Yukarıda anlatmaya çalıştığım noktayı görmezden geliyorsunuz. Tekrar aynı cümleyi size sormak istiyorum ; ''Peki önceki yaşamlarına hipnoz ile döndürülen insanların daha önce hiç bilmediği, görmediği ve duymadığı olayları bildiğini ve sanki anlatılan olayı kendisi yaşamış gibi ayrıntılı olarak açıkladığını bilmiyorsunuz sanırım. Anlatılan olaylar yazılı kaynaklardan kontrol edilmiş ve ayrıca bu kişilerin kullanılan kaynaklara ulaşımının kesinlikle gerçekleşmediği (yani olaki televizyonda, gazetede görmedikleri veya herhangi bir yerden duymadıkları ) belirlenmiştir.'' Önünüzde olan olayları görmezden gelip gelmemek tabii ki size kalmış. ''Din dogmatiktir, katı bir inanç gerektirir. Sorgulamadan inanmak her zaman için tüm dinlerde bilinen bir gerçektir.'' denilmiş. O zaman size tekrar bir soru yöneltmek istiyorum. Allah bize neden özgür irade vermiş ve bizim kendi seçimlerimizi yapmamızı istemiştir. Kur'an'da en sonunda mutlaka affedici olan, herşeye kadir olan Allah neden bu noktayı göremiyor? Bu noktada beni yanlış anlamayın. İnançlarınızı sorgulamak istemiyorum ama sonuçta Allah bize bir akıl ve özgür irade verdiyse bunu görmezden gelip körükörüne birşeylere saplanarak inanmak bana ters geliyor. Sonuçta bize verilen bir nimet varsa bunu kullanmamamız için vermedi. Hepsinin bir amacı ve kullanıldığında göreceğimiz, anlayacağımız noktaları var.
Öteki dünya, Cennet ve Cehennem'de reenkarne olanların nasıl yargılanacağına gelirsek eğer. Kur'an'daki ahiret inancında herkes bir şekilde Cehennem'de tabiri caizse yanacaktır ve bu dünyada yaptıklarının hesabını verecektir. Belirlenen ceza çekildikten sonra ise Cennet'e mutlaka dönecekleri belirtilir. Reenkarnasyonda da bu durumun geçerli olacağını düşünememek Allah'ın bize verdiği aklı kullanmamak anlamına gelebileceğini düşünmenin zararı olamayacaktır sanırım. Ayrıca Kur'an'da belirtilen ilk ayeti hepiniz bilirsiniz. Geriye kalan yorumu size bırakıyorum...
''(1)Oku Rabbinin adıyla ki bütün mahlûkatı yarattı, (2) İnsanı da
bir parça kan pıhtısından var etti; (3) Oku ve Rabbin,
pek büyük bir kerem sâhibidir, (4) Öyle bir Rab ki
kalemle öğretmiştir, (5) İnsana bilmediğini belletmiştir (öğretmiştir).” (Alâk 1-5. âyetler)
Peki ben size birşey sormak istiyorum, neden benim ailem, ailelerimin aileleri, atalarım, arkadaşlarım, dostlarım, onların aileleri, ya da herhangi bir yerlerden, mekanlardan tanıdığım diğer insanların böyle hikayeleri hiç yok? Benim tanıdığım insanlar mı anormal, yoksa geçmiş yaşatınlarını hatırlayabilen insanlar mı normal? Bir tarafta sakatlık var. Biz özümüzü, geçmişimizi hatırlayamıyorsak demek ki problem bizde. Ama tüm insanlar da aynı organ var,yani beyin. Bence ben ve ailem beynini gayet aktif kullanan ve kendini geliştiren insanlar. Kişisel gelişime önem verirler. Anneannem bile. Böylesine sürekli öğrenme,bilme çabası içindeki insanlar nasıl olurda geçmiş yaşantılarından bazı kesimleri ya da tamamını hatırlayamaz?
''Öteki dünya, Cennet ve Cehennem'de reenkarne olanların nasıl yargılanacağına gelirsek eğer.Kur'an'daki ahiret inancında herkes bir şekilde Cehennem'de tabiri caizse yanacaktır ve bu dünyada yaptıklarının hesabını verecektir. Belirlenen ceza çekildikten sonra ise Cennet'e mutlaka dönecekleri belirtilir'' demişsiniz. Bu İslam'ın inancı. Yanlış belirtmiş olsanız da buna yakın. ''Reenkarnasyonda da bu durumun geçerli olacağını düşünememek Allah'ın bize verdiği aklı kullanmamak anlamına gelebileceğini düşünmenin zararı olamayacaktır sanırım. Ayrıca Kur'an'da belirtilen ilk ayeti hepiniz bilirsiniz. Geriye kalan yorumu size bırakıyorum... Bu da İslam dışında bir inançtır. İkisini birleştirirseniz yeni bir din yaratırsınız, islam inancında reenkarnasyon yok. Farklı dinlere göre farklı yargılamalar ve farklı bir yaşam var. Hangisi doğru, hangi din geçerli bilmiyorsanız neticede yine ölümü bekleyeceksiniz. Doğru cevaba ancak ölüm ile ulaşabilirsiniz. Bırak ölmeyi bir de reenkarne olup kaç kere doğup kaç kere ölmekten bahsediyorsunuz. O zaman reenkarnasyon anlayışına göre daha çok tecrübe ediniyoruz, çeşitli bedenlerde ruhlanarak. Hani nerede tecrübe? Böyle birşey olsaydı edindiğimiz tecrübeleri hiç bir zaman unutmaz yeni bedenimizde daha iyi şart ve koşullarda yaşardık. Ben ortada hiç bir tecrübe göremiyorum bu reenkarnasyon inancında olan dinlerin söylediklerine göre. Herşeyi yeni yeni öğreniyorum, tecrübe ediyorum. İslam inancında olduğum için reenkarnasyonik dine eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşabiliyorum. Ayrıca Allah'ın kimi cennetine koyup kimi cehenneme atacağına biz karar veremeyiz, bize düşmez. Tıpkı yaratılıp dünyaya gönderilme konusunda, fiziksel,ruhsal,ailesel ve kaderimiz konusunda karar veremediğimiz gibi.
Öyle bir Rab ki
kalemle öğretmiştir, (5) İnsana bilmediğini belletmiştir (öğretmiştir).” (Alâk 1-5. âyetler) Şu da bir dipnot: Allah'ın öğretmek için kaleme ihtiyacı yoktur. İnsana bilmediğini öğretmesi de şimdilik gönderdiği kitaplar ve verdiği belirli bir kapasiteyle sınırlı beyin ile olmuştur. Öğreneceğimiz çok şey var. Onları da farklı boyutlarda öğrenebilicez. Bu dünyada öğrenemeyeceğimiz kesin, o yüzden mutlak bilgi kaynağını öğrenme konusunda yeniden bedenlenip dünyada yaşamak boşuna.
Beyin kapasitemizin anlamadığı, anlayamayacağı şeyler var. Ve bunları ölünce anlayıp kavrayabileceğiz. Ben bir kez öleceğim, siz kaç kere ölürsünüz bilmem. Herkesin inancı kendine, artık daha fazla sorgulamak istemiyorum.