Kitapkurdu Bölümü

logii

Kayıtlı Üye
Katılım
17 May 2009
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
269
Yazının sonunda zaten seninde bahsetmiş oldugun gibi o noktaya değinilmiş. OKuyun, aklınız açılsın!. Hayattaki tabuları kırın/yıkın diyor. Kişiyi sorgulamaya davet ediyor. '' Belkide evrende zeki varlığın başlangıcı biz değiliz.Belki bizden önceki zeki bi varlık tarafından tasarlandık neden bu seçenekleri söylediğim zaman insanlar bana "Hocam bi git işine" diyorlar.Neden kabullenmek istemiyorlar.Yada ihtimal olarak bakmıyorlar tarafsız olamıyorlar '' .. Semavi dinlerin çoğunda aynı şeyler anlatılır fakat hepsi kendi çerçevesi içerisinde değiştirilmiştir. Bazı insanlar bunu kabul etmiyor fakat içerisine girildiğinde bazı şeyleri görebilirler. Bu da o yaşamdan kaynaklanmaktadır. İnsanlar bunları kutsal olarak kabul görmüş ve o doğrultuda inançlarını icra etmeye çalışıyorlar. İnsanların ayakta kalabilmesi için birşeylere inanması gereklidir. İnanç bu yüzden çok gereklidir.. Kitapta da bu gibi olayların nedenlerini sorgulamışlar vs vs..
 

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
Tavsiyem Burak Özdemir'in diskografisini takiben okumanızdır. Yani ilk çıkan kitabından okumaya başlayın ve sırasıyla yayımlanan kitaplarını okuyarak devam edin. Yazılarını anlamak için yazarı da tanımak gerekiyor. Hele hele Burak Özdemir gibi bir yazarı.
 

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
Kitap neredeyse 2,5 aydır elimde ve bir türlü kendimi hazır hissedip kitaba başlayamıyorum. Hayırdır İnşallah. Galiba beni tepe takla etmesinden korkuyorum :D
 

Ori

Elit Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,274
Tepkime puanı
3,201
Nerden bulacağım bu kitabı? Ya buradaki kitapçılarda yoktur diye tahmin ediyorum. Normalde fazla kitap okumayan bir insanım :D ama bu kitabı okurum.
 

N_efertiti

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Eyl 2010
Mesajlar
228
Tepkime puanı
79
Yaş
38



"Margaret George sürükleyici üslubuyla Helen'in ağzından hem Helen'e hem de Paris'e yeniden hayat veriyor. Hiçbir ayrıntı atlanmadan kaleme alınan bu romanı nefesinizi tutarak okuyacaksınız. Beraber kaçtıktan sonra Helen ve Paris'in başına neler geldiğini bilseniz bile George'un kalemi sizde bilmediğiniz hissini uyandıracak! En çok satanlar listesinin bir solukta okuyacağınız nadide örneklerinden biri..."
- Barbara Taylor Bradfrod,
Kadının Gücü'nün yazarı

"George'un kaleminde Helen beklenmedik ve şaşırtıcı bir biçimde modern bir karaktere bürünürken, antikçağın tüm özelliklerini de yansıtmaktan geri kalmıyor. Truvalı Helen'i bir tatil kitabı olarak niteyebilirdim ama bu böylesi derin bir hayal gücüyle çağdaş edebiyatın sınırlarını zorlayarak yazılan bir şaheser için büyük haksızlık olur!"
- Steven Presssfield,
Son Amazonlar ve Ateş Geçitleri 'nin yazarı

"Kitabın ilk sayfasından itibaren Helen hikâyesini birinci ağızdan, aşkları, ihanetleri ve önlenemez hazin sona doğru sürüklenişiyle tüm samimiyetiyle anlatırken kalbimize dokunarak sempatimizi kazanıyor. Margaret George, gözünden kaçmayan detaylar ve can alıcı tasvirleriyle klasik edebiyatın karakterlerine sadık kalırken kolay okunabilir ve iddialı bir anlatıma da imzasını atıyor."
- Susan Vreeland,
Hüzün Renkli Kız Ver Artemisia'nın Çilesi'nin yazarı



Yazar: Margaret George





Mustafa kemal'i, karşılık beklemeden, yürekten, yalnızca 'O' olduğu için seven tek kadın Fikriye...
Milli mücadelede her zaman onun yanında olmasa da, desteğini hep hissettiren Fikriye...
Ne yazık ki Fikriye'nin, bu içten sevgi karşılığında elde edebildiği tek şey büyük bir hayal kırıklığı olmuştu.


Yazar: Hıfzı Topuz




Anladım ki; Allah insanların birbirlerinden ayrı ayrı değil, tekvücut halinde yaşamalarını istediğinden, herbirine kendi ihtiyaçlarını değil; herbirine, hepsi için gerekli olan şeyleri ilham ediyor. Anladım ki, insanlar kendilerini düşünerek yaşıyor gibi görünse de, hakikatte onları yaşatan tek şey sevgidir. Kim severse Allah'a yaklaşır; Allah da ona yaklaşır. Çünkü O, sevgiyi yaratandır! ..


Yazar: Tolstoy
 

logii

Kayıtlı Üye
Katılım
17 May 2009
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
269
Son Konuşma(The Last Lecture)


RANDY PAUSCH

299431_2.jpg


Yayınevi Butik Yayınları ( Kişisel Gelişim )

Editör Pantha NİRVANO


Kapak Resim Laura O’Malley DUZYK


Baskı 1 – İstanbul, Haziran 2008



Karton Kapak, Kitap Kağıdı, 240 Sayfa

"Önemli olan kaybetmeniz veya kazanmanız değil, nasıl oynadığınızdır."
- Randy Pausch

Gerçek Bir Yaşam Hikayesi.


Pankreas kanseri, 3 ay ömür biçilen dünyaca ünlü bir bilim adamı;
Ama her şeyden önce 1,2 ve 5 yaşlarında üç tane çocuğu olan ve onlardan -hele de şimdi-hiç ayrılmak istemeyen
son derece duygusal bir baba;
Gelecek yirmi senede çocuklarına öğreteceklerini, günün birinde onların sahiline vuracak bir şişeye sığdırmaya çalışıyor.
İşte böyle bir adamın bütün dünyaya ve en başta da çocuklarına miras bırakılmak üzere, yaşamla ilgili-evet ölümle değil, yaşamla ilgili-çocukluk hayallerimizle ilgili, hayatımızdan sonuna kadar tad almayla ilgili, dostluklarla ilgili, sevgiyle ilgili, kısacası yaşamın tam da kendisiyle ilgili üniversite kürsüsünden yaptığı

“SON KONUŞMA”

“…Çocuklarımın bana dair hiçbir anısı olmayacağının farkındayım. Bir ressam olsaydım, onlar için resim yapardım. Bir müzisyen olsaydım, onlar için şarkı bestelerdim. Ama ben konuşmacıyım. Ben de konuştum. Çocuklarım için konuştum. Yaşamın güzelliğini ve her ne kadar benim için az kalmış olsa da, yaşamı ne kadar takdir ettiğimi anlattım. Dürüstlük, doğruluk, minnet ve el üstünde tuttuğum diğer değerler hakkında konuştum.

“…Sahip olduğunuz tek şey zaman.
Ve bir gün, düşündüğünüzden daha az zamanınız olduğunu fark edebilirsiniz. Bu yüzden başkasının değil
kendi hayatınızı yaşayın. Başkalarının düşüncelerinin değil,
kendi kalbinizin peşinden koşun.”


http://www.youtube.com/watch?v=iC_EPy8Ac3g
 

Elfangel

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ara 2009
Mesajlar
938
Tepkime puanı
354
Bu konuşmayı daha önce izlemiş ve çok etkilenmiştim ancak bir kitap haline getirildiğini bilmiyordum. Bilgi için çok teşekkürler en kısa zamanda okumaya çalışacağım.
 

azra-

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ara 2010
Mesajlar
82
Tepkime puanı
3
Konum
ankara
Bunu bende izlemiş ve çok etkilenmiştim. Saol güzel bir paylaşım.
 

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
Ruh ve Madde Yayınları'nın kitabı, netten ararsanız bulabilirsiniz.
 

logii

Kayıtlı Üye
Katılım
17 May 2009
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
269
ruhlar%C4%B1n_parmaklar%C4%B1_mehmet_alperen.jpg



Ruhların parmakları

Ruhların parmakları, psikoloji ve psikoloji ötesinde gezinen bir romandır. İnsanın içine düşebileceği bir çok " hal" lerini analazi yapılrrken aynı zamanda ciddi anlamda karekter analizi de içermektedir. Aslında çoğumuzun yaşadığı ve her anda yaşayabileceğimiz duru görü halleri ve benzeri, psikolojik olaylar ve psikolojiye etki eden diğer güçler yani cinler konu edilmektedir. Anadolunun bşir çok yöresinde Al basma oalrka bilinen, ancak yaygın snlayışla karabasan olayı bir ci,nni vakadar. Psikolojik değildir. Halende daha seküler alanda pskolojik tedavi metodları ile uğraşanların inanmadığı, ve bunu kişinin kendi ürettiği bir korku olarak nitelendirilen bu olay cinlerin insana musallat olmasından başka bir şey değildir. İŞte Ruhların parmakalrı isimli çalışma yaşanmış ve halen daha yaşanmaya devam eden bir hayatın öyküsüdür. Oalylar arasında bağlantı kurmak amacı ile kurgulandığı için roman sınıfında sayılabilir.
 

logii

Kayıtlı Üye
Katılım
17 May 2009
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
269
Eli-Zaretsky-Ruhun-Gizemleri-Yeni-Orj__33100594_0.jpg


Tüm Dünyada Rekor Satış Yapan Uluslararası Bir Bestseller Kitap

İrvin D. Yalom'un Dünyaca ünlü Nietzsche Ağladığında kitabı
kadar Etkileyici ve Büyüleyici bir kitap Muhakkak Okunmalı

"Büyüleyici ve müthiş bir kültürel tarih... açık, kolay okunur tarzda yazılmış... Zaretsky'nin bilgisi büyük ve psikanalizin karmaşıklığını çok iyi anlamış... Zarotsky'nin büyük başarısı tüm bu çelişkileri güçlü bir tartışma ortamında ve ikna edici tarzda oraya koyması."
- Publishers Weekly
"Zaretsky psikanalizi geniş açıdan, büyük ustalıkla ve dikkat çeken ilim ve irfanıyla ele almış... Başarısı - karmaşık, önemli bir konuda değeri sürekli, bilimsel, okunabilir bir entelektüel tarih - esaslı, temelli bir eser."
- Library Journal

"Muhteşem bir başarı... Psikanaliz ve tarihe etkisi üzerine en iyi kitap... Çok güzel yazılmış ve harika bir anlayış."
- Paul Robinson, Richard W. Lyman Hümaniter Bilimler Profesörleri, Stanford Üniversitesi

'Freud Yüzyılı'nın bitmesiyle psikanaliz artık bir tıbbi tedaviden ziyade bir kültürel inceleme konusu. Eli Zaretsky bunu iddia etmekle kalmıyor, aynı zamanda onun karmaşık tarihini de anlatıyor. Çok önemli bir kitap bu."
- Juliet Mitchell



Şuan bu kitabı okuyorum ve psikanaliz ile hiç bilmediğim şeyleri gördüm açıkçası çok detaylı ve ufak bazı resimlerle daha da zevkli hale getirilmiş güzel bir çeviri/kaynak olmuş, tavsiye ederim :)
 

matahari

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Kas 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
56
Konum
bursa
İş
halkla iliÅŸkiler
Rus soylularından iki zengin delikanlı bahse tutuşurlar. Bunlardan biri yirmi yıl kapalı bir yerde, yalnız kalabilirse, bahsi kaybeden ona büyük bir para verecektir. Yirmi yıl tek başına kalmaya dayanamayıp çıkan ise, bahsi kaybedecek ve o diğer arkadaşına büyük parayı ödeyecek. Kapalı kalanın her İstediği kendisine verilecek. Kapısında da bir nöbetçi bulunacak.

Soylu delikanlılardan biri, tek penceresi, tek kapısı olan bir yere kapatılıyor. Kapıda nöbetçi bekliyor. Delikanlı bir süre sonra kitap istiyor. Ve gün geçtikçe kitap isteğini arttırıyor. Ve içeride ha babam okuyor. Öylece yıllar geçiyor. Bu arada, öteki delikanlı kumarcılığı ve uçarı yaşantısı yüzünden zenginliğini yitirmiş, sıfırı tüketmiştir. Bütün umudu, kapalıdaki arkadaşının, tek başına yaşamaya dayanamayıp kapalı olduğu yerden çıkması ve onun da bahsi kazanıp paraya konması. Kapalıdaki arkadaşını kaçmaya kışkırtmak için de türlü çareler düşünür. Nöbetçiye görmezden gelmesini söyler. Kapıyı açık bıraktırır, ama ne yaptıysa boşuna. Arkadaşı içeride okuyordur ha bire.

Yirminci yılın son gecesi, artık son çare, arkadaşını öldürecek ve buna bir intihar süsü verecek. Hani yalnızlığa dayanamayıp, canına kıymış gibi. Böylece bahsi kazanıp parayı alacak. O niyetle, sabah, gün doğmadan önce arkadaşının kapalı olduğu yere girer. Ama içerde yok. Pencere de açık! Tamam, demek kaçmış. Parayı alacak öyleyse. Ne o? Masanın üzerinde arkadaşının kaçmadan önce kendisine yazıp bıraktığı bir mektup:

"Tek başına burada yirmi yılı doldurmama bir saat kala buradan ayrılarak, seni bana para ödemekten kurtarıyorum. Çünkü yirmi yıldır okuduğum kitaplarla öyle zenginleştim ki, bana vereceğin büyük paranın gözümde hiç değeri kalmadı. Sana teşekkür ederim."
 

veela

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Şub 2011
Mesajlar
16
Tepkime puanı
1
Romanda, yakin tarihteki ,Ingilterede ,genc bir buyucu ile ona yardimci olan Bartimeus adinda haylaz dalgaci bir cinin maceralari yer aliyor.

Eglenceli bir kitap serisi.Ben okurken cok keyif almistim, sanirim Jonathan Straud'un kitabi yazarken kullandigi yuksek hayalgucu , gizli ilimler konusunda kucuk bir bilgi birikimiylede desteklenmis.Bunu soylememin sebebi de, okurken sizinde farkedeceginiz gibi bazi kisimlar gercege dayali gibi.
Ben bu foruma uye oldugumde bu kitabi coktan okumustum,forumda gezinirken de kitapta gecen varlik cagirmayla ilgili bazi kisimlari, Bartimeus 'un haylaz tavrinin tasvir edilen cinlerin karakteristik ozelliklerini andirmasi,usta cirak iliskisi sitede okudugum konularda zaman zaman aklima geldi ve bu gibi seyleri okuduklarimla ortusturdum .

Genc buyucunun hirs ve cabalarinin sonucuna duydugunuz merak,Bartimeus'un haylaz ve alayci uslubuyla hikaye son derece akici bir boyut kazanmis .

Kafasini bosaltip hosca vakit gecirmek isteyenlere oneririm.

Tabiki takdir sizin ... :)

Sevgiyle kalin ...:)
 

Mouse

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Ocak 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
9
Teşekkürler sayın veela güzel paylaşım en kısa zamanda okumayı düşünüyorum

Lütfen yazım kurallarına dikkat ediniz.
 

veela

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Şub 2011
Mesajlar
16
Tepkime puanı
1
Rica ederim. Umarım benim aldığım keyfi siz de alırsınız. :)
 

salemesed

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
105
Tepkime puanı
3
Konum
Ankara
İş
Öğrenci
Ben de okumustum eskiden.Hemen bitiverdi.Paranıza yazık derim ben.Büyü falan dediği için okudum ve beğenmedim.Nolduğunu anlamadan bitti.Bu kadarcık mıydı dedim sonunda
 

N_efertiti

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Eyl 2010
Mesajlar
228
Tepkime puanı
79
Yaş
38



Orhan Kemal’in başyapıtlarından biri olan 72. Koğuş,1940’lı yılarda, II. Dünya Savaşı’nın etkisinde kalan Türkiye’nin kıtlık yıllarını bir cezaevi koğuşuu mekan alarak anlatıyor.

Cezaevi koşullarında yaşayan mahkumların sefaleti, acıları, insanlığa özlemi, hayalleri ve çelişkileri... Elini kana bulayan insanların dünyası…

72. Koğuş, kalın duvarlar arasında kalmış insanların duvarların dışındaki akıp giden hayatla çelişkileri ve çatışmalarını yansıtıyor...


Yorumum; Filmi genel olarak beğendim fakat sahneler arası geçişlerde kopukluk var gibi geldi. Onun dışında güzel bir filmdi. Ve izlemenizi tavsiye ederim.
 
Üst