Mermaid
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 23 Eki 2009
- Mesajlar
- 258
- Tepkime puanı
- 26
Ne kadar zaman oldu en önemli olanın sahip olduğumuz beden olduğunu öğrenmeye başlayalı? İnsanoğlu ne kadar zamandır bedenini yükseltebileceği en yüksek kademelere yükseltebilmek uğruna sahip olduğu tüm zamanı feda ediyor? Bedenimizi en güzel, en pahalı yemeklerle beslemeliyiz, en şık, en kaliteli giysilerle donatmalıyız. En güzel evlerin içinde yaşatmalıyız onu. İş hayatında en tepelerde olmalı. En yüksek sıfatlar bedenimize verilmeli. Ve tabii dış etkenlerin(başka insanların) verebileceği zararlardan da korumalıyız bedenimizi. Hiç kimse bedenimizin en iyi şekilde yaşamasının önünde engel olmamalı. Tüm bu heyulanın arasında ruhumuzu neyle, nasıl beslediğimizin bir önemi de yok.
Ve sonra o büyük, kara gün gelir; bedenimiz yaşamının sonuna gelmiştir. Der ki insanoğlu, "zengin de olsan, fakir de, sonuçta gideceğin yer aynı" . Peki ne kadar zamandır insanoğlu bu sözü, bedenini tüm çabasına rağmen olması gerektiği en iyi konumlara getiremediğinde avunmak için söyler olmuştur? Öte yandan, o kocaman yaşantımızın özü bu mudur? Günü geldiğinde çürümek üzere toprağın altına gömülecek olan bedenimizi yüksek, güzel, arzu edilen konumlara getirebilmek için mi harcadık tüm o zamanı? Varoluşumuzun yüksek amacı bu mu gerçekten? Ruhumuza ne oldu o arada? Bedenimiz ölünce bedenimizi terkederek gitti, ama nereye? Bilemeyiz, çünkü ona bir yön vermedik. Kendimizi o bedene hapsettik, bedenimiz ölünce yaşamımız da bitti. Bu demek değil ki, tüm insanlar aynı yanılgıyı paylaşmıştır. Bazen bazıları gerçek benliğinin arayışına girer, bazen de bazıları onu bulur. O halde;
Ey Ruhum! Seni özgür bırakıyorum.
Ki Gerçek'in bilgisini özgürce arayabilesin.
Ve bedenimi senin bu arayışında sana yardım edebilsin diye hizmetine sunuyorum.
Ve sana söz veriyorum, bedenimi sağlıklı tutabilmek için elimden geleni yapacağım.
Ki senin bu arayışında sana olan hizmetini aksatmasın.
Yazan : Mermaid
Ve sonra o büyük, kara gün gelir; bedenimiz yaşamının sonuna gelmiştir. Der ki insanoğlu, "zengin de olsan, fakir de, sonuçta gideceğin yer aynı" . Peki ne kadar zamandır insanoğlu bu sözü, bedenini tüm çabasına rağmen olması gerektiği en iyi konumlara getiremediğinde avunmak için söyler olmuştur? Öte yandan, o kocaman yaşantımızın özü bu mudur? Günü geldiğinde çürümek üzere toprağın altına gömülecek olan bedenimizi yüksek, güzel, arzu edilen konumlara getirebilmek için mi harcadık tüm o zamanı? Varoluşumuzun yüksek amacı bu mu gerçekten? Ruhumuza ne oldu o arada? Bedenimiz ölünce bedenimizi terkederek gitti, ama nereye? Bilemeyiz, çünkü ona bir yön vermedik. Kendimizi o bedene hapsettik, bedenimiz ölünce yaşamımız da bitti. Bu demek değil ki, tüm insanlar aynı yanılgıyı paylaşmıştır. Bazen bazıları gerçek benliğinin arayışına girer, bazen de bazıları onu bulur. O halde;
Ey Ruhum! Seni özgür bırakıyorum.
Ki Gerçek'in bilgisini özgürce arayabilesin.
Ve bedenimi senin bu arayışında sana yardım edebilsin diye hizmetine sunuyorum.
Ve sana söz veriyorum, bedenimi sağlıklı tutabilmek için elimden geleni yapacağım.
Ki senin bu arayışında sana olan hizmetini aksatmasın.
Yazan : Mermaid