La-edri
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 21 Haz 2010
- Mesajlar
- 2,195
- Tepkime puanı
- 509
Herkes bir şeye tapar.
Kimi güzele, kimi paraya, kimi mevkie düşkündür.
Ekli dosyayı görüntüle 3276
Onlara karşı işte benim Allah'ım budur, der.
İbrahim Peygamber gibi, ben “batan” şeyleri sevmem demezler.
Halbuki İbrahim ben batan şeyleri sevmem dedi. Nerede o İbrahim yaratılışlı insan ki, hal diliyle bu sözü söyleyebilsin? Bunun sırrı başka bir feleğe aittir. Çünkü ruhlar âleminde felekler vardır, iç sırları âleminde de felekler, güneşler, aylar vardır. Bu hayallerden geçen kimse bilir ki bunların da bir yaratıcısı vardır. Ama vefaları yoktur. Hayal, iç âleminden tekrar açıldı mı tecelli nuru belirir ve der ki, “Yüzümü yerleri ve gökleri yaratan Tanrıya yönelttim.”(Enam Sûresi, 79) Sonra; “Hasta olsam o bana şifa verir.” (Şuara Suresi, 80) ayetinde hastalığı kendine ilgilendiriyor.
Bu öğretmek içindir. Kuran’da Adem Peygamberin lisanından; “Yarabbi biz nefislerimize zulmettik.” (Araf sûresi: 23) buyurulmuştur. Yani ben hastayım, benim sağlığım ancak ondandır, diyor. Kendini aradan çıkarıyor ki bu benlikten sıyrılmak demektir. Kendini aradan çıkarınca da onu ispat etmiş oldu. Bende öyle bir kuvvet vardır ki, kendi gamımı onlara ulaştırmak istemem. Çünkü bendeki gam onlara bulaşırsa dayanamazlar. Kendilerini o gam kuyusuna bırakırlar, iblis der ki: Hırsızın kendisi mahalle içinde hırsız var diye bağırır, mahalle halkı da onunla birlikte hırsız var, hırsız var diye feryat eder.
***
Beyit:
Bu yolda yüz bin tane Adem yüzlü iblis var.
Her insan yüzlüyü sakın insan sanma.
makalat-ı şems-i tebrizi
***
Ademlik’te adamlık mı ararsınız? Adamlıkta mı ADEMlik…
Duruşunu belli etki TARAFIN BELLİ OLSUN karınca misali!!!
***
Herkes bir şey’e tapmakta..
Zaman yaratıldığından bu yana BİR olan yaratıcı ALEMLERİN RABBİ‘ne yardımcılar aramıştır.
SÖZÜN EN GÜZELİ‘ni(LA İLAHE İLLALLAH) hangi Resul ve Nebi, tebliğ etmişse, güzele, paraya ve mevkiye yönelmiş MÜŞRİKleşmiştir…
Kimi de tanrılık iddiasında bulunmuş…
Kimi de vahdet-i vücut FELSEFEsinde boğulmuştur…
***
İSLAM kelimesinde birleşen tüm KEMALE ERMİŞLİK zirvesi, KUR’AN-I KERİM‘in hakikatinde İKRA(OKU)emrinde ilk sure ALAK suresinde anlatılmıştır…
Her kul kendi kabına göre ve veya mizac ve meşrebine göre hayatı anlamaya çalışsa da DIŞ ETKENLER(zanlar) kulun kendini bulmasında engelleyici olmuştur…
“Bir BEN vardır bende, benden içeru” sözünün hakikatince ”NEFSİNİ BİLEN RABBİNİ BİLİR”HAK sözünü iç yolculuklarında TEMİZLENMEKgerekliliğini ortaya dökmüştür. Hakikat kendini değiştirmektir… ÖZE dönüş yapmaktır… doymayana ÖZÜN ÖZÜ vardır.
***
İbrahimi tevhidce ”BEN BATAN ŞEYLERİ SEVMEM” sözüne ram olunmalı ki, hal diliyle konuşulabilsin…
özüne inenin ÖZÜ bu HAL dilinin dilini çözer…
Hz.Musa (bütün alemlerden selam olsun)demedi mi ki;”Rabbim dilimi çöz; çöz ki beni anlasınlar”
burada ki BEN ,bende ki BEN ‘i ararız inşallah muhabbetce…
alıntı
Kimi güzele, kimi paraya, kimi mevkie düşkündür.
Ekli dosyayı görüntüle 3276
Onlara karşı işte benim Allah'ım budur, der.
İbrahim Peygamber gibi, ben “batan” şeyleri sevmem demezler.
Halbuki İbrahim ben batan şeyleri sevmem dedi. Nerede o İbrahim yaratılışlı insan ki, hal diliyle bu sözü söyleyebilsin? Bunun sırrı başka bir feleğe aittir. Çünkü ruhlar âleminde felekler vardır, iç sırları âleminde de felekler, güneşler, aylar vardır. Bu hayallerden geçen kimse bilir ki bunların da bir yaratıcısı vardır. Ama vefaları yoktur. Hayal, iç âleminden tekrar açıldı mı tecelli nuru belirir ve der ki, “Yüzümü yerleri ve gökleri yaratan Tanrıya yönelttim.”(Enam Sûresi, 79) Sonra; “Hasta olsam o bana şifa verir.” (Şuara Suresi, 80) ayetinde hastalığı kendine ilgilendiriyor.
Bu öğretmek içindir. Kuran’da Adem Peygamberin lisanından; “Yarabbi biz nefislerimize zulmettik.” (Araf sûresi: 23) buyurulmuştur. Yani ben hastayım, benim sağlığım ancak ondandır, diyor. Kendini aradan çıkarıyor ki bu benlikten sıyrılmak demektir. Kendini aradan çıkarınca da onu ispat etmiş oldu. Bende öyle bir kuvvet vardır ki, kendi gamımı onlara ulaştırmak istemem. Çünkü bendeki gam onlara bulaşırsa dayanamazlar. Kendilerini o gam kuyusuna bırakırlar, iblis der ki: Hırsızın kendisi mahalle içinde hırsız var diye bağırır, mahalle halkı da onunla birlikte hırsız var, hırsız var diye feryat eder.
***
Beyit:
Bu yolda yüz bin tane Adem yüzlü iblis var.
Her insan yüzlüyü sakın insan sanma.
makalat-ı şems-i tebrizi
***
Ademlik’te adamlık mı ararsınız? Adamlıkta mı ADEMlik…
Duruşunu belli etki TARAFIN BELLİ OLSUN karınca misali!!!
***
Herkes bir şey’e tapmakta..
Zaman yaratıldığından bu yana BİR olan yaratıcı ALEMLERİN RABBİ‘ne yardımcılar aramıştır.
SÖZÜN EN GÜZELİ‘ni(LA İLAHE İLLALLAH) hangi Resul ve Nebi, tebliğ etmişse, güzele, paraya ve mevkiye yönelmiş MÜŞRİKleşmiştir…
Kimi de tanrılık iddiasında bulunmuş…
Kimi de vahdet-i vücut FELSEFEsinde boğulmuştur…
***
İSLAM kelimesinde birleşen tüm KEMALE ERMİŞLİK zirvesi, KUR’AN-I KERİM‘in hakikatinde İKRA(OKU)emrinde ilk sure ALAK suresinde anlatılmıştır…
Her kul kendi kabına göre ve veya mizac ve meşrebine göre hayatı anlamaya çalışsa da DIŞ ETKENLER(zanlar) kulun kendini bulmasında engelleyici olmuştur…
“Bir BEN vardır bende, benden içeru” sözünün hakikatince ”NEFSİNİ BİLEN RABBİNİ BİLİR”HAK sözünü iç yolculuklarında TEMİZLENMEKgerekliliğini ortaya dökmüştür. Hakikat kendini değiştirmektir… ÖZE dönüş yapmaktır… doymayana ÖZÜN ÖZÜ vardır.
***
İbrahimi tevhidce ”BEN BATAN ŞEYLERİ SEVMEM” sözüne ram olunmalı ki, hal diliyle konuşulabilsin…
özüne inenin ÖZÜ bu HAL dilinin dilini çözer…
Hz.Musa (bütün alemlerden selam olsun)demedi mi ki;”Rabbim dilimi çöz; çöz ki beni anlasınlar”
burada ki BEN ,bende ki BEN ‘i ararız inşallah muhabbetce…
alıntı
