katılıyorum, sorun şu ki mecburiyetten aynı ortamda bulunmak gerekiyor bazen.@vairo Bir de akrabanız ya da en yakınınız bile olsa enerji vampirlerinden ve toksik insanlardan uzak durmak da enerjimizi korumak açısından önemli diye düşünüyorum...
Maalesef görüşmek zorunda kaldıklarımız oluyor ama iletişimi azaltmak ya da karantina iletişim (yani karşı tarafın dediklerine kendini kapatmak ve kendi hakkınızda da çok bilgi vermemek)kurmak çözüm olabilir..katılıyorum, sorun şu ki mecburiyetten aynı ortamda bulunmak gerekiyor bazen.
Şans enteresan bir konu.. Eğer amacımız şeytanın bacağını kırmaksa ; hem bilinçaltı, hem enerji beden hem de günlük hayat pratikleri olarak hizalanmamız gerekiyor.
Uğursuzluk tamamen nankörlükten yani şükürsüzlükten doğar.
Şans, genellikle kılık değiştirerek talihsizlik kıyefetine bürünüp, hayatımıza arka bahçeden giren bir itici güçtür.
İlahi senaryoda yazılmış rol oldukları için. Peygamberlik şansla değil, talip olmakla ilgili.sizce Yaratıcı neden onları seçti ?
Cennet kavramının bir yer değil de bir hal olduğu bilincine gelirseniz, müjde edilenin ; zaman - mekan ötesi birlik anlayışı ile sonsuz hakikat bahçesi vaat ettiğini ve bunun şansla bir ilgisi olmadığını görebilirsiniz.dünyadayken cennetle müjdelenen seçilmiş ve şanslı insanlar
Araştırdıklarımdan bu şanssızlık meselesine neler diyorlar bir bakalım:
Elektromanyetik dalga bozunumu diyen var,
lanet diyen var,
bakış açısı diyen var,
bilinçaltı diyen var,
atasal aktarım diyen var,
çevresel enerji sömürüsü diyen var,
nazar/ enerji vampiri diyen var,
yanlış zihin kodlaması diyen var,
zihnin kendini sabote etmesi diyen var,
büyü diyen var,
öğrenilmiş çaresizlik diyen var,
titreşim düşüklüğü diyen var,
evrenin yanlış yolda olduğu gösterme biçimi olduğunu diyen var,
aksilikler kümelenmesi diyen var,
rutine bağlı kalan sığ perspektif
insan sorunu diyen var,
ilahi sınav/kader diyen var,
simülasyondaki zor promta sahip insan rolleri diyen var,
istenilmeyen çocuk sendromu diyen var,
Tssb beyin /tetikte beyin diyen var,
beynin zamanlama ve öngörü alanlarındaki sistemsel sıkıntılar diyen var,
farkında olmadan bilinçaltının esas tepkileri dışa yansıtması diyen var,
negatif yüklerle bağlanmış niyet engellenmesi diyen var,
Bilişsel terapiye uygun mantık çarpıklığı olan zihin diyen var.
Baskılanmış kimliğin ve isteklerin niyetlerden aldığı öc diyen var.
Mekan enerji uyumsuzluğu diyen var.
Hayat alanı her an alanda daraltılmış yıkıcı çevreye maruz kalma aksilikler diyen var. Var da var. Sonuç. Bir sürü psikiyatrik ilaç.
Bu yazdıklarınıza katılmamak mümkün değil..Hepimizn de başımıza geliyor...Acelemiz varken kasadayken ,tam da sıra bize gelmişken kasa bozulur ,gideceğimiz yere zamanında gidemeyiz...Ya da planlarınıza taş koyacak bunun gibi bir sürü olay yaşanabilir....Hepsi küçük gibi görünür ama sinir bozucudur...Ama bunun yanında bazen de yolda yürürken küçük bir mebla olsa da yolda para bulduğumuz olmaz mı?Ya da hiç beklemediğimiz anda gelen bir dost araması dünyalara bedel değil mi?Küçük engeller gibi küçük mutlulukları görüp bunları da hatırlayalım....Olanlara duyarsızlaşma.
peygamberler doğmadan dünyaya gelmeden, peygamber olarak seçilmişlerse ve bu vazife onlara, onlar talip olmadan verilmişseİlahi senaryoda yazılmış rol oldukları için. Peygamberlik şansla değil, talip olmakla ilgili.
Cennet kavramının bir yer değil de bir hal olduğu bilincine gelirseniz, müjde edilenin ; zaman - mekan ötesi birlik anlayışı ile sonsuz hakikat bahçesi vaat ettiğini ve bunun şansla bir ilgisi olmadığını görebilirsiniz.
evet bu güzeldiBir yere girersiniz alet bozulur. Siz çıkarsınız alet çalışır. Tekrar girersiniz yine o alet bozulur.
Acil pc işlerinizde elektrik gider. Başka ilde yine acil İşiniz olur yine elektrik gider. Aynı gün olur bu . Sonra niyet ettiğiniz her şey o an olmaz anlarımız olur.
Bir sırayla alınacak bir ehliyet sistemdeki nadir bir hatanın sizi bulması nedeniyle bir ayda halledilir. Ceza kadar para ödemek zorunda kalırsınız bu süreçte.
Balkona çıkarsınız o an lağım patlar. Salla dersiniz arkadaki sokakta bir nefes alayım. Yanından ilaçlama aracı geçer.
Vakti zamanında size araç öğretmeyi defalarca teklif eden arkadaşınıza tamam kanka arabayı öğret bana dersin. Arabayı o gün satmıştır aslında.
Size hediye alınan küpe takmak nasip olmadan kaybolur.Çünkü hayattaki en sevdiğiniz şey basit bir küpedir.
Acil nakit çekmek istersin. Bölgedeki bankanın 3 aynı atmsi sıra sana gelince hata verir.
Oh be artık kendim yaşayacağım dersin. Biri hastanelik olur ve refakatçi olursun bir ay.
Tatile gitmezsin çünkü yine fenalaşacağını bilirsin birinin ve tam da diğerleri tatile gittiğinde fenalaşır ya da sakatlanır.
Öyle böyle değildir gerçek şanssızlık. Yüzlerce kitap okudum. Yıllarca araştırma yaptım. Ben bulamadım. Sadece 18 yaşlarımda bir sabah uyandım ve bütün yatak kanatlı karıncayla doluydu yüzlerce. Ondan sonra benim hayatım kaydı. Bir daha da kanatlı karınca görmedim. Hayatım da düzelmedi ama olsun.
Araştırdıklarımdan bu şanssızlık meselesine neler diyorlar bir bakalım:
Elektromanyetik dalga bozunumu diyen var,
lanet diyen var,
bakış açısı diyen var,
bilinçaltı diyen var,
atasal aktarım diyen var,
çevresel enerji sömürüsü diyen var,
nazar/ enerji vampiri diyen var,
yanlış zihin kodlaması diyen var,
zihnin kendini sabote etmesi diyen var,
büyü diyen var,
öğrenilmiş çaresizlik diyen var,
titreşim düşüklüğü diyen var,
evrenin yanlış yolda olduğu gösterme biçimi olduğunu diyen var,
aksilikler kümelenmesi diyen var,
rutine bağlı kalan sığ perspektif
insan sorunu diyen var,
ilahi sınav/kader diyen var,
simülasyondaki zor promta sahip insan rolleri diyen var,
istenilmeyen çocuk sendromu diyen var,
Tssb beyin /tetikte beyin diyen var,
beynin zamanlama ve öngörü alanlarındaki sistemsel sıkıntılar diyen var,
farkında olmadan bilinçaltının esas tepkileri dışa yansıtması diyen var,
negatif yüklerle bağlanmış niyet engellenmesi diyen var,
Bilişsel terapiye uygun mantık çarpıklığı olan zihin diyen var.
Baskılanmış kimliğin ve isteklerin niyetlerden aldığı öc diyen var.
Mekan enerji uyumsuzluğu diyen var.
Hayat alanı her an alanda daraltılmış yıkıcı çevreye maruz kalma aksilikler diyen var. Var da var. Sonuç. Bir sürü psikiyatrik ilaç. Yıllarca yapılan meditasyon. Okunan bir sürü kitap. Olanlara duyarsızlaşma. Bu süreçte herkes bir şekilde kazanmış siz elinizdeki ağır yaralayıcı neeeeedenn sorusuna net bir cevap bulamamışsınızdır. Yukarıdaki bir sürü nedenden kendinize uygun bir neden bulsanız bile her onardığınız nedendenbağımsız olduğunu sırıtarak nal gibi de ispatlar size puşt. Bilmiyorum. Bunu değiştirecek bir güç var mı bilmiyorum. Belki ortada konuşulacak bir neden de yoktur belki. Belki de bu değiştirilecek bir şey değildir. Sadece farkında olabileceğimiz bir hata, random bir şekilde üzerimize atılmış bir algoritmanın kontrol edemeyeceğimiz bir sonucudur. Gerçek nedeni bulabilene ruhumu satardım. Öyle de bir çile işte.
Arabi'nin anlatımıyla : Bunu bir daire gibi düşünmeniz lazım. Allah, ruhları yaratmadan önce onların potansiyelini bilmektedir. Peygamberlerin Kalu Bela'da evet demesi, onların bu potansiyeli fiile çıkarmasıdır. Der.peygamberler doğmadan dünyaya gelmeden, peygamber olarak seçilmişlerse ve bu vazife onlara, onlar talip olmadan verilmişse
bu göreve talip olduklarını nasıl açıklıyorsunuz ?
peygamberler doğmadan dünyaya gelmeden, peygamber olarak seçilmişlerse ve bu vazife onlara, onlar talip olmadan verilmişse
bu göreve talip olduklarını nasıl açıklıyorsunuz ?
Cennet kavramıyla, önceden belirlenmiş bir duruma (peygamberlik) pek alaka kuramadım![]()
@cathrine Bu insanın elindemi bilemiyorum sürekli manifest yapmak ve gerçekten böyle içten candan istemek bunu yapabiliyorsak yolun bi kısmını aşmış oluyoruz.Ben mesela bundan yaklaşak 8-10 sene önce elimi neye atıyorsam,kimle tanışıyorsam hep yararıma oldu.Hep bi bereket hem maddi hem manevi.Sonra dedim ki kendi kendime ne ballısın falan gerçekten bazı noktada öyle bişey oluyordu ki çok zor olacak halledilecek durumlar ip söküğü gibi taranıp geliyordu.Ve ben bunun bi müddet farkına varmadım.Ta ki çevremdeki insanların boğuştuklarını görene kadar.Onları gördükten sonra evet ben neye elimi atsam kimle muhattap olsam hep bir + getirmiş.Sonra döndüm bi baktım kendime bu kadar şans,kısmet,nasiplik bi yrlerden geliyor olmalıydı.Evet rahmetli Annanem o zamanlar sağ ve gönlünü kırmazdım yanında yaşamazdım ama hep göz kulak olurdum işlerini hallederdim nasıl bi dua ettiyse artık benim kısmet tavan yaptı.Ve Dua beklentisiz,karşılıksız ve daimi olarak kendi okudugum dualar sevabına diye amelime okuduklarım aslında bu Dünya'daki düzenimi de oluşturuyorlarmış.Hergün sekmeden Yasin ve Tebareke Surelerini yıllarca okudugumu biliyorum buda kısmeti,bereketi arttırmış.Sonra tabi hep böyle devam etmiyor.Hayatın getirdiği döngü meşguliyet, girdiğin çevre,Yaradanla aranda illaki mesafe oluşturdu.İlk başlarda o günlük rutinden çıkar oldum akşamları sürekli dışarda sabah iş koşturmacası vs derken o alışkanlık bende önceleri azaldı sonraları tamamen bitti.Benim ilgimi çeken şans hikayeleri daha çok ''Şeytanın bacağını kırmak''ile ilgili sanırım....