmıyorum ızdırap çekebilir ama her şeyin telafisi vardır,kimse mükemmel değidir ve bu kadar ağır bir cezayı hak etmez ,bir kişi düşünün bir anlık öfke nöbetine kapılıyor ve alacağı yüzünden birini öldürüyor şimdi o psikotik ruh halindeyken yaptığı bu ağır eylemin cezası sonsuza dek ızdırap olması saçma geliyor,bu kişi bu yaptığının bedelini öder ama sonsuza dek değil.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst