"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Gevezelikler gevezelikler....

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan hazaR
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Herkes böyle bir yazı yazamaz Duygların en iyi ifade edilebilmesi bu olsa gerek Teşekkür ederim bize bu yazıyı paylaştığın için

Bendemi yazsam böyle şeyler :D birden bu yazıyı görünce bi şevk doğdu içime
 
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim.(:
Dolunay şarkısıyla merak ettim şimdi nasıl olur :)
 
Çok güzel bir yazı bayıldım. Ellerinize sağlık

Teşekkür ederim.(:

Çoktan gelip de geçmişliği en acı tarafıydı veda etmenin.İlk sonbaharlarımda cümlelerimde senin için ölüyordum,sensiz yaşayamıyordum,yarım kalıyordum her nefeste. Şimdi ise iki veda ile tamamlanıyorum sensizliğe.İlk önce kalemi atıyorum elimden,sonra ağlayışlarını susturuyorum kalbimin sonsuza kadar.
Ne arayasım kalıyor seni mahşer gününde,ne de senden hatıra buruk bir ama kalıyor gülüşlerimde.Siliyorum bu şehrin bütün sokaklarından seni.Ne süslüyorum artık cümlelerimi,ne de gizliyorum ihanetini.
Ve şu andan itibaren geri dönülmezlik bütün gerçekliğini katıyordu çehresine.Ağlayacağım varsa da arkamdan sedasız ağlıyordum.Ağlıyordum da hep bir fatiha eksik kalıyordu başucumda.Sen çoktan gitmiştin de bazen küçük küçük umutlar buluyordum yollarında.Sana kelimeleri biriktiriyordum geçmiş zamandan kalma,sen de artık orada kalıyordun.Kelimelerimin yanında.Geçmişte kalıyordun.Sevginin tükendiği yerde nefret başlardı,bu saatten sonra olmayan birinden nefret edemezdim.Ve esirgerdim usulca eyvallahlarımı senden.

Nokta ile başladığımı nokta ile bitiriyordum vesselam.

Hadi benden bu kadar.
Ali.
 
Kendimi de tanıtmak istedim.Ali ben.Az yaşındayım.İstanbul da yaşama baslamışım ve nasıl olduysa tatlı bir esaretle kendinde tutmayı başarmış beni İstanbul.Canımı en çok yakana yakın kalmışım hep.Cocukluk fotoğraflarımdan gördüğüm kadarıyla yarım kalmışım İstanbula.Çok kişiden dinledim çocukluğumu,gizli gizli aglarmışım hep.Cocukluk gururu işte,dayanamazmışım gözyasimi annemin dahi görmesine,yaramazmışımda,çok yaramazmisim.Turlu muzipligin sonucunu buruk pismanliklarimla yinelermisim hep.Hep derken surekli bir yolculuk sevdasi varmis bende.Kah yalniz olmusun,hep yalniz olmusum.Kendimi kabul edememem dislanmisligimla karistirilmis hep.Cok degil bir kac tane ben yoldaslik etmis cocukluguma.Beraber yasamisiz da sevgi eksikligini.Guzel gecmis ama yasamimin hatirlayamadigim kisimlari,yaramaz cocugunda kalbi var diyemedigim yillari.Her seye ragmen guzel gecmis.buyumusum sonra ,yolculuk sevdamda benle buyumus.Buruk bir melezlige birakmis saclarim cocuklugumun parlakligini.Gozlerimin kararsizligina ela denmis.Katılmısım bende yasama bır yanından.Yavas yavas solmus renklerım,en sonunda tamamen kararmıs.Annemın tatlı sıtemlerınde sıyah gıyermısım hep.Arada bır kac renk yanlısıkla ısabet edermıs bedenıme,onuda ozdeştirmişim hep ümıtle bakıslarımla hayata.Yetememısler onlarda,gıttıkce buyumus karanlıgım.Sesım kah ruh halıme gore degısmıs kah kendıme dıkkat etmemıslıgımle bogaz agrılarımda.Hayatının yarısı muzık olan bır cocugun sesı hıc guzel olmamıs.Yerı gelmıs etkılemıs karsındakını ama hıc ıstedıgı gıbı gırememıs nakaratlarına yasamın.Yasam derken yasamayı kastedmıs yanlısıkla.Nefes alamadıgı anların toplamı oldugunu ogretmıs olmuslar coktan.Ve bır zamanlar tekıl olandan sımdı cogul bahsetmenın acısyyla gecırmıs genclıgını.Askla zıyan ettın demıs kımılerı,aldırmamıs.Cok varmıs daha yaslanmasına.En fazla gucten dusermıs kendınce,uzun uzun cızgıler dusermıs sonra sakaklarına ama eskıtmez mı genclıgını.İçindeki çocuk hep bir çılgın hep bir şair kalırmış yazında kışında.Ve o şair hep bır buruk hep bır huzunlu yazıp cızermıs ortalıgı.Belkide doğdugunda bahtı güzel olsun duası eksik kaldıgı için böyle olmuş her şey.Belkide cok kanat feda etmek gerekirmiş denizleri aşmak için,ve belkide denizin sonundan değilde kanadı kırandan ötürüymüş bu sevda.
 
Ya aşkı kavrayamamıştı bu beden ya da bir kaç kelam eksik kalmıştı.Eksikleri tamamlayacak olanda bir şiir miktarı yakına dahi gelmemişti.Yanlışın yanında doğru da ağlıyordu işte.Yanlış insanların yanında yanlışlıkla yanıyorduk bizde.Zaman geliyordu bırakmıyorlardı kurunun yanında yaşı.Kasıp kavuran bir ayrılık çarpıyordu nahoş olmuş bir kaç dakikaya da.O dakikalar ki ne durabiliyordu yıllar yanında ne de hızına yetişilebiliyordu kalem dünyanın bütün sabahları misali.Zaman geliyordu
seni anmıyordu artık dakikalarım.
Sabahta kalmamıştı uykularımı kaçırmışlığında.
Yarınla da açmıştım aramı.
Tek başıma sadece sende kalmıştım ben,sen ölüyordum ben.


Yine been :)


Ve bazende kaleme sığınır gözyaşlarım.Kolay değildir ya kalemin ucundan ağlamak.Öyle acı öyle bitmez öyle ağırdır ki bu yolculuk,tek bir damla için dahi katlanılmazdır.
Ve zaman gelir gözyaşlarım teselli etmeye başlar gözlerimi.Ağlama derler,geçicek derler oysa senin hayaline ne zaman dayanabilmiştir bu gözler.
O gözler ki hep ağlamaklı,o gözler ki hep gece,hep kış o gözlerim ki hep seyirde.
Bekleyişler,bekleyişler.
Simsiyah geçen bir geceye doğan güneş ne kadar yakabilirdiki canımı yine tek bedende binlerce hüzüle uyandım.Yine senden kalmışım.Aynadaki yüzüm bulanık,kırmızı gözlerim kıpkırmızı,yarıdan ayığım sadece.Hayalin eşlik etmiş başucuma,yokluğun üşütmüş yine beni.Sancılı biraz midem ve küçük bir ateş parçası üzerinde bende burdayım dercesine tez canlı.Çocuksu biraz içimdeki ateş,yaramaz,muzip olur olmadık özleyen,haylaz birazda.

Koskoca bir sona başlıyorum bu sabah.Satırlarımda hüzün,satırlarımda hüsran,satırlarımda hayal kırıklıkları.Ömrümün en uzun,ömrümün en kısa,ömrümün en genç,ömrümün en yaşlı aşkına başlıyorum ve sadece yaşadığım kadarını tattığım her anını yazıyorum.Ne sen eksik ne ben fazla.Ne başka özneler gezebiliyor satırlarımda nede figüranlarımı esirgeyebiliyorum.Fikri sen olan yüzlerce kelimeye yoldaşlık eden binlerce figüran.Ne hakkını yiyorlar ne de damla sitem ediyorlar.

Bilmem ne kadar yetebilirim anlatmaya seni.Ne kasar eksik kalırım bilemiyorum.Kestiremiyorum kaç ah bir araya gelse seni oluşturabilir.Kafamda hep farazi kalıyor kaç yalnızlık sen ettiğin....Sonra gülüşün geliyor aklıma,tamam diyorum.Toplanıyor bütün güller,güzeller,toplanıyor dünyanın bütün sabahları,incileri karşılıyor gülüşünü.Gülüşünde minik lacivertler ,gülüşünde aşk gülüşünde ömrüm oluyor.O ömrüm ki daha bir yıl yaşayabilmiş seni,ne durabiliyor yıllar yanında,ne de yetebiliyor zerresi sen yanımdayken.

hazaR-Merhaba :)
 
Merhaba hazaR ellerine sağlık acaba ben birşeyler yazsam nasıl bi sonuç ortaya çıkar neyse güzel sözler teşekkürler
 
Bu kadar güzel anlatılamazdı sanırım. Bu kalem bu düşünce bu belkide kırgınlıkların seni büyüttüğü yer.
 
Haklısınız sanırım büyüyorum yavaş yavaş bende.
Çok teşekkür ederim yorumunuz için :)

Umutsuz vakayım.:(
Kimse de okumuyo ki...
 
Kimse okumuyor mu?Lütfen deme öyle :( 40 yılda bir girsem de direk yazdıklarına bakıyorum yani..Kalbimdesin her zaman Hazar :)

hihi :) Çok saol.
Ben yazar yazmaz direk mabete koymayı planlıyorum.Böyle insan biraz kötü oluyor.
İyi veya kötü birkaç yorum bekliyor.:)
Hayırlısı ya.
 
Artık üşüyorum biliyor musun?Hani içinde hep bir ateş parçası olan çocuk vardı. hani ne volkanlar durabiliyordu o ateşin yanında hele de sen başını başka bir omuza yasladığında yakıp yıkıyordu o ateş çocuğun içini,ağlıyordu ya hani o ateş kendini körükleye körükleye,kendi kendini söndürmeye çalışırken ne kentler yakıcak seviyeye geliyordu o ateş,o çocuk cayır cayır yanıyordu ya sevgilimm...İşte artık bunların hiçbiri yok...Senden iki üç hatıra bırakmak istemiştim bedenimde..İki üç çizikten öteye gidemedim.Aynada kendime bakıp seni hatırlamama bile izin vermedi bu hayat.En çok da bu mevsimde zorlandı biliyor musun kalbim.Dağıttılar,parçaladılar...Ben hiç bukadar üşümemiştim.
Artık saklayamıyorum.Sürekli gelip soruyor birileri..Sen gönderiyorsun sanıyorum onları da..Beni merak ediyorsun sanıyorum.İçin biraz sızlıyor sanıyorum.canını acıtmak mı istiyorum yoksa sana kıyamıyor muyum kestiremiyorum.En sahicisinden bir yok bir şeyim çekiyorum...Aslını merak etmiyorlar...Anlıyorum işin arkasında sen olmadığını.Beni sevdiğin günleri özlüyorum...Eve geliyorum sonra...kitliyorum kapıyı,kulaklığıma uzanıyor elim.En sevdiğimden açıyorum bir tane.En acısını açıyorum.Göğsüm sıkışıyor.Bir ağrı saplanıyor sonra...Sessiz ağlamak ne kadar zor biliyor musun? O haksızlığa uğramış bedenin,o ihanetin en ağırını görmüş bedenin sesimi kimse duymasın diye ne kadar zorlandığını biliyor musun? Sen hiç yastıklara haykırdın mı sevgilim.Senin içine sinmekten başın ağrıdı mı hiç ?
Dağıttım kendimi iyice...biliyor musun başka birini sevmeye çalıştım...intikam almaya çalıştım aklımca senden...olmadı.Hem sana mecbur hem senden uzak.Sensiz yaşayamayıp da yaşamak...Ölürken yaşamak..


Sen hiç ölümünü planladın mı gülüm...?
 
Kalbim sıkışıyor.Sanırım yavaş yavaş ölüyorum.Göğsümde hep bir ağrı var.Soğukta kalıyorum sürekli.Cam açık uyuyorum.Kendime zarar veriyorum bilerek.Bir şeylerin acısını çıkarmaya çalışıyorum.Az yiyorum.Acıkıyorum sonra.Cezalandırıyorum kendimi.Sigaraya başladım sanırım.Bazen dumanla oynamak hoşuma gidiyor.
Az dışarı çıkıp çok seni arıyorum.Binlerce kez dua ettim bir kez karşılaşalım diye.Bir kere de olsa karşıma çıksan da elim ayağıma dolaşsa,yutkunamasam diye.Ya kabul olmadı,ya da zamanı var.
Sanki ben her şeyi zamana bırakmamışım gibi seni de zorla o zaman denen şeye sıkıştırmaya çalışıyorlar.Ya ben zamansızsam.Sevmek gibi.İmkansız olmayı ummuşsam ? Sana kavuşmak gibi.Ya ben kendimin tek umudu olmuşsam ? Yokluk gibi.
Seni hiç umut edemedim ben.Hayalimde bile korktum.Hayalimde bile sarılamadım sana.
Yasaktın işte.Hayatın bana acımasız davrandığını düşünüyorum bazen.Benim varlığımı senden başka umursayan olmamıştı ki ? Yaşam gibi,yaşamım gibi.Sen gidince bu hikayenin dışında kaldım ben.
Nerden katılıcam bu sevdaya tekrar ? Yeni bir aşk mı tövbelerimi bozucak ?
Hiç hayat dolu olamadım ben.Çocukluğumdan bu yana savrulup durdum köşelerinde dünyanın.Hep kaçmaya çalıştım küçücük aklımla.Saklanmaya çalıştım bu dünyadan.
Dünyanın yalan olduğunu öğrettiler de senden kimse bahsetmedi.
Şu satırları okusan ne kadar kızarsın bana.Neler saçmalamış,neler kurmuş bu üçgen kafalı çocuk aklında,kaç kere aşık olup vazgeçmiş benden,kimbilir kaç kere teşebbüs etmiş ölüme,ne kadar beklemiş beni,ne kadar ağlamış,ne kadar yalan söylemiş soranlara,ne iyi rol yapmış,ne çok sevmiş...dersin.
Ve seni öyle iyi tanıyorum ki neyse boşver deyip arkana bile bakmadan gidersin.
 
Geri
Üst