Ölülerle iletişim mümkün mü?

Ü

Üye silindi 56746

içimden "bu sözü namık kemal söylemiş olamaz" demiştim, yanılmadığıma sevimdim :D :D :D
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
Nefsi emmarede iken ölen birinin ruhu berzah aleminde hapsolunur. Kıyamete kadar orda kalır. Kamil iman sahibi kişiler ise Hz. Mevlana'nın sözünü ettiği; "Allah dostları kınındaki kılıçtır, ölünce kınından çıkmış kılıç gibi olurlar" manasına vasıl olurlar. Çünkü ölünce beden ağırlığndan kurtulup melekut ve Allah izin verirse dünyayı gezip dolaşırlar. Bu, bütün iyi ruhlar için geçerlidir. Öyle ruhlar yine ilahi izne bağlı olarak gereken kişiyle irtibata geçebilirler. Örneklerini dilerseniz anlatabilirim.

Sıradan biri bile astral seyahat yapıp ruhu ile dolaşabiliyorsa, Allah ın rızasını kazanmış biri bunu niye yapamasın.

Biz iyi ruhlarla iletişimimiz üveysilik yoluyla onlardan birinin talebesi olabiliriz. Nitekim saidi nursi r.a. Ağrı'da Medresede talebe iken hergün düzenli olarak ishak paşa sarayının gölgesindeki şeyh ahmede xani türbesine gider saatlerce kalırdı. Bunu merak eden arkadaşları kendini takip etmişler ve içeriden said' in ere seyda bele seyda (evet seyda, tamam seyda..seyda, doğuda alimlere denir) dediğini duymuşlar. Vefat etmiş Şeyhtende üveysi olarak ders alıyordu.

Rabıta yolu ile iletişim kurulabilir. Örnekleri vardır.

Kişinin Kabir keşfi açıksa şayet, kabirdekinin halinide görebilir.
 

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,097
İş
Teacher
Merhaba,
Öncelikle açmış olduğunuz konunun kısaca hemen cevabını vereyim bazı "tyom" şartları sağlandığı takdirde ölen kişi ile iletişim kurmak mümkündür. Tyom; paraleller arası perdeyi yırtabilecek güce sahip formlar demektir. Eski britanya lügatlarında ve kelt mitolojisinin batıni kısımlarında tyom kelimesi geçmektedir. Dünya ve evren boşluktan meydana gelmiştir. Yani bir hiçlikte yaşıyoruz. Hiçliğin içinde kesin bir kural ya da kaide aramamız mümkün değildir. Urasiyın olarak adlandırılan bir perde vardır. Bu perde yaşayanlar ile ölüleri ayıran çizgidir. Perde tanrının hiçlik gücünden meydana gelmiştir. Hatta eski kaynaklara göre Hititler, Aztekler, Mayalar, Mu ve Atlantis kıtasında ki bilginler, Nerumah adlı perde koruyucusundan bahsederler. Nerumah sadece tanrının onayı ile perdenin istinai durumlarda açılmasına izin verir ve alınan ile yaşayanın iletişim kurmasına olanak sağlar. Ancak, Nerumah yaklaşık 700 yıldır hiç bir yaşayana görülmedi. Ölülerle iletişim kurulmasına imkan sağlayan bazı ilk düzen büyüleri ve ayinleri vardır ancak bu güçte ve sırda ki büyüler günümüzde ki modern majiciler tarafından yapılamaz. Daha doğrusu bu büyülerin sonuçları tahmin edilemez.

Bilginize Saygılarımla.
 

ihtiyar76

Banlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2017
Mesajlar
111
Tepkime puanı
285
Nefsi emmarede iken ölen birinin ruhu berzah aleminde hapsolunur. Kıyamete kadar orda kalır. Kamil iman sahibi kişiler ise Hz. Mevlana'nın sözünü ettiği; "Allah dostları kınındaki kılıçtır, ölünce kınından çıkmış kılıç gibi olurlar" manasına vasıl olurlar. Çünkü ölünce beden ağırlığndan kurtulup melekut ve Allah izin verirse dünyayı gezip dolaşırlar. Bu, bütün iyi ruhlar için geçerlidir. Öyle ruhlar yine ilahi izne bağlı olarak gereken kişiyle irtibata geçebilirler. Örneklerini dilerseniz anlatabilirim.

Sıradan biri bile astral seyahat yapıp ruhu ile dolaşabiliyorsa, Allah ın rızasını kazanmış biri bunu niye yapamasın.

Biz iyi ruhlarla iletişimimiz üveysilik yoluyla onlardan birinin talebesi olabiliriz. Nitekim saidi nursi r.a. Ağrı'da Medresede talebe iken hergün düzenli olarak ishak paşa sarayının gölgesindeki şeyh ahmede xani türbesine gider saatlerce kalırdı. Bunu merak eden arkadaşları kendini takip etmişler ve içeriden said' in ere seyda bele seyda (evet seyda, tamam seyda..seyda, doğuda alimlere denir) dediğini duymuşlar. Vefat etmiş Şeyhtende üveysi olarak ders alıyordu.

Rabıta yolu ile iletişim kurulabilir. Örnekleri vardır.

Kişinin Kabir keşfi açıksa şayet, kabirdekinin halinide görebilir.
Neden illa üveyslik ?
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,312
Merhaba,
Öncelikle açmış olduğunuz konunun kısaca hemen cevabını vereyim bazı "tyom" şartları sağlandığı takdirde ölen kişi ile iletişim kurmak mümkündür. Tyom; paraleller arası perdeyi yırtabilecek güce sahip formlar demektir. Eski britanya lügatlarında ve kelt mitolojisinin batıni kısımlarında tyom kelimesi geçmektedir. Dünya ve evren boşluktan meydana gelmiştir. Yani bir hiçlikte yaşıyoruz. Hiçliğin içinde kesin bir kural ya da kaide aramamız mümkün değildir. Urasiyın olarak adlandırılan bir perde vardır. Bu perde yaşayanlar ile ölüleri ayıran çizgidir. Perde tanrının hiçlik gücünden meydana gelmiştir. Hatta eski kaynaklara göre Hititler, Aztekler, Mayalar, Mu ve Atlantis kıtasında ki bilginler, Nerumah adlı perde koruyucusundan bahsederler. Nerumah sadece tanrının onayı ile perdenin istinai durumlarda açılmasına izin verir ve alınan ile yaşayanın iletişim kurmasına olanak sağlar. Ancak, Nerumah yaklaşık 700 yıldır hiç bir yaşayana görülmedi. Ölülerle iletişim kurulmasına imkan sağlayan bazı ilk düzen büyüleri ve ayinleri vardır ancak bu güçte ve sırda ki büyüler günümüzde ki modern majiciler tarafından yapılamaz. Daha doğrusu bu büyülerin sonuçları tahmin edilemez.

Bilginize Saygılarımla.
Cok esrarengiz bilgiler. Ilginc geldi gercekten. Bilmedegimiz ne cok sey var degil mi? Gercekten uzuluyorum.
 

Jroad

Banlı Kullanıcı
Kayıtlı Üye
Katılım
15 Haz 2019
Mesajlar
121
Tepkime puanı
124
Merhaba,
Öncelikle açmış olduğunuz konunun kısaca hemen cevabını vereyim bazı "tyom" şartları sağlandığı takdirde ölen kişi ile iletişim kurmak mümkündür. Tyom; paraleller arası perdeyi yırtabilecek güce sahip formlar demektir. Eski britanya lügatlarında ve kelt mitolojisinin batıni kısımlarında tyom kelimesi geçmektedir. Dünya ve evren boşluktan meydana gelmiştir. Yani bir hiçlikte yaşıyoruz. Hiçliğin içinde kesin bir kural ya da kaide aramamız mümkün değildir. Urasiyın olarak adlandırılan bir perde vardır. Bu perde yaşayanlar ile ölüleri ayıran çizgidir. Perde tanrının hiçlik gücünden meydana gelmiştir. Hatta eski kaynaklara göre Hititler, Aztekler, Mayalar, Mu ve Atlantis kıtasında ki bilginler, Nerumah adlı perde koruyucusundan bahsederler. Nerumah sadece tanrının onayı ile perdenin istinai durumlarda açılmasına izin verir ve alınan ile yaşayanın iletişim kurmasına olanak sağlar. Ancak, Nerumah yaklaşık 700 yıldır hiç bir yaşayana görülmedi. Ölülerle iletişim kurulmasına imkan sağlayan bazı ilk düzen büyüleri ve ayinleri vardır ancak bu güçte ve sırda ki büyüler günümüzde ki modern majiciler tarafından yapılamaz. Daha doğrusu bu büyülerin sonuçları tahmin edilemez.

Bilginize Saygılarımla.

Hiçlikten meydana gelen evren hakkında kesin kurallar olması mümkün değil diyorsun ama sonrada bir perdenin varlığından bahsedip bu perdenin istisna durumlar haricinde açılamadığını söylüyorsun. Bu denge kurallar dahilinde değilse, ne? Sonucta bu paraleller, boyutlar, perdeler evrenimizde olabilir veya dünyamızda dahi olabilir. Bilmiyoruz, sen biliyor musun? Çelişkili bir yazı. Bu eski kaynaklar nerede? Bu bilgilerin kaynağı nerede? Mu ve atlantisin gerçek olup olmadığı bile belli değilken, bilginlerinin Nerumah diye varlıktan bahsetmesi ne denli inandırıcı geliyor sana?
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,312
Hiçlikten meydana gelen evren hakkında kesin kurallar olması mümkün değil diyorsun ama sonrada bir perdenin varlığından bahsedip bu perdenin istisna durumlar haricinde açılamadığını söylüyorsun. Bu denge kurallar dahilinde değilse, ne? Sonucta bu paraleller, boyutlar, perdeler evrenimizde olabilir veya dünyamızda dahi olabilir. Bilmiyoruz, sen biliyor musun? Çelişkili bir yazı. Bu eski kaynaklar nerede? Bu bilgilerin kaynağı nerede? Mu ve atlantisin gerçek olup olmadığı bile belli değilken, bilginlerinin Nerumah diye varlıktan bahsetmesi ne denli inandırıcı geliyor sana?
Guzel bir sorgulama. Brnim en cok merak ettigim bu ve bunun tarzi bilgileri astral seyahat ile eski bilginlerin yer altinda yazan eserlerinden bakilabilir mi? O kaynaklara ulassak bile nasil okuyacagiz?
 

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,097
İş
Teacher
Hiçlikten meydana gelen evren hakkında kesin kurallar olması mümkün değil diyorsun ama sonrada bir perdenin varlığından bahsedip bu perdenin istisna durumlar haricinde açılamadığını söylüyorsun. Bu denge kurallar dahilinde değilse, ne? Sonucta bu paraleller, boyutlar, perdeler evrenimizde olabilir veya dünyamızda dahi olabilir. Bilmiyoruz, sen biliyor musun? Çelişkili bir yazı. Bu eski kaynaklar nerede? Bu bilgilerin kaynağı nerede? Mu ve atlantisin gerçek olup olmadığı bile belli değilken, bilginlerinin Nerumah diye varlıktan bahsetmesi ne denli inandırıcı geliyor sana?

Merhaba,
Öncelikle şöyle açıklayayım. Dünyevi kurallar ve kaideler bizler tarafından oluşturulmuş olgusal süreçlerdir. Perdenin bazı istisnai durumlarda açılabilir olması kurallara değil, gaib'e bağlıdır. Hiçlik bizim için geçerlidir "Tanrı" için değil. Hiçliğe kural koyamazsınız, şekillendiremezsiniz. Yazımı tekrar okursanız hiçliğin bizler için geçerli olduğunu ve kuralların bizler tarafından oluşturulamayacağı anlamı bulunmakta. Atlantis ve Mu kıtasının varlığı 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve bir çok bilim insanu tarafından kanıtlandı ancak ne yazık ki bazı aktif örgütler bunun insanlara açıklanmasına izin vermedi. Mu, Atlantis, Lemurya gibi büyük kıtaların varlığı Hititler, Sümerler, Aztekler, Mayalar, İskitler ve Girit uygarlıkları tarafından doğrulanmıştır. Bu bilgileri Büyük Britanya Kütüphanesinde, Vatikan arşivlerinde ve Anıtkabir kütüphanesinde bulunmaktadır. Vatikan arşivleri, Yer ve Gök bölümü 6 kısımda ki büyük ciltli kitaplarda bu bilgiler, belgeler ile doğrulanmıştır. Tarihi ya da inandığınız dini araştırmacı ruhunuzun önüne koymamalısınız. Aksi takdirde mantık ararken, mantıksızlaşan taraf olursunuz.

Bilginize Saygılarımla.
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,312
Merhaba,
Öncelikle şöyle açıklayayım. Dünyevi kurallar ve kaideler bizler tarafından oluşturulmuş olgusal süreçlerdir. Perdenin bazı istisnai durumlarda açılabilir olması kurallara değil, gaib'e bağlıdır. Hiçlik bizim için geçerlidir "Tanrı" için değil. Hiçliğe kural koyamazsınız, şekillendiremezsiniz. Yazımı tekrar okursanız hiçliğin bizler için geçerli olduğunu ve kuralların bizler tarafından oluşturulamayacağı anlamı bulunmakta. Atlantis ve Mu kıtasının varlığı 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve bir çok bilim insanu tarafından kanıtlandı ancak ne yazık ki bazı aktif örgütler bunun insanlara açıklanmasına izin vermedi. Mu, Atlantis, Lemurya gibi büyük kıtaların varlığı Hititler, Sümerler, Aztekler, Mayalar, İskitler ve Girit uygarlıkları tarafından doğrulanmıştır. Bu bilgileri Büyük Britanya Kütüphanesinde, Vatikan arşivlerinde ve Anıtkabir kütüphanesinde bulunmaktadır. Vatikan arşivleri, Yer ve Gök bölümü 6 kısımda ki büyük ciltli kitaplarda bu bilgiler, belgeler ile doğrulanmıştır. Tarihi ya da inandığınız dini araştırmacı ruhunuzun önüne koymamalısınız. Aksi takdirde mantık ararken, mantıksızlaşan taraf olursunuz.

Bilginize Saygılarımla.
Icinize buyuk alim bana gore tabii ki Aytunc Altindal mi kacti? Bu vatikan arsivlerine baktinuz mi?
 

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,097
İş
Teacher
Icinize buyuk alim bana gore tabii ki Aytunc Altindal mi kacti? Bu vatikan arsivlerine baktinuz mi?

Merhaba,

Size de bakmanızı öneririm. Forumda ki üyeler beni az çok tanırlar ve bilirler. Bilmediğim, emin olmadığım hiç bir konunun altına yorum yapmam. İnanıp inanmamak size kalmış tabii ki.

Bilginize Saygılarımla.
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,312
Merhaba,

Size de bakmanızı öneririm. Forumda ki üyeler beni az çok tanırlar ve bilirler. Bilmediğim, emin olmadığım hiç bir konunun altına yorum yapmam. İnanıp inanmamak size kalmış tabii ki.

Bilginize Saygılarımla.
Ben size inanmiyor degilim. Vatikan kaynaklarina fiziken mi yoksa bir online hat uzerinden mi baktiniZ? Belli arsivler zaten kapali diye biliyorum.
 

EkSen

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ocak 2017
Mesajlar
217
Tepkime puanı
269
@dennise yaklaşımın yorum üzerine. Bahsi geçen ayette arapça kelimelerin tam karşılığı neyse o kullanılmış, dolayısıyla ölü birinin diriltilmesi hadisesi imkansız değil. Tıpkı Hz. İsa'nın ölmeden ALLAH katına çıkarılması gibi. Velhasılı zan üzerine yapılmış yorumlarda yaşanmış olabilir ama ALLAH Hz. İsa'ya bir ölüyü diriltme yetkisi vermişse buna zorlama mantık yüklemeye çalışmam inanırırım.
 

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,097
İş
Teacher
Normal yollarlar mi yoksa spirituel yeteneklerle mi? Haftaya ben de vatikana gitsem gorebilir miyim

Merhaba,
Vatikan arşivlerine nasıl girdiğimi ya da o bilgilere nasıl eriştiğimi söyleyemem tabii ki. Ancak gitmeniz durumunda görememe ihtimaliniz yüksek.

Bilginize Saygılarımla.
 

Jroad

Banlı Kullanıcı
Kayıtlı Üye
Katılım
15 Haz 2019
Mesajlar
121
Tepkime puanı
124
Merhaba,
Öncelikle şöyle açıklayayım. Dünyevi kurallar ve kaideler bizler tarafından oluşturulmuş olgusal süreçlerdir. Perdenin bazı istisnai durumlarda açılabilir olması kurallara değil, gaib'e bağlıdır. Hiçlik bizim için geçerlidir "Tanrı" için değil. Hiçliğe kural koyamazsınız, şekillendiremezsiniz. Yazımı tekrar okursanız hiçliğin bizler için geçerli olduğunu ve kuralların bizler tarafından oluşturulamayacağı anlamı bulunmakta. Atlantis ve Mu kıtasının varlığı 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve bir çok bilim insanu tarafından kanıtlandı ancak ne yazık ki bazı aktif örgütler bunun insanlara açıklanmasına izin vermedi. Mu, Atlantis, Lemurya gibi büyük kıtaların varlığı Hititler, Sümerler, Aztekler, Mayalar, İskitler ve Girit uygarlıkları tarafından doğrulanmıştır. Bu bilgileri Büyük Britanya Kütüphanesinde, Vatikan arşivlerinde ve Anıtkabir kütüphanesinde bulunmaktadır. Vatikan arşivleri, Yer ve Gök bölümü 6 kısımda ki büyük ciltli kitaplarda bu bilgiler, belgeler ile doğrulanmıştır. Tarihi ya da inandığınız dini araştırmacı ruhunuzun önüne koymamalısınız. Aksi takdirde mantık ararken, mantıksızlaşan taraf olursunuz.

Bilginize Saygılarımla.

Durun sinirlenmeyin hemen, kötü bir şey demiyorum. İnsanların çeşitli yollarla gaibden kapı açabildiğine ve bu perdenin korunduğunu beyan ederek, varlığın 700 ü aşkın yılca görünmediğini söyleyen ben değilim, sizsiniz. Bende kaynak istedim, ne var bunda ve yazınızda çelişki sezdim dedim. Siz evrenden, hiçlikten, kurallardan bahsederken bende aynı konudan bahsettim, bende sizin bahsettiğiniz konu dışında farklı bir şey demedim. Hiçlik Tanrı için geçerli değilse, Tanrı için geçerli olan ne? Gaib'se hiçlikte varedilemeyen kurallar orada nasıl varoluyor? Bu yazı nereye gitti böyle. Senin tabirinle gaible, hiçliğin temasını anlatırken konu neden tek tarafta kalıyor? Ben hiçbir şey anlamadım, karman çorman oldu. Anlattığın mu ve atlantis kıtaları aktif örgütler tarafından açıklanması engellendiyse, kaynakları şuan niye bütün insanların ulaşabileceği yerde? Bu örgütler sonlandıysa şuan neden açıklanmıyor? Bakın üslubum seni rahatsız etti galiba ama kötü bir şey demiyorum. Soruyorum sadece.
 
Üst