Yazınız tamamen islamiyet bakış açısı ile yazılmış.
Tamamen demek hata olur. İslamda hap kullanmak yasak değil ki. Bağımlı olmak yasak. Yani fitri değil.
Ben sadece belli endişeler öne sürerek o doğrultuda kendi bakış açımı yazdım.
Ve dediğinizin aksine bir kere hap kullanıldıktan sonra hap kullanmayı kesseniz bile o hastalığa geri dönmezsiniz.
Tabi ki. Hap, bağışıklığı sadece tetikler. Asıl işi ise hala kurtarılabilir olan bağışıklık sistemi yapar.
Bağışıklık sistemi ise canlı ve diri kalmak zorundadır ve mücadele etmeye ve hastalana hastalana yolda öğrenmeye muhtaçtır. Bağışıklık sistemi kendi kendini geliştiren bir yapay zekadır. Tabiatı böyledir. Uyuşturucu sevmez.
Eskiler hastalanınca ne derler ?
Şifayı kaptım derler değil mi ? Eskiden Hastane de yoktu. Şifahane vardı. İsim bile psisik olarak hasta eder. Bunu işledik.
Anti depresanlar bağımlılık yaratmaz bu sadece yanlış bir önyargıdır.
İsmi bile kötü bir çağrışım yapmıyor mu ?
Anti depresan. Depresyon neden zikretmek zorunda olunsun ki.
Bütün bunları geçtim ahiret inancı olmayan milyonlarca insana rahatsız muamelesi yapıyorsunuz
"Ahiret inancı" derken marka takılmış olmak için dedim ama ))) Ben iddia ediyorum ki sizin günlük hayatta görebileceğiniz herhangi bir klasik müslüman örneği de değilim
Farumdakilerin anlayacağı şekilde tercüme edeyim, TAÇ çakrası açık olan ve artık latif sinyalleri işleyebilen 4. boyuta geçmeye hazır kişiler de diyebiliriz. Bu olmadan da yaşayamaz mı insan ? E yaşar, ilk hayata başladığında açılan kök çakrası ile bir hayat kavgasında bulur kendini o yani.
Vicdan azabı çeken kişiler bu azap ile yaşamada diretirlerse genelde kanser olurlar. Bunu ileride anlayacağız. Her hastalığın ruhsal ve psikolojik bir uyarı verdiğini çok geç anlayacağız.
Yüzlerce binlerce ateist var şu dünyada müslümanlara taş çıkaracak sağlıkla yaşayan.
Tabi ki. İşte buna aynen katılıyorum. Müslümanlarla ilişki kurmak olmadı ama. Ben Kuranla ilişki kurmuştum.
Kendine müslüman diyenlerin de ne oldukları ahirette anlaşılacak. Namazı bile boşa çıkacak diyor Kuranda "siz inandım diyerek cennetlik olduğunuzu mu sandınız" der. Kınamadır bu. O halde referans alacaksak bunu iddia makamından değil ispat makamından alacağız. O da Kitap.
Bende müslümanım ancak din ruhsal problemlere çözümdür. Bir yanınızda cebrail bir yanınızda mikail olsa bile sizi kanserden kurtarmazlar.
Kanser olan kişi pes etmiş bir kişidir.
Bunu uzun uzun anlattım. İyi niyetli olabilir. Hakkını ayaramıyor olabilir. Bastırılmış duygularının farkında olmasına ragmen gizli bir kibre kapılıp ayak diretiyor olabilir.
Kanser tamamen ruhsaldır. Sinirlenen kişiler kanser etti beni derler. Bakın ruhsaldır
Doktorlar yaşamak isteyip istemediğine bakar önce ! tedavisi hapla değil umut ve vicdani olarak yaşamı kucaklamaya göredir. İnsan haz tükettikçe yaşar. Hayır oyalanır o aslında.
Allah , kusura bakmasın kimse de, süre verdik diyor ! Süre azaldıkça Allahın mühlet kanunu kendisini belli etmeye de başlıyor.
Siz iş işten geçmedenki kademeden bahsediyorum yazmışsınız. Ancak hastalık zaten gizli ilerleyen bir olgudur. Kim aynaya bakıpta ''Aa şeker hastalığı başlangıcı var'' diyebilir ki?
Bazen çok mu ileri gidiyorum diyorum.
Sonra bu kadar mükemmeliyetçi olmanın ne gereği vardı diyorum.