Film ve Dizi Önerileri

Keira

Moderator
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
1,403
Tepkime puanı
361
Konum
İstanbul
buyuculer-kulubu-1.jpg


Film Yapım Yılı: 1996 - ABD
Film Türü: Dram, Fantastik, Gerilim, Gizem, Korku
Film Süresi: 97 dakika
Film Yönetmeni:Andrew Fleming
Film Oyuncuları: Neve Campbell, Robin Tunney, Breckin Meyer, Christine Taylor, Skeet Ulrich, Fairuza Balk, Brenda Strong, Helen Shaver, Rachel True, Nathaniel Marston, Assumpta Serna, Cliff De Young,
Senaryo: Peter Filardi, Andrew Fleming
Yapımcı: Douglas Wick
Filmin Konusu: Yeni bir kız ailesiyle yeni bir hayata başlamak için yeni bir şehre taşınır. Kara büyülerle çok ilgilenen kızlarla tanışır ve hep beraber dördü birden durdurulamaz güçlere kavuşur. Her şeyi yapabilirler, hayallerinin erkeklerini kendilerine aşık etmekten,birçok şeye. İmkanlar sınırsızdır.

Alıntıdır.
 

kerbeLa62

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Nis 2011
Mesajlar
9
Tepkime puanı
1
Konum
Bursa
Oldukça keyifli bi film. 4 kez izledim. Tavsiye ederim :) Paylaşım için teşekkürler sevgili Keira. Hatırlamak güzel oldu :)
 

Kizir

Banlı Kullanıcı
Katılım
29 Mar 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
3
İş
Öğrenci
Nedendir bilmem ama bu tarz büyü anlatan büyü yapılan,cinleri anlatan filmleri severim şuan film arıyorum bu tarz bu iyi oldu başka varsa özelden mesaj atarmısınız sabaha kadar yatmıyorum ben :)
 

Keira

Moderator
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
1,403
Tepkime puanı
361
Konum
İstanbul
Madem hiç uyumuyorsunuz Supernatural izlemediyseniz o diziyi seyredin. 8. sezonda şuan dizi, tamamen doğa üstü olayları konu alıyor.
 

Osiris

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2008
Mesajlar
695
Tepkime puanı
128
Yıllar önce izlemiştim,çok güzel bir filmdi :) Tabii ki bir yapım olduğu için abartılar yoğun ancak Cadılağı dair çok güzel detaylarıda barındırıyor.
 

Kizir

Banlı Kullanıcı
Katılım
29 Mar 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
3
İş
Öğrenci
Dün indirdim izledim İngilizceydi biraz anlayabildim oda kimi kelimeleri.
 

Keira

Moderator
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
1,403
Tepkime puanı
361
Konum
İstanbul
Dvd ya da vcd olarak kiralayabilirsiniz. Malesef internette orjinal dilinde mevcut.
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Keira Supernaturel son sezonlarda eski güzelliğini kaybetti diyorlar.
Çok fazla dizi izledim. Onu da izleyecektim ama bazı yorumlar geri adım atmamı sağladı.
Dvd'sini alabilirim ama güzel mi? Nasıl?
 

Keira

Moderator
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
1,403
Tepkime puanı
361
Konum
İstanbul
Sayın Albus, Supernatural hala aynı tadında devam ediyor. 8. sezonda şuan ve her sezon aynı bir konuyu içeriyor. Arada tabi ki vasat bölümler olacak kolay değil. Dizide kullanılan çoğu sembol ve dualar orjinal. Bence izleyin. Dvd'yi bu film için soruyorsanız benim üst üste izlediğim ender filmlerden. Filmin içeriğinde uçuk sahneler olsa da izlenir.
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Diziye yorumunuz için teşekkürler.
İntenette çözünürlük çok düşük,yakın zamanda dizinin dvd sini almaya çalışacağım.
 

Osiris

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2008
Mesajlar
695
Tepkime puanı
128
Ben türkçesini bulmuştım aslında.Biraz daha bakın.
 

codzombi

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2011
Mesajlar
1,169
Tepkime puanı
119
Tavsiyem , torrent sitelerinde aratın . 720p kalitesinde bir kaç tane buldum, boyutları 4.5 GB civarında . Daha sonra, altyazı sitelerinde de filmi aratın, altyazılar da bellidir, indirdiğiniz filmi upload eden şahsın nicki veya filmin özelliklerine bakarak uygun olan altyazıyı indirin .
Daha sonra da patlamış mısırınızı da alın keyifle seyredin :)
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Bab’aziz
“Dervislik dediğin hırka ile taç değil,Gönlünü derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil..." Yunus Emre

Filmin Künyesi:

Adı: Bab’aziz – Aziz Baba

Yönetmen / Director: Nacer Khemir

Senaryo / Screenplay: Nacer Khemir, Tonino Guerra

Görüntü Yönetmeni / Cinematography: Mahmoud Kalari

Kurgu / Editing: Isabelle Rathery

Müzik / Music: Armand Amar

Oyuncular / Cast: Parviz Shaminkhou, Maryam Hamid, Hossein Panahi, Nessim Khaloul, Mohamed Graïaa, Maryam Mohaid, Golshifte Farahani

Yapım / Production: Behnegar, Hannibal Films, Les Films du Requin /2005



“Allah’a ulaşan yollar yaradılmışların nefesleri adedincedir.”

Şair,yazar,ressam,yönetmen Nacer Klahmir’in üçlemesinin son filmi “Bab’aziz-Ruhunu tefekkür eden prens” (Baba aziz).İşte tam bu noktadan hareketle başlıyor. Bir yol-yolculuk hikayesi. Film Türkçeye Baba aziz diye çevrilse de aslında “aziz kapı” demek. Bab’aziz birçok festivalden hatırı sayılır ödüller de almıştır. Filmin 2005 yapımı olması da aslında tesadüf değil. 2001 sonrası dünyada 11 eylül olayınında fazlaca etkisiyle Müslümanlara karşı oluşan nefretin-kinin etkisiyle ortaya çıkan radikallik yerine islamın değişik bir yanını ortaya koyuyor.

“İkimiz bir araya gelince

Sen ve ben…

iki farklı beden

tek ruhuz,

Sen ve ben.

sen ve benden müstesna,

aynı neşenin sevinci.

Nafile sözcüklerden dingin ve hür,

Sen ve ben.”



Besmele ve Ali İmran suresiyle başlıyor Bab’aziz.İnsanın inancının ve hakikatının kendine özgülüğünden bahseder biraz bunu da “Allah’a ulaşan yollar yaradılmışlar ın nefesleri adedincedir” cümlesiyle özetliyor.

Yaşı ilerlemiş a’ma bir derviş (sufi) olan Baba aziz (parviz shaminkhou) çölde sufilerin otuz yılda bir gerçekleştirilen derviş toplantısının bilinmeyen yerini aramaktadır. Hayat dolu bir kız olan torunu İsthar’da (maryam hamid) onu uzu çöl yolculuğunda (arayışında) dedesine yardım ve eşlik etmektedir.

Fakat toplantının yapılacağı yeri bulamamaktan ötürü korkmamaktadır.

“ -Tek başına mı gideceksin?

-Ben yolumu bulurum.

-Ama kaybolursan!

-İnancı olan kişi asla kaybolmaz, küçük meleğim. Barış içinde olan kişi yolunu kaybetmez.

Yol boyunca ruhunu izleyen prensin hikayesini anlatmaktadır. Baba aziz ve küçük İştarın yol hikayeleriyle beraber prensin öyküsünü de izleriz. Hikaye içinde hikaye anlatılır bir nevi.



“Prens çölde bir ceylanın peşine takılır ve bir kuyunun başında kendi suretini izlemeye başlar. Aylarca kuyunun başında oturur sadece suya bakar. Prensin delirdiği sanan halkta prensi orada yalnız bırakır, Prensin mabeyincisi dahi.

“Orada suyun aksine bakarak

uzun zaman kaldı.

Sonunda halkı onu unuttu

Yalnızca derviş gözetiyordu onu

bazen ceylan da geliyordu

Prens ruhunu öyle çok seyreyledi ki

sonunda manevi dünya uğruna

maddi olandan vazgeçti.

Prens de bir derviş mi oldu?

İştar; Küçük meleğim kalbinde ki gözlerle görmeye başlıyorsun.”

Yalnız yaşlı bir derviş başında beklemektedir, gündüz ve geceler boyunca prensi gözetleyen bir de güzel bir ceylan vardır. Prens uzun zaman kuyu başında kalır ruhunu öyle seyreyliyor ki sonunda manevi dünya uğruna maddi olandan vazgeçer. Onu gözetleyen derviş ortadan kaybolmuş yalnız elbiselerini bırakmıştır prensin yanına, prens dervişin elbiselerini giyer ve çölün bağrına bırakır kendini”

Baba aziz toplantı yerini bulduğu vakit yolculuk sona erer. Ya da filmin anlatımıyla, aslında yolculuk tam o zaman başlar.

-Hasan…

-Seni bekliyordum.

-Beni mi bekliyordun?

-İntikalime tanık olman için.

-Neden ben? Ben ölümden çok korkarım…

-Muhakkak. Eğer bebeğe zifiri karanlıkta anne karnında şöyle denseydi:

“Dışarıda ışığın dünyası var,yüksek dağları,muntazam denizleri,engebeli düzlükleri,çiçek açan muhteşem bahçeleri,nehirleri,yıldızlarla dolu seması ve parlayan güneşiyle…Ve sen tüm bu ihtişama rağmen,burada karanlıklar arasındasın… “

Doğmamış sabî,bu ihtişam hakkında hiçbir şey bilmez ve hiçbirine inanmazdı. Tıpkı bizim ölümle karşılaşmamız gibi. Bunun içindir ki, korkuyoruz.

-Fakat ölümün içinde nur olamaz. Çünkü o her şeyin sonudur.

-Bidâyeti olmayan şeyin,nihâyeti nasıl olur?

-Hasan, evladım, Zifaf gecemde mahzun durma.

-Zifaf gecen mi?

-Evet, ebediyet ile nikâh gecem. Vakit geldi. Şimdi beni yalnız bırak. Sonra vücudumu kumla örtmek için dön.”

Nazer Klahmirin muhteşem filmi Bab’aziz’in hikayesi burada sona ermiyor aslında yalnız üçlemede ki diğer filmlerde olduğu gibi açık bir kapı bırakıyor izleyicisine yorum hakkı veriyor bir nevi. Bitirilmemiş öykülerden oluşuyor Klahmir’in öyküleri.

Bab’aziz filminin masalsı bir büyüleyiciliği olsa da sadece basit bir yol hikayesi demek de saygısızlık olur. Bir yol hikayesini bu denli etkili bir biçimde anlatmayı başaran pek az film vardır. Tasavvufun her halinden bahsetmeye çalışan yönetmen aslında üç ayrı aşktan bahseder bunlarda “ilmel yakin,aynel yakin,ve hakkal yakindir ve gerçek aşk “ol”mak yolunda olanların olacaktır. Bunu da Kainatın ilk oluşumunda كُنْفَيَكُونُ “kun fe yekun” -ol dedi ve hemen ardından oldu. Hiç beklemeden aynı anda-ayetinden pay çıkaranlar “ol”masa bile ol mak yolunda yanacaktır. Zaten asıl mesele yanmaktır. Pervane öyküsünün filmde anlatılması da bu yöne işaret etmektedir biraz.

Bu dünyadaki insanlar bir mum alevinin önündeki üç pervane gibidirler. İlki aleve yaklaştı ve şöyle dedi;

-Ben aşkı biliyorum

İkincisinin kanatları yaklaşarak aleve değdi ve o dedi;

-Ben aşkın ateşinin nasıl yaktığını bilirim.

Üçüncüsü kendini hiç tereddüt etmeden ateşin kalbine attı…Ve ateş onu eritti.

Yalnızca o bildi: Gerçek aşk nedir.

Bunun yanı sıra gerçek aşkın ebedi aşka dönüşmesi,gerçek sevgi,ölümün bir sondan ziyade bir başlangıç olduğu (sevgiliye ulaşma yolu) insanları sevmenin inceliği,insan-ı kamil olmaya giden yol (ki yol hikayesinden kasıt bu olmalı) cenneti ve sevgiliyi dünya da bulma gibi daha birçok konuyu muazzam bir bütünlük içinde,biraz da yönetmenin kendi yorumuyla harmanladığı bir eser. Filmde Mevlana’dan, İbn-i Hazm’dan,ibn-i Arabi’den,ibn-i Farid’den (görebildiğim kadarıyla) alıntılar o kadar güzel işlenmiş ki olaylar arasında bir kopukluk bulmak neredeyse mümkün değil.

Tasavvufi öğelerle bezenmiş (haddimizi biraz aşarak) hatta tasavvuf tarihini belki birazcık parçalayarak her öğesinden sıkıştırmış filme. Ne kadar sıkıştırmış desek de senaryoda herhangi bir kopukluk bulmak imkansız. Bu yönüyle yönetmen senaryo konusunda da ne kadar usta olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Filmin ilk dakikalarından itibaren büyüleyici çöl yolculuğuna siz de dahil oluyor; anlatılan,her hikayede kendinizden bir parça buluyorsunuz adeta. Yine filmin başından sonuna kadar hiç kesilmeyen o ruhu teskin eden müzikleri de başka bir tat katmış filme.

Filmin duygusundan öte teknik açıdan da bir kusur yok. Yönetmenin (landccap) geniş ekran hakimiyeti seyirciyi filmin içine kolayca çekmesinden belli oluyor. Yoksa çöl de film çekmek her babayiğidin harcı değil. Bunun yanında oyuncuların muhteşem yönetimi ve rollerinin haklarını fazlasıyla vermeleri;özellikle Küçük isthar(maryam hamid)’in o hayat dolu bir kız rolünü ustalıkla yerine getirmesi bir dilden diğerine geçişte ki becerisi ve geniş kadroyu organize edebilmek bütünlüğü oluşturabilme açısından yönetmenin ustalığının bir diğer kanıtı olsa gerek.

Nacer Klahmir’in Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı,Çöl Gezgini filmlerinden sonra üçlemin son filmi olan Bab’aziz tek izlenmeyle anlaşılabilecek bir film değil.

Film literatürü az da olsa bilenler için hatalı bulunabilecek yönleri olabilir. Lakin yine de tekrar tekrar izlenilmesi gereken bir sufi öyküsü. İlk izleyenler için karmaşık gelse de Nacer Klahmir’in anlatım dilini yöntemini hikaye kurgusunda ki ustalığını görme ve belki tasavvufa biraz daha farklı bir açıdan bakma açısından da izlenilmesi gereken bir film. Farklı mecmualarda farklı dimağlarda başka tatlar bırakacağına eminim. Son olarak tasavvufu yakın bulanlar da bulmayanlar da izlemeli bu filmi. Hz.Mevlana’nın “ Kovan ne kadarsa o kadar su alırsın gölden”deyişinine nispeten…

Kimin heybesi büyükse…

Ya ALLAH…

İyi seyirler

“Can ile süpür cananın eşiğini ancak o zaman gerçek aşık olursun.”

Abdurrahman BADECİ
 
  • Beğendim
Tepkiler: AJA

WotkaShot

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Şub 2013
Mesajlar
76
Tepkime puanı
9
Konum
Bolu
İş
Öğrenci [ Kısmen ]
Öncelikle Merhaba ;

Ekli dosyayı görüntüle 4125

Biliyorum evlat olsa eldivensiz sevilmez bu ancak soracağım sorunun konusu ile alakalı bir görsel , paylaşmak zorunda hissettim kendimi .

Vizyona yeni gireceği söylenen " Bir Cin Vakası " filmi , tanıdığınız bildiğiniz hepimizin ailecek severek takip ettiği cin'lerin bir vakasını anlatıyor . Ancak filmin yönetmeni iddiali olsa gerek . Filmdeki görüntülerin Türk Psikiyatri tarihinde Ceyda T. Kayıtları adı altında geçen kayıtlardan alıntı ve tamamen gerçek görüntüler olduğunu ileri sürüyor . Yani bu film gerçekten yaşanmış ve gerçekten cinlerin saldırısına uğrayan insanların durumunu konu alıyor(muş) . Sizce ne kadar doğru olabilir ?


Not : Bana kalırsa , Dünya üzerindeki psikolojik olarak en çok etki bırakan ve en korkunç film olarak seçilen " Paranormal Activity " filminden resmen araklamışlar . Ancak birde sizin düşüncelerinizi ve bilgi birikimlerinizi duymak / değerlendirmek istiyorum , bilgiye açım şu ara (fazlasıyla) .


 

İsiS2

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ara 2012
Mesajlar
137
Tepkime puanı
4
Yaş
43
İş
kuantum drama uzmanı
Ekli dosyayı görüntüle 4420
[h=2]Filmin Özeti[/h] Nell Sweetzer gözlerini açtığında kendini bir ormanın içinde dağılmanın eşiğinde bulur. Son saatlerini hatta son günlerini hatırlamakta güçlük çeker. Tüm ailesini yitirdiği gerçeği ise bir insanın başına gelebilecek en büyük talihsizliktir. Terapist Frank Merle, Nell'in yaşadığı kulübeye taşınır ve birlikte geçmişi unutup yeni bir hayata başlamaya çalışırlar. Başlarda her şey yolunda gider. Nell, yakında bir otelde iş bulur ve Chris isimli son derece karizmatik bir adama aşık olur. Fakat hayatını altüst eden şeytani ruh bu kez daha acımasız bir şekilde karşısına çıkacaktır...

Yönetmenliğini Ed Gass-Donnelly'nin üstlendiği filmin senaryosunda yönetmenin yanı sıra orijinal hikayenin de sahibi olan Damien Chazelle'nin de imzası var.

ALINTI
 

Kizir

Banlı Kullanıcı
Katılım
29 Mar 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
3
İş
Öğrenci
Ben dün izledim bunu hiç birşeyden korkmam ama içim ürperdi doğrusu gerçeğe yakın şeyler hoca felan büyü bozuyo baya garip. Allah esirgesin valla çok kötü bu olaylar kimsenin başına gelmesin. İnsana kafayı yedirtir.
 
Üst