Ben çocukken, 4 ila 8 yaşlarındayken, gece karanlıktan ve karanlığın sakladıklarından korkmazdım. Hayaletlerden de, kapı gıcırtısından, fare tıkırtısından da hiçbir şeyden korkmazdım. Başka çocuklar gece tek başlarına bahçeye çıkamaz, mutfağa su içmeye, tuvalete bile gidemezlerdi. Karanlıkta höd desen ödleri kopardı. Bırakın çocukları büyük insanlar bile korkardı bazen gece duydukları seslerden. Sonra diğerlerinden göre göre ben de korkmam gerektiğini hissettim, korkmaya şartlandırdım kendimi. Gerçi hiçbir zaman diğerleri kadar korkmadım ama ben bu yüzden bu korkunun evrimsel değil de öğrenilmiş, öğretilmiş bir şey olduğunu düşünüyorum. Bir çeşit şartlanma ve şartlandırma.
-Gece karanlıkta korkmak zorundasın, öcü böcü çıkabilir.
-Öcü böcü de Allah'ın yaratığı değil mi, neden korkmak zorundayız?
-Çünkü başkaları öyle olması gerektiğini söylüyor. Senin genetiğinde öyle bir korku yok, olsaydı doğuştan gelir, sonradan kazanılmazdı. Ama başkalarının dikte ettikleri şartlandırmalar bunlar ve sen de herkese ayak uydurmak zorundasın.