EbruA
Kayıtlı Üye
AKKUYU NÜKLEER SANTRAL PROJESİ:, Mersin ilinin Gülnar ilçesinde bulunan Büyükeceli Kasabasının Akkuyu mevkiinde inşaa edilecek olan nükleer enerji santrali. İnşasının tamamlanması halinde Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali olacaktır. Akkuyu sahası imzalanan ikili devletlerarası anlaşma sonucunda Rus kamu şirketi Atomstroyexport (ROSATOM'a bağlı Atomenergoprom'un alt şirketi) bedelsiz olarak teslim edilmiştir. Rus kamu şirketi buraya kendi bulacağı finansal kaynaklarla nükleer santral inşa edecek ve ürettiği elektriği 15 senelik alım garantisi ile Türk tarafına satacaktır. Santralın ne zaman devreye alınacağına ilişkin kesin tarihler bulunmamaktadır. 1200 MWe'lık dört üniteden oluşacak ve 4800 MWe'lık kurulu gücü ile tek başına Türkiye'nin elektrik üretiminin yaklaşık %6'sını karşılayabilecektir.
Yaklaşık Maliyet: 20 milyar dolar
Reaktör Tipi:VVER-1200 (AES-2006)
Ünite Sayısı:4 Ünite (1200 MW*4)
Kurulu Güç: 4800 MW
İşletme Ömrü:60 yıl
SİNOP NÜKLEER SANTRAL PROJESİ: Sinop ili İnceburun Yarımadası'nın deniz kenarında kurulması planlanan, Türkiye'nin Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nden sonra projelendirilen ikinci nükleer santralidir.3 Mayıs 2013 tarihinde Türkiye’ye yapılan resmi bir ziyaretle Japonya üst düzey heyeti Sinop NS projesi için Türk heyeti ile görüştü. Japonya ile imzalanan devletlerarası anlaşma sonucunda santralin yapımı ve daha sonra da 2017 yılında inşaasına başlanması kararlaştırıldı. Anlaşma uyarınca, santrali işletecek konsorsiyum Japonya, Fransa ve Türkiye'den oluşacak; Türkiye'den kamu adına Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) %49, iki Japon şirketi toplam %30 ve Fransız ortak %21 hisse sahibi olacaklar.Sinop NS'nde Japon MHI ve Fransız Areva ortak girişimi ile geliştirilen Atmea-I tipi basınçlı su reaktörü kullanılacak olup bu teknoloji Sinop yatırımı gerçekleşirse dünyada ilk defa Sinop’ta denenecektir. Proje tarihinde henüz hiçbir çalışır örneği bulunmayan Atmea-I tipi reaktörüne sahip tek proje Finlandiya'daki Olkiluoto Nükleer Güç Santrali'nin 3. ünitesi olup Financial Times gazetesinin 2014 Aralık ayındaki haberinde bu ünitenin yapımının dokuz yıllık gecikme ve milyarlarca avro maliyet artışı ile bir 'güldürü' haline geldiği belirtilmiştir.
Santralin 1120 MW'lik 4 reaktör ünitesiyle toplam 4.480 MW kurulu güce sahip olması tasarlanmaktadır
Yaklaşık Maliyet:20 milyar dolar
Reaktör Tipi:ATMEA-1
Ünite Sayısı:4 Ünite (1120 MW*4)
Kurulu Güç:4480 MW
İşletme Ömrü:60 yıl
Nükleer Santraller Neden Gerekli:
Ülkemizin 2023 hedefi, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak, 10.000 Dolar olan kişi
başına milli geliri 25.000 Dolara çıkarmak, ihracatı 500 milyar Dolara çıkarmaktır.
2023 ekonomi hedefini destekleyecek enerji kaynaklarına bakıldığında % 72 oranında
enerji ithalat bağımlılığı ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Ülkemizde, doğalgazın %98'i, petrolün % 92’si ve kömürün % 30’u ithal edilmektedir.
Yerli ve yenilenebilir kaynakların üretimini de dikkate aldığımızda enerji ithal
bağımlılığımızın % 72 olduğu görülmektedir
Petrol ve doğalgazda dışa bağımlı ülkemizde, nükleer santral yokken petrol ve doğalgaz
zengini ülkelerde bile (G. Afrika, Rusya, ABD, Kanada ve Meksika) nükleer santrallerin
bulunması önemli ve anlamlıdır.
Petrol, doğalgaz ve kömürdeki yüksek ithalat oranına karşılık, yenilenebilir enerji
kaynaklarımızda kurulu güç potansiyelimiz yaklaşık 136.600 MW, kullanmakta olduğumuz
22.075 MW’dır. Geriye kalan kullanabileceğimiz yenilenebilir potansiyelimiz yaklaşık
114.525 MW olmasına karşın, kapasite faktörü nedeniyle fiilen kullanabileceğimiz,
potansiyelimizin çok az bir kısmıdır.
Diğer yandan, ülkemizde rüzgar, güneş ve hidro gibi yenilenebilir enerji santrallerinin
kurulabileceği alan, mevcut arazi kullanım durumlarından dolayı (konut, tarım, orman,
kültürel ve doğal sit alanları, yollar vb.) sınırlıdır.
Enerji arz kaynaklarımız dışa bağımlı ve kısıtlı iken, elektrik tüketim talebimiz sürekli
olarak artmaktadır.
Elektrik tüketim talebimiz yıllık olarak ortalama % 7-8 oranında artış göstermektedir.
Bunu karşılamak için kurulu gücümüze yıllık 4000-5000 MW ilave yapmak gerekmektedir.
Türkiye, elektrik talep artışında dünyada 1.4 milyar nüfuslu Çin'den sonra ikinci, Avrupa'da
birinci sırada yer almaktadır.
2012 yılında elektrik tüketim talebi 240 milyar kWh iken bunun 2023’te 500 milyar kWh’a
çıkması öngörülmektedir. Ancak, yenilenebilir enerjide 2023 yılına ait hedeflerimize
ulaştığımızda (230 milyar kWh) 2023 yılında tahmini elektrik tüketim talebimizin (500 milyar
kWh) ancak yarısını yenilenebilir karşılayacaktır.
Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesine göre, 2023’e kadar
hedefimiz, elektrik üretiminde şu anda % 43 olan doğalgazın payını % 30’a çekmek,
yenilenebilir enerjinin payını % 30’a çıkarmaktır.
Yenilenebilir enerji, iklim koşullarına bağlı olarak sürekli değişkenlik göstermesi nedeniyle
4 mevsim, 7 gün 24 saat çalışan nükleer gibi baz yük santrallerine her halükarda ihtiyaç
duyulmaktadır.
Yenilenebilir enerji nükleerin rakibi değil, tamamlayıcısıdır.
Yenilenebilir enerji güvenlidir, ancak güvenilir (sürekli) değildir; alternatif enerji
kaynağıdır. Nükleer santraller, mevsimden ve iklim şartlarından bağımsız olarak sürekli
çalıştırılabilmektedir. Her zaman rüzgâr esmez, güneş her zaman ışımaz, yağış her zaman bol
olmaz; ama nükleer santral her zaman çalışır.
Yılda 8760 saatin, bakım dönemleri çıkarılırsa, nükleer santral yaklaşık 8000 saatinde
çalışabilir, ama hidrolikte bu ortalama 4000 saat; rüzgarda ortalama 3000; güneşte ise
ortalama 2500 saattir.
Rüzgar enerjisinde süreklilik olmaması, depolanabilir enerji kaynaklarıyla, bir diğer adıyla
“baz yük santralleriyle” dengelemeyi gerektirmektedir. Bu nedenle toplam şebekenin
%20’den fazlası rüzgardan sağlandığında şebeke problemleri ortaya çıkmaktadır.
10.000 MW nükleer güç santraline karşılık gelmesi için, kapasite faktöründen dolayı,
30.000 MW rüzgar veya 38.000 MW güneş santrali kurulması gerekmektedir.
Hidroelektrik için dünya ortalamasına bakıldığında kapasite faktörü %44 civarındadır.
Türkiye’de hidroelektrik santrallerin son 25 yıllık ortalama kapasite faktörü ise % 42’dir.
2023 yılına kadar Akkuyu ve Sinop Nükleer Santrallerinin işletmeye alınması durumunda,
o zamanki kurulu gücümüzün %10’unu nükleer santraller oluşturacaktır.
Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri bugün devreye alınmış olsaydı, mevcut elektrik
tüketimimizin % 33’ü nükleer santrallerden karşılanıyor olacaktı.
Sadece Akkuyu Nükleer Santrali bugün devreye alınmış olsaydı, elektrik tüketimimizin %
17’sini karşılayacaktı.
Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak nükleer santraller sayesinde 16 milyar metreküp doğalgaz
ithal etmekten ve dolayısıyla doğalgaza yıllık 7.2 milyar dolar ödemekten kurtulunacaktır.
Nükleer güç santrallerini, sadece elektrik üretim tesisleri olarak değerlendirmemek gerekir.
Yaklaşık 550 bin parçadan oluşan nükleer santral projesi, diğer sektörlere de sağlayacağı
dinamizmle ve istihdam imkanıyla birlikte ülkemiz sanayisine, teknolojisine önemli derecede
katma değer sunacak, çoğaltan etkisi yapacaktır
Akkuyu Nükleer Santralinde inşaatın en yoğun olduğu dönemde yaklaşık 10.000 kişi
çalışacaktır. Bunların kahir ekseriyeti Türk işçi olacaktır.
Akkuyu nükleer santral projesinde firmalarımız, sadece inşaat malzemeleri değil, kritik
nükleer güvenlikle ilgili olmayan, makine-ekipman üretimi sürecinde de yer alacaktır. Bu da
yaklaşık 8 milyar dolarlık miktara denk gelmektedir.
G. Kore örneğinde olduğu gibi nükleer teknolojiye sahip olmak için hem belirli bir zaman
geçmesi ve hem de somut olarak nükleer santral projesine başlamak gerekmektedir.
Nükleer Santraller ve Radrasyon:
Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğimize göre halk için kabul edilebilir radyasyon dozu sınırı
yılda 1 mSv’dir. Özel durumlarda; ardışık 5 yılın ortalaması 1 mSv olmak üzere 5 mSv’e
kadar izin verilir. Radyasyonla çalışanlar için radyasyon dozu ardışık 5 yılın ortalaması 20
mSv’i, herhangi bir yılda ise 50 mSv’i geçemez .
Doğal radyasyon yolu ile alınan ortalama yıllık etkin doz 2,4 mSv civarındadır. Dünyada en
fazla nükleer santralin olduğu Amerika Birleşik Devletleri'nde, nükleer santrallerin sınırında
yaşayan bir kişi doğal yollardan aldığı radyasyon miktarının 100 de 1' inden az (0.01 mSv’den
az) radyasyon almaktadır20. Sonuç olarak nükleer santral yakınında yaşayan bir kişinin alacağı
ek radyasyon miktarı, doğadan kaynaklanan radyasyon miktarının 1/300'ü kadardır 21
.
Tablo 4’te, halkın günlük hayatta maruz kaldığı radyasyon miktarları verilmiştir. Nükleer
santral yakınında yaşayanların alacakları radyasyon miktarı (en fazla 0,01 mSv/yıl), yapay
radyasyon miktarından (0,4 mSv/yıl22) azken; günde 1 paket sigara içen kişinin bir yılda
alacağı doz miktarı (0,2 mSv/yıl) 20 kat, bilgisayarlı tomografi yaptıran bir kişinin tek seferde
alacağı doz miktarı (1,1 mSv) 1100 kattır.
Radyasyon Kaynağı Miktarı Süre Karşılaştırma
Bilgisayarlı Tomografi 11 miliSv Tek seferde 1100 katı
Ankara-Washington arası uçakla yolculuk 0.01 miliSv 8 saat uçuş 2.7 katı
Günde 1 paket sigara içme 0,2 miliSv Bir yılda 20 katı
Göğüs veya diş Röntgeni 0,1 miliSv Tek seferde 10 katı
Nükleer Santral Çevresi24 <0,01 miliSv Bir yılda -
NÜKLEER SANTRALLER VE TARIM-TURİZM
Dünyada pek çok turizm ülkesi nükleer enerjiden faydalanmaktadır ve yine birçok nükleer
reaktör turizm merkezlerine Akkuyu sahasında olduğundan çok daha yakındır. Akkuyu
sahasının Antalya’ya uzaklığı 300 km civarındadır. Romanya’da bulunan Cernovoda santrali
İstanbul’a 400 km uzaklıktadır.
Ülkemizden çok daha fazla turist çeken ülkelerdeki nükleer santrallerin önemli turistik
merkezlere uzaklığına bakıldığında; Fransa’da Paris’e 200 km’den daha yakın alanda 6
nükleer santral (Nogent, Dampierre, Saint-Laurent, Penly, Paluel, Belleville) bulunmaktadır.
Nogent santralının Paris’e uzaklığı sadece 70 km’dir
Benzer şekilde, İspanya’da Madrid’e 200 km’den daha yakın alanda 4 nükleer santral (Jose
Cabreras, Trillo, Valdecaballeros, Almaraz) bulunmaktadır. Jose Cabreras santralının
Madrid’e uzaklığı sadece 50 km’dir
İngiltere’de Londra’ya 200 km’den daha yakın alanda 8 nükleer santral (Bradwell,
Sizewell, Dungeness, Winfrith, Oldburry, Paluel, Penly, Gravelines) bulunmaktadır. Bradwell
santralı Londra’ya 70 km mesafededir.
Ayrıca, Fransa’da bulunan ve dünya kültür miras listesinde yer alan Loire Nehri üzerinde
14 adet nükleer güç santrali bulunmaktadır ve bu nehir üzerinde bot ile gezinti yapılması, çok
yaygın turizm aktivitesidir . Aynı zamanda nehrin etrafındaki arazilerde tarımsal
faaliyetler de yürütülmektedir
Kaynak:Vikipedi,T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Yaklaşık Maliyet: 20 milyar dolar
Reaktör Tipi:VVER-1200 (AES-2006)
Ünite Sayısı:4 Ünite (1200 MW*4)
Kurulu Güç: 4800 MW
İşletme Ömrü:60 yıl
SİNOP NÜKLEER SANTRAL PROJESİ: Sinop ili İnceburun Yarımadası'nın deniz kenarında kurulması planlanan, Türkiye'nin Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nden sonra projelendirilen ikinci nükleer santralidir.3 Mayıs 2013 tarihinde Türkiye’ye yapılan resmi bir ziyaretle Japonya üst düzey heyeti Sinop NS projesi için Türk heyeti ile görüştü. Japonya ile imzalanan devletlerarası anlaşma sonucunda santralin yapımı ve daha sonra da 2017 yılında inşaasına başlanması kararlaştırıldı. Anlaşma uyarınca, santrali işletecek konsorsiyum Japonya, Fransa ve Türkiye'den oluşacak; Türkiye'den kamu adına Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) %49, iki Japon şirketi toplam %30 ve Fransız ortak %21 hisse sahibi olacaklar.Sinop NS'nde Japon MHI ve Fransız Areva ortak girişimi ile geliştirilen Atmea-I tipi basınçlı su reaktörü kullanılacak olup bu teknoloji Sinop yatırımı gerçekleşirse dünyada ilk defa Sinop’ta denenecektir. Proje tarihinde henüz hiçbir çalışır örneği bulunmayan Atmea-I tipi reaktörüne sahip tek proje Finlandiya'daki Olkiluoto Nükleer Güç Santrali'nin 3. ünitesi olup Financial Times gazetesinin 2014 Aralık ayındaki haberinde bu ünitenin yapımının dokuz yıllık gecikme ve milyarlarca avro maliyet artışı ile bir 'güldürü' haline geldiği belirtilmiştir.
Santralin 1120 MW'lik 4 reaktör ünitesiyle toplam 4.480 MW kurulu güce sahip olması tasarlanmaktadır
Yaklaşık Maliyet:20 milyar dolar
Reaktör Tipi:ATMEA-1
Ünite Sayısı:4 Ünite (1120 MW*4)
Kurulu Güç:4480 MW
İşletme Ömrü:60 yıl
Nükleer Santraller Neden Gerekli:
Ülkemizin 2023 hedefi, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak, 10.000 Dolar olan kişi
başına milli geliri 25.000 Dolara çıkarmak, ihracatı 500 milyar Dolara çıkarmaktır.
2023 ekonomi hedefini destekleyecek enerji kaynaklarına bakıldığında % 72 oranında
enerji ithalat bağımlılığı ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Ülkemizde, doğalgazın %98'i, petrolün % 92’si ve kömürün % 30’u ithal edilmektedir.
Yerli ve yenilenebilir kaynakların üretimini de dikkate aldığımızda enerji ithal
bağımlılığımızın % 72 olduğu görülmektedir
Petrol ve doğalgazda dışa bağımlı ülkemizde, nükleer santral yokken petrol ve doğalgaz
zengini ülkelerde bile (G. Afrika, Rusya, ABD, Kanada ve Meksika) nükleer santrallerin
bulunması önemli ve anlamlıdır.
Petrol, doğalgaz ve kömürdeki yüksek ithalat oranına karşılık, yenilenebilir enerji
kaynaklarımızda kurulu güç potansiyelimiz yaklaşık 136.600 MW, kullanmakta olduğumuz
22.075 MW’dır. Geriye kalan kullanabileceğimiz yenilenebilir potansiyelimiz yaklaşık
114.525 MW olmasına karşın, kapasite faktörü nedeniyle fiilen kullanabileceğimiz,
potansiyelimizin çok az bir kısmıdır.
Diğer yandan, ülkemizde rüzgar, güneş ve hidro gibi yenilenebilir enerji santrallerinin
kurulabileceği alan, mevcut arazi kullanım durumlarından dolayı (konut, tarım, orman,
kültürel ve doğal sit alanları, yollar vb.) sınırlıdır.
Enerji arz kaynaklarımız dışa bağımlı ve kısıtlı iken, elektrik tüketim talebimiz sürekli
olarak artmaktadır.
Elektrik tüketim talebimiz yıllık olarak ortalama % 7-8 oranında artış göstermektedir.
Bunu karşılamak için kurulu gücümüze yıllık 4000-5000 MW ilave yapmak gerekmektedir.
Türkiye, elektrik talep artışında dünyada 1.4 milyar nüfuslu Çin'den sonra ikinci, Avrupa'da
birinci sırada yer almaktadır.
2012 yılında elektrik tüketim talebi 240 milyar kWh iken bunun 2023’te 500 milyar kWh’a
çıkması öngörülmektedir. Ancak, yenilenebilir enerjide 2023 yılına ait hedeflerimize
ulaştığımızda (230 milyar kWh) 2023 yılında tahmini elektrik tüketim talebimizin (500 milyar
kWh) ancak yarısını yenilenebilir karşılayacaktır.
Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesine göre, 2023’e kadar
hedefimiz, elektrik üretiminde şu anda % 43 olan doğalgazın payını % 30’a çekmek,
yenilenebilir enerjinin payını % 30’a çıkarmaktır.
Yenilenebilir enerji, iklim koşullarına bağlı olarak sürekli değişkenlik göstermesi nedeniyle
4 mevsim, 7 gün 24 saat çalışan nükleer gibi baz yük santrallerine her halükarda ihtiyaç
duyulmaktadır.
Yenilenebilir enerji nükleerin rakibi değil, tamamlayıcısıdır.
Yenilenebilir enerji güvenlidir, ancak güvenilir (sürekli) değildir; alternatif enerji
kaynağıdır. Nükleer santraller, mevsimden ve iklim şartlarından bağımsız olarak sürekli
çalıştırılabilmektedir. Her zaman rüzgâr esmez, güneş her zaman ışımaz, yağış her zaman bol
olmaz; ama nükleer santral her zaman çalışır.
Yılda 8760 saatin, bakım dönemleri çıkarılırsa, nükleer santral yaklaşık 8000 saatinde
çalışabilir, ama hidrolikte bu ortalama 4000 saat; rüzgarda ortalama 3000; güneşte ise
ortalama 2500 saattir.
Rüzgar enerjisinde süreklilik olmaması, depolanabilir enerji kaynaklarıyla, bir diğer adıyla
“baz yük santralleriyle” dengelemeyi gerektirmektedir. Bu nedenle toplam şebekenin
%20’den fazlası rüzgardan sağlandığında şebeke problemleri ortaya çıkmaktadır.
10.000 MW nükleer güç santraline karşılık gelmesi için, kapasite faktöründen dolayı,
30.000 MW rüzgar veya 38.000 MW güneş santrali kurulması gerekmektedir.
Hidroelektrik için dünya ortalamasına bakıldığında kapasite faktörü %44 civarındadır.
Türkiye’de hidroelektrik santrallerin son 25 yıllık ortalama kapasite faktörü ise % 42’dir.
2023 yılına kadar Akkuyu ve Sinop Nükleer Santrallerinin işletmeye alınması durumunda,
o zamanki kurulu gücümüzün %10’unu nükleer santraller oluşturacaktır.
Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri bugün devreye alınmış olsaydı, mevcut elektrik
tüketimimizin % 33’ü nükleer santrallerden karşılanıyor olacaktı.
Sadece Akkuyu Nükleer Santrali bugün devreye alınmış olsaydı, elektrik tüketimimizin %
17’sini karşılayacaktı.
Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak nükleer santraller sayesinde 16 milyar metreküp doğalgaz
ithal etmekten ve dolayısıyla doğalgaza yıllık 7.2 milyar dolar ödemekten kurtulunacaktır.
Nükleer güç santrallerini, sadece elektrik üretim tesisleri olarak değerlendirmemek gerekir.
Yaklaşık 550 bin parçadan oluşan nükleer santral projesi, diğer sektörlere de sağlayacağı
dinamizmle ve istihdam imkanıyla birlikte ülkemiz sanayisine, teknolojisine önemli derecede
katma değer sunacak, çoğaltan etkisi yapacaktır
Akkuyu Nükleer Santralinde inşaatın en yoğun olduğu dönemde yaklaşık 10.000 kişi
çalışacaktır. Bunların kahir ekseriyeti Türk işçi olacaktır.
Akkuyu nükleer santral projesinde firmalarımız, sadece inşaat malzemeleri değil, kritik
nükleer güvenlikle ilgili olmayan, makine-ekipman üretimi sürecinde de yer alacaktır. Bu da
yaklaşık 8 milyar dolarlık miktara denk gelmektedir.
G. Kore örneğinde olduğu gibi nükleer teknolojiye sahip olmak için hem belirli bir zaman
geçmesi ve hem de somut olarak nükleer santral projesine başlamak gerekmektedir.
Nükleer Santraller ve Radrasyon:
Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğimize göre halk için kabul edilebilir radyasyon dozu sınırı
yılda 1 mSv’dir. Özel durumlarda; ardışık 5 yılın ortalaması 1 mSv olmak üzere 5 mSv’e
kadar izin verilir. Radyasyonla çalışanlar için radyasyon dozu ardışık 5 yılın ortalaması 20
mSv’i, herhangi bir yılda ise 50 mSv’i geçemez .
Doğal radyasyon yolu ile alınan ortalama yıllık etkin doz 2,4 mSv civarındadır. Dünyada en
fazla nükleer santralin olduğu Amerika Birleşik Devletleri'nde, nükleer santrallerin sınırında
yaşayan bir kişi doğal yollardan aldığı radyasyon miktarının 100 de 1' inden az (0.01 mSv’den
az) radyasyon almaktadır20. Sonuç olarak nükleer santral yakınında yaşayan bir kişinin alacağı
ek radyasyon miktarı, doğadan kaynaklanan radyasyon miktarının 1/300'ü kadardır 21
.
Tablo 4’te, halkın günlük hayatta maruz kaldığı radyasyon miktarları verilmiştir. Nükleer
santral yakınında yaşayanların alacakları radyasyon miktarı (en fazla 0,01 mSv/yıl), yapay
radyasyon miktarından (0,4 mSv/yıl22) azken; günde 1 paket sigara içen kişinin bir yılda
alacağı doz miktarı (0,2 mSv/yıl) 20 kat, bilgisayarlı tomografi yaptıran bir kişinin tek seferde
alacağı doz miktarı (1,1 mSv) 1100 kattır.
Radyasyon Kaynağı Miktarı Süre Karşılaştırma
Bilgisayarlı Tomografi 11 miliSv Tek seferde 1100 katı
Ankara-Washington arası uçakla yolculuk 0.01 miliSv 8 saat uçuş 2.7 katı
Günde 1 paket sigara içme 0,2 miliSv Bir yılda 20 katı
Göğüs veya diş Röntgeni 0,1 miliSv Tek seferde 10 katı
Nükleer Santral Çevresi24 <0,01 miliSv Bir yılda -
NÜKLEER SANTRALLER VE TARIM-TURİZM
Dünyada pek çok turizm ülkesi nükleer enerjiden faydalanmaktadır ve yine birçok nükleer
reaktör turizm merkezlerine Akkuyu sahasında olduğundan çok daha yakındır. Akkuyu
sahasının Antalya’ya uzaklığı 300 km civarındadır. Romanya’da bulunan Cernovoda santrali
İstanbul’a 400 km uzaklıktadır.
Ülkemizden çok daha fazla turist çeken ülkelerdeki nükleer santrallerin önemli turistik
merkezlere uzaklığına bakıldığında; Fransa’da Paris’e 200 km’den daha yakın alanda 6
nükleer santral (Nogent, Dampierre, Saint-Laurent, Penly, Paluel, Belleville) bulunmaktadır.
Nogent santralının Paris’e uzaklığı sadece 70 km’dir
Benzer şekilde, İspanya’da Madrid’e 200 km’den daha yakın alanda 4 nükleer santral (Jose
Cabreras, Trillo, Valdecaballeros, Almaraz) bulunmaktadır. Jose Cabreras santralının
Madrid’e uzaklığı sadece 50 km’dir
İngiltere’de Londra’ya 200 km’den daha yakın alanda 8 nükleer santral (Bradwell,
Sizewell, Dungeness, Winfrith, Oldburry, Paluel, Penly, Gravelines) bulunmaktadır. Bradwell
santralı Londra’ya 70 km mesafededir.
Ayrıca, Fransa’da bulunan ve dünya kültür miras listesinde yer alan Loire Nehri üzerinde
14 adet nükleer güç santrali bulunmaktadır ve bu nehir üzerinde bot ile gezinti yapılması, çok
yaygın turizm aktivitesidir . Aynı zamanda nehrin etrafındaki arazilerde tarımsal
faaliyetler de yürütülmektedir
Kaynak:Vikipedi,T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı