Kur'an Reenkarnasyonu Red mi Ediyor?

.Demeter.

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
166
Tepkime puanı
6
Konum
Ragnarok
İş
Dövmeci ve Ressam
Dediğim gibi çevrenizde olmamasının nedeni yada sizin görememenizdeki neden bilinçaltınızı okuyamıyor ve görmüyor olmanız. Buda sizin gücünüze bağlı bir durum. Mehdi olayları falan zaten saçmalıktan ibaret. Tutunacak dal arayan insanlar ben mehdiyim diyene yapışacak yer ve zaman arar oldu. Eğer gerçekten mehdi gelecekse bu zaten böyle gerçekleşmez. Reenkarnasyon olayına gelirsek, zaten kişisel olarak kimse algılamıyor. Kırılan üzülende yok. Bu sizin inancınız diğeride benim. Reenkarnasyona inanmayanlar için bu konuyu şöyle bağlamak istiyorum. Şimdi herkes bir hayat yaşıyor. Geçmişten ve gelecekten konuşmaktansa anı yaşamak en doğrusu bazı kişiler için. Bazıları kendi kutsal kitaplarıyla geçirsin bazıları daha farklı inançlarla. Çünkü kimsenin yaşantısı bir değil ve yaşadıkları da bir değil. Yaptıkları hele hiç değil. O yüzden inanan kendine inanır inanmayan ise kendine inanmaz... :)
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Ben şunu sormak istiyorum. Diyorsunuz ki, kuranda yazılan ayetlerin anlamı sözlükteki ilk anlamıdır. Derinlik aranmaz. Peki sizin Efendimiz diye sevgi ve saygı gösterdiğiniz o din adamları niye onlarca anlam çıkartıyorlar? Ve siz hangi birine inanıyorsunuz. Kuranda derinlik aranmıyorsa şayet, bana şöyle bir ayet söyler misiniz? "Reenkarnasyon yoktur." Bana böyle bir ayet gösterin. Yada peygamberinizin sözünü. Ama Hz. Mevlana'nın şiirleri bunu çok güzel açıklar. Anlamayı bilene tabi... Harfler ile konuşulması gerekir birşey anlamak için. Ama siz kuranı açıp evet burda böyle yazıyor demek ki bu! Demelisiniz. Kendi zamanınıza göre bir düşünün. Yada burayı geçin. Bir arkadaşımız demiş ki ölmeden bilemezsiniz. Benim ölmediğimi nerden biliyorsunuz? Ben ölüm anımı daha dün hatırlıyorum siz hala neyden bahsediyorsunuz?? O yüzden bazı şeyleri söylersen dikkatli söyleyin. Her neyse herkesin kendi inancı kendine değerli kendine kutsaldır. Sizin deyiminizle " Herkes kendine müslüman :) " Konuya değer verip yorum yapan herkese tek tek teşekkür ederim. İyi forumlar...
Evet ayetler sözlükteki ilk anlamdır. Herkesçe yorumlanmaz, ne anlaşılırsa o dur. Din adamlarının ne dedikleri beni ilgilendirmez. Ben açar Kur'an ayetlerini okur, kendi başıma neyin ne olduğunu anlarım. Hem Türkçe mealini okurum hem de arapça bildiğimden arapçasını okurum.
Birşeyi anlamak için başkasının aklına ve yorumlamasına ihtiyacım yok, ama sizin varsa o beni ilgilendirmez. Reenkarnasyonun kesinlikle olmadığına dair Kur'an da bir sürü ayet var, ben okudum. Çok merak ediyorsanız açar baştan sona kadar okursunuz. Burada önünüze ayet getirmek zorunda değilim. Armut piş ağzıma düş yok.
Ben ölüm anımı daha dün hatırlıyorum siz hala neyden bahsediyorsunuz?? demişsiniz. Siz beyin ölümü nedir biliyor musunuz? Kalbinizin bir kaç dakikalığına durmasını siz ölüm olarak mı nitelendiriyorsunuz? Beyin ölümünüz gerçekleştiğinde tekrar uyanma gibi bir şansınız yok, öteki tarafa intikal etmiş oluyorsunuz ve asıl ölüm o ölümdür. Yani bana öldüm gibi, bilimden uzak kalmış toplumlardaki insanların söyledikleri basit cümleleri kurmayın.
Sizin deyiminizle " Herkes kendine müslüman demişsiniz. Aynen öyle. Öteki tarafta sizin günahlarınızda, sizin sevaplarında sizi kurtaracak beni değil. Her koyun kendi bacağından asılır derler ya, aynen öyle. Sadece ahirette değil bu dünyada da böyle. Herkes kendi yaptığının bedelini kendi öder. Kural bu kadar basit.
Sayın musashi, eğer cinler bunu yapıyorsa amaçları ne olabilir merak ettim? Siz rastlamamış olabilirsiniz çünkü bilinçaltınızı görmüyorsunuz. Ayrıca cinlerin işi gücü yok insanlara reenkarnasyonu mu inandırmaya çalışacak. Asla yapmazlar. Reenkarnasyon ile yeniden doğduğunu söyleyenlere saf diyorsanız o zaman bende bir safım. Ve ben olan bu saf bunu kanıtlarıyla gördü. Çünkü bu safın yaşantısı bir çoğunuzdan daha farklı. Benim irtibat kurduklarım sadece insan değil. Sadece cin de değil. Daha bir çok varlık. Ve siz hala sıradan olaylar ile "Böyle birşey asla olamaz!!!" diye çemkiriyorsunuz. Biraz objektif bakmayı deneseniz çok iyi olur aslında. Genel olarak söylüyorum.
Cinlerin amaçları beni ilgilendirmez, ama ben sizin amacınızı merak ettim. Amacınız her ne ise birşeyleri ispatlama çabalarına gitmeyin çünkü soyut olan hiçbir şey ispatlanmaz. Din ile ilgili herşeye koşulsuz şartsız inanmak gerekir, sonra konuştuklarınızla kalırsınız.
Reenkarnasyon ile yeniden doğduğuna inananlara kimse ne saf dedi ne de hakaret etti. Kimse kimseye dini inancı dolayısıyla hakaret edemez. Ama siz çemkiriyorsunuz derseniz hem hakarette hem de kişisel saldırıda bulunursunuz, sonra tartışmalar ve hoş olmayan diyaloglar yaşanır.
Bu arada madem yaşantınız farklı, insanların dışında varlıklarla görüşüyorsunuz, gidin onlarla muhattap olun, onlarla bu tür tartışmalar yapın. Medyumluğa da başlayabilirsiniz, diğer varlıklarla aranız iyiymiş. Belki iyi para kazanırsınız. Tabi sizlere inananlar çıkarsa.
İyi forumlar.
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Dediğim gibi çevrenizde olmamasının nedeni yada sizin görememenizdeki neden bilinçaltınızı okuyamıyor ve görmüyor olmanız. Buda sizin gücünüze bağlı bir durum. Mehdi olayları falan zaten saçmalıktan ibaret. Tutunacak dal arayan insanlar ben mehdiyim diyene yapışacak yer ve zaman arar oldu. Eğer gerçekten mehdi gelecekse bu zaten böyle gerçekleşmez. Reenkarnasyon olayına gelirsek, zaten kişisel olarak kimse algılamıyor. Kırılan üzülende yok. Bu sizin inancınız diğeride benim. Reenkarnasyona inanmayanlar için bu konuyu şöyle bağlamak istiyorum. Şimdi herkes bir hayat yaşıyor. Geçmişten ve gelecekten konuşmaktansa anı yaşamak en doğrusu bazı kişiler için. Bazıları kendi kutsal kitaplarıyla geçirsin bazıları daha farklı inançlarla. Çünkü kimsenin yaşantısı bir değil ve yaşadıkları da bir değil. Yaptıkları hele hiç değil. O yüzden inanan kendine inanır inanmayan ise kendine inanmaz... :)
Sevgili Demeter bu tür varlıkların bilinçaltıyla bir alakası yok bu yüzden bilinçaltından bahsedip durmayın. Bilinçaltı insana ait birşeydir, cinler ve diğer varlıklar insandan bağımsızdır. Cinleri görmek ya da duymak, Allah'ın bahşettiği bir özellik. İsterse, gözlerdeki perdeyi kaldırırsa gördürür ve duydurur. Ben hiç böyle birşeyi deneyimlemedim ama bilinçaltımla ilgili bir sürü pratik yaptım. Hala ilgilenirim. Bilinçaltıma yönelik telkinler dinler, meditasyon yaparım. Zaman zaman hipnoz seanslarına katılırım. Durugörülerim de var. Siz beni sıradan biri sandınız galiba? Cinlerinizin size gösterdiklerini benim görmem için o tür varlıklara ihtiyacım yok. Üçüncü gözüm bana yetiyorda artıyor bile.
O yüzden inanan kendine inanır inanmayan ise kendine inanmaz demişiniz. Aynen öyle. Sonunda işin doğrusunu anladığınız için çok sevindim.
 

.Demeter.

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
166
Tepkime puanı
6
Konum
Ragnarok
İş
Dövmeci ve Ressam
Ben zaten medyumum. Ama bunu iş olarak yapmıyorum. Size daha fazla birşey açıklamayacağım. Ama sadece şunu söylemek istiyorum. Ölü zamanım dakikalar değil 37 saatti. Beyin ölümüm gerçekleştiğine dair belgeler var. Her neyse iyi forumlar :)
 

Astralll

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2011
Mesajlar
92
Tepkime puanı
1
Konum
İst
Size reenkarnasyonu savunmayacağım ama şöyle bir tez daha var.Kuantum düşünceyi duymuşsunuzdur.Ben size kuantum sıçramadan bahsetmek istiyorum.Niyetim düşüncelerinizi değiştirmeye çalışmak değil ama farklı bir bakış açısı insana çok şeyler katar.Kuantum sıçramanın temel düşüncelerinden biri insanın şuan da yaşadığı hayattan farklı olarak belki yüzlerce belki milyonlarca versiyonu olabileceğidir.Nedir bu versiyonlar?İnsanların bazen hayatta yaptığı seçimlerden veya tesadüflerden kaynaklı dönüm noktaları olur, mesela ;ünv. tercihleri, eş seçimleri veya sağlık açısından alışkanlıkları bu tercihler tesadüfler farklı yol ayrımları çizer.İşte versiyonlar dediğim bu olası yol ayrımlarının olmabilme durumlarıdır.Kuantum düşünceyle kişi düşünce tarzı olarak bu olası yollara sıçrama yapabilir.Belki reenkarnosyonda bu sıçramaların bir iz düşümüdür. Kimbilir..?

Sizin bakış açınız bu olabilir saygı duyarım, ancak bu tip konular olasılıklarla ifade ediliyor... Kesin bir yargı yok, sadece varsayım... Teoriyi kabul edenlerden çok kabul etmeyen bilim adamları var. (bkz.Kopenhag Yorumu) Yani birisi çıkıpta, " Kuantum teoremi şu konuya kesin cevap veriyor, ayndınlatıyor" diyemez. Çünkü kendi içinde bir çok çelişkiyi barındırıyor... "Gözlem ve gözlem dışı" maddenin verdigi tepkileri belirlemek en keskin noktası sizce bu bir sonuç mudur? Bilgi dir diyebilir miyiz? Deriz, ancak bu sadece maddenin karakteristlik özelligidir, daha fazlası degil, hatta evreni açıklayacak bilgi olmaktan çok çok uzaktadır... O yüzden dini konuları anlamak için bu tip çelişkilerden medet uman birisi degilimdir. Ki zaten buna imanım da izin vermez, zira inanırkende herhangi bir teoriyi gördügüm için inanmadım... Bunun dışında siz, insan hayatındaki dönemeçlerden bahsetmişsiniz, bunların hayatın içindeki küçük zaman dilimleri oldugunu düşünüyorum ve hayattan ayrı bir yaşanmışlıgı temsil edemezler...
 

.Demeter.

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
166
Tepkime puanı
6
Konum
Ragnarok
İş
Dövmeci ve Ressam
Sizin bakış açınız bu olabilir saygı duyarım, ancak bu tip konular olasılıklarla ifade ediliyor... Kesin bir yargı yok, sadece varsayım... Teoriyi kabul edenlerden çok kabul etmeyen bilim adamları var. (bkz.Kopenhag Yorumu) Yani birisi çıkıpta, " Kuantum teoremi şu konuya kesin cevap veriyor, ayndınlatıyor" diyemez. Çünkü kendi içinde bir çok çelişkiyi barındırıyor... "Gözlem ve gözlem dışı" maddenin verdigi tepkileri belirlemek en keskin noktası sizce bu bir sonuç mudur? Bilgi dir diyebilir miyiz? Deriz, ancak bu sadece maddenin karakteristlik özelligidir, daha fazlası degil, hatta evreni açıklayacak bilgi olmaktan çok çok uzaktadır... O yüzden dini konuları anlamak için bu tip çelişkilerden medet uman birisi degilimdir. Ki zaten buna imanım da izin vermez, zira inanırkende herhangi bir teoriyi gördügüm için inanmadım... Bunun dışında siz, insan hayatındaki dönemeçlerden bahsetmişsiniz, bunların hayatın içindeki küçük zaman dilimleri oldugunu düşünüyorum ve hayattan ayrı bir yaşanmışlıgı temsil edemezler...

Bazı durumlar vardır ki emin olun ayrı bir yaşanmışlığı temsil ediyorlar.
 

Astralll

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2011
Mesajlar
92
Tepkime puanı
1
Konum
İst
Yukarıda anlatmaya çalıştığım noktayı görmezden geliyorsunuz. Tekrar aynı cümleyi size sormak istiyorum ; ''Peki önceki yaşamlarına hipnoz ile döndürülen insanların daha önce hiç bilmediği, görmediği ve duymadığı olayları bildiğini ve sanki anlatılan olayı kendisi yaşamış gibi ayrıntılı olarak açıkladığını bilmiyorsunuz sanırım. Anlatılan olaylar yazılı kaynaklardan kontrol edilmiş ve ayrıca bu kişilerin kullanılan kaynaklara ulaşımının kesinlikle gerçekleşmediği (yani olaki televizyonda, gazetede görmedikleri veya herhangi bir yerden duymadıkları ) belirlenmiştir.'' Önünüzde olan olayları görmezden gelip gelmemek tabii ki size kalmış. ''Din dogmatiktir, katı bir inanç gerektirir. Sorgulamadan inanmak her zaman için tüm dinlerde bilinen bir gerçektir.'' denilmiş. O zaman size tekrar bir soru yöneltmek istiyorum. Allah bize neden özgür irade vermiş ve bizim kendi seçimlerimizi yapmamızı istemiştir. Kur'an'da en sonunda mutlaka affedici olan, herşeye kadir olan Allah neden bu noktayı göremiyor? Bu noktada beni yanlış anlamayın. İnançlarınızı sorgulamak istemiyorum ama sonuçta Allah bize bir akıl ve özgür irade verdiyse bunu görmezden gelip körükörüne birşeylere saplanarak inanmak bana ters geliyor. Sonuçta bize verilen bir nimet varsa bunu kullanmamamız için vermedi. Hepsinin bir amacı ve kullanıldığında göreceğimiz, anlayacağımız noktaları var.

Öteki dünya, Cennet ve Cehennem'de reenkarne olanların nasıl yargılanacağına gelirsek eğer. Kur'an'daki ahiret inancında herkes bir şekilde Cehennem'de tabiri caizse yanacaktır ve bu dünyada yaptıklarının hesabını verecektir. Belirlenen ceza çekildikten sonra ise Cennet'e mutlaka dönecekleri belirtilir. Reenkarnasyonda da bu durumun geçerli olacağını düşünememek Allah'ın bize verdiği aklı kullanmamak anlamına gelebileceğini düşünmenin zararı olamayacaktır sanırım. Ayrıca Kur'an'da belirtilen ilk ayeti hepiniz bilirsiniz. Geriye kalan yorumu size bırakıyorum...

''(1)Oku Rabbinin adıyla ki bütün mahlûkatı yarattı, (2) İnsanı da
bir parça kan pıhtısından var etti; (3) Oku ve Rabbin,
pek büyük bir kerem sâhibidir, (4) Öyle bir Rab ki
kalemle öğretmiştir, (5) İnsana bilmediğini belletmiştir (öğretmiştir).” (Alâk 1-5. âyetler)

Efendim görmezden gelme degil yaşanmış bir iki olayı genele yaymak ve bütün insanların aynı şeyleri yaşıyacagını(reenkarne olucagını) öne sürmek yanlış bir şeydir... Açıkcası anlattıgınız o reenkarnasyon olayını ben dogru bulmuyorum, bana göre düzmece bir olay. Kim dir o kişi, nedir, aracı şahıslar güvenilir midir, yoksa insanların dikkatini çekmek için yapılmış hipnoz olayı mıdır, bunların hepsi meçhul... Hadi diyelim o insanların başka hayatları varsa bizim niye yok, bizim varsa başka insanların niye yok,vs... Bir sürü bilinmezlik var, bunlara ragmen kesin dogrudur gibi diretmeniz aslında sizin körü körüne baglandıgınızı göstermiyor mu? Önceki mesajlarda ruhun ne oldugunun bilinemiyecegini, insanın fiziki kısmının bile benzersiz oldugunu, buna ragmen ruhları aynı olan insanların mantık dışı olucagını belirttim. Yani reenkarnasoyon akıla bile uygun degilken dine, bilime hiç uygun olabilir mi? Bilime neden uygun olmadıgını da söyledim...
Diger taraftan din dogmatiktir diyorsunuz ne ilgisi var? Bugün bizim şu konuşmalarımız bile dinin iradeye müdahele etmediginin göstergesi degil mi? Allah, kitap ve peygamber göndermiş ancak buna inanmaya mecbur mu etmiştir? Eger yaratıcının öyle bir niyeti olsaydı kitap ve peygamber göndermedende insanları inandıramazmıydı ? İnandırırdı ama bunu istememiştir, insana akıl vermiş ve bu evreni bir nevi kendisini gösterecek şekilde(ayna gibi)yaratmıştır... Gören görür inanır, inanmayanda inanmaz... Esasen inanmayanlar, iç dünyalarında niye inanmadıklarını açıklayamazlar... Bu aynı odun parçasının kendi kendine masa sandalye olmasını kabullenmek gibi bir şeydir... Bilim denir, ancak bilim bu kainatı(sadece fiziki kısmını) açıklamayı bırakın bir yıldızı bile tam izah edemez... (bkz.Güneşe tam bakmayı saglıyacak dalga boyu teleskopu 2013 faaliyete geçicek,vs..) Bunları düşündügünüzde insanların iç dünyalarını da az çok anlıyabilirsiniz... Ufacık bir sihir,büyü veya metafizik olaya karşı bütün ilgilerini veren insanlar bir de yaratıcının kendini göstermesiyle ne yaparlardı kimbilir... Ona inanmayan olabilirmiydi? Körü körüne baglanma diyorsunuz ya işte siz bu gizliligi anlıyamadıgınızdan dolayı bu şekilde düşünüyorsunuz. Bilim gibi herşeyin formalize edildigi bir din arıyorsunuz sanırım... Böyle bir şey olabilir mi? Bilirsiniz ki az çok metafizik hüneri olanlar bile herşeyi açıkca söylemezler. Nerde kaldıki kutsal kitapta herşey açıkca söylensin? Konu epey dagıldı farkındayım ama bunları düşünmenizi tavsiye ederim en son paragraftaki ayetleride ne için yazdıgınızı anlamış degilim. Şimdilik diyeceklerim bunlar.
 

Astralll

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2011
Mesajlar
92
Tepkime puanı
1
Konum
İst
Ben şunu sormak istiyorum. Diyorsunuz ki, kuranda yazılan ayetlerin anlamı sözlükteki ilk anlamıdır. Derinlik aranmaz. Peki sizin Efendimiz diye sevgi ve saygı gösterdiğiniz o din adamları niye onlarca anlam çıkartıyorlar? Ve siz hangi birine inanıyorsunuz. Kuranda derinlik aranmıyorsa şayet, bana şöyle bir ayet söyler misiniz? "Reenkarnasyon yoktur." Bana böyle bir ayet gösterin. Yada peygamberinizin sözünü. Ama Hz. Mevlana'nın şiirleri bunu çok güzel açıklar. Anlamayı bilene tabi... Harfler ile konuşulması gerekir birşey anlamak için. Ama siz kuranı açıp evet burda böyle yazıyor demek ki bu! Demelisiniz. Kendi zamanınıza göre bir düşünün. Yada burayı geçin. Bir arkadaşımız demiş ki ölmeden bilemezsiniz. Benim ölmediğimi nerden biliyorsunuz? Ben ölüm anımı daha dün hatırlıyorum siz hala neyden bahsediyorsunuz?? O yüzden bazı şeyleri söylersen dikkatli söyleyin. Her neyse herkesin kendi inancı kendine değerli kendine kutsaldır. Sizin deyiminizle " Herkes kendine müslüman :) " Konuya değer verip yorum yapan herkese tek tek teşekkür ederim. İyi forumlar...

Kuran ayetleri yorumlanamaz diye bir kaide yoktur. Yorumlanır, ancak bu herkezin yapabilecegi bir şey degildir. Belli bir ilmi seviye ister, bununla beraber sünnete uygun bir yaşantı ister, peygamberin hayatını bilmeyi ister(sadece tarihsel olarak degil hikmetleriyle beraber), hadis bilgisi ister,vs...
Ve kimse ben tek başıma tefsir yazdım diyemez mutlaka ama mutlaka peygamberin sözlerinden istifade etmesi(hadis), tarihte yaşamış oterite sayılacak alimlerin(İmam gazali,İmam Rabbanii,İmamı Azam,vs...) yorumlarından(tefsirlerinden) faydalanması gerekir... Eger bu kriterlerin dışında bir kişi ben tefsir yazdım diyorsa yada yorum getiriyorsa o tefsire de o kişiyede itibar edilmez... Bu isterse ordinaryus ilahiyatçı olsun.(bkz.Sorarlar adama sen imam gazali den daha mı alimsin?)
Artı olarak bir şey daha söyliyim: Kuran tek başına islamı anlamaya yeterli(açıklama manasında) degildir, eger öyle olsa Allah peygamberleri göndermez, sadece kutsal kitaplarla dinini ilan ederdi... Zaten bir ayette, "resulumde ne varsa onu alın" buyrulur. Neden peygamberler zorunlu derseniz onunda cevabı şudur: Yaratıcıyı bu dünyada en iyi bilenler peygamberlerdir(peygmberler arasındada Hz.muhammed(sav)dir) ondan sonra peygamberin sahabeleridir, sonra yaşantısıyla insanlara örnek olmuş(bedel ödemiş) alim ve evliyalardır, sonra dini yaşantısı düzgün olan müminlerdir... Evet bu son yazdıgım bir hadisti sanırım. Tefsir konusunun iyi anlaşılması için bu kıstasların hepsi iyi bilinmesi gerekiyor. Bir ayetle ilgli peygamberin veya bir alimin görüşü varken, senin benim yorumumun pek bir anlamı yoktur ,hatta hiçbir anlamı da yoktur denilebilir...
 

sabinaze

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Şub 2012
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Konum
Azerbaycan
İş
forex islemcisi
peki Kuranda dovmeyle ilgili olan bir ayet veya sure var mi? varsa paylasirsaniz cok sevinirim. dovmem yok, ama cok merak ediyorum gercekten Kuranda dovmeyi yasaklayan ayet veya sure hangisi diye
 

Astralll

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2011
Mesajlar
92
Tepkime puanı
1
Konum
İst
peki Kuranda dovmeyle ilgili olan bir ayet veya sure var mi? varsa paylasirsaniz cok sevinirim. dovmem yok, ama cok merak ediyorum gercekten Kuranda dovmeyi yasaklayan ayet veya sure hangisi diye

Dövme yaptırmanın haram oldugunu biliyorum. Fıkıh kitaplarından araştırmanızı öneririm, kuranda ayet var mı derseniz blimiyorum, araştırmadım. Ancak, şu ayete binaen "Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yaratışını değiştirecekler. en-Nisâ: 4/119 " hüküm çıkarılmış olabilir... Bu ayetteki beyan şeytana ait ve insanları bu konuda saptıracagını söylüyor...
 

.Demeter.

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
166
Tepkime puanı
6
Konum
Ragnarok
İş
Dövmeci ve Ressam
peki Kuranda dovmeyle ilgili olan bir ayet veya sure var mi? varsa paylasirsaniz cok sevinirim. dovmem yok, ama cok merak ediyorum gercekten Kuranda dovmeyi yasaklayan ayet veya sure hangisi diye

Üç buçuk yıl dövmecide çalıştım. Ben müslüman değilim sizin dininizde deriye birşey işlemek gübah mı onu bilemem ama, gerçek dövmede kesinlikle abdest geçiyor müslüman biri için bunu söyleyebilirim. Çünkü dövme derinin üçüncü katmanına yapılıyor ilk deri katmanına değil. Gözüken dövme de zaten yansımadır. Hint kınasıyla yapılan dövmede abdest geçmiyor çünkü o dövme derinin ilk katmanına yapılıyor. Su deriye değmiyor yani.
 

fthbl

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ocak 2012
Mesajlar
184
Tepkime puanı
11
peki Kuranda dovmeyle ilgili olan bir ayet veya sure var mi? varsa paylasirsaniz cok sevinirim. dovmem yok, ama cok merak ediyorum gercekten Kuranda dovmeyi yasaklayan ayet veya sure hangisi diye

-----------------
Dövme, insan cildinde boya maddesiyle yapılan kalıcı şekil demektir.

İnsanlar, çok eski zamanlardan beri vücutlarının çeşitli yerlerine dövme yaptırmışlardır. Bugün bu adet, yer yer sürdürülüyor. Avrupa ve Amerika'da bazı gençler bunu bir "süs" şeklinde yaparken, yurdumuzda da birtakım havai gençler onları taklit ediyorlar. Cahiliye Arapları dövmeyi süslenmek için yaparlarken; dövme ile bedenlerine çeşitli şekil ve suretler yaparak bununla mafsallarının güç kazandığına inanırlardı. Bugün ise bu tamamen bir özentiden öteye geçmemektedir.

İlkel dövme ana hatlarıyla, deriye yan yana küçük delikler açmak ve bu deliklere is, sürme, mürekkep, kına, çivit gibi boyalı maddeler doldurmak suretiyle yapılır. Bunun yanında bıçakla veya tırnakla derin yarıklar meydana getirerek, yahut süslenecek kısımlara barut gibi yanıcı maddeler sürüp yakarak yapılanları da vardır.

Modern dövmeciler ise özel olarak imal edilmiş elektrikli dövme kalemleri kullanmakta ve dövme yaptıran şahsın acı duymaması için de cildine lokal anestezi uygulamaktadır.

İlkel dövmelerin genellikle mavi renkte olmasına karşılık modern dövmeler çeşitli sentetik boyalar kullanıldığı için bir tablo gibi renkli olabilmektedir.

İlâhî dinler dövmeyi yasaklamıştır. Tevrat vücuda dövme yaptırmayı, ölü arkasından düzenlenen ağıt sırasında ağlayanın tırnaklarıyla yüzünü yırtması olayı ile birlikte ele almış ve, "Ölüler için bedeninizde yara açmayacaksınız, kendinize dövme işaret koymayacaksınız" (Levililer, 19/28) cümlesiyle her ikisini de yasaklamıştır.

Arapça'da veşm kelimesiyle ifade edilen dövme, Hz. Peygamber devrinde Câhiliye çağının bir uzantısı olarak özellikle kadınlar arasında yaygın bulunuyordu.

En güzel şekilde yaratılan insanın tabii görüntüsünde değişiklikler yapılmasını hoş karşılamayan Hz. Peygamber, bu türden çeşitli uygulamalar yanında dövmeyi de yasakladı; dövme yapan ve yaptıran kadınlara Allah'ın lanet ettiğini bildirdi. Bir fiili işleyenin Allah ta****rafından lanetlenmesi onun haram ol****duğunu gösterir. (bk. Buhârî, Libâs, 87; Müslim, Li****bas, 119-120)

Konu ile ilgili hadis metinlerinde sadece kadınların zikredilmesinin sebebi, Arap toplumunda bugün olduğu gibi daha çok kadınların dövme yaptırmasıdır. Dövme yaptırmanın dinî hükmü açısından kadınla erkek arasında fark yoktur.

Dövme abdeste ve gusle engle olur mu?

Dövme derinin altındadır. Yani dış derinin altında yer alıyor. Abdest ve gusulde ise derinin altını değil, üstünü yıkamak farzdır. Dövme de derinin altında kaldığına göre, onun bedenin herhangi bir yerinde bulunması abdeste ve gusle mani olmaz. Üzerinin yıkanmasıyla abdest ve gusül sahih olur.
 

pose_ps

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Mar 2012
Mesajlar
14
Tepkime puanı
1
Konu aslında Reenkarnasyonu ne olarak gördüğünüzde bitiyor. Basit anlamda reenkarnasyon ölen kişinin ruhunun başka birinde yeniden faaliyete geçmesi, böyle söylendi böyle öğretildi. Konu ile birleştirirsek, İslam'ın bunu kabul etmesi mümkün görünmüyor, reddettiğini gösteren herhangi bir şeye de ihtiyaç yok çünkü islam ölen bedenin ruhunun ahiret hayatını yaşayacağını söylüyor, bu hayatı tekrar edeceğini değil.
 

fthbl

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ocak 2012
Mesajlar
184
Tepkime puanı
11
Mehdi olayları falan zaten saçmalıktan ibaret. Tutunacak dal arayan insanlar ben mehdiyim diyene yapışacak yer ve zaman arar oldu. Eğer gerçekten mehdi gelecekse bu zaten böyle gerçekleşmez.:)
Mehdi olayı saçmalık dil gerçek ama çoğu kişi işin aslını bilmez.Mehdi zaten gelip gitmiştir.
Hz.Musa yı Firavun un yanında armak lazım,Hz.İbrahim i Nemrut un yanında aramak lazım.
Mehdiyi arayan insanın da geçtiğimiz asırda araması lazım zira geçtiğimiz asır tam bir inançsızlık asrı olmuştur.
Başta komünizm olmak üzere,materyalizm,diğer beşeri dinler (-izm ler),deccaller,diktatörler vs hepsi geçtiğimiz asırda çıkmıştır.
Öyleyse Mehdiyi geçtiğimiz asırda aramak lazım.Ama onun ekdiği tohumlar bu asırda yeşerecektir.
Zaten ülke çapında yeşermiştir..herkesin dilinde zaten okyanus ötesi diye.
Yakında dünya çapında bi yeşerme olacak.Bu da müslümanlarla gerçek hiristiyanların işbirliği yapması sonucu olacak.
 
Üst