Daha iyi anlaşılması için hipno-telepati sözcüğünü ayırarak incelersek eğer;
Hipnoz esnasında bilincimiz kapalı konumda ve dışarıdan gelecek telkinler açık yarı uyur-yarı uyanık haldedir. 3 temel aşama içerir. Bunlar;
1.Letarji (şarm, telkin, inangaçlık hali); bu aşama elde edilen verilere göre kendiliğinden imajinasyonun yapılabildiği safhadır. Hipnoz yapılan kişiye(suje) istenilen duyguyu hissetmesi sağlanabilir ve kolayca telkinde bulunulabilir.
2.Katalepsi (donma hali): Hipnozda tehlikeli bir safhadır. Kişi bırakılan konumda adeta donmuş şekilde kalır.
3.Somnambülizm (uyurgezerlik hali): Bu safhada suje bilincini 1.aşamaya göre daha fazla kullanabilmekte ve bundan dolayı telkinde hipnozitör ün sujeyi ikna etmesine dayanmaktadır. Bu esnada suje olağandışı bir bilinçlilik hali gösterebilmektedir.
Telepati ise beş duyunun yardımı olmaksızın, iki taraf arasındaki duyular-dışı algılamaya verilen isim olarak bilinir.
Bu iki tanımı harmanlarsak; hipnozda hipnozitör suje üzerinde tek taraflı bir etkide bulunurken telepatide çift taraflı bir etkileşim söz konusudur. Hipnotelepati uygulamasını karşıdaki kişinin hipnotik duruma sokulması (1. aşama) ve kişiye bazı düşüncelerin, görüntülerin iletilmesi hipnozitörün telkinleriyle değilde telekinetik yolla sağlanır. Hipnoz da nasıl gözler başlangıç için önemliyse, verici olan kişi alıcının gözleriyle kontakt kurmaya ve bu şekilde telepatinin esasındaki imajinasyon üzerinden çalışır.
Şu ana kadar fazlaca denenmiş bir yöntem değil fakat;
* Çeşitli psikolojik-psikotik hastalıkların tedavisinde
* Fiziksel davranış bozukluklarında
* Kişilik bozukluklarında
* İstenmeyen davranış biçimlerinin tedavisinde kullanılmaktadır.
Uygulanabilirliği düzeyinde diğer uygulamalara göre gayet hızlıca etki eden bir yöntem olduğu görülüyor.
Temel bazı kavramlar dışında yorumlar ve bağlantılar tarafımca kurulmuştur.