Yıldırım Topları

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,261
Tepkime puanı
3,169
Yağmurlu bir havada, gök gürültüsü de varsa aniden çıkan bir yıldırım sizi şaşırtmaz. Peki bir yıldırım topuyla hiç karşılaştınız mı ? Çapı bezelye büyüklüğünden birkaç metreye kadar değişen yıldırım topları geçmişten bu yana efsane olarak anlatıldı, peki gerçekten öyle mi ?

Yıldırım topları, az bilinen atmosferik elektriksel bir fenomendir. Bu olgu, çapı bezelye büyüklüğünden birkaç metreye kadar değişen, genellikle küresel ve parlak toplar olarak tarif edilir. Genellikle gök gürültüsüyle bağlantılıdır, fakat yıldırımların bir anlık parlamalarından oldukça daha uzun sürer. Bundan önceki çok sayıda kaynak, topların bazen ölümcül sonuçlara yol açabilecek şekilde patladığını ve geride kükürt kokusu bıraktığını söylüyor. Fırtına bulutlarının yokluğunda meydana gelen, yanarak boşta salınan çok sayıda yıldırım topu rivayetleri mevcut. Bu durum, Norveç'in Hessdalen vadisinde sıkça görülüyor. Son zamanlarda ortaya atılan bir teori bu ışık toplarının (Hessdalen ışıkları), tozlu ortamda radonun (Rn) bozunması sırasında ortaya çıkan alfa parçacıkları tarafından üretilen toz ve havanın iyonlaşması tarafından üretildiğini iddia ediyor.

Laboratuvar deneyleri, yıldırım topları hakkında söylenen etkilerin görsel olarak benzerini elde etti, fakat bunların gerçekten doğal bir şekilde oluşanlarla alakalı olup olmadığı hala bilinmiyor. Doğal yıldırım topları hakkındaki bilimsel veriler, az görülmesi ve tahmin edilememesi nedeniyle çok az. Varlığının varsayımı ise daha önce aktarılmış halkın gördüklerine dayanıyor, bu nedenle biraz tutarsız bulgulara rastlamak mümkün. Bu tutarsızlıklar ve güvenilir veri eksikliği, yıldırım toplarının doğal nedeninin hala bilinmemesine yol açıyor. Yakın zamana kadar, yıldırım topları genellikle bir fantazi veya bir aldatmaca olarak kabul edildi, fakat bazı ciddi bilimsel tartışmalar ve teoriler bu olayı açıklamaya çalışıyorlar.

Yıldırım Toplarının Özellikleri

Yıldırım topları hakkındaki tanımlar çılgınca değişiklik gösteriyor. Yukarı ve aşağı, yanlara veya tahmin edilemeyen yörüngeler içinde hareket ettikleri, rüzgarla birlikte veya rüzgara karşı hareket ettikleri ve süzüldükleri, binalardan, insanlardan, arabalardan ve diğer nesnelerden etkilenen veya etkilenmeyen veya bunlardan geri dönen gibi tarif edildikleri görülmüştür. Bazı kayıtlar topların ahşap veya metalin etkisi olmadan katı kütlesi üzerinden hareket ettiklerini söylerken, diğerleri bu maddeleri yıkıcı, yakıcı veya yanıcı olarak tarif etmekte. Öte yandan ortaya çıkmaları fırtınalı ve ayrıca sakin havalardaki enerji hatları ile bağlantılıdır. Yıldırım topları; şeffaf, yarı saydam, çok renkli, eşit miktarda yanan, alevler, kıvılcımlar veya filamanlar saçan ve şekilleri küre, oval, gözyaşı damlası, çubuk veya disk şeklinde olabilen maddelerdir.

Yıldırım topları, "St. Elmo'nun ateşi" gibi genelde yanlış tanımlanır. Oysa bunlar farklı ve ayrı kavramlardır.

Topların aniden gözden kaybolma, yavaş yavaş dağılma, bir nesne içine emilme, çıt pıt ses çıkararak yüksek sesle patlama, hatta bazen zarar verdiği gözlenen bir güçle patlama gibiçok farklı şekillerde saçıldıkları bildirilmiştir. İnsanlara zararlı olduklarına dair iddia edilen rivayetler zararsızdan öldürücü olanlara kadar değişiyor.

1972 yılında yayınlanan mevcut bir kaynağın derlemesi, tipik bir yıldırım topunun özelliklerini tanımlarken, görgü tanığı olunan olaylardaki aşırı güvene karşı da uyarıda bulunuyor:

Yıldırım topları bulut-yer arasındaki yıldırım deşarjı ile sık sık, neredeyse aynı anda görünürler.

Genellikle bulanık kenarlarıyla armut biçimli veya küreseldirler.

Çapları 1-100 cm arasında değişir, fakat en sık 10-20 cm arasındadırlar.

Parlaklıkları kabaca bir iç lambanın parlaklığı gibidir, böylece gün ışığında açıkça görülebilirler.

Kırmızı, turuncu veya sarı en yaygın olmak üzere çeşitli renkleri görülmüştür.

Her olay 1 saniyeden 1 dakikanın üstüne kadar sürebilir, bu süre zarfında topların parlaklığı oldukça sabit kalır.

Genellikle yatay yönde, saniyede birkaç metre olmak üzere hareket etme eğilimleri vardır. Aynı zamanda sabit kalarak veya düzensiz dolaşarak dikey olarak da hareket edebilirler.

Çoğunun dönme hareketi yaptığı belirtilmiştir.

Her ne kadar bazı durumlarda topun kaybolması ile ısı ortaya çıksa da, gözlemcilerin ısı hissettikleri nadir olarak rapor edilmiştir.

Bazıları metal nesnelere karşı bir eğilim sergiler ve teller veya metal çitler gibi iletkenler boyunca hareket edebilirler.

Bazıları, kapalı kapı ve pencerelerden geçerek binaların içinde görünmüştür.

Bazılarının metal hava aracı içinde ortaya çıkarak zarar vermeden girip çıktıkları görülmüştür.

Bir topun kaybolması genellikle hızlıdır, bu sessizce veya patlayarak olabilir.

Kokularının ozona benzediği, kükürt veya azot oksitleri yaktıkları sık sık bildirilmiştir.

ALıntı **
 

Hopee

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Şub 2016
Mesajlar
130
Tepkime puanı
8
Konum
Gökkuşağının bittiği yer
Elektrokinezi ustaları tarafından oluşturulduğu söylentilerini okumuştum bir yerde. Böyle güçlü bir voltajı insan yaratamayacağı için fırtınalı günlerdeki yıldırımların kontrol edilip bu şekile sokulabileceği yazıyordu. Ancak gerekli çalışmayla oluşturulabileceğini düşünüyorum sonuç olarak vücudumuzda daima elektrik üreten bir organ var. Bunu vücut kaldırabilir mi orası tartışılır tabi. Oldukca tehlikeli bir iş olsa gerek.
 

darkmatter

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Şub 2016
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Elektrokinezi ustaları tarafından oluşturulduğu söylentilerini okumuştum bir yerde. Böyle güçlü bir voltajı insan yaratamayacağı için fırtınalı günlerdeki yıldırımların kontrol edilip bu şekile sokulabileceği yazıyordu. Ancak gerekli çalışmayla oluşturulabileceğini düşünüyorum sonuç olarak vücudumuzda daima elektrik üreten bir organ var. Bunu vücut kaldırabilir mi orası tartışılır tabi. Oldukca tehlikeli bir iş olsa gerek.
Bir süre elektrokinezi çalışmışlığım var. Elektrik enerjisi toplarken elim baya acıyordu. Sonuç olarak benim bedenim büyük ihtimalle dayanmaz. Tahminimce bu yüksek volta enerjiyi kaldırabilecek insan oranı %15 gibi birşeydir.
 

Hopee

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Şub 2016
Mesajlar
130
Tepkime puanı
8
Konum
Gökkuşağının bittiği yer
%15 çok büyük bir yüzde bence. Bu voltaja dayanabilecek insan sayısının bir elin parmaklarından daha az olduğuna inanıyorum. Bende bir süre elektrokineziyle ilgilenmiştim, ampullerin gücünü zayıflatmaktan ileriye gidemedim. Adamların yaptıklarını düşününce insan hayret ediyor..
 

[XTR] Similar Threads

Cevaplar
4
Görüntüleme
501
Ü
Cevaplar
0
Görüntüleme
585
Üye silindi 75560
Ü
Üst