"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Gece neden korku gelir?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Talgaran
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
İyi ruhaniler ayy şu başını belaya sokmuş hadi gidip hayatını kurtaralım demezler, insanlar yaptıklarının sonuçlarından sorumludur. Onların gittikleri kişiler ilahi planda değerli olan temiz insanlardır. Yorumunuzu okuyan ama nasılsa iyi ruhaniler beni kurtarır diye her şeye atlayan kişiler çıkarsa diye söylemek istedim.
Teşekkür ederim, evet; yılların birikimini, saf ve temiz bir bilinç halini bulana kadar öyle dostlar edinmek güçtür, herkesin deneyimleyebileceği rastgele bir durum değil :)
 
Hımm usta bir kara büyücü gibi hissettim okurken.. ne yazık eğer öyleyse kurtulması zor cingözler yapıştı mı bırakmıyorlar..
Neye bu kadar şaşırdınız @chillroad rune konusunda ritüel araçlarımı başkası gördü diyen sizdiniz yani siz de büyü yapıyorsunuz, büyü sitesinde geziniyorsunuz şaşırtıcı olan sizden daha usta bir büyücünün size ulaşması mı.. sahiden ilginç yani değil mi..
 
Neye bu kadar şaşırdınız @chillroad rune konusunda ritüel araçlarımı başkası gördü diyen sizdiniz yani siz de büyü yapıyorsunuz, büyü sitesinde geziniyorsunuz şaşırtıcı olan sizden daha usta bir büyücünün size ulaşması mı.. sahiden ilginç yani değil mi..
Haklısınız, gideyim ben.
 
Bilmiyorum, bazı şüphe ve endişelerim var fakat. Bunu burada paylaşmak ne denli doğru olur bilmiyorum lakin aylardır bilinç kaymaları oluyor, anlık olarak kırmızı renkte iki nokta görüyorum.

Nadiren de olsa rüyamda birinin önümde durup korumaya çalıştığı durumlar var, artık hayal ile gerçek arasındaki perde incelmeye başlamış gibi.
İlk önce psikiyatri, nöroloji gibi yerlerden destek alın eğer orada herhangi bir teşhis koyulamazsa yani fiziksel değilse yaşadığınız şey ondan sonra metafiziksel yönden baktırın
 
İlk önce psikiyatri, nöroloji gibi yerlerden destek alın eğer orada herhangi bir teşhis koyulamazsa yani fiziksel değilse yaşadığınız şey ondan sonra metafiziksel yönden baktırın
Yok belli seytaniler öyle görünüyor. Uyanıkken iki nokta olarak gördüğümü uykumda bir bedenin içinde görmüştüm. Gözleri kırmızıydi tuhaf bakışlı. Bariz ortada birisi yönlendiriyor yoksa onların işi gücü de yok da bizi mi takip edecekler. Kendi de fark etmiş zaten arkasında birisi olduğunu.
Herkes sizin gibi soğukkanlı ve güçlü olmak zorunda değil dimi ;)
 
Yok belli seytaniler öyle görünüyor. Uyanıkken iki nokta olarak gördüğümü uykumda bir bedenin içinde görmüştüm. Gözleri kırmızıydi tuhaf bakışlı. Bariz ortada birisi yönlendiriyor yoksa onların işi gücü de yok da bizi mi takip edecekler. Kendi de fark etmiş zaten arkasında birisi olduğunu.
Herkes sizin gibi soğukkanlı ve güçlü olmak zorunda değil dimi ;)
Size nasıl bir büyü yapılmış anlattıklarınız çok ürkütücü
 
Ben çocukken, 4 ila 8 yaşlarındayken, gece karanlıktan ve karanlığın sakladıklarından korkmazdım. Hayaletlerden de, kapı gıcırtısından, fare tıkırtısından da hiçbir şeyden korkmazdım. Başka çocuklar gece tek başlarına bahçeye çıkamaz, mutfağa su içmeye, tuvalete bile gidemezlerdi. Karanlıkta höd desen ödleri kopardı. Bırakın çocukları büyük insanlar bile korkardı bazen gece duydukları seslerden. Sonra diğerlerinden göre göre ben de korkmam gerektiğini hissettim, korkmaya şartlandırdım kendimi. Gerçi hiçbir zaman diğerleri kadar korkmadım ama ben bu yüzden bu korkunun evrimsel değil de öğrenilmiş, öğretilmiş bir şey olduğunu düşünüyorum. Bir çeşit şartlanma ve şartlandırma.

-Gece karanlıkta korkmak zorundasın, öcü böcü çıkabilir.

-Öcü böcü de Allah'ın yaratığı değil mi, neden korkmak zorundayız?

-Çünkü başkaları öyle olması gerektiğini söylüyor. Senin genetiğinde öyle bir korku yok, olsaydı doğuştan gelir, sonradan kazanılmazdı. Ama başkalarının dikte ettikleri şartlandırmalar bunlar ve sen de herkese ayak uydurmak zorundasın.
 
İyi ruhaniler ayy şu başını belaya sokmuş hadi gidip hayatını kurtaralım demezler, insanlar yaptıklarının sonuçlarından sorumludur. Onların gittikleri kişiler ilahi planda değerli olan temiz insanlardır. Yorumunuzu okuyan ama nasılsa iyi ruhaniler beni kurtarır diye her şeye atlayan kişiler çıkarsa diye söylemek istedim.
Her insanın başında bekçiler koruyucular hafaza melekleri ve ruhaniler var. Onlar adam seçmez, onlarda gaflet de yoktur, devamlı bizimledirler ve Allah'ın emirlerine her an hazır ve nazırdırlar. Ayrıca bedenin kendi koruma sistemleri var. Sinir ağları gibi. Mesela köpek balığı saldırısı veya bombalı saldırıda uzuvları kopan insanlar acı duymaz. Sinirleri de kopmuştur çünkü. Başı kesilen insanlar da aynı şekilde.
 
Birinin zihnimize etki etmesinden korkmanın evrimsel temeli nedir peki sizce?

Evrimsel kanıtı çok basit : güçlü güçsüzü yener, sadece en güçlüler hayatta kalsın ve hüküm sürsün diye varız.

Zihni yaratıcı bilince ulaşanlar, zihnini kullanmayı bilmeyenleri kolayca yutarlar. Bu mutlak bir tepkimedir. Yaşamın kimyası bunun üzerine kuruludur. Toplumun her spektrumunda görülür. Çocukken akran zorbalığı olarak görülür mesela. Daha baskın enerjiler, etki alanlarının sınırları içinde kalan daha pasif enerjileri kolayca etkileyebildiklerini görürler ve devamında da akranlarını bir kukla olarak kullanmaya başlayabilirler. Hoşlarına gitmeyen tepkiler aldıklarında da zaten akmakta olan baskın enerjileri ile pasif konumdaki akranlarını dışlarlar veya onları bedel ödemeye ve çaresiz kalmaya zorlarlar. Bunu da oyunun parçası zannederler.

Daha geniş bir spektruma geçtiğimizde de dünyayı yönetenler, kolektif bilinci sürekli bulandıracak rol medeller ve trendler üzerinden algilarimizi degistirirler. Buna da dur demeye gücümüz yetmez lokal anlamda.


Yani zihinlerin çarpışması sonucu güçlü olan güçsüz olanı dıştan yenmiş gibi gözükse de aslında bu galibiyeti muhatabını içten kilitleyerek başarır.
 
Son düzenleme:
Evrimsel kanıtı çok basit : güçlü güçsüzü yener, sadece en güçlüler hayatta kalsın ve hüküm sürsün diye varız.

Zihni yaratıcı bilince ulaşanlar, zihnini kullanmayı bilmeyenleri kolayca yutarlar. Bu mutlak bir tepkimedir. Yaşamın kimyası bunun üzerine kuruludur. Toplumun her spektrumunda görülür. Çocukken akran zorbalığı olarak görülür mesela. Daha baskın enerjiler, etki alanlarının sınırları içinde kalan daha pasif enerjileri kolayca etkileyebildiklerini görürler ve akranlarını bir kukla olarak görürler.

Daha geniş bir spektruma geçtiğimizde de dünyayı yönetenler, kolektif bilinci sürekli bulandıracak rol medeller ve trendler üzerinden algilarimizi degistirirler. Buna da dur demeye gücümüz yetmez.
Teşekkürler.
 
Akıl sağlığınızı iyice kaybetmeden bakım yaptırın. Site yöneticisi URUMHAMATAHAYİL bakım da bakıyor büyü bozma enerji temizliği de yapıyor. Burdan ulaşabilirsiniz.

Kendim üstesinden gelmek istiyorum hocam, teşekkürler.
 
Her insanın başında bekçiler koruyucular hafaza melekleri ve ruhaniler var. Onlar adam seçmez, onlarda gaflet de yoktur, devamlı bizimledirler ve Allah'ın emirlerine her an hazır ve nazırdırlar. Ayrıca bedenin kendi koruma sistemleri var. Sinir ağları gibi. Mesela köpek balığı saldırısı veya bombalı saldırıda uzuvları kopan insanlar acı duymaz. Sinirleri de kopmuştur çünkü. Başı kesilen insanlar da aynı şekilde.
Melekler insanı şeytan baştan çıkarmasın diye korur sadece o da herkesi değil. Her istediğimi yapayım şeytanilerle dans edeyim kara büyücü cingözleri başıma bela edeyim ama melekler beni korumak zorunda öyle bir dünya yok üzgünüm.
 
Melekler insanı şeytan baştan çıkarmasın diye korur sadece o da herkesi değil. Her istediğimi yapayım şeytanilerle dans edeyim kara büyücü cingözleri başıma bela edeyim ama melekler beni korumak zorunda öyle bir dünya yok üzgünüm.
Ben kaza bela gibi şeylerden ve hafaza meleklerinden bahsediyorum. Yoksa kara büyücüler felan kim kimle dans ediyormuş, öyle şeylerden haberim yok. Kötülerin Allah cezasını verir zaten, hiçkimse de koruyamaz iş o raddeye gelince. 😱
 
Ben kaza bela gibi şeylerden ve hafaza meleklerinden bahsediyorum. Yoksa kara büyücüler felan kim kimle dans ediyormuş, öyle şeylerden haberim yok. Kötülerin Allah cezasını verir zaten, hiçkimse de koruyamaz iş o raddeye gelince. 😱
Onların görevi kaza beladan korumak değil aslolan şeytanın peşinden koşmamak. Peygamberlerin bile başına neler gelmis kimsenin haddi değil her şeyden koruyacağını melekleri kendi ermir eri sanmak.
 
Ben çocukken, 4 ila 8 yaşlarındayken, gece karanlıktan ve karanlığın sakladıklarından korkmazdım. Hayaletlerden de, kapı gıcırtısından, fare tıkırtısından da hiçbir şeyden korkmazdım. Başka çocuklar gece tek başlarına bahçeye çıkamaz, mutfağa su içmeye, tuvalete bile gidemezlerdi. Karanlıkta höd desen ödleri kopardı. Bırakın çocukları büyük insanlar bile korkardı bazen gece duydukları seslerden. Sonra diğerlerinden göre göre ben de korkmam gerektiğini hissettim, korkmaya şartlandırdım kendimi. Gerçi hiçbir zaman diğerleri kadar korkmadım ama ben bu yüzden bu korkunun evrimsel değil de öğrenilmiş, öğretilmiş bir şey olduğunu düşünüyorum. Bir çeşit şartlanma ve şartlandırma.

-Gece karanlıkta korkmak zorundasın, öcü böcü çıkabilir.

-Öcü böcü de Allah'ın yaratığı değil mi, neden korkmak zorundayız?

-Çünkü başkaları öyle olması gerektiğini söylüyor. Senin genetiğinde öyle bir korku yok, olsaydı doğuştan gelir, sonradan kazanılmazdı. Ama başkalarının dikte ettikleri şartlandırmalar bunlar ve sen de herkese ayak uydurmak zorundasın.
İlham geldi, bu konuda biraz daha yazmak istiyorum. Şimdi kimisi diyecek ki, genetik değilse öteki çocuklar niye korkuyordu? O bahsettiğim höd desen korkan çocuklar görece büyük çocuklardı ve büyüklerinden hayalet öcü böcü hikayeleri dinliyorlardı bütün gün. Anne babaları çocuklar akşam olunca tavuklarla yatsın, geç saate kadar oturup yaramazlık yapmasın diye anlatmadık korkunç hikaye bırakmıyorlardı. İkiye bölünen çocuklar, başsız insanlar, hortlaklar, ters dönen ayaklar, cinler periler, ne masallar dinledik çocukken.

Benim kendi gözlemime göre küçük çocuklar korkusuz oluyordu, büyüdükçe dinledikleri masallardan etkilenerek korkmayı öğreniyorlardı. Farklı gözlemler varsa bilemem. İşte gece incir ağacının altına işersen çarpılırsın diye öğretilen bir erkek çocuğu, ergenlik çağına kadar gece tek başına bahçeye çıkarmıyordu mesela. 4 yaşında bir çocuksa hiçbir şeyden korkmuyordu. Bunun gibi.

Dediğim gibi çocuklar geç vakte kalmasın erken yatsın, bir de dışarı falan çıkıp başına bir iş gelmesin diye büyükler tarafından korkmaya şartlandırılıyorlardı. O büyükler de vaktiyle kendi büyükleri tarafından korkutulmuş. Annem der, çocukken bizi hep cinle şeytanla korkuttular, sonuç olarak dinden soğuttular.

Onun dışında dinimizde Teheccüd vakti diye bir şey var. Gece yarısından sonra uyanıp bir şeyler yiyip içince ve hareket aktivite edince insanın daha sağlıklı olacağını savunan bir görüş. Toksinlerden negatif enerjilerden arınma, tembellikten kurtulma, vs gibi bir sürü olumlu etkisi varmış. Ben hatırlıyorum, çocukken hep kardeşimle geceleri kalkıp bir şeyler yer, sonra da oyun felan oynardık. Annem gelip bizi yatırırdı, o gidince tekrar kalkardık. 4, 7 yaşlarındayken birkaç sene böyle devam etti. Okula başladıktan sonra uyumuyoruz diye çok kızıp pataklamaya başladı bizi. Ondan sonra da geceleri uyumaya şartlandık. Kedi köpeklerin de uyuyup uyuyup gece yarısından sonra uyanıp bir şeyler yediklerini ve aktiviteye geçtiklerini düşününce diyorum ki, acaba gerçek doğamız bize öğretilmiş olan mı yoksa doğuştan gelen içgüdülerimizle bildiğimiz mi?
 
Yakın çağa kadar, yağmur ormanlarında ya da daha çaplıca ele almak gerekirse doğal seçilim ve hayatta kalma iç güdüsünün çeşitli sebeplerden dolayı daha haşin ve acımasız çalıştığı komünitede yaşayan bir insanın sizinle aynı görüşte olacağını düşünmüyorum.

İnsan karanlığa göre nasıl evrilmiştir? Açıklayabilir misiniz acaba? Nitekim insan karanlık ortamda, suni bir ışık olmadan, neredeyse bütün yırtıcılara oranla oldukça dezavantajlı ve işlevsiz bir hayvan. Eğer bahsettiğimiz "iyilik" aynı tür içerisindeki etkileşimler çerçevesinde ise durum farklı olur tabii ki.
karanlık ve beyin ilişkisini hiç araştırdın mı. cevap orada. sen çok eskilere gittin artık homo sapiens den bahsediyoruz.
 
Geri
Üst