El verme dedikleri şey gerçekmi?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan toprak7
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

toprak7

Kayıtlı Üye
Ailemizde anlatılana göre babaannem daha çocukken köyünde bilge bir adam varmış sağlık, paranormal olaylarla vs hep o ilgilenirmiş bir gün babaanneme el vermiş dediklerine göre tam olarak nasil ve neden yapılır çözemedim ve anladığım kadarı ile o bilge gelecek nesillere aktarılsın diye böyle yapmış bana hiçbir şekilde el vermediğni biliyoruz kendiside birine el vermeyeceği konusunda tövbe etti yeminli ama ben tıpkı babaannem gibi olaylar yaşiyorum sürekli bir şekilde el vermemiş olsa bile kan bağımız yüzünden bana geçmiş olabilirmi?
 
Kandan bazı yetenekler geçiyor ama soyda kime ne geçeceği nasıl belirleniyor bilemiyorum.
 
Şimdi aklıma geldi. Bir zaman birisi demiş ki felan yerde deprem olacak. Sonra olmuş gerçekten. Bir takım kişiler çıkmış, ne olur bize de el ver biz de deprem yapalım demişler istediğimiz yerde. 😱 Şaka değil gerçek.
 
Kandan bazı yetenekler geçiyor ama soyda kime ne geçeceği nasıl belirleniyor bilemiyorum.
O soyun en dürüst namuslu aklı başında zeki terbiyeli ahlaklı yardımsever ferasetli sorumluluk sahibi vs kişisine geçiyor olabilir. Şifacılık gibi bir yetenek bencil sorumsuz birine geçmeyeceği gibi cia ya hot dog arası çiğ köfte olacak kendi halinde birine de geçemez. Bu yüzden şifacı olacak kişinin toplumda yer edinmiş sevilen sayılan makam mevki ve sair imkan sahibi biri olması gerekir kanaatindeyim. Eskiden köyde kocakarılar köyün bilgili saygı gören değer verilen dokunulmaz kişisi olduğu gibi günümüzde de bir şifacının karşısındakine sifadan önce güven aşılaması gerekir. Yoksa kendi halinde tanınmamış birisinden hiç kimse medet ummaz. Soru sahibiyle ilgili değil tabii bu yazdıklarım, genel kanaatim.

Onun haricinde bu şifacılık olayı adige Çerkeslerin de varmış sanırım, anneden ve ananeden kız toruna geçiyormuş. Ben Çerkes olmadığım için fazla bir bilgim yok şimdi yanlış bir şey söylemek istemiyorum.
 
Şimdi aklıma geldi. Bir zaman birisi demiş ki felan yerde deprem olacak. Sonra olmuş gerçekten. Bir takım kişiler çıkmış, ne olur bize de el ver biz de deprem yapalım demişler istediğimiz yerde. 😱 Şaka değil gerçek.
Bir süre rahatsız edilmiş hatta el isteyen kişiler tarafından. Ben yapmadım, Allah'tan dediğinde ikna olmuyorlarmış.

Aynı olay tarihte de var. Bir Avrupa ülkesinin kralı gemilerini sefere çıkaracağı zaman bir kadın krala ulaşıp kasırga çıkacağı konusunda uyarmış. Kral uyarıyı dinlememiş, sonra gerçekten kasırga çıkıp gemiler batınca kadın cadı ilan edilip kasırga çıkarıp kralın gemilerini batırmakla itham edilmiş ve yakılarak idam edilmiş.

İki olayda da kişinin medyumluk yeteneğinden ziyade bizzat doğa olayı yapabilme gücü olduğuna inanılıyor karşı taraf tarafından. İnsanüstü bir güç, hem de çok yüce bir güç, adeta ilahlık yükleniyor kişiye ve geleceği görmesi umursanmıyor bile, lafı bile edilmiyor. Neden kahin bildi denmiyor? Çok ilginç ve önemli bir mevzu aslında. Yani kendileri için de isterken görme bilme değil de yapabilme özelliğini istiyorlar belli ki. Ancak insana tanrılık yüklemek denir, benim kafam almıyor hangi kafayla böyle düşündüklerini. Ama efsanevi Olimpos tanrıları da böyle doğmuş olmalı.

Onun dışında yine Avrupa'dan bazı örnekler var. Tarih boyunca şifacılık yeteneği olan en az 2-3 rahibe veya Azize nin gözleri oyulmuş. Belki grip veya kızamık gibi basit hastalıkları iyileştiriyorlar. Sonrasında hadi gözlerini oyalım da yerine getirebilecek mi bakalım diye deney yapıp mucize görmek isteyen engizisyoncuların zulmüyle hayatları kararıyor.
 
Bundan birkaç sene önce enerji şifacılık reiki felan konularıyla ilgilenen bi kız böyle internette yazıyor etrafında da anlatıyormuş birşeyler. Sonra kedisinin derisinin bir kısmını yüzüp yanında hadi iyileştir de görelim gibi bir notla kapısına bırakmışlar. O yüzden temkinli olmak, bir şeyleri anlatırken kendimizi ve sevdiklerimizi de düşünmek gerekiyor.

Aslında bu kedilerin derisinin yüzülme olayı son iki senede iki kez benim de başıma geldi. Ve son on senedir kedilerin gözlerinin oyulması vakaları var. Benim hiç alakam yok şifacılıkla felan nedir bu ruh hastalarının derdi bilmem belki de benimkilere dadananlar kendi vahşet duygularını tatmin için yapıyorlardır sadece.

Zaten ilk olarak son 7 aydır bu forumda yazıyorum, daha önce etrafımda veya internette spiritüel konulardan bahseden birisi değilim. Sadece 2011 yılında internetten tanıştığım ünlü bir yazara aslında tam olarak yapmadığım halde sırf hava atmak için astral seyahat yapabildiğimi söylemiştim. Onunla ilgisi olamaz elbette ama diğer arkadaşların da dediği gibi gizlilik esastır bu konularda.
 
Bundan birkaç sene önce enerji şifacılık reiki felan konularıyla ilgilenen bi kız böyle internette yazıyor etrafında da anlatıyormuş birşeyler. Sonra kedisinin derisinin bir kısmını yüzüp yanında hadi iyileştir de görelim gibi bir notla kapısına bırakmışlar. O yüzden temkinli olmak, bir şeyleri anlatırken kendimizi ve sevdiklerimizi de düşünmek gerekiyor.

Aslında bu kedilerin derisinin yüzülme olayı son iki senede iki kez benim de başıma geldi. Ve son on senedir kedilerin gözlerinin oyulması vakaları var. Benim hiç alakam yok şifacılıkla felan nedir bu ruh hastalarının derdi bilmem belki de benimkilere dadananlar kendi vahşet duygularını tatmin için yapıyorlardır sadece.

Zaten ilk olarak son 7 aydır bu forumda yazıyorum, daha önce etrafımda veya internette spiritüel konulardan bahseden birisi değilim. Sadece 2011 yılında internetten tanıştığım ünlü bir yazara aslında tam olarak yapmadığım halde sırf hava atmak için astral seyahat yapabildiğimi söylemiştim. Onunla ilgisi olamaz elbette ama diğer arkadaşların da dediği gibi gizlilik esastır bu konularda.
Bu konu hakkında hiçbirşey bilmediğim için burda cevap arıyorum ama dediğin gibi tehlikeli olabilir bunu sormadan önce hiç aklima bile gelmemişti sanirım daha dikkatli davranmam gerek bilgi için teşekkür ederim
 
Merhaba,

Öncelikle bir yanlışı düzeltmek isterim. Anadolu kültüründe ve Türk inanış sistemi içerisinde yer alan ve "El verme" olarak bilinen olayın orijinali (adı) "Nisumnerji Transferidir." Nisum; kişinin yaradılış-fıtrat enerjisidir. (Bu enerji sonradan edinilemez, doğuştan var olması gerekir!) Nisum enerjisi, fiziksel alemde ki boş enerjileri kontrol altına alarak şekil vermeye yarar. (Büyü-maji-şifacılık vb gibi böyle oluşur) Beşeri Nisum'a sahip kişi, enerji-büyü devamlılığını sağlayabilmek için bilinçli bir şekilde "Nisumunu" transfer edebilir. Büyücü-Nisum sahibi, transferi genelde "nisum enerjisi" olan ancak enerjisinin farkına varamayan-o enerjiyi patlatamayan kişiye devreder. Sıradan bir beşeriye transfer edilen Nisum, asla tam potansiyeliyle kullanılamaz hatta ters ninsum denilen olay bile gerçekleşebilir. (Ters ninsum: Kişinin rahmet enerjisini karartarak ruhu zehirleme olayına verilen isimdir.) Yaradılış gereği her ruhun enerji frekans düzeyi, boyutsal enerji düzenleme yeti kuvveti birbirinden farklıdır. Bilinçsiz olarak yapılan Nisum transferi çok ama çok nadir kalıcılığını sağlayabilir. Büyücü, cadı vb gibi her varlık bir nisum taşıyıcıdır. Nisum'un aktarılabilmesinin üç yolu vardır. Kan bağı, bilinçli transfer ve kişinin ölümünden sonra serbest kalan nisum'u "naga" büyüsü ile kendi enerji alanına-çekirdeğine çekmektir. Nisum'u tam potansiyelde kullanabiliyorsanız geliştirmeniz ve ona hükmetmeniz gerekir aksi takdirde o size ve rahmetinize hükmeder bu özgür bilincinizi, iradenizi, yaşamınızı kaybetmeniz anlamına gelir.

Saygılarımla.
 
Merhaba,

Öncelikle bir yanlışı düzeltmek isterim. Anadolu kültüründe ve Türk inanış sistemi içerisinde yer alan ve "El verme" olarak bilinen olayın orijinali (adı) "Nisumnerji Transferidir." Nisum; kişinin yaradılış-fıtrat enerjisidir. (Bu enerji sonradan edinilemez, doğuştan var olması gerekir!) Nisum enerjisi, fiziksel alemde ki boş enerjileri kontrol altına alarak şekil vermeye yarar. (Büyü-maji-şifacılık vb gibi böyle oluşur) Beşeri Nisum'a sahip kişi, enerji-büyü devamlılığını sağlayabilmek için bilinçli bir şekilde "Nisumunu" transfer edebilir. Büyücü-Nisum sahibi, transferi genelde "nisum enerjisi" olan ancak enerjisinin farkına varamayan-o enerjiyi patlatamayan kişiye devreder. Sıradan bir beşeriye transfer edilen Nisum, asla tam potansiyeliyle kullanılamaz hatta ters ninsum denilen olay bile gerçekleşebilir. (Ters ninsum: Kişinin rahmet enerjisini karartarak ruhu zehirleme olayına verilen isimdir.) Yaradılış gereği her ruhun enerji frekans düzeyi, boyutsal enerji düzenleme yeti kuvveti birbirinden farklıdır. Bilinçsiz olarak yapılan Nisum transferi çok ama çok nadir kalıcılığını sağlayabilir. Büyücü, cadı vb gibi her varlık bir nisum taşıyıcıdır. Nisum'un aktarılabilmesinin üç yolu vardır. Kan bağı, bilinçli transfer ve kişinin ölümünden sonra serbest kalan nisum'u "naga" büyüsü ile kendi enerji alanına-çekirdeğine çekmektir. Nisum'u tam potansiyelde kullanabiliyorsanız geliştirmeniz ve ona hükmetmeniz gerekir aksi takdirde o size ve rahmetinize hükmeder bu özgür bilincinizi, iradenizi, yaşamınızı kaybetmeniz anlamına gelir.

Saygılarımla.
Kişi kendi yaratılış enerjisini bilinçli şekilde nasıl bir başkasına transfer ediyor? Bunun tam olarak nasıl yapıldığını kısaca özetleyebilir misiniz? Bir de Nisum dediğiniz eski türklerdeki kut mu oluyor? Saygılar..
 
Ailemizde anlatılana göre babaannem daha çocukken köyünde bilge bir adam varmış sağlık, paranormal olaylarla vs hep o ilgilenirmiş bir gün babaanneme el vermiş dediklerine göre tam olarak nasil ve neden yapılır çözemedim ve anladığım kadarı ile o bilge gelecek nesillere aktarılsın diye böyle yapmış bana hiçbir şekilde el vermediğni biliyoruz kendiside birine el vermeyeceği konusunda tövbe etti yeminli ama ben tıpkı babaannem gibi olaylar yaşiyorum sürekli bir şekilde el vermemiş olsa bile kan bağımız yüzünden bana geçmiş olabilirmi?
Yapılan büyüden yapılan inisiyasyondan (halk arasında adı el vermedir) çocuklar hatta torunlar etkilenir. Adına karma deyin enerji deyin her ne ise. Çoğu başlığın altında uyarı yapılıyor ya aman dikkat edin çocuklarınız etkilenir diye işte bu yüzden. Belli ki size geçmiş. Babane enerjiyi yönetmenin kolay bir iş olmadığını biliyor o yüzden yeminli. Doğru yonetilmediginde kişinin kendisine zarar veriyor. Ama yönetmeyi öğrenirseniz çok keyifli. Sakin olun , inancınız her ne ise ona göre ibadet edin veya meditasyon yapın. Gözlemleyin kendinizi gelen duygudan sesten görüntüden hissettiğinizden korkmayın. Korunma yapmayı öğrenin etrafinizdakiler art niyetli olmasa bile enerji alanınızı bozarlar. Enerji alanınızı iyi koruyun. Hiç korkmayın güçlü sağlıklı ve insana ne musallat olur ne de varlık görür. Yeteneğinizi keşfetme yolunda kolayliklar diliyorum.
 
Kişi kendi yaratılış enerjisini bilinçli şekilde nasıl bir başkasına transfer ediyor? Bunun tam olarak nasıl yapıldığını kısaca özetleyebilir misiniz? Bir de Nisum dediğiniz eski türklerdeki kut mu oluyor? Saygılar..
Bu forumda nedense benim sorularıma hiç cevap verilmiyor. Ayrıca bir argüman ortaya atıldığı zaman devamının da getirilmesi gerektiği kanaatindeyim yoksa fikirler havada kalıyor. Neyse, ben kendi düşüncemi paylaşayım. Bence fıtrat yani yaratılış, insanın özü, benliği, karakteridir. Huyudur. Eskiler can çıkar huy çıkmaz derler. Huy, karakter, öz, öldükten sonra da sizi siz yapan şeydir ve hafızanızla birlikte, sizinle birlikte öteki tarafa gider. Bu yüzden her hangi bir şekilde öldükten sonra başkalarına transfer edilemeyeceği kanaatindeyim. Yaşarken gönüllü enerji transferinin nasıl yapıldığınıysa halen merak ediyorum. Transferi yapan kişi psişik yeteneklerini tamamen diğer kişiye aktarıp kendisi emekliye mi ayrılıyor? Ayrıca ben el vermeyi ustalık verme yani yanında gösterip öğretme şeklinde biliyordum. Enerji transferi pek inandırıcı gelmiyor bana. Çünkü o işler insanın fıtratıyla ilgili Allah vergisi bir şey olduğu için yine Allah'ın izni ve beğenisi olmadan başkalarına aktarılamaz diye düşünüyorum. Saygılar..
 
Bu forumda nedense benim sorularıma hiç cevap verilmiyor. Ayrıca bir argüman ortaya atıldığı zaman devamının da getirilmesi gerektiği kanaatindeyim yoksa fikirler havada kalıyor. Neyse, ben kendi düşüncemi paylaşayım. Bence fıtrat yani yaratılış, insanın özü, benliği, karakteridir. Huyudur. Eskiler can çıkar huy çıkmaz derler. Huy, karakter, öz, öldükten sonra da sizi siz yapan şeydir ve hafızanızla birlikte, sizinle birlikte öteki tarafa gider. Bu yüzden her hangi bir şekilde öldükten sonra başkalarına transfer edilemeyeceği kanaatindeyim. Yaşarken gönüllü enerji transferinin nasıl yapıldığınıysa halen merak ediyorum. Transferi yapan kişi psişik yeteneklerini tamamen diğer kişiye aktarıp kendisi emekliye mi ayrılıyor? Ayrıca ben el vermeyi ustalık verme yani yanında gösterip öğretme şeklinde biliyordum. Enerji transferi pek inandırıcı gelmiyor bana. Çünkü o işler insanın fıtratıyla ilgili Allah vergisi bir şey olduğu için yine Allah'ın izni ve beğenisi olmadan başkalarına aktarılamaz diye düşünüyorum. Saygılar..
Merhaba,

Her insanın yaradılış enerjisinin kaynağı "Ki" ye dayanır. (Ki: İslamiyet'te, Allah'ın kendi rahmetinden üflediği sonsuz enerjidir) Nisum'u oluşturan en temel enerji "Ki" dir. Yani sonsuzdur. Kişi, aile aktarımıyla ya da doğuştan sahip olduğu "büyü & sihir" ile yaradılış enerjisini birleştirerek kullanabilir ve dilediğince aktarım sağlayabilir. Nisum; aktaran kişiye değil, aktarılan kişiye ciddi zararlar verebilir. Ki enerjisini ya da Nisum'u kullanma yetisi-kontrolü kişinin elindedir. Tanrı izni aranmaz. O yetkinliğe, bilgeliğe ulaşamayan kişinin yaradılış sarmalında ki sonsuz döngü zaten durur ya da bu aktarıma izin vermez. Her enerjinin bilinci, hükmettiği ve yerleştiği bir alanı mevcuttur.

Saygılarımla.
 
ben tıpkı babaannem gibi olaylar yaşiyorum sürekli bir şekilde el vermemiş olsa bile kan bağımız yüzünden bana geçmiş olabilirmi?
Soy yolu ile gelen ; halk arasında '' musallat '' diye tabir ettiğimiz eterik varlıklardır. Adanmış bir torun ya da evlatsanız yine soy bağı ile aktarım olması mümkündür. Tabi neyin aktarıldığı kişinin alanıyla da içten içe alakalı. Meryem adanmış bir dilekti. İsmail keza öyle..

Konu derin.
 
Geri
Üst