"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Enerji ile kanseri yenmek

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Rhea
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Kanser zaten enerji ile yenilir. Plasebo etkisi ile yenilir. O etki ayriyetten oluşmalı ki iyileşme tetiklensin.

Plasebo etkisi oluşmayacaksa bile, o etkinin tersine çalışmasının önüne geçilmelidir. Çünkü bu etki sağlıklı insanı bile kanser edebilir.





***

Ama bu öyle bişey ki kişi ha dedi mi plasebo etkisi yaratamaz. İnanmak bile sahte mi gerçek mi işte böyle zor bir durumda asıl anlamını kazanır çünkü.
 
Kanser zaten enerji ile yenilir. Plasebo etkisi ile yenilir. O etki ayriyetten oluşmalı ki iyileşme tetiklensin.

Plasebo etkisi oluşmayacaksa bile, o etkinin tersine çalışmasının önüne geçilmelidir. Çünkü bu etki sağlıklı insanı bile kanser edebilir.





***

Ama bu öyle bişey ki kişi ha dedi mi plasebo etkisi yaratamaz. İnanmak bile sahte mi gerçek mi işte böyle zor bir durumda asıl anlamını kazanır çünkü.
o etkini tersine çalışmasının önüne nasıl geçilebilir
 
O etkiyi kişi kozmik bilince erişti ise yaratabilir. Çünkü Allah Șafidir. Bu Esma mikrodalgası olan bir esmadir. Yani bir ateist için bile o frekansı yakalamak söz konusudur. Biz Esma ile şirk koșmadan inansak ta bu enerjiyi müstakil zanneden kişi de onu kullanabilir.



***

Ben başka bişey soliyim.
Hastalığın kendisi zaten bir enerjidir.
Hatta enerji düșüklüğüdür.
Enerjimiz düşmeden hastalık oluşmaz. Çünkü bağışıklık diye bir sistem var ve bu sistem 7 hormon dengesine emanet olarak çalışır. Yani 7 cakra ya. İyileşme denen şey bağışıklığın tetiklenmesidir. Doktorlar bağışıklık sistemini manipule etmekten başka bişey yapmazlar.


Çünkü son sözü her zaman hasta söyler.son karar onundur.
 
Altın ücgen enerjisini nasıl ve başka hangi alanlarda kullanabiliriz?

Burada okuduğum bir yorumda Altın Üçgen in fal bakımında faydalı olduğunu okumuştum. Benim de Altın Üçgen uyumlamam var ilk zamanlar sadece birkaç defa çalıştığım halde sezgilerimin artışını fark ettim, ama bir yandan da rahatsız olmuştum yani seni alakadar etmeyen şeyleri hissediyorsun yorucu oluyor. Kaynağı konusunda tereddütlerim olduğundan devam etmedim.
 
Bu enerjiyi kullanabilmek için bir Master yardımıyla bu enerjiye uyumlanmanız gerek. Bu enerji aynı zamanda astım, HİV/AİDS ve kalp hastalıklarını tedavi etmek için de kullanılabilir. Kişiye mutluluk da verir, antidepresan görevi görür.
Böyle bir durum vardı madem ,neden halen aids tedavi edilemeyen hastalıklar listesinde yer alıyor ? Bahsettiğiniz hastalıklar ciddidir eğer dediğiniz gibi birşey var ise neden insanlar ölüyor ?
 
Böyle bir durum vardı madem ,neden halen aids tedavi edilemeyen hastalıklar listesinde yer alıyor ? Bahsettiğiniz hastalıklar ciddidir eğer dediğiniz gibi birşey var ise neden insanlar ölüyor ?

Çünkü hastalıklar genelde tedavi edilmek istenmez, hastanın ilaca bağımlı yaşaması istenir. İlaç sektörü çok acımasızdır.
Enerjiyle birçok hastalığın tedavi edilebileceği görüşüne ben de katılıyorum ama herkes yapamaz bunu. O enerjiyi çok iyi seviyede kullanabilecek düzeyde olmak gerekir.
 
Çünkü hastalıklar genelde tedavi edilmek istenmez, hastanın ilaca bağımlı yaşaması istenir. İlaç sektörü çok acımasızdır.
Enerjiyle birçok hastalığın tedavi edilebileceği görüşüne ben de katılıyorum ama herkes yapamaz bunu. O enerjiyi çok iyi seviyede kullanabilecek düzeyde olmak gerekir.
İlaç sektörü henüz bu hastalıkları yenecek seviye de değil fakat dediklerin de de haklısın ,bu dünyada bilerek insanları bağımlı hale getiriyorlar ,ama kökten bir çözüm olsa idi gerçekten yüksek mevlalara satabilirlerdi ki bir çok ultra zengin de bu tür hastalıklar yüzünden hayatını kaybetti, eğer öyle bir ilaç var olsa idi o insanlar bu ilaçları alırdı .Çünkü dünya düzenini proletarya üzerinden burjuva sınıfı yönetir .Kendilerine zarar vermek istediklerini sanmıyorum ;)
 
Daha geçen gün okudum, kanserin ilacını bulan doktor ölmüş şüpheli bir şekilde. Doktorların ilaç firmalarından aldıkları hediyelerin haddi hesabı yok, iyileri var ama çok az. Evini döşeten bile varmış :) Bizzat tanıdığım birisi ülser, düzenli ilaç kullanmasına rağmen hiçbir şey yiyemeyecek duruma geldi. En son kudret narına başladı iki ilacı bıraktı ve eskisinden çok daha iyi. Demek ki daha düşük fiyata satıp sürümden kazanmak daha kârlı :) Nasılsa insanlar mecbur ödeyecek neden ölsünler ve neden iyileşsinler. İnsan vücudu kendini 7 yılda bir yeniliyor. Kronik hastalıklar neden var.
 
İlaç sektörü henüz bu hastalıkları yenecek seviye de değil fakat dediklerin de de haklısın ,bu dünyada bilerek insanları bağımlı hale getiriyorlar ,ama kökten bir çözüm olsa idi gerçekten yüksek mevlalara satabilirlerdi ki bir çok ultra zengin de bu tür hastalıklar yüzünden hayatını kaybetti, eğer öyle bir ilaç var olsa idi o insanlar bu ilaçları alırdı .Çünkü dünya düzenini proletarya üzerinden burjuva sınıfı yönetir .Kendilerine zarar vermek istediklerini sanmıyorum ;)

Tek derdi para kazanmak olan bir ilaç firması kendi ilacına olan talebi yok edecek bir ilacın piyasaya çıkmasına engel olmaya çalışır. Sonuçta onların arasında da rekabet var. Böyle herkes kazanıyor müşteri(hasta) dışında.
 
Bio enerji ile kanseri yenebilmek için kendini baya aşmış olman gerektiğini düşünüyorum.Zira tanıdığım bir kaç şifacının bile bir noktadan sonra kendini iyileştiremeyip modern tıbba başvurduğuna şahit oldum ki bunlar yıllarını bu işe vermiş insanlar siz düşünün gerisini artık.
 
Okuduğum bir kitapta kanser için şeytani gücün vücudu ele geçirilmesi deniliyordu, internette okuduğum bir haberde de biyoenerji ile kanser tedavisi yapıldığı yazıyordu. Bana olabilir gibi geldi çünkü çoğu hastalık vücutta biriken negatif enerjiden kaynaklanıyor. Enerji ve şifa çalışmaları yapan arkadaşlar, sizce bu mümkün olabilir mi eğer mümkünse hangi enerji sistemiyle çalışmak gerekir ?
Okuduğum bir yazıda çakralar açılırsa vücudun kendi kendini iyileştirebileceği yazıyordu yani vücut oluşturduğu enerjiyi doğru kullanabiliyor. Kendi kendini tedavi edebiliyor ki bence birçok keşiş, yogi ve bunun gibi kişiler uzuun yaşayabiliyorlar.
 
Okuduğum bir yazıda çakralar açılırsa vücudun kendi kendini iyileştirebileceği yazıyordu yani vücut oluşturduğu enerjiyi doğru kullanabiliyor. Kendi kendini tedavi edebiliyor ki bence birçok keşiş, yogi ve bunun gibi kişiler uzuun yaşayabiliyorlar.

Evet benim de okuduğum pek çok yazıda aynı şeyden bahsediliyor. Hastalık aurada başlarmış sonra fiziki bedene yansırmış. Sağlam bir aura, dengede çalışan çakralar vücudu pek çok hastalıktan korur.
 
Hastalık aurada başlarmış sonra fiziki bedene yansırmış.

Sırf şu bilgiyi ve altlıklarını bilseydik,
Yine hasta olmaya devam ederdik ama her hastalandığımızda "şifayı kaptık" derdik.

Şifayı kapardik. Kanser olsak bile onun süreci bize şifa olurdu. Survivor instinct denen kutsal mekanizmamiz her hastalandığımızda kendi orgazmını yaşamış gibi huzur getirirdi.

Keşke bir bilseydik. Keşke Hz Eyyup ile verilen kanser örneğinden doğru çıkarımı yapabilseydik.
 
Okuduğum bir kitapta kanser için şeytani gücün vücudu ele geçirilmesi deniliyordu, internette okuduğum bir haberde de biyoenerji ile kanser tedavisi yapıldığı yazıyordu. Bana olabilir gibi geldi çünkü çoğu hastalık vücutta biriken negatif enerjiden kaynaklanıyor. Enerji ve şifa çalışmaları yapan arkadaşlar, sizce bu mümkün olabilir mi eğer mümkünse hangi enerji sistemiyle çalışmak gerekir ?
Çok eskiden İsrailde böyle bir tedavi yöntemiyle kanser tedavisi yapıldığını okumuştum. Küvete %100 saflıkta gümüş suyu doldurup hastayı yatırdıklarını biliyorum aklımda böyle kalmış
 
Çok eskiden İsrailde böyle bir tedavi yöntemiyle kanser tedavisi yapıldığını okumuştum. Küvete %100 saflıkta gümüş suyu doldurup hastayı yatırdıklarını biliyorum aklımda böyle kalmış
Salaklık dönemimde açılan konulardan (arkamdan çevirdiği dolapları öğrendim de) o kişi kanseri yenmiş şimdi de tanrı olma iddiası içinde.. başına cingözleri bela etmekle meşgul. Umarım gerçekten hak eden kişiler şifa bulur.
 
Okuduğum bir kitapta kanser için şeytani gücün vücudu ele geçirilmesi deniliyordu,

Doğru bu. Fiziksel boyutun tabiri ile kontrolsuz kitle oluşumu dediğimiz "kanser" , aslında "iman" sisteminin bozumlasıdır.

"İmmun", bir kere en başta ingilizce bir kelime değildir ve arapçadaki "iman" kelimesinden ingilizceye girmiştir.

İman = immun = tanık bilincinin bir konudaki safi kanahati. Biz buna inanmak demişiz. Halbuki "bilmek" anlamındaki inanmak iman etmektir. Çünkü orada içsel deneyim ve şahitlik vardır.



Kısacası,

Beynin fikri bazda bir inanç sistemi olduğu gibi, avatar bedenin de kendi çapında biyo-reaktif bir onarma ve kendini şifalandırarak tatmin etme sistemi vardir. Yani bu onarmaya a immun denmiş ama bu fenomen kökeninde bir çeşit iman sistemidir. Yani kendi kendini toparlayacağına inandıkça tepki veren bir sistemdir bu.


Beden, bedensel çaptaki imanını tamamen kaybettiğinde ise, kendini biyolojik ve hormonal dağılmalardan koruyamaz ve genellikle de kanser olur.
 
Son düzenleme:
Doğru bu. Fiziksel boyutun tabiri ile kontrolsuz kitle oluşumu dediğimiz "kanser" , aslında "iman" sisteminin bozumlasıdır.

"İmmun", bir kere en başta ingilizce bir kelime değildir ve arapçadaki "iman" kelimesinden ingilizceye girmiştir.

İman = immun = tanık bilincinin bir konudaki safi kanahati. Biz buna inanmak demişiz. Halbuki "bilmek" anlamındaki inanmak iman etmektir. Çünkü orada içsel deneyim ve şahitlik vardır.



Kısacası,

Beynin fikri bazda bir inanç sistemi olduğu gibi, avatar bedenin de kendi çapında biyo-reaktif bir onarma ve kendini şifalandırarak tatmin etme sistemi vardir. Yani bu onarmaya a immun denmiş ama bu fenomen kökeninde bir çeşit iman sistemidir. Yani kendi kendini toparlayacağına inandıkça tepki veren bir sistemdir bu.


Beden, bedensel çaptaki imanını tamamen kaybettiğinde ise, kendini biyolojik ve hormonal dağılmalardan koruyamaz ve genellikle de kanser olur.
Ek bilgi de ben vereyim: üniversitede genetik derslerinde her insanda günde 200e yakın kanser hücresi aktifleşir NK hücreleri (doğal katil) kanser hücrelerini yok eder. 1 tane hücreyi yok edemezse beden kanser olur. Kanser hücreleri kendisini beğenmiş egoist hücrelerdir o yüzden vücuda alınan her besini kendisine çekmeye çalışır. Şekeri çok severler özellikle fruktoz. Dersten aklımda kalan bunlar
 
Kanser hücreleri kendisini beğenmiş egoist hücrelerdir o yüzden vücuda alınan her besini kendisine çekmeye çalışır.

Kesinlikle katılıyorum.
Her bir hormonun, hatta her bir organın spritüel katmanımızda temsil ettiği bir duygu durumu ve manevi hastalıklarımıza yol gösteren özdeşleşik bir ironisi vardır.

Örnek vaka :
Öfkenin karaciğere vurması karaciğeri bozar, bozulmaya başlayan karaciğer semptomlarını yatışmak için ilk etapta sana alkol istetebilir. Bu ilk bedensel şifa girişimidir. Öfkenin kaynağı ile yüzleşmekten kaçınırsan da, karaciğerin bozuldukça bozulur. Ama bedenden gelen bir emirle yine de toparlanma eğilimini gösterir. Ama toparlanan karaciğerin de bu sefer seni öfkenin kaynağı ile yüzleşmeye davet eder. Çünkü her organ bir duygu durumunun 3D deki izdüşümüdür. Organ sağlıklı olmaya gayret ediyorsa seni de sağlıklı düşünmeye davet eder. Öfkenle yüzleşip onu serbest bırakmak istemediğin için de mecburen karaciğerini yoketmek zorunda hissedersin ve kendini alkole vermen gerektiğini düşünmek zorunda kalırsın. Çünkü karaciğer kendini onardıkça senin de kronik öfkeni yenmeni bekler. Kanserin başlangıç noktası hayata karşı haddini çok aşan bir katı direnç göstermektir. Bunun da altında genellikle bastırılmış öfkenin ısrarla diri tutulması vardır.

Üst boyut her zaman alt boyutu yönetir. Üst boyutta nasibini bağlarsan , alt boyutta da 2 yakan 1 araya gelmez.


 
Son düzenleme:
Sayın @Rhea bu konuda barış muslu un noro format tekniği ile eft tekniğini önerebilirim.
Kısaca hastalıklara sebeb olan hastalık öncesi yaşanan olaylardaki hissedilen duygulardır. Her bir duygu vucuttaki bir organın hasta olmasına sebep olur. Şimdi klasik bir örnekle tekniği anlatayım. Bir bayan ayaklarında sedef hastalığı yüzünden yıllardır doktor doktor gezmiş. Noro format tekniği uzmanına gitmiş. Uzman geçmişe gidip ilk ne zaman olduğunu ve öncesinde ne yaşadığını sormuş.. Kadın biraz düşününce eşiyle sorunları olduğu dönemde çocuklarının doğumgününde çocukları hissetmesin diye mutlu aile rolü oynamış ve gece yatma vakti gelince çocukları anlamasın diye aynı odada yattıklarında kocası"ayağın ayağıma değmesin" diyeyince bayan bayağı üzülmüş ve şok yaşamış bir süre sonra boşanmışlar ve hastalık görülmüş. O ana gidip travmayı temizleyince hastalık üzerinden kalkmış.
YouTube de Meryem hanımın noro format tekniği videosu var. 3,5 yaşlarına gidip travmaları da temizleyebilirsin.
Birde eft tekniği var. Abdullah canıtez beyin videosunu izleyebilirsiniz birde ekşi sözlükte bir yazarın verdiği link. Bu teknikte yapınca hastalık pik noktasına gelir ve tamamen biter. Bir haftada bir ayda yada bir kaç gün.... Önce karete noktası ve ellerdeki bölgeler ve sonra baş yüz bedendeki eft noktaları. Ama uzmanlar, baş ve iman tahtası noktaları yeterli görüyor. Bedende hissettiğin duyguya 1den 10a kadar puan ver ve cümle kalıplarını 0 sıfır olana kadar tekrarla ve eft vuruşlarını yap.
Örneğin : "tansiyon hastalığıma sebeb olan bedenimde hissettiğim ama tarif edemediğim duygularıma rağmen kendimi olduğumgibi kabul ediyorve kendimi seviyorum"
"tansiyon hastalığıma sebeb olan bedenimde hissettiğim duygularımı, düşüncelerimi, inançları I artık tamamen serbest bırakıyorum".
Serbest bırakıyor biraz bağırarak yüksek tonda deniliyor.
Nişanlın seni terkedip gitti. Büyücülere gidip bağlama büyüsü yaptırıp ahiretini yakmaya ilelebet cehennemde yanmaya değmez.
Eft tekniği ile "nişanlımın beni terketmesine sebeb olan duygularımı, düşüncelerimi, inanç kalıplarımız artık tamamen serbest bırakıyorum" tekrarla. Bedeninde bir his hissedebilirsiniz. Bu sıfır olana kadar devam edecek cümleler ve vuruşlar.
Ne kanseri ise uygun cümle ile deneyebilirsin.
 
her bir organın spritüel katmanımızda temsil ettiği bir duygu durumu ve manevi hastalıklarımıza yol gösteren özdeşleşik bir ironisi vardır.

Çünkü her organ bir duygu durumunun 3D deki izdüşümüdür. Organ sağlıklı olmaya gayret ediyorsa seni de sağlıklı düşünmeye davet eder.

Üst boyut her zaman alt boyutu yönetir. Üst boyutta nasibini bağlarsan , alt boyutta da 2 yakan 1 araya gelmez.

Astral seyahat sırasında görülen eterik bağ ile anne bebek arasında bulunan etene bağı, etimolojik olarak aynı kelimeye benziyor. Dahası aynı yerde bulunuyor ve şekil olarak da tıpatıp aynı görünüyor. Bu konuda görüşleri nedir? Astral seyahat yapan diğer üyeler de cevap verebilir.
 
Geri
Üst