Eskiden köyün birinde çocuğun biri kaybolmuş ve köy halkı her yeri aramasına rağmen çocuğu bulamamış. Sadece ''Soğuk Dağ'' denilen, köylerinin karşısında ki dağa çıkmaya cesaret edememişler. Annesi, babası çocuğun öldüğüne inanmamış ve akrabaları alıp dağa aramaya gitmişler. Dağ'la ilgili bir efsane dilden dile gezermiş. Derler ki eskiden Ermeni bir büyücü köy halkı tarafından öldürülmek üzereyken dağa kaçmış ve dağa lanet salmış. O günden sonra dağa çıkan kimse bir daha geri dönememiş.
Anne, baba ve akrabalar dağın girişine ulaştığında büyük bir deprem olmuş ve akrabaların çoğu kayaların altında kalıp can vermişler. 18 kişi geldikleri dağın girişinde sadece 4 kişi kalmışlar. Dağın girişi kayalıklarla kapandığından geri dönememişler. Korkuyor olsalar da dağın tepesine doğru yürümeye devam etmişler. Hayatta kalanlar ise kayıp çocuğun babası ve 3 kardeşiymiş. Herkes kayıplarının verdiği acıyla ağlamaya başlamış. Birden ufak bir kayalığın arkasından gelen sesle ayaklanmışlar. Aniden kayalığın önünde tuhaf siyah giysili, saçları karma karışık ve elinde çuval olan bir kadın görünmüş. Baba ve kardeşleri donakalmış. Kadın elinde tuttuğu çuvaldan 4 yüzük çıkarıp onlara doğru yavaşça fırlatmış ve eklemiş;
- Herkes yüzüğünü dikkatli seçsin ve taksın. Her kim doğru yüzüğü seçerse canı bağışlanacak.
Baba, yüzüğü taktığı gibi kendini köyde toz duman içinde buluvermiş.
Köyde yaşanan deprem çok büyük kayıplara neden olmuş. Adam büyük bir şaşkınlıkla akrabalarını aramış ama akrabalarının ne ölüsünü ne de dirisini bulabilmiş. Hemen dağın girişine koşmuş. Deprem yüzünden kapanan girişten geçememiş ama kayalıklara biraz tırmandığında gördüğü karısının ve birkaç akrabasının cesedi adamı delirtmeye yetmiş.
-Ori
Biraz efsane tarzı yazmak istedim.
Kısa ama idare eder sanırım.