sevgili arkadaşlar,
davet konusunda açtığım konunun, benim gibi meraklı kesime hitap ettiği,
düşüncesiyle ikinci konumda yaşadıklarımı sizlerle paylaşayım.
meraklı kişiliğimin etkisiyle yazılan her daveti, kolay olanlarını uyguluyorum.
zamanım ve işimin verdiği bolca vakit,
geceleri aktif olmamın verdiği kolaylıklada , görüp, bildiğim , herşeyi deniyorum.
daha önce deneyimlerim bana şunu öğretti.
saygı gösterirsen , saygı bulursun.
ben bu yönde hareket ederek, ortamı elimden geldiğince temiz ve misafirperver bir tarzla,
donatmaya çalıştım.
kendimi geleceklerin yerine koyup düşünerek, neler hoşuma giderdi , diyip ona göre hazırlık yapmaya çaışıyorum.
ilk deneyimlerimin tek nedeni onları görmekti,
sadece görmek,
bu sefer görme duygum tatmin olduktan sonra,
seslerini duymak istedim.
acaba nasıl bir tonla konuşuyorlar, sesleri nasıl, beynimlemi algılayacağım, yoksa
kulaklarımla direk duyacakmıyım.
benle konuşmaya başlayınca, emri vaki bir uslup mu yoksa mütevazi , nazik bir tavırmı sergileyecekler.
buna benzer bir çok sorularla deneyimlere devam ettim.
seslerini kulaklarımla hiç duymadım, beyinsel olarak algıladıklarımda tatmin etmedi,
ama fiziğin verdiği güzellik, okadar etkileyici olduğu için, gördükten sonra bakışlarının derdinliğinden
birçok kelime ile yazı yazabilirim.
genel olarak ben elle tutulur birşeyler bulmak istediğimden , tarifi kelimelerle ifade edilmeyecek birçok olay yaşadım.
onları hissetmenin verdiği , haz çok değişik bir duygu.
genel olarak arkadaşlar konsantre olup bazı rituellerden sonra,
yatağıma uzanıp olayın akışına kendimi bırakıyorum.
onların dünyasına giriş yapıyorum.
öyle tarifi zor bir durum ki,
astral seyehat buna örnek olabilir.
ayaklarımdan çekilen ruhumu hissediyorum, onların boyutuna geçmek mi, yoksa onların etrafımı sarıp beni kuşatmasımı,
ne olduğunun bende henüz farkında değilim.
tek bildiğim çok ama çok güzel an ların olması,
uyanıkken lusid rüya görmek gibi, yada yatağına uzanıp hayal kurarken , hayalin gerçek olması gibi birşey,
onların etkisi başlayınca, hareket kabiletim ruhen, denize dalmak la, benzetebilirim.
öyleki korku duygusu hiç olmuyor, bu rüyamı gerçekmi, deme hissi olmuyor, gerçekliğinden yana şüphe
olmuyor, ama bu ney diyorum, rüya değil, onların boyutu mu , boyutsa neden odamdayım hala , bir an bakıyorum,
uzay boşluğu gibi parlaklıklarla dolu b,r yere süzülüyorum,
bu olmaya başlarken ben ilerlerken , ayaklarımı kalorifer peteğine vuruyorum, ses gelecekmi , ses gelirse bu gerçek vücudum,
gelmezsse ruhum olduğunu anlayacağım.
kalorifer peteğinden ses geliyor , vuruş şiddetinin ses tonundan , ayağıma verdiği baskı , gerçekle birebir,
sonra o boyuttan çıkmak istediğim an hemen çıkıyorum,
bu sefer kalorifer peteği ters yönde olduğunu görüyorum, ayaklarımla vurmam için 180 derece dönmem laızm,
kendi kendime yüzlerce soru ve onların verdiği his, aklım acabalarla dolu,
bunlara birde acemiliğim eklenince ortaya öyle ahenkli birşeyler çıkıyor ki, anlatamıyorum.
vücudumu pozisyona göre ayarlayınca , hemen onların alemine geçiyorum, tabi beyin olarak ta,
hazırladığım zaman,
istediğim an da çıkıyorum.
bunları yaşarken korku duygumun olmamasınada anlam veremiyorum.
o uzay boşluğuna benzer yere girince, ya geri dönemezssem diyorum, anında hemen dönüyorum.
sonunda o kadar zinde ve deşarj oluyorum ki, o dinçliğin verdiği hisle,
bu varlığı görmek istiyorum,
bana yastığımın üzerinden görünmeye devam ediyor.
ona bakınca, dünyada yakışıklılık denen şeyin gerçek olmadığını anlıyorum.
böyle bir güzellik olamaz . o kadar kusursuz bir şekil oluşuyor ki, yastığımda,
bakışlarının verdiği ima, yüzünün hatları, saçlarının şekli,
ben buna bakıp , duruyorum, o an , dedikleri şey bu olsa gerek,
daha önce yaşanmamış şeylerin, böylesine güzel bir iç huzur vererek oluşması,
gerçekten çok güzel oluyor.
sonuç olarak güne nasıl başlıyorum,
gececi olduğum için gündüz uyuyorum , ama uyku namına bir damla gözlerimde uykusuzluk olmuyor.
sanki iki gün boyunca uyumuşum gibi inç hissediyorum kendimi,
birde vucudumun tarifini şöyle benzetmeyle örnekleyeyim.
bu olayları yaşadıktan sonra, şarj edilen bir batarya gibi dolu hissediyorum.
negatif hiçbirşey olmuyor, bu varlıklar enerji ile besleniyorsa , neden benden enerji hissi eksilmesi yerine,
daha zinde bir hal alıyorum ,böyle neden li bir çok soru oluşuyor.
hala aklım yüzlerce soru işaretleri ile dolu, acabalar la çalkalanıyor.
bu gibi durumları , yaşadıkça paylaşmaya devam edeceğim.
bu konu tamamen meraklı kesime hitaben açılmıştır,
benim gibi olupta, yanıtsız kalan sorularına ışık tutması açısından,
belki de küçükte olsa bir fikir verir , düşüncesiyle,
hazırlanmış, yaşanmış, ve bizzat defalarca tarafımca test edilmiş olaylardır.
şuan konuyu kısa tutmaya çalısıyorum,
sonuç olarak hiç bukadar huzurlu günler geçirmemiştim.
saygılarımla... (bir aceminin hatıraları)
davet konusunda açtığım konunun, benim gibi meraklı kesime hitap ettiği,
düşüncesiyle ikinci konumda yaşadıklarımı sizlerle paylaşayım.
meraklı kişiliğimin etkisiyle yazılan her daveti, kolay olanlarını uyguluyorum.
zamanım ve işimin verdiği bolca vakit,
geceleri aktif olmamın verdiği kolaylıklada , görüp, bildiğim , herşeyi deniyorum.
daha önce deneyimlerim bana şunu öğretti.
saygı gösterirsen , saygı bulursun.
ben bu yönde hareket ederek, ortamı elimden geldiğince temiz ve misafirperver bir tarzla,
donatmaya çalıştım.
kendimi geleceklerin yerine koyup düşünerek, neler hoşuma giderdi , diyip ona göre hazırlık yapmaya çaışıyorum.
ilk deneyimlerimin tek nedeni onları görmekti,
sadece görmek,
bu sefer görme duygum tatmin olduktan sonra,
seslerini duymak istedim.
acaba nasıl bir tonla konuşuyorlar, sesleri nasıl, beynimlemi algılayacağım, yoksa
kulaklarımla direk duyacakmıyım.
benle konuşmaya başlayınca, emri vaki bir uslup mu yoksa mütevazi , nazik bir tavırmı sergileyecekler.
buna benzer bir çok sorularla deneyimlere devam ettim.
seslerini kulaklarımla hiç duymadım, beyinsel olarak algıladıklarımda tatmin etmedi,
ama fiziğin verdiği güzellik, okadar etkileyici olduğu için, gördükten sonra bakışlarının derdinliğinden
birçok kelime ile yazı yazabilirim.
genel olarak ben elle tutulur birşeyler bulmak istediğimden , tarifi kelimelerle ifade edilmeyecek birçok olay yaşadım.
onları hissetmenin verdiği , haz çok değişik bir duygu.
genel olarak arkadaşlar konsantre olup bazı rituellerden sonra,
yatağıma uzanıp olayın akışına kendimi bırakıyorum.
onların dünyasına giriş yapıyorum.
öyle tarifi zor bir durum ki,
astral seyehat buna örnek olabilir.
ayaklarımdan çekilen ruhumu hissediyorum, onların boyutuna geçmek mi, yoksa onların etrafımı sarıp beni kuşatmasımı,
ne olduğunun bende henüz farkında değilim.
tek bildiğim çok ama çok güzel an ların olması,
uyanıkken lusid rüya görmek gibi, yada yatağına uzanıp hayal kurarken , hayalin gerçek olması gibi birşey,
onların etkisi başlayınca, hareket kabiletim ruhen, denize dalmak la, benzetebilirim.
öyleki korku duygusu hiç olmuyor, bu rüyamı gerçekmi, deme hissi olmuyor, gerçekliğinden yana şüphe
olmuyor, ama bu ney diyorum, rüya değil, onların boyutu mu , boyutsa neden odamdayım hala , bir an bakıyorum,
uzay boşluğu gibi parlaklıklarla dolu b,r yere süzülüyorum,
bu olmaya başlarken ben ilerlerken , ayaklarımı kalorifer peteğine vuruyorum, ses gelecekmi , ses gelirse bu gerçek vücudum,
gelmezsse ruhum olduğunu anlayacağım.
kalorifer peteğinden ses geliyor , vuruş şiddetinin ses tonundan , ayağıma verdiği baskı , gerçekle birebir,
sonra o boyuttan çıkmak istediğim an hemen çıkıyorum,
bu sefer kalorifer peteği ters yönde olduğunu görüyorum, ayaklarımla vurmam için 180 derece dönmem laızm,
kendi kendime yüzlerce soru ve onların verdiği his, aklım acabalarla dolu,
bunlara birde acemiliğim eklenince ortaya öyle ahenkli birşeyler çıkıyor ki, anlatamıyorum.
vücudumu pozisyona göre ayarlayınca , hemen onların alemine geçiyorum, tabi beyin olarak ta,
hazırladığım zaman,
istediğim an da çıkıyorum.
bunları yaşarken korku duygumun olmamasınada anlam veremiyorum.
o uzay boşluğuna benzer yere girince, ya geri dönemezssem diyorum, anında hemen dönüyorum.
sonunda o kadar zinde ve deşarj oluyorum ki, o dinçliğin verdiği hisle,
bu varlığı görmek istiyorum,
bana yastığımın üzerinden görünmeye devam ediyor.
ona bakınca, dünyada yakışıklılık denen şeyin gerçek olmadığını anlıyorum.
böyle bir güzellik olamaz . o kadar kusursuz bir şekil oluşuyor ki, yastığımda,
bakışlarının verdiği ima, yüzünün hatları, saçlarının şekli,
ben buna bakıp , duruyorum, o an , dedikleri şey bu olsa gerek,
daha önce yaşanmamış şeylerin, böylesine güzel bir iç huzur vererek oluşması,
gerçekten çok güzel oluyor.
sonuç olarak güne nasıl başlıyorum,
gececi olduğum için gündüz uyuyorum , ama uyku namına bir damla gözlerimde uykusuzluk olmuyor.
sanki iki gün boyunca uyumuşum gibi inç hissediyorum kendimi,
birde vucudumun tarifini şöyle benzetmeyle örnekleyeyim.
bu olayları yaşadıktan sonra, şarj edilen bir batarya gibi dolu hissediyorum.
negatif hiçbirşey olmuyor, bu varlıklar enerji ile besleniyorsa , neden benden enerji hissi eksilmesi yerine,
daha zinde bir hal alıyorum ,böyle neden li bir çok soru oluşuyor.
hala aklım yüzlerce soru işaretleri ile dolu, acabalar la çalkalanıyor.
bu gibi durumları , yaşadıkça paylaşmaya devam edeceğim.
bu konu tamamen meraklı kesime hitaben açılmıştır,
benim gibi olupta, yanıtsız kalan sorularına ışık tutması açısından,
belki de küçükte olsa bir fikir verir , düşüncesiyle,
hazırlanmış, yaşanmış, ve bizzat defalarca tarafımca test edilmiş olaylardır.
şuan konuyu kısa tutmaya çalısıyorum,
sonuç olarak hiç bukadar huzurlu günler geçirmemiştim.
saygılarımla... (bir aceminin hatıraları)