Sıcak bir şey içerken buharlaşan gözlük camlarımın yoksunluğundan kaynaklanan bu yitik hissiyatım.Hayatımın inişlerini en az zararla kapatmaya çalışan içimde ki hayvanın inlemeleri.Hayvanın boynunda bir tasma,tasmanın ucunda bir zincir.Zincir diğer ucunda ben.Benim içimde ben,ben ve hayvanım.Bu vahşi doğa,bu soğuk tabiat,bu şeytan insanları...Bu bitmeyen açlığım,bu utanç verici açlığım.Bu hayatımı ikinci kez mahveden adına baba denilen adam.Bu artık bir aileden kopmuşluğum.
Bu iyileşmenin mavi yangını.Yağmursuz ıslaklık.Denizsiz dalgalar,martısız gökyüzü.Ağaçsız toprak,ölüsüz mezar,bu günahsız şeytan.Bir çizginin kalbmin odacıklarında kıvrılması,sıcak,en dibe gömdüklerimi sökmeye dalan,bu yırtılan kalbim,bu delik yüreğim,bu boşluk korkum.Boşluklardan korkum,bu suyun intiharı,bitmeyen soğuk duşlarım,içime sinmişlikten kalkamayan kafam,bu dost kayıplarına el sallamam,bu yuvadan ayrılık..Ah ayrılık.
Bu kuralsız cümlem,ve kesin kararım; Artık hiç bir şey zaman bırakılmayacak.
Ölmeyi yahut yaşamı seçmem,dirilmekten sıkılıp çürümeyi seçmem,bir tohumu baharında öldürüp,fidanında beslemem.Bu herşeyin elimde oluşu,bu seçimin sadece bende oluşu.Bu öldürme arzum,bu utan verici yok etme arzum.Yine içimin hayvanı,içimin hayvanları.
Adını bir kez daha anmayacağım,yanında olmayacağım.Bütün gurbetlerimi bu saatten sonra içimde yaşayacağım,uzak olduğum dünya insanından belki bir nebze daha uzaklaşacağım.Yanlızlığıma bildiğim bütün müzikleri giydireceğim.Kitaplarımı okuyup atacağım.
Her şeyin daha iyi olması için dua edeceğim,yeni bir yaşama bir kez daha umut ekeceğim.
Bir kez daha umut edeceğim.