Ülkemizde Planlanan Nükleer Santral Projeleri

EbruA

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
49
Tepkime puanı
2
AKKUYU NÜKLEER SANTRAL PROJESİ:, Mersin ilinin Gülnar ilçesinde bulunan Büyükeceli Kasabasının Akkuyu mevkiinde inşaa edilecek olan nükleer enerji santrali. İnşasının tamamlanması halinde Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali olacaktır. Akkuyu sahası imzalanan ikili devletlerarası anlaşma sonucunda Rus kamu şirketi Atomstroyexport (ROSATOM'a bağlı Atomenergoprom'un alt şirketi) bedelsiz olarak teslim edilmiştir. Rus kamu şirketi buraya kendi bulacağı finansal kaynaklarla nükleer santral inşa edecek ve ürettiği elektriği 15 senelik alım garantisi ile Türk tarafına satacaktır. Santralın ne zaman devreye alınacağına ilişkin kesin tarihler bulunmamaktadır. 1200 MWe'lık dört üniteden oluşacak ve 4800 MWe'lık kurulu gücü ile tek başına Türkiye'nin elektrik üretiminin yaklaşık %6'sını karşılayabilecektir.
Yaklaşık Maliyet: 20 milyar dolar
Reaktör Tipi:VVER-1200 (AES-2006)
Ünite Sayısı:4 Ünite (1200 MW*4)
Kurulu Güç: 4800 MW
İşletme Ömrü:60 yıl

SİNOP NÜKLEER SANTRAL PROJESİ: Sinop ili İnceburun Yarımadası'nın deniz kenarında kurulması planlanan, Türkiye'nin Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nden sonra projelendirilen ikinci nükleer santralidir.3 Mayıs 2013 tarihinde Türkiye’ye yapılan resmi bir ziyaretle Japonya üst düzey heyeti Sinop NS projesi için Türk heyeti ile görüştü. Japonya ile imzalanan devletlerarası anlaşma sonucunda santralin yapımı ve daha sonra da 2017 yılında inşaasına başlanması kararlaştırıldı. Anlaşma uyarınca, santrali işletecek konsorsiyum Japonya, Fransa ve Türkiye'den oluşacak; Türkiye'den kamu adına Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) %49, iki Japon şirketi toplam %30 ve Fransız ortak %21 hisse sahibi olacaklar.Sinop NS'nde Japon MHI ve Fransız Areva ortak girişimi ile geliştirilen Atmea-I tipi basınçlı su reaktörü kullanılacak olup bu teknoloji Sinop yatırımı gerçekleşirse dünyada ilk defa Sinop’ta denenecektir. Proje tarihinde henüz hiçbir çalışır örneği bulunmayan Atmea-I tipi reaktörüne sahip tek proje Finlandiya'daki Olkiluoto Nükleer Güç Santrali'nin 3. ünitesi olup Financial Times gazetesinin 2014 Aralık ayındaki haberinde bu ünitenin yapımının dokuz yıllık gecikme ve milyarlarca avro maliyet artışı ile bir 'güldürü' haline geldiği belirtilmiştir.
Santralin 1120 MW'lik 4 reaktör ünitesiyle toplam 4.480 MW kurulu güce sahip olması tasarlanmaktadır
Yaklaşık Maliyet:20 milyar dolar
Reaktör Tipi:ATMEA-1
Ünite Sayısı:4 Ünite (1120 MW*4)
Kurulu Güç:4480 MW
İşletme Ömrü:60 yıl

Nükleer Santraller Neden Gerekli:

 Ülkemizin 2023 hedefi, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak, 10.000 Dolar olan kişi
başına milli geliri 25.000 Dolara çıkarmak, ihracatı 500 milyar Dolara çıkarmaktır.
 2023 ekonomi hedefini destekleyecek enerji kaynaklarına bakıldığında % 72 oranında
enerji ithalat bağımlılığı ile karşı karşıya kalınmaktadır.
 Ülkemizde, doğalgazın %98'i, petrolün % 92’si ve kömürün % 30’u ithal edilmektedir.
Yerli ve yenilenebilir kaynakların üretimini de dikkate aldığımızda enerji ithal
bağımlılığımızın % 72 olduğu görülmektedir
 Petrol ve doğalgazda dışa bağımlı ülkemizde, nükleer santral yokken petrol ve doğalgaz
zengini ülkelerde bile (G. Afrika, Rusya, ABD, Kanada ve Meksika) nükleer santrallerin
bulunması önemli ve anlamlıdır.
 Petrol, doğalgaz ve kömürdeki yüksek ithalat oranına karşılık, yenilenebilir enerji
kaynaklarımızda kurulu güç potansiyelimiz yaklaşık 136.600 MW, kullanmakta olduğumuz
22.075 MW’dır. Geriye kalan kullanabileceğimiz yenilenebilir potansiyelimiz yaklaşık
114.525 MW olmasına karşın, kapasite faktörü nedeniyle fiilen kullanabileceğimiz,
potansiyelimizin çok az bir kısmıdır.
 Diğer yandan, ülkemizde rüzgar, güneş ve hidro gibi yenilenebilir enerji santrallerinin
kurulabileceği alan, mevcut arazi kullanım durumlarından dolayı (konut, tarım, orman,
kültürel ve doğal sit alanları, yollar vb.) sınırlıdır.
 Enerji arz kaynaklarımız dışa bağımlı ve kısıtlı iken, elektrik tüketim talebimiz sürekli
olarak artmaktadır.
 Elektrik tüketim talebimiz yıllık olarak ortalama % 7-8 oranında artış göstermektedir.
 Bunu karşılamak için kurulu gücümüze yıllık 4000-5000 MW ilave yapmak gerekmektedir.
 Türkiye, elektrik talep artışında dünyada 1.4 milyar nüfuslu Çin'den sonra ikinci, Avrupa'da
birinci sırada yer almaktadır.
 2012 yılında elektrik tüketim talebi 240 milyar kWh iken bunun 2023’te 500 milyar kWh’a
çıkması öngörülmektedir. Ancak, yenilenebilir enerjide 2023 yılına ait hedeflerimize
ulaştığımızda (230 milyar kWh) 2023 yılında tahmini elektrik tüketim talebimizin (500 milyar
kWh) ancak yarısını yenilenebilir karşılayacaktır.
 Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesine göre, 2023’e kadar
hedefimiz, elektrik üretiminde şu anda % 43 olan doğalgazın payını % 30’a çekmek,
yenilenebilir enerjinin payını % 30’a çıkarmaktır.
 Yenilenebilir enerji, iklim koşullarına bağlı olarak sürekli değişkenlik göstermesi nedeniyle
4 mevsim, 7 gün 24 saat çalışan nükleer gibi baz yük santrallerine her halükarda ihtiyaç
duyulmaktadır.
 Yenilenebilir enerji nükleerin rakibi değil, tamamlayıcısıdır.
 Yenilenebilir enerji güvenlidir, ancak güvenilir (sürekli) değildir; alternatif enerji
kaynağıdır. Nükleer santraller, mevsimden ve iklim şartlarından bağımsız olarak sürekli
çalıştırılabilmektedir. Her zaman rüzgâr esmez, güneş her zaman ışımaz, yağış her zaman bol
olmaz; ama nükleer santral her zaman çalışır.
 Yılda 8760 saatin, bakım dönemleri çıkarılırsa, nükleer santral yaklaşık 8000 saatinde
çalışabilir, ama hidrolikte bu ortalama 4000 saat; rüzgarda ortalama 3000; güneşte ise
ortalama 2500 saattir.
 Rüzgar enerjisinde süreklilik olmaması, depolanabilir enerji kaynaklarıyla, bir diğer adıyla
“baz yük santralleriyle” dengelemeyi gerektirmektedir. Bu nedenle toplam şebekenin
%20’den fazlası rüzgardan sağlandığında şebeke problemleri ortaya çıkmaktadır.
 10.000 MW nükleer güç santraline karşılık gelmesi için, kapasite faktöründen dolayı,
30.000 MW rüzgar veya 38.000 MW güneş santrali kurulması gerekmektedir.
 Hidroelektrik için dünya ortalamasına bakıldığında kapasite faktörü %44 civarındadır.
Türkiye’de hidroelektrik santrallerin son 25 yıllık ortalama kapasite faktörü ise % 42’dir.
 2023 yılına kadar Akkuyu ve Sinop Nükleer Santrallerinin işletmeye alınması durumunda,
o zamanki kurulu gücümüzün %10’unu nükleer santraller oluşturacaktır.
 Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri bugün devreye alınmış olsaydı, mevcut elektrik
tüketimimizin % 33’ü nükleer santrallerden karşılanıyor olacaktı.
 Sadece Akkuyu Nükleer Santrali bugün devreye alınmış olsaydı, elektrik tüketimimizin %
17’sini karşılayacaktı.
 Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak nükleer santraller sayesinde 16 milyar metreküp doğalgaz
ithal etmekten ve dolayısıyla doğalgaza yıllık 7.2 milyar dolar ödemekten kurtulunacaktır.
 Nükleer güç santrallerini, sadece elektrik üretim tesisleri olarak değerlendirmemek gerekir.
Yaklaşık 550 bin parçadan oluşan nükleer santral projesi, diğer sektörlere de sağlayacağı
dinamizmle ve istihdam imkanıyla birlikte ülkemiz sanayisine, teknolojisine önemli derecede
katma değer sunacak, çoğaltan etkisi yapacaktır
 Akkuyu Nükleer Santralinde inşaatın en yoğun olduğu dönemde yaklaşık 10.000 kişi
çalışacaktır. Bunların kahir ekseriyeti Türk işçi olacaktır.
 Akkuyu nükleer santral projesinde firmalarımız, sadece inşaat malzemeleri değil, kritik
nükleer güvenlikle ilgili olmayan, makine-ekipman üretimi sürecinde de yer alacaktır. Bu da
yaklaşık 8 milyar dolarlık miktara denk gelmektedir.
 G. Kore örneğinde olduğu gibi nükleer teknolojiye sahip olmak için hem belirli bir zaman
geçmesi ve hem de somut olarak nükleer santral projesine başlamak gerekmektedir.

Nükleer Santraller ve Radrasyon:
 Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğimize göre halk için kabul edilebilir radyasyon dozu sınırı
yılda 1 mSv’dir. Özel durumlarda; ardışık 5 yılın ortalaması 1 mSv olmak üzere 5 mSv’e
kadar izin verilir. Radyasyonla çalışanlar için radyasyon dozu ardışık 5 yılın ortalaması 20
mSv’i, herhangi bir yılda ise 50 mSv’i geçemez .
 Doğal radyasyon yolu ile alınan ortalama yıllık etkin doz 2,4 mSv civarındadır. Dünyada en
fazla nükleer santralin olduğu Amerika Birleşik Devletleri'nde, nükleer santrallerin sınırında
yaşayan bir kişi doğal yollardan aldığı radyasyon miktarının 100 de 1' inden az (0.01 mSv’den
az) radyasyon almaktadır20. Sonuç olarak nükleer santral yakınında yaşayan bir kişinin alacağı
ek radyasyon miktarı, doğadan kaynaklanan radyasyon miktarının 1/300'ü kadardır 21
.
 Tablo 4’te, halkın günlük hayatta maruz kaldığı radyasyon miktarları verilmiştir. Nükleer
santral yakınında yaşayanların alacakları radyasyon miktarı (en fazla 0,01 mSv/yıl), yapay
radyasyon miktarından (0,4 mSv/yıl22) azken; günde 1 paket sigara içen kişinin bir yılda
alacağı doz miktarı (0,2 mSv/yıl) 20 kat, bilgisayarlı tomografi yaptıran bir kişinin tek seferde
alacağı doz miktarı (1,1 mSv) 1100 kattır.

Radyasyon Kaynağı Miktarı Süre Karşılaştırma
Bilgisayarlı Tomografi 11 miliSv Tek seferde 1100 katı
Ankara-Washington arası uçakla yolculuk 0.01 miliSv 8 saat uçuş 2.7 katı
Günde 1 paket sigara içme 0,2 miliSv Bir yılda 20 katı
Göğüs veya diş Röntgeni 0,1 miliSv Tek seferde 10 katı
Nükleer Santral Çevresi24 <0,01 miliSv Bir yılda -

NÜKLEER SANTRALLER VE TARIM-TURİZM
 Dünyada pek çok turizm ülkesi nükleer enerjiden faydalanmaktadır ve yine birçok nükleer
reaktör turizm merkezlerine Akkuyu sahasında olduğundan çok daha yakındır. Akkuyu
sahasının Antalya’ya uzaklığı 300 km civarındadır. Romanya’da bulunan Cernovoda santrali
İstanbul’a 400 km uzaklıktadır.
 Ülkemizden çok daha fazla turist çeken ülkelerdeki nükleer santrallerin önemli turistik
merkezlere uzaklığına bakıldığında; Fransa’da Paris’e 200 km’den daha yakın alanda 6
nükleer santral (Nogent, Dampierre, Saint-Laurent, Penly, Paluel, Belleville) bulunmaktadır.
Nogent santralının Paris’e uzaklığı sadece 70 km’dir
 Benzer şekilde, İspanya’da Madrid’e 200 km’den daha yakın alanda 4 nükleer santral (Jose
Cabreras, Trillo, Valdecaballeros, Almaraz) bulunmaktadır. Jose Cabreras santralının
Madrid’e uzaklığı sadece 50 km’dir
 İngiltere’de Londra’ya 200 km’den daha yakın alanda 8 nükleer santral (Bradwell,
Sizewell, Dungeness, Winfrith, Oldburry, Paluel, Penly, Gravelines) bulunmaktadır. Bradwell
santralı Londra’ya 70 km mesafededir.
 Ayrıca, Fransa’da bulunan ve dünya kültür miras listesinde yer alan Loire Nehri üzerinde
14 adet nükleer güç santrali bulunmaktadır ve bu nehir üzerinde bot ile gezinti yapılması, çok
yaygın turizm aktivitesidir . Aynı zamanda nehrin etrafındaki arazilerde tarımsal
faaliyetler de yürütülmektedir

Kaynak:Vikipedi,T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Türkiye için en güvenilir 3 nükleer alan bulunmaktadır. 2'si Rus tipi gemi santral, biri normal yerleşik santral için uygundur. Bunları da haritadaki gibi konumlandırırsanız hiçbir şey olmaz, Dünya bizden daha iyi korur o santralleri.. Emin olun korurlar. :)
Neden? Doğu Akdenize yerleştirilecek bir yüzen santralin başına bir iş gelirse Rum Kesimi ve İsrail için bizimle birlikte felaket olur. Batı Akdeniz olursa Yunan Adaları da bizimle birlikte felakete gider. Yerleşik olan ise Ermenistan-Gürcistan sınırında olursa, ne Rusların ne Ermenilerin işine gelmez o güzel santralin başına bir iş gelmesi. En sağlamı olsun diye çabalarlar. :)
Bir ülkenin nükleer santrallerinin güvenliği, komşularının canını yakma mesafesine göre değişir. En azından o komşularınız sizin ülkeniz için fesatlık düşünemez.
Geçin ne kadara mal oluyoru, geçin güvenilirliği hiçbir şey de olmaz biri isteyerek kurcalamadıkça.
Tarihte çok ciddi iki felaket var, biri Ukrayna Çernobil tamamen ihmal ve göz göre göre olan bir faciaydı, Japonya'da yaşanan durum ise sanırım Dünya üstündeki hangi reaktörün 24 km altında 9 şiddetinde deprem olsa aynı sonuç olur. Hepsini geçtim Karadeniz sahillerimizi hala tehdit eden Çernobil 100.000 yıl daha iyi muhafaza edilmezse yeni bir felakete gebedir ki koruma için hazırlanan alanın da ömrü bitmek üzere, bunu da kimse söylemiyor ama..

Peki nükleer enerji çok mu şart? Bu tamamen bir tercih meselesidir. Ülkemizin 5'te 3'ü güneş enerjisi ve rüzgarla pekala elektrik ihtiyacını karşılayabilir. Bu çok masraflı ama ter temiz sıfır riskli bir çözümdür. Geri kalan 5'te ikilik kısım ise hali hazırda var olan sistemlerle idame ettirilebilir. Yine de çok şart deniliyorsa yerleşik santral yerine yüzen Rus tipi santraller tercih edilebilir. Verimi daha düşük olsa bile hem daha güvenlidir hem de kendimizi kandırmadan çiçek böcekçilik oynamadan itiraf edelim ki, deniz sınırımız olan ülkelere karşı da potansiyel bir silahtır ve iki yüzlü Dünya üstünde de gereklidir.
Nükleer silahlara hayır kampanyalarının başını çeken ülkeler Dünya'yı 2000 kere nükleer silahla yok edebilecek kapasitedeki iki yüzlü ülkelerdir. Madem bu kadar karşıdırlar o halde hepsi o nükleer başlıkları Güneş'e göndermelidir.
Bu tıpkı bireysel silahlanmanın Abd dışında Dünya çapında öcü gösterilmesine benzer. Zira çok çok iyi bilinen işgal stratejilerinde bir ülkenin tam işgal edilebilmesi sivillerin silahlanma haklarıyla da orantılıdır. Benim ülkemde polis, asker bile olsan kafana göre alamayacağın silahı Texas'ta ki adam çölde atış yapmak için çatır çatır düşük vergiyle alabilmektedir. Nedeni ise olası bir savaş durumunda fethedilemeyecek tek ülkenin Abd olmasıdır. Çin dahi Abd'yi tam anlamıyla işte bu sebeple asla işgal edemez.
İki yüzlü bir Dünya'dayız. Kimse silahlarını bırakmadan bana silah öcüdür demesin.
 

EbruA

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
49
Tepkime puanı
2
Ben kendimce nükleer enerjiyi destekliyorum.Bunun en büyük sebeplerinden biriside nükleer enerjiyi en verimli şekilde kullanan güçlü ülkelerin bu işten vazgeçiyormuş gibi gözükme politikası,küçük ülkeleri bu işten vazgeçirmek için uyguladıkları vaatler...Tarihte şuana kadar 4 tane nükleer kaza oldu fakat bunların 2 tanesi hiçbir şekilde zararı olmadan engellenebildi.Zaten dediğiniz gibide Çernobil'de ihmalkarlık teknisyenlerin yanlış şartlarda deneye kalkışmaları ve sonundada olayın kontrolünü yitirmeleri.O günden bugünlere dünyanın bu konularda daha çok geliştiğine inanıyorum ve artık kolay kolay böyle hatalar olmayacağını düşünüyorum.
 

gizliherif

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Eyl 2014
Mesajlar
127
Tepkime puanı
53
Nükleer atıklar dünyada kalmaya devam ettikçe bana göre en kötü enerji sistemidir nükleer santraller.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Ben kendimce nükleer enerjiyi destekliyorum.Bunun en büyük sebeplerinden biriside nükleer enerjiyi en verimli şekilde kullanan güçlü ülkelerin bu işten vazgeçiyormuş gibi gözükme politikası,küçük ülkeleri bu işten vazgeçirmek için uyguladıkları vaatler...Tarihte şuana kadar 4 tane nükleer kaza oldu fakat bunların 2 tanesi hiçbir şekilde zararı olmadan engellenebildi.Zaten dediğiniz gibide Çernobil'de ihmalkarlık teknisyenlerin yanlış şartlarda deneye kalkışmaları ve sonundada olayın kontrolünü yitirmeleri.O günden bugünlere dünyanın bu konularda daha çok geliştiğine inanıyorum ve artık kolay kolay böyle hatalar olmayacağını düşünüyorum.
Aslında Güneş'e dayalı teknolojiler daha ciddi biçimde çalışılabilirse nükleer enerjinin bugün olan haline ihtiyacımız kalmaz. Nükleer enerjinin Güneş'ten elde edilerek, fiziki atıktan özgürleştirilmesi dair çok ciddi çalışmalar yürütülüyor mesela. Bunun bir örneğini Rusya yer yüzünde muhafaza edilebilecek mini Güneş çalışmasıyla gerçekleştiriyor. Amerika ise uzaydan toplayıcı ve yansıtıcı sistemler üstüne çalışıyor. Bu tip teknolojiler sadece yer yüzündeki enerji ihtiyacı için değil, önümüzdeki 100 yıllık süreçte Dünya kaynaklarının çok dramatik biçimde azalacağı için, uzayda ciddi mesafeler katetmek için de geliştiriliyor. Zira 100 yıl içinde diğer gezegenlerden maden toplamayı başarmak zorundayız. Yoksa ya Dünya yok olacak ya da nüfus mecburi kararlarla çok kötü biçimde azaltılıp sonrasında kalan nüfusun büyük kısmının üremesi engellenecek. Yeni enerji kaynaklarına ihtiyacımız çok ama çok acil biçimde ihtiyacımız var.
 

EbruA

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
49
Tepkime puanı
2
Aslında Güneş'e dayalı teknolojiler daha ciddi biçimde çalışılabilirse nükleer enerjinin bugün olan haline ihtiyacımız kalmaz. Nükleer enerjinin Güneş'ten elde edilerek, fiziki atıktan özgürleştirilmesi dair çok ciddi çalışmalar yürütülüyor mesela. Bunun bir örneğini Rusya yer yüzünde muhafaza edilebilecek mini Güneş çalışmasıyla gerçekleştiriyor. Amerika ise uzaydan toplayıcı ve yansıtıcı sistemler üstüne çalışıyor. Bu tip teknolojiler sadece yer yüzündeki enerji ihtiyacı için değil, önümüzdeki 100 yıllık süreçte Dünya kaynaklarının çok dramatik biçimde azalacağı için, uzayda ciddi mesafeler katetmek için de geliştiriliyor. Zira 100 yıl içinde diğer gezegenlerden maden toplamayı başarmak zorundayız. Yoksa ya Dünya yok olacak ya da nüfus mecburi kararlarla çok kötü biçimde azaltılıp sonrasında kalan nüfusun büyük kısmının üremesi engellenecek. Yeni enerji kaynaklarına ihtiyacımız çok ama çok acil biçimde ihtiyacımız var.

Her konuda fikriniz,güzel düşünceleriniz var.Sizi zevkle takip ediyorum.Süpersiniz.

Mersinde yaşayan biri olarak durumdan çok rahatsızım büyükece bir ilçede yer alıyor fakat dağ ve denizin muhteşem buluşmasına ev sahipliği yapıyor. Küçük bungalovları turistlere kiraya veriyorlar harika bir yer. Bu santralden sonra değil büyükeceliye gitmek biz şehirmerkezinde yaşayanlar bile aradaki uzaklığa rağmen korkuyoruz özellikle japonyadaki olaydan sonra. Arada 2 saatten fazla mesafe var biz nerdeyse mersini komple terkedecez. Güvenli denilse bile o eli kolu tuhaf doğan çocukları gördükten sonra kimse beni güvenli olduğuna ikna edemez.

Abd'de 104 tane ünite var.Şuana kadar sadece 1 kaza oldu ve oda önlemler dahilinde zararı olmadan atlatıldı.Kısacası bu işi kitabına göre yaparsan sorun çıkmaz.Japonyada o şiddette deprem oldu fakat Mersin çevresi deprem açısından türkiyedeki en güvenilir bölgelerden.
 

EbruA

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
49
Tepkime puanı
2
Nükleer atıklar dünyada kalmaya devam ettikçe bana göre en kötü enerji sistemidir nükleer santraller.

Bu konuda çeşitli projeler var.Mesela İsveçte 100.000 yıldan fazla saklayabilecek tesisler yapılıyor.İlerleyen zamanlarda farklı çözümlerin bulunacağını da düşünüyorum.Bir komplo teorimde var bu konuda :D Belkide gelişmiş ülkeler buldu çözümünü,küçük ülkeleri korkutmak onları bu işten vazgeçirmek için böyle davranıyorda olabilirler.Buna kanıt olarakta kendilerinin nükleer enerjiden vazgeçme politakasında bulunup sonuna kadar nükleer enerjiden faydalanmasıdır.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Mersinde yaşayan biri olarak durumdan çok rahatsızım büyükece bir ilçede yer alıyor fakat dağ ve denizin muhteşem buluşmasına ev sahipliği yapıyor. Küçük bungalovları turistlere kiraya veriyorlar harika bir yer. Bu santralden sonra değil büyükeceliye gitmek biz şehirmerkezinde yaşayanlar bile aradaki uzaklığa rağmen korkuyoruz özellikle japonyadaki olaydan sonra. Arada 2 saatten fazla mesafe var biz nerdeyse mersini komple terkedecez. Güvenli denilse bile o eli kolu tuhaf doğan çocukları gördükten sonra kimse beni güvenli olduğuna ikna edemez.
Risk oranı nedir bilemem,ancak o oran 0 olamadığı sürece tehlike vardır.Kim % 100 güvenli diyebilir?
Açıkçası ben orda olsam bende tedirgin olurdum.
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Nukleer santral icin insanlar ikna ediliyor, faydalari hakkinda boyle bir suru yazi. Insanlar nukleer santrali kabul edince tamam faydali degince ne olucak mi? Ne kadar faydali olursa olsun, ne kadar tehlikeli oldugu gercegi degismiyecek. Ulkemiz cennet gibi, dunyadaki sayili dogal guzelliklerden. Boyle bir sey icin topraklarimizi dogamizi riske atmaya deger mi bilemiyorum. Patlamiyacaginin garantiside yok cunku. Zaten ülkemizde surekli bombalar terörler patlayip duruyor, cokta guvenli bir ulke degiliz nukleer santralin guvenligini saglamaz cabasi. Hic bir sey yuzde yuz guvenli degilken boyle bir tehlike ne kadar riske atilir bilmiyorum. Cunku daha torunlarimin torunlarininds doga zenginliklerimizi bozulmadan gorsun isterdim. Ozellikle akdeniz riske atilir gibi degil...
Bu siyasi yada toplumsal bir karar degil. Bilimsel bir durum, zaten soz konusu santral onlar kurucak. Muhendisler bilim insanlari... Ne kadari turk olucak, hangi yabanci sirket kurucak? Yuzde kaci turklerin olucak? Yuzde kacindan yabancilar yagini yiyecek? İsin cok uc boyutlarida var.
Evet faydali, ama nukleer santral tehlikeli,turkiyede dahada tehlikeli. Turkiye gercegi degismiyor yani...
Bizim gibi genc olusumlu yuzey sekilleri hidroelektrige, ruzgar enerjisine uygun, yeralti zenginleride bol bir ulke altarnetif yollardan nukleer enerjiye muhtac degil ama neyse yani...elektrik faturasi ucuzliycak mi acaba :D
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Batılı devletler nükleerden uzaklşmaya çalışıyorlar,bizim bu ana kadar bulaşmamız olmamış bir şans alternatif yeterli kaynaklarımız var oralara yatırım yapılmalı bence.
 

EbruA

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
49
Tepkime puanı
2
Nukleer santral icin insanlar ikna ediliyor, faydalari hakkinda boyle bir suru yazi. Insanlar nukleer santrali kabul edince tamam faydali degince ne olucak mi? Ne kadar faydali olursa olsun, ne kadar tehlikeli oldugu gercegi degismiyecek. Ulkemiz cennet gibi, dunyadaki sayili dogal guzelliklerden. Boyle bir sey icin topraklarimizi dogamizi riske atmaya deger mi bilemiyorum. Patlamiyacaginin garantiside yok cunku. Zaten ülkemizde surekli bombalar terörler patlayip duruyor, cokta guvenli bir ulke degiliz nukleer santralin guvenligini saglamaz cabasi. Hic bir sey yuzde yuz guvenli degilken boyle bir tehlike ne kadar riske atilir bilmiyorum. Cunku daha torunlarimin torunlarininds doga zenginliklerimizi bozulmadan gorsun isterdim. Ozellikle akdeniz riske atilir gibi degil...
Bu siyasi yada toplumsal bir karar degil. Bilimsel bir durum, zaten soz konusu santral onlar kurucak. Muhendisler bilim insanlari... Ne kadari turk olucak, hangi yabanci sirket kurucak? Yuzde kaci turklerin olucak? Yuzde kacindan yabancilar yagini yiyecek? İsin cok uc boyutlarida var.
Evet faydali, ama nukleer santral tehlikeli,turkiyede dahada tehlikeli. Turkiye gercegi degismiyor yani...
Bizim gibi genc olusumlu yuzey sekilleri hidroelektrige, ruzgar enerjisine uygun, yeralti zenginleride bol bir ulke altarnetif yollardan nukleer enerjiye muhtac degil ama neyse yani...elektrik faturasi ucuzliycak mi acaba :D

Çernobil geliyor herkesin aklına fakat orada büyük ihmalkarlık vardı ona benzer hatanın olması artık çok düşük bir ihtimal.Japonyada olan o depreminde Mersinde olması imkansız gibi.Mersin deprem yönünden türkiyenin en güvenli yerlerinden.Küçük ülkelerin nükleer kurmamasını isteyen zararlarını anlatan ülkeler bu işten en çok götüren ülkeler.Halk üzerinden algı oyunları yapıldığını düşünüyorum.O sanrtalin açıldığı gün tarihimizin en önemli günlerinden birisi olacak.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
japonların bir santralı hala sızıntı yapıyor sanırım,üstelik japonlar teknoljide ne kada ileri ve ciddi çalışan bir ülke olduğu halde,kaza olmasada atıkların ne yapılacağı sorunu var atıklar uzun vadede dünyanın başına bela maalesef,ülkemiz 1950-60 larda filan geçseydi anlamlı olurdu şimdi çok geç bence yok iran gibi atom bombası yapacaksa çaktırmadan o ayrı konu bize yaptırmazlar ,türkiyeedeki atom bombaları natonun yani abd nin kontrolu altında.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Birde biz Japonlar gibi detaylımı çalışıyoruz acaba?İnsana ve insan hayatına sonsuz önem veriyormuyuz?Olabilecek her türlü aksiliğe karşı önlem alıyormuyuz bir felaket yaşamadan önce?Bizde herşey olup bittikten sonra insanlar canından olduktan sonra tedbir almayı düşünüyoruz.Bunun boyle olmadığını hangimiz söyleyebiliriz?
İzmit körfez geçişi asma köprüsünde halatın kopmasından kendini sorumlu tutan Japon mühendis vardı.Pekçoğumuz bilir bu adamı.İntiharından önce not bırakıp olaydan kendini sorumlu tuttuğunu yazmıştı,intihar sebebi buydu.Düşünebiliyormusunuz?Bu kafadaki adam nükleer santralde yapsın, nasıl bir anlayışla yaklaşacağı bariz ortada.Biz bizi biliriz,kendimize göre düşünelim olanı biteni.
 

Mithra

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ocak 2013
Mesajlar
394
Tepkime puanı
135
Mersinde yaşıyorum nükleer santral yapılacak alan (buranın sıcağı hariç) cennet gibi yer çöplük olacak.Sahili ve denizi görseniz ne demek istediğimi anlarsınız gelen turistlerden bile bahsetmiyorum adamlar ta avrupadan buraya denize girmeye geliyor özelikle domates ve muz üreticileri büyük darbe yiyecekler gidin güneş enerjisiyle, isveç, almanya ve bill gates gibi insan tezeğiyle enerji üretin...
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Çernobil geliyor herkesin aklına fakat orada büyük ihmalkarlık vardı ona benzer hatanın olması artık çok düşük bir ihtimal.Japonyada olan o depreminde Mersinde olması imkansız gibi.Mersin deprem yönünden türkiyenin en güvenli yerlerinden.Küçük ülkelerin nükleer kurmamasını isteyen zararlarını anlatan ülkeler bu işten en çok götüren ülkeler.Halk üzerinden algı oyunları yapıldığını düşünüyorum.O sanrtalin açıldığı gün tarihimizin en önemli günlerinden birisi olacak.

Aklima sadece nükleer geliyor. " Nukleer "nedir sence? Bir kitle imha silahi
Daha sonra iki yil once yasananlar geliyor
Ondan sonrada ülkemizin guzel toprak ve denizleri geliyor
Aklima gelenler bunlar benim. :D
 

EbruA

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
49
Tepkime puanı
2
Herkesin düşüncesine sonuna kadar saygım var.Ben nükleer enerjiyi destekliyorum ama bu konuyu açma sebebim kendi düşüncelerimi savunmak değildi sadece bilgi amaçlı yazdım.
 

zodi

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ağu 2015
Mesajlar
6
Tepkime puanı
2
şu durumda nükleer santralini desteklemiyorum, ülkeyi bitirmek için kolları sıvayan insanların gözlerini kırpmadan başka insanların canlarına kast ederek yaptığı olaylardan ötürü desteklemiyorum, örneğin verdiğimiz sürüyle şehitler, örneğin soma faciası, örneğin suruç katliamı vs vs vs bir sürü örnek var, eminim ki bu santraller ülkemize yapıldıktan sonra bir yolunu bulup bir şekilde patlatırlar bi zarar verirler bişeyler olur yüzlerce binlerce kişi ölür. yaparlar bunu çünkü haysiyet yoksunu insan müsvetteleri siyasetçilerle dolu ülkemiz, konuyu siyasete getirmek istemezdim elbette lakin işin bide bu yüzü var açıkçası. ya cumhurbaşkanını gram sevmem fakat ona karşı yapılanları gördükçe içim sızlıyor, ya bi kere sadece özerklik isteyen teröristlere sırf tayyip düşmanlığı yüzünden meclise sokup ülkeyi verdiler ya, bu nasıl bir mantık ? yine bir şekilde tayyip olucak o cumhurbaşkanına bir yara vermek için o santrallere zarar vericekler, binlerce insanın hayatını hiçe sayıp yapıcaklar. biliyorum yaparlar çünkü ülkemizin siyaset anlaşıyı çıkarcılıktan yana, çıkarçı olan insanlar menfaat elbet vardır ve menfaatin olduğu yerde bana kimse adaletten söz edemez. işte bu yüzden bu santralleri istemiyorum, desteklemiyorum.
 

Lavander

Moderator
Katılım
5 Kas 2011
Mesajlar
1,052
Tepkime puanı
322
İş
Öğretmen
Ben kendimce nükleer enerjiyi destekliyorum.Bunun en büyük sebeplerinden biriside nükleer enerjiyi en verimli şekilde kullanan güçlü ülkelerin bu işten vazgeçiyormuş gibi gözükme politikası,küçük ülkeleri bu işten vazgeçirmek için uyguladıkları vaatler...Tarihte şuana kadar 4 tane nükleer kaza oldu fakat bunların 2 tanesi hiçbir şekilde zararı olmadan engellenebildi.Zaten dediğiniz gibide Çernobil'de ihmalkarlık teknisyenlerin yanlış şartlarda deneye kalkışmaları ve sonundada olayın kontrolünü yitirmeleri.O günden bugünlere dünyanın bu konularda daha çok geliştiğine inanıyorum ve artık kolay kolay böyle hatalar olmayacağını düşünüyorum.

Kendi nükleer santralini kuracak teknolojiye sahip olmayan ve bunu dışa bağımlı yapan bir ülkenin,bir felaket anında bunu hasarsız atlatacak teknolojiye sahip olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Siz Türkiye'de insan canının kıymetli olduğunu düşünmeyin.Bugün haberleri açsanız çıkan ölüm haberleri bile bunu kanıtlar.Sizin benim refahımı düşünüp te kimse nükleer santral kurmaz öyle :) Bu ülke için şu anda nükleer enerji olmamalı.
 

Lavander

Moderator
Katılım
5 Kas 2011
Mesajlar
1,052
Tepkime puanı
322
İş
Öğretmen
Konuyla ilgili bir haber okuyordum şimdi, buraya da iliştiriyorum.

Mersin Bölge Kamu Diplomasisi ve Devler İlişkileri Müdürü, Faruk Uzel,
1 Eylül Salı akşamı basın yayın organı temsilcilerine kendisine ait cep telefonundan şu mesajı gönderdi:

“Ülkemin nükleer santral inşa etmek ve bu teknolojiye sahip olmak adına yaptıklarını desteklemekle birlikte, proje uygulayıcısı Rus şirketinin faaliyetlerini ve zihniyetinin inşa edeceği bir nükleer santrali ülkem ve milletim için çok ciddi bir risk unsuru olarak görüp, bu durumu dile getirmem sonucu Akkuyu Nükleler Santral Projesi’nden ayrıldığımı bildiririm.”

Uzel’in tartışmaların odağındaki projeyle ilgili ihmal iddiaları madde madde şöyle:

* “Mersin Bilgilendirme Merkezi’nde, zemin kotunun 1 metre altındaki ofis olarak kullanılan odalardaki taban suyunu izole edip kesemeyen mühendislik bilginizle, Akkuyu’da deniz kıyısında ve deniz seviyesinden 12 metre düşük kotta yapacağınız nükleer santralin güvenli olacağına inanmamızı mı bekliyorsunuz?

* 1,5 milyon dolar harcayarak sadece tasarımını yaptırdığınız bilgilendirme merkezindeki 7 bin 200 metre elektrik kablosunu döşeyip, UPS cihazının bilgisayarla bağlantı kablosunu döşemeyi unutan mühendisliğinizle mi nükleer santral inşa edeceksiniz?

* Bu güne kadar taşeronunuz olan firmalardan mahkemelik olmadığınız şirket var mıdır? Sizin kiralama taahhüdü üzerinden inşa edilen otelle nasıl bir ilişkiye girdiniz ki mahkemelik oldunuz? Bu sorundan dolayı Atom Stroy Export’un müdürünü neden apar topar kovdunuz?

* Geçen yıl ihalesini yapıp aldığınız iki yangın söndürme aracını kullanacak personel alımı yapmadığınız için bekleterek çürüttüğünüz ve geçen ay çıkan yangında kullanamadığınız doğru mu? Bu zihniyetle mi nükleer santral inşa edecek ve güvenliğini işleteceksiniz?

* Projeyi maddi sıkıntılardan dolayı yürütemediğiniz doğru mudur? Dünya üzerinde size güvenip yatırıma katılacak ya da kredi sağlayacak bir tek finans kuruluşu var mıdır?

* Kıyı kenar çizgisine dikkat etmeyi akıl edemeyip, 1 nolu reaktörü kıyı kenar çizgisi altına yerleştiren mühendislik rezaleti yüzünden projeyi uygulamadığınız, bunun için kanun değişikliği beklediğiniz doğru mu?

* Son 2 yılda 3 ayrı taş ocağı ruhsatı alıp buradan çıkan ve pasa diye tabir edilen milyonlarca metreküp toprağı mı inşaatta kullanacaksınız?

* Asıl maksadınız Türk hukukuna gol atıp, çevresinden dolaşıp nükleer santralin zemin tesviyesini yapmak mıdır?

* Radyasyon izleme ve ölçüm projesini içerisinde Mersin Üniversitesi ve Mersin halkının temsilcilerinin katılım önerisini neden reddettiniz? Projenin şeffaf izlenme ihtimali sizi rahatsız mı etti?

* İş akdimin sonlandırıldığına dair mutabakat sözleşmesinde benim açıklamalarımı engelleyecek maddeleri neden koydunuz?”

İnsan hayatının kıymeti olmayan bir ülkede ilk önce bireye ve topluma değer verilse, gelişme ilerleme olur. Zihin meselesi ,iyi niyet meselesi , fıtrat meselesi.
 
Üst