Gevezelikler gevezelikler....

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
O konu çok karmaşık vesselam.Hiç böyle değildim yani.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Yine başlıyoruz.Kalkıyor içimden siyah bir çilekeş senin yamaçlarına doğru.Binlerce çerçeveye sığamayan resmini alıp da düşüyor yollara.Üstüne hüzün bulaşmış bu resmi anlatmaya kalkıyor kalbim.Kulağıma bir müzik sabitliyorum rehber tanımazlığıma çelişkiyle önderlik etsin diye bana.Varsın o ayarlasın iniş çıkışlarını cümlelerimin.
İlk defa bütün meçhullerinden ayırıp bir isim veriyorum varlığına.Herkesten sakladığımı açıklıyorum,var ediyorum seni bu sayfada ilk defa.İki hece düşüyor kalbimden.İki hecesi var senin isminin bende.Biz olamıyoruz o iki hece hiç vakit ama sen oluyorsun.İkiside senın oluyor o hecelerin.Bana bırakmıyorsun.Burası da önemli elbette.
İlk olarak güzel geliyor aklıma.Başka kelimeye lüzüm duymuyorum nedendir.Güzel diyorum,karşılıyor yeterince simanı.Güzel kelimesi altında toplanıyor gülüşün,güzel kelimesi kucak açıyor kelamına lakin bu hece yersiz yurtsuz bırakıyor seni.Zaman ve mekandan ayıramıyorum seni.Gökyüzü diyorum diğer heceme.Yıldızların yanı oluyor senın yerin.Yuvan oluyor gökyüzü.Gökyüzüne bakıyorum ya her gece ben bundandır diyorum kendi kendime.Gökyüzündeki en güzel şey oluyorsun sonra.İki hece,bir insan.Binlerce mana.Bir gülüş ki kalbi parçalayan.Müzik ehli gelse açıklayamıyor sesinin tonunu.
Benim gökyüzümdeki en güzel şey sensin.Ben ne kadar açıklarsam açıklayım isimi bir tek sen bilebilirsin dahası bu ismi bir tek ben böyle anlayabilirim.Şimdi sıra sende,bana da bir isim ver ki varlığım olsun.
Özür dilerim,binlerce kez!
 

Aluhamut

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ağu 2014
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Şunu unutma hazaR; önemli olan,cümlelerinin içine etkileyici kelimeler nakletmek değildir.Önemli olan nasıl bir anlatım şekli kullandığın da değil.Bir şiiri, şiir yapan kafiye de değildir.Önemli olan tek şey; yazdığın yazı veyahut bu bir şiir de olabilir, sadece içine nakledilmiş ve kaybetmeyi göze alamadığın duygulardan ibarettir.
Başarılarının devamını dilerim
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Şunu unutma hazaR; önemli olan,cümlelerinin içine etkileyici kelimeler nakletmek değildir.Önemli olan nasıl bir anlatım şekli kullandığın da değil.Bir şiiri, şiir yapan kafiye de değildir.Önemli olan tek şey; yazdığın yazı veyahut bu bir şiir de olabilir, sadece içine nakledilmiş ve kaybetmeyi göze alamadığın duygulardan ibarettir.
Başarılarının devamını dilerim

Son zamanlarda aldığım en değerli yorumdu.Teşekkür ederim,haklısınız.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Allahım al şu canımı kalbimde ondan başkası yokken.Yoksa bana yazık olur..Tahammul edemiyorum.Tahammul edemiyorum.Tahammul edemiyorum.
 

Maytere

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2013
Mesajlar
48
Tepkime puanı
2
Yazıların genel anlamda sıkıcı ama yinede okudum.
Kişilik olarak kayda değer bir insan olduğunu düşündüm.
Kendini insanlara açmak istiyorsun,umarım bunu tam olarak başarabilirsin.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Yazıların genel anlamda sıkıcı ama yinede okudum.
Kişilik olarak kayda değer bir insan olduğunu düşündüm.
Kendini insanlara açmak istiyorsun,umarım bunu tam olarak başarabilirsin.

Evet genel olarak sıkıcı bir insanımdır.:) Okuduğunuz için çok teşekkürler.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Hepinize merhaba.İçimde yine bir sürü kelime birikti.Bu aralar biraz kırgınım.Zaten bir türlü barışamadığım hayatla daha bir kavgalı olduk son zamanlarda.Günlerim boş geçiyor.Akşamları ve gündüzleri bir şeyler okuyorum sadece.Genelde tatlı bir uyku yakalıyor beni arkamdan gece gündüz demeden.Direnmeden bırakıyorum kendimi bağımlı olmaktan korktuğum ruya alemine.Şükürler olsun ki güzel şeyler görüyorum.Hiç konuşmadığım insanlarla konuşuyorum rüyalarımda.Bazende sevdiğim giriyor ruyalarıma.Bir yerlere gidiyoruz beraber yahut bir şeyler konuşuyoruz.Susuyoruz bazen.Öyle mutlu oluyorum ve şükrediyorum hala rüyama girebildiğine.Bu şükretme işinide yavaş yavaş sindirmeye başlıyorum sanırım.Ve sanırım uzun zamandır aradığım şeye şükretmeyi öğrenerek yaklaştım.Biliyorum ki çok acı bir ders bu lakin sonunda insana gerçek mutluluğu katıyor.Gerçekten çok zorlanıyorum benden daha mutlu,zengin,güzel-yakışıklı insanları görüp de Allahım,olsun bu halime de şükür demeye.Biliyorum hep var olucak böyleleri.Erdemlerin en büyüğünü öğrenmekden ziyade sindirmek ağırmış bunu anladım.Keşke daha güzel bir yüzüm olsa demek yerine iyiki bir yüzüm var demek kolay değilmiş bunu anladım.Çünkü insanın yaratılışında böyle bir şey varmış.Neden daha iyi bir yüz istemek yerine zaten benim olan hatta bana sadece emanet olarak verilen yüze razı geliyim ki ?.Gelmek gerekiyormuş.
İnsan ne olursa olsun kendinden şikayet etmemeli.Hep yaparım bunu ayna karşısında.Neden daha uzun değilim yahut neden daha nice değilim diye.Bir insanın bir şeyden şikayet edebilmesi için o şeyde hakkı olması gerekiyormuş.Yaratılırken kimse bana sormamış seni böyle böyle yaratalım mı diye.
Bunlar suret olarak belkide çok hafif gözüken cümleler lakin sindirmesi kendi adıma bir hayli zor.Ama başarabilceğime inanıyorum.Kendimden nadir olarak umutlu olurum.
Yine ne güzel şeyler öğrenmişim.Sanırım sürekli bahsettiğim yolun başı şükür müş.Çok yaklaştım,ama biraz daha zamana ihtiyacım var.Yolda neler ile karşılaşacağımla alakalı hiç bir fikrim yok.Karşıma neler çıkar hiç bilmiyorum,şu an tek odağım kendimi bir şekilde bu yola atmak.Adanmak istiyorum,içimde güçlü bir duygu var.Çünkü adanmaya değer bir şey buldum.Nerden buldun derseniz cevap veremem ama buldum.
Kendini tanı,kabul et ve şükret.
Öğrenmeyi hiç kesme.Bütün bunların yanında fani bir sevgide hiç fena olmazdı diyorum.Sevmeye çok hazır yüreğim kendine sadece bir tane arıyor,engel olamıyorum.Kendimi tam olarak sevemeden başkalarını sevmenın tehlikeli olduğunu biliyorum.Sanırım bu da başlı başına bir ders.Nasıl komplike bir yaşamsa artık bu bize biçilen,her yerden bir pürüz.Ya bütün bunlarla uğraşmayı bırakıp hayatımı uyuyarak geçiren bir avare olsaydım.Çok işime gelirdi orası ayrı.Neden kolayı varken zoru seçeyim ki.Sanırım zora tahammül hissi herkese nasip olmuyor.
Hepinize teşekkür ederim.

Şu yazılara iki üç yorum görünce gerçekten çok mutlu oluyorum bilesiniz...
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bir ömür ki tek sözünün kıyısında.Bulandı baştan aşağı siz asla birlikte olamassınız nidalarıyla en gençliğinde.siz farklısınız dediler aşkın adını koymadan.Uzaktan da severim diye bağırdım içimden,ölsemde severim diyemedim ama.Ölsemde severdim.
Kırılgandım ya ben daha çiçek açamadan en ince dalımdan kırılmıştım sana.Kendime inandığım gibi inanmıştım.
Ben kımı sevsem lacivert lekeler kaldı yapraklarımda.Kimi sevsem teker teker kurudu dallarım.Hüzün bulaşmış kalbim bir tek sende çöle bile razı oldu.
Senki çöle destan.Sen ki dünyanın bütün çölleri.Ben ki o çöle yolu bir şekilde rast gelmiş bir kum tanesi.Damlanın denize aşkı gibi sana hasret.Sanki sana hem en yakın hemde en uzakmışım gibi.Sana hayran benden binlercesi varmış gibi.

Üzerine yemin edilebilcek her şeye yemin olsun ki ben ne döktüysem bu kağıda,hepsinin sana,sadece sana ulaşmasını istedim.Bildim ki benim bir ahımı senden başka kimse anlayamaz,benim bunca nankör bunca sitemkar olmamı senden başka kimse beni yakıp yıkan o sükünetle karşılayamaz.Bilmek yetmedi,ben ne döktüğümü sandıysam bu kağıda ben sabah kalkıp da sana bir cümle kurduysam yine hepsi içimde kaldı.Denize yağan yağmur misali döktüğüm her damla buhar olupta yine içime yağdı.
Ve yağmurun beslediği bir ateşle kaldım bir başıma.Sana çıkan bütün yollar yağmurlu ve bütün yağmurlar benim içime...Senin yollarının sonu hep yangın..
Bir nasip yazılsaydı şu ömrüme ve ben tek cümleylede olsa çıkabilseydim karşına.Ne olurdu da şu şehre bir yağmur da ikimiz için yağsaydı.Belkide kendimi bunca bencil hissetmem bundan.Belkide bu hikayede tek başıma kalmış olmam sana bir kere bile katılamamış olmamdan.Biliyordum bir şekilde yahut bana öğretmişlerdi.Olmazdı.Katamadan neler yitirdim lugatıma biz kelimesini.Neleri bıraktım,kaç Züleyha astım kalbimde de diyemedim bizden birkez kimselere.


Mehmet Hazar
 
4

43887

Hazar yazı her zamanki gibi içten ve insanda derin izlenimler bırakıyor da keşke ismini yazmasaymışsın;)
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Haklısınız..teşekkür ederim gerçekten..
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Sözlerini zerre kadar anlamadığım bir şarkının kışkırtıcı meleodisine tırmandırmaya başlıyorum çilekeş cümlelerimi.Ritimleri ritimlerim,vurguları vurgularıdır hayatımın.Olaya bir elektronikci olarak giricem,her şey şarj ve deşarj ile başladı.Her hangi bir dış etkilye ki bu çoğu zaman tatmin edici bir duygu,manevi haz veya herhangi saçmasapan bir şey olabilir şarj olan beyinin bir süre sonra yavaş yavaş şarjı biter ki buna örnek olarak şarj edilebilir pilleri gösterirsek tekrar şarj olması çoğu zaman farzdır ki tekrardan şarj olabilme özelliğide gerçekten bir lutuf ve şükür edilmesi gereken farklı bir konudur.Ben beynimi ağır cümleler,derin anlamlar,ruhsal çözümlemeler ile beslerim.Ve tekrar şarj olurken de bunu yazı yazma eylemi ile gerçekleştirmeyi tercih ederim.Şuraya kadar okuduğunuz satırların özeti beynim çok dolu ve biraz boşaltmak istiyorumdur lakin edebiyatın bahanesi ve konumun formatı gereği gevezelik yapmak zorunda kaldım.Formatları uymayı prensip olarak çok tasnif etmesemde kendi oluşturduğum bir formata da uymamak gibi bir şakacılık yapıcakda değilim.Duygusal yazıların en önemli özelliği satırlarca yahut sayfalarca yazılmış olsalarda hiç bir cacık anlatmamaları hatta aynı şeyi anlatmalarıdır.Bunu duygusal olmayan bir yazıya uygulamak ne gibi sonuçlar doğurur,yazıyı okuyanda ne gibi etkiler bırakır bilemiyorum.Surette bir sürü şey okuyup hakikatte aslında hiç bir şey okumamak.Araya birde burda yazılan şeyler kime göre değerler veya kime göre önemli veya kim kendine ne çıkarıyor da giriyor.Yani aslında hakikatte de insan kendine bir şey katabilir.Ama sorun şuki ben suretde satırlarca doldurduğu bu sayfayı hakikat olarak bir hiç olarak görüyorum ve bunu okuyandan da maalesef böyle şeyler bekleyemem.
Hakikat edebiyatı zırvalığını güzel bir noktaya getirmek gerekirse sanırım hakikat dediğimiz şeyi bir kelebeğe veya arıya benzetebiliriz.Akıla gelen şey hakikat çiçekte mi,arı yahut kelebek veya herhangi bir böcekde mi yoksa tamamen bu olaya dışarıdan bakabilmek mi bilmiyorum.Vurgulamak istediğim şey hakikati bulma,aydınlanma,ruhsal arınma yükseliş falan filan olayları bana göre mekanik değil tamamen dinamik işliyor.Tıpkı evren gibi.Şimdi bu kadar büyük bir enerji dinamizminin içine bir yerlerde bir şekilde katılıpda doğru frekansı bulmak da bir dünya iş demek oluyor.İşin eğlenceli kısmı bu.Şöyle bağlayayım ; şu hayatta öğrenmem ve bilmem gereken ne varsa ben ölene kadar hiç bitmesin.Yani ha işte burdasın diyip bir pencereden dünyayı izlemeyeyim.Bilge ruhum ve ben buna karşıyız.Ölmeme çok yakın bir vakte denk gelebilir ama.Kabulumdur.
İşin en eğlenceli kısmına gelip konuyu dağıtmak istiyorum.Bu sitede nıckımın sarı bir şekilde yazılmasından ne kadar büyük bir haz duyduğumu öncelikle belirtmek istiyorum.Sorun şu ki renginden başka hiç bir espirisi yok.Bu kadar basit bir şey yüksek benliğimi ciddi şekilde tatmin ediyor.Farklı olmayı herkes sever.Ki hepimiz bu dünyada biriciğiz hepimiz tekiz.Ama insanında hoşuna gitmeden olmuyor böyle şeyler.Kendimi dışardan izlemeyi başardığım gün herhangi bir sosyal ortamdaki davranışlarımın altında tamamen farklı olmak dürtüsünün yattığını gördüm.Ve farkında olduğum için her şey büyüsü bir anda bozuldu.Herkesin çay içtiği bir yerde kahve içmek kadar haz verici bir şey olamaz.Artık eski tadı yok çünkü biliyorum.Kendime çeki düzen vericem.Yani sizinde bildiğiniz gibi farklı olma çabası çok hoş karşılanmaz,ama bunu çaktırmadan yaparsanız ortalığı toz duman edebilirsiniz.Farklılığın kahve-çay ilişkisinden başka bir boyutu daha olmalı.Bunu iki üç açıdan inceleyecek olursam islam inancına göre mesela yani mensup olduğum inanç.Farklılık veya üstünlük sadece Allah katındadır ve buda takva ile olur.Yani kim tevhid inancını yaşamına daha iyi yansıtırsa diyeyim o Allah katında diğer insanlardan üstündür,yani olay burda maddeden çok daha uzak bir mevkide alınmış ki bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Açıkçası başka ne yanlı inceleyebilceğimi bilemiyorum.Burada bırakalım.Geçen gün en yakın arkadaşım-dostum-can yoldaşım la olan ilişkimin veya ilişkimizin tamamen sentez ve antisentez üzerine kurulu olduğunu keşfettik.O ne kadar çay severse ben de o kadar kahve seviyorum.Dinlediğimiz müzikler birbirinin yanında geçmeyi bıraksın aynı müzik evreninde bile incelenemez.Okuduğumuz kitaplarda dünyanın iki ucunda doğmuş yazarlar tarafından yazılmış gibi.O ne kadar futbol severse ben o kadar futbol sevmiyorum.Ama gelin görün ki canımı veririm.Bir gün görmessem özlerim,severim.Yani ikimizde çok güçlü bir frekansa birbirimize kilitlenmiş durumdayız lakin ne olduğunu tam olarak çözemedik.Güzel gerçekten çok güzel bir şey.Bunu bilmemek bile.Aynı tanrıya inandığımızdan olabilir aslında.Bunu bir düşüneyim.Ben şunu gördüm ki bu insanı bu dünyaya bağlayan yine insan.Ne para,ne madde.Hatta ve hatta insanın madde olmayan yönü.Yani ruhu.Allahım ne güzel tespitler yapıp burda kendi kendimi tatmin ediyorum.Okuduğunuz veya okumaya üşendiğiniz veya yarısında sıkıldığınız veya konuyu hiç görmemiş gibi yaptığınız için teşekkür ederim.Bana hayatıma giren her insana teşekkür etmeyi öğreten sayın embriyo'yada sonsuz saygı ve sevgilerimi iletiyorum.
-perde.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Tam olarak yirmi iki saattir uykusuzum.Gözlerimin beyaz olan kısımları kanlanmış durumda.Düşündüm de kan bu vucutta sadece gözlerime yakışıyor.Kahverengi yerini yeşile bırakıyor.Dışarıya kış,gözlerime bahar geliyor.Gözlerim oyulası derecede güzel.İlk defa beğeniyorum bakışlarımı.Gözlerimi çıkartıp da yastıkların,yorganların arasına kaldırasım geliyor...Ne bir yaprak da saklayabiliyorum yeşili,ne bir fidanda,ne de gözlerinde.
Canım acır diye korkuyorum sonra,canımın çok yanmasından korkuyorum.Canım yanmasın istiyorum.Canım artık yanmasın.Canım yanma.Yanma..Ben ne çok yandım...
Yeşilini akıtıyorum gözlerimin ruhumun derinliklerine..O yeşil beni hasta ediyor..Soğuk sularda kalıyor hayretlerim,derin uykularda kalıyor.Anlam veremiyorum şu küçük aklımla bu garip hayata...Saçma diyorum,bu dünya bu dünyanın en saçma şeyi değil mi diyorumm..Aynadan sekip de yine bana çarpıyor bu soru..
Yağmur yağsın istiyorum.Gelmeyen uykum da kaçsın.Tam uykusuzluktan ölecekken gelsin istiyorum uykum.Ben tam uykusuzluktan ölücekken gelen uykumuda sen kaçır istiyorum.Ah ne çok şey istiyorum.
Bir hicret senin elinden,
bir vuslat,
bir gurbet,
bir aşk
bir nefret...Hepsi senden gelsin istiyorum.Ölüm Allahın emri,
bir ağaç olsanda senın dallarında assalar beni
dünyanın en güzel mezarlığı sen olsan da oraya gömseler beni
deniz olsanda sende boğulsam
ateş olsan da sende yanıp tutuşsam
hepsinde geçtim bir kere,bir kere be bir kere...bir kere de bana yar olsan..
dünyanın en korkunç son baharı ayırdı bizi.Kovamadım gözlerimden..Tutamadım dallarımdan..Döküldün..
Birazdan öleceğim.
İçeceğim su nerde.
 

Hit4Critic

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2014
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
sevgili arkadaşım yazını baştan sona hiç sıkılmadan okudum. laf çevirme laf ebeliği kimi tarafta laf cambazı olarak değişik isimlerde tabir edilmektedir.o kadar güzel açıklamasını yapmışsınki her cümlende sanki bişeyler olucak diye aralıksız okudum.bence kendıne sormalısın hayallermi gerçeklermi yoksa hayallerinle birlikte gerçeklermi. :)
 

soldier

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Eyl 2014
Mesajlar
58
Tepkime puanı
7
Gevezelik mi, en sevdiğim. :D
Ruh halini yansıtabilmeni kıskandım....
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Yazmak mı yitirmektir yoksa susmak mı artık bilmiyorum...
Eyle iste dilimi keseyim.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Konuşmaya geldim.
İçimde dört duvar zulüm,dilimde bir sürü kesik.Ne söylenir,ne denir böyle hallere hiç bilmiyorum.Acınası değilim ama,acıyorum ama acınası değilim.Bir boşluğa neresinden katılmak gerekir iki üç cümleyle çevreleyebilmek için bilmiyorum.Kaç yalan gerekir insanın hayatına bir boşluk için onuda bilmiyorum..Fast food olmadan yaşayabilir miyim onu hiç bilmiyorum.
Sonra dişiler neden bu kadar karmaşık onu bilmiyorum.Akrep burçları neden bu kadar sinsi boğalar neden bu kadar maddiyatci yaylar neden bu kadar patavatsız,patavatsız kelimesinin yazılması neden bu kadar zahmetli,metallica neden bu kadar güzel,metrobüs neden bu kadar kalabalık bilmiyorum.
Bir insan yürüyen merdivenden neden yürümek ister onuda bilmiyorum.Bir insan okuduğu kitabı neden üç kere daha okur,bir dostluğun kaç güvensizlik hakkı vardır,kalbe giden kaç damar vardır bilmiyorum.
Yalanla hakikat arasındaki ilişkiyi bilmiyorum.Neden bağırarak uyandığımı,neden ruyalarımı yorumlayabildiğimi bilmiyorum.
Bilmediğim çok şey var daha;
su aygırları neden bu kadar saldırgan,zurafalar neden bukadar uzun bilmiyorum.Kullanabilceğim bir sürü soru edatı varken neden 'neden'i kullandığımı bilmiyorum sonra.Öğrenmek istemiyorum.Anlamak istiyorum.Nedenini.
Kavramak istiyorum sonra,mantığını.
Bir evden kaç ölümcül silah çıkar,bir romancı kaç karakter uydurabilir,bır hırsız kaç televizyon sırtlayabilir,bir simitin üzerinde kaç susam vardır,birden sonra ikiye geçmek neden bu kadar kolaydır
Bir insan neden riya yapar,şizofreniden daha kötü bir şey var mıdır
Neden bir sürü nedenin arkasında yaşamaya çalışır insan
Saçmalamak neden bu kadar kolaydır bilmiyorum.Her saçmalığın arkasında ne yatar bilmiyorum.Bilmediğim bir sürü şey biliyorken ne bildiğimi bilmiyorum.Aslında bilmediğim şeyleri biliyorum.Ama bilmediğim şeyleri zaten bilmiyorsan en azından iki üç şey biliyor oluyorum.
İlerde bir kitap yazsam neden okunur bilmiyorum,
Ünlüler neden ünlü olmaktan rahatsız olmaz bilmiyorum.Çok param olsaydı ne yapardım,çok fakir olsam ne yapardım bilmiyorum.
Bilmiyorum kelimesi bu kadar çok okunursa dile pelesenk olur onu biliyorum ama.
Neden yalan söylemekte bu kadar iyiyim bilmiyorum.Kaç yalancıyla baş edebilirim,evimde yangın çıksa kaç kişi beni kurtarmaya gelir bilmiyorum.Kaç yalancı çobana denk düşerim,kurbanda kaç koyun keserim,hayvan haklarını nasıl korurum bilmiyorum.
Çimlere basmanın neden yasak olduğunu bilmiyorum sonra.
Neden hala yatarken kulağı acıtmayan kulaklık yapılmadı onuda bilmiyorum.Bir insan neden sigaraya başlar,ucuz kahve ne kadar uyku açar,bir yağmur kaç şiir yazdırır,insanlar neden samimiyetsiz bilmiyorum.
Yazılarımı kimler okuyor bilmiyorum.Kim beni tanımak istiyor,kim benle tanışmak istiyor,kim bana tanık olmak istiyor,kim benle trene binmek istiyor
kim yolculuk
kim yoldaşlık
kim yağrenlik yapmak istiyor bilmiyorum.
Yağren ne demek gerçekten bilmiyorum.Bilmediğim kelimeleri nerden öğreniyorum onuda bilmiyorum.İnsanın bu kadar çok şeyi bilmemesi neden huzur veriyor bilmiyorum.
Bilmek neyi neye ulaştırıyor bilmiyorum.
Neden bu kadar etobur olduğumu,dişmacunlarının neden kumaşta leke bıraktığını,yeşil çayın neden yeşil olmadığını bilmiyorum.
Gece yemek yiyince neden kilo alıyoruz bilmiyorum.Neden hala kilo almadığımı ve gece yemek yemeğe devam ettiğimi bilmiyorum.Neden sürekli yemek düşündüğümü bilmiyorum.
Neden kendimi hiç özel hissetmediğimi bilmiyorum.
Neden hiç şımartılmadığımı
Neden hiç özlenmediğimi
Neden hiç aranmadığımı bilmiyorum.
Halbuki hep özel hissettirdiğimi
özlediğimi
aradığımı
biliyorum.
Bildiğim şeyler bilmediklerimle neden kavga ediyor bilmiyorum.Bildiklerim mi beni ben yapıyor yoksa bilmediklerim mi bilmiyorum.Bu saçma yazıya nasıl son veririm bilmiyorum.
Nasıl veda edilir
Nasıl yolcu edilir
Nasıl hoşçakal denir bilmiyorum.
Kelimelerden nefret ettiğimi biliyorum ama.
Neden yarım kaldığımı bilmiyorum.
Neden insan tamamlanmamış hisseder bilmiyorum.
Neden şükretmeyi öğrenemez insan bilmiyorum.
Neden eve dönmekten ibarettir hayat bilmiyorum.
Neden kışın yağmur yağar,
Neden sonbahar yağmuru saklayıpta kimselere vermez bilmiyorum.
 
Üst