Gevezelikler gevezelikler....

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Belirsizlik bu saatlerdir gözlerime yapışıp kalmış şeffaf levhaların pürüzü dinmeyen açlığım dünyanın en sert yastıklarından aldığım ağrılar bitkin bedenim ve bu yine gelmiş boşluk daha henüz gitmiş olan ne diyeceğimi bilmeyip nerede kaldığımı unutturan bu yazmak için yazıyor oluşum bu bir mideyi zorla kusturma çabam bu bir yaranın kabuğunu soymak bu baş ağrım bitmeyen sıcaklar gelmeyen kış dolmayan defter kandırmayan su bağışlanmayan günah bitmeyen film boğmayan ip kesmeyen silah öldürmeyen bıçak kalmayan dost bitmeyen yıllar sürekli giden yollar bu elektronik fırtına bu parazit algı bu küflü yatak bu yalnız gece çıkmayan lekeler hiç olmayan meyveler solan bütün bahçem bu kuru gözlerim bu bir ağlayışın sanki bin yıl gelmeyişi bu bir kıvılcım çaksa her şeyin alev alev yanacağı hissi bu sesini adımca duymaktan vazgeçişim
bir gölün en kesif kıyısı bir denizin en mavi yeri bir kuşun en kırık kanadı ve bir uçurumun en yüksek noktası bir yağmuru aylarca bekleyişim bu kahve sebze uyku kahve yemek yastık karışmış saçlarım bu bitmeyen kızarıklıklar bu sakal dökümü zehir mazisi uyanık çocuk demir sandalye mor tarak mavi halı yeşil dolap soğuk su sirkeli banyolar bir tuzun bütün rahatsızlığı bir banyonun bütün hüznü bir mutfakta açlıktan ölüş bir yatak odasının duvalarına sıçramış kanlar bir vişne suyu çıkmayan lekesi halılardan bir ağaç sevgisi bir nehir yorgunluğu bir taş üzüntüsü bir keklik ölümü
bu artık durmuş bütün saatler yitik algım ne gördüysem yazdığım ne bildiysem saydığım satır mezarlığı bu bir kağıdın elimi kesmesi bu sürekli ıslanan yara bantları bu yanmış kekler dibi tutmuş çorbalar uyuşturmayan sigaralar bu bir bağımlılığın kalbimi her gece tavana vuruşu bir ateşin beni bir resimde her gece yakması bu bir kültablası yalnızlığı bu sek içilen bütün içkilerin ağrısı
bu sensiz geçirdiğim üçüncü ağustos
bu sensiz geçirdiğim ondördüncü kriz
bu sensiz geçmeyen bilmem kaçıncı gece
.
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Anlamıyorum hazar, kısaca " seni çok seviyom, sensiz ölüyom" de :D
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Beni daha kimler kimler anlamadı demeyeceğim, anlaşılmayacak bir şey yok içimi açtım size.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Hazar sana bunları yazdıranı öyle merak ediyorum ki...
Kendimi düşündüm ,aynı durum için böyle ağustosları,eylülleri sayarsam şuracıkta biterim.En iyisi kendime uyarlamayayım.
Bazı duygular maddeye bağımlılıktan daha büyük bağımlılıktır.
Yüreğine sağlık.
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Ben biliyorum ama anlatmayim hazar anlatsa baya bir sansasyon yaratir...
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Merak edilecek bir şey yok.Bir insan evladı.Aslında bundan bile tam emin değilim.Ben ise bir şekere saplanıp kalmış bir çocuk gibiyim.
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Ne kadar düşünürsen onu o kadar aklında kalıyor hazar. O kadar soru işareti ve hüzün salıyor aklına.
Beni on ikiden vurdu son yazın. Bende üç ağustostur eskiden çok sevdiğim birini görmüyorum.
Aşmak, düşünmemekten ve devam etmekten geçiyor
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Merak edilecek bir şey yok.Bir insan evladı.Aslında bundan bile tam emin değilim.Ben ise bir şekere saplanıp kalmış bir çocuk gibiyim.

Ne yapayım hazar ?Meraklı insan merak eder.:D
Benimde insan evlâdı olup olmadıklarından şüphe ettiklerim olmuştur.Şekerden kendimi çıkardım,o şekeride çöpe attım.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Ne yapayım hazar ?Meraklı insan merak eder.:D
Benimde insan evlâdı olup olmadıklarından şüphe ettiklerim olmuştur.Şekerden kendimi çıkardım,o şekeride çöpe attım.

Bilemiyorum.Belkide hayatı anlamlı kılanlar o çöpe attıklarımızdır.Düşünüyorum da benim karşıma böyle biri çıkmasa ben ne olurdum ?
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Aynen katiliyorum, baska birine asik olurdun bir sekilde kendini asik bulurdun...
Bir kalbe sahip olanlar mutlaka asik olup o kalbi doldurup sonrada kirar parcalarlar, ne uzucu ki kalp tasiyicisi olmak agirdir sonu duygusal yaralar ve yukun verdigi acidir...
O kisi yada bu kisi fark etmez, kalbi olanlar elinde sonunda kirilir.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Bilemiyorum.Belkide hayatı anlamlı kılanlar o çöpe attıklarımızdır.Düşünüyorum da benim karşıma böyle biri çıkmasa ben ne olurdum ?
Yok be hazar,saygı duyuyorum düşüncene ama senin gibi düşünmüyorum.Çünkü bana çok adaletsiz geliyor.Birine sonsuz değer veriyosun ama karşılığı varmı?Sevgi veriyorsun sevgi alabiliyormusun?Yok ya ben yapamıyorum ,düşünmüyorum o yüzden ve değmeyecek insanlar içinde gelmedim dünyaya.İnşallah senin bu yazdıklarını hakedecek biri kısa sürede çıkar karşına.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bir yastığa sarılmadan uykuya düşemeyeceğimi çok sonra anladım.Bu beni boğacakmış gibi olan bütün yorganlar.Şu dünyadaki en büyük işlencenin senin olmayan birini kıskanmak olduğunu, yüzüne bakmayan resimlerle yaşamanın ne denli zor olduğunu şimdi biliyorum.
Bir gece üzüntüsü daha.Aklımın ucundan birileri dünyanın en acımasız masalına düşüyor.Bana kimse o gözlerde kaybolmayı nasip etmedi.Ben sadece 'olarak' birilerini kaybediyorken, kalbimin içini o ölümcül mecburiyetler yüzünden siyahlarla doldururken yanımda kimse yoktu.Bu gözlerimde defalarca boğduğum bütün yastıklar.
Hani adalet?
Kim gecelerce kan kustu kağıtlara? Kim dolaştı bu üstü başı düzgünler içerisinde? Kim bir jiletle astı kendini...
Haberin yok; içimden ölüyorum!

haza-R
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Uzun zamandır bir gevezelik planıyordum bozuk plaktan hallice sürekli cebimde taşıdığım kelimelerle..Okunmayan bir yazıyı yazabilmek için sanal acılar yaratıyordum kendime küçük aklımla..Ölüm topluyordum çevremden, bu tükendiğini artık hissettiğim sevgimin üzerine, aydınlığın üzerine karanlık topluyordum.Hiç tanımadığım yaşamlardan aşağı atıyordum kendimi.Bu simsiyah içi, bu küflü kalbi daha ne kadar dökebilirim,zehrimi daha ne kadar akıtıpta yeniden, yine yepyeni bir kalp yapabilirim diye düşünüyorum.
Ölüm topluyorum.Parçalanmış bedenler,savaşta ölen bütün çocuklar.Bir kafanın kirpliklerin milim titremeden bir bedenden ayrılışı.Ateşin ateşi söndürdüğü hayatlar.Suyun bağışlayamadığı hayatlar.Ağlamayı diliyorum kulağımda bu beni delip geçen müzikle.Eğer aylar sonra ağlayacaksam bu müzikle eğer yıllar sonra öleceksem bu müzikle ölmek istiyorum..Bir odanın en köşesinde o kafamda geçen bilmem kaçıncı şiirin kaçıncı dizesi, neyle yazacağımı bulamadığımda aklıma dünyanın en saf mürekkebi..Kendi kanımdan bir dize bırakarak, kendimden başka kimseye haber vermeden, kendimden başka kimseyle bir kez daha ölmeden göçüp gitmek istiyorum..Temizlenemiyorum, şu kirli dünyadan bin kat daha temiz olduğuna yeminler edebilceğim bedenimi ne yapsam temizleyemiyorum..Hiç çıkmayan bir leke gibi, kendi aşkımla kendime yapışıyorum..Adını bile bilmediğim kimyasalların içine balıklama atlayıpta yine zerre değişmeden, bir paremi bile dönüştüremeden çıkıyorum..Var olmaya artık dayanamıyorum.Kelimeleri nasıl sıralayacağımı bana unutturdular.Bu bana şeytanın bilmem kaçıncı ziyareti..Bu kulaklarımdan zehirlendiğim bilmem kaçıncı parça.
Ben sevilcek her şeyi elinden alınmış,sevginin ölüm çizgisiyim.Ben bu dünyanın açmadan koparılmış çiçeklerindenim.Beni bir rüzgarın bin kere kopardığı sohbarın çocuğuyum.
 
Üst