Doğanın ve dünyanın sırları

marble

Kayıtlı Üye
Katılım
21 May 2018
Mesajlar
222
Tepkime puanı
265
  • Zihin, Baba, Tanrı, Bir ve Aynı olandır. Bunların birliği ise Yaşam’dır.
  • Doğanın unsurları nereden gelir ve nerededir? Tanrının iradesi ve öğüdü ile.
  • Ateşin tanrısı ve ruh yedi idareciyi oluşturdu. Bunların iradesi ya da yaradılışı Kader ya da Yazgı olarak adlandırılır.
  • Tanrının sözü Doğanın arı ve saf işçiliğini getirdi.
  • Zihnin isteği doğrultusunda dönüş ve sirkülasyon ortaya çıktı. Havada uçanlar, suda yüzenler oluştu.
  • Toprak kendisinden dört ayaklı ya da sürüngen canlılar yarattı.
  • Zihin insanoğlunu yarattı. Tanrının yaratıcı işçiliğini görüp anlaması ve kendi başına çalışmaya koyulması gerekiyordu. Böylece insan, jenerasyon ve işleyişin sürdüğü kürede, Baba’sından ayrı düştü.
  • İnsan, çifttir; hem bedeni nedeniyle ölümlü hem de özü itibariyle ölümsüzdür. Ölümsüzdür ve her şeyin gücüne sahiptir. Buna karşılık ölümlü olduğu için kadere ya da yazgıya tabii olur.
  • Doğa insan ile birleştiğinde, en harikulade mucizeyi doğurur. Ateş ve ruh ile birlikte yedi idarecinin uyumunun doğasına sahiptir. Doğa derhal yedi idarecinin doğalarına uygun olarak erkek ve dişi, ulu ya da yüce yedi insan doğurdu.
  • Bu yedilinin jenerasyonu böyledir. Hava dişildir ve su çiftleşmek ister, olgunluğunu ateşten alır, eterden ruhu alır, Doğa insanların türü ve şekli uyarınca bedenleri böyle yaratır.
  • İnsan yaşamdan ve ışıktan yaratıldı. Yaşamdan, can ve ışıktan zihin oluştu.
  • Ölümlülere neden ölüm reva görülmüş? Bedeninden önce kederli ve kasvetli bir karanlık hüküm sürüyordu; onun karanlığı akışkan bir doğadır. O akışkan doğadan beden algılanabilir dünyaya bağlandı. Ölüm buradan türedi.
  • İnsanın bir zihne kavuşmasını sağla ki kendi kendini iyice düşünebilsin, değerlendirebilsin ve bilsin.
  • Maddi beden çözülünce, bedenin kendisi değişimi bırakır, sahip olduğu form görünmez hale gelir. Bedenin duyuları kendi kaynaklarına döner. Öfke ve şehvet vahşi ya da akıl dışı doğaya geri döner.


 

marble

Kayıtlı Üye
Katılım
21 May 2018
Mesajlar
222
Tepkime puanı
265
  • Dünya ve aynı zamanda katılım yoluyla bir baba olan güneş yaşayan canlılar içindir. Hepsi iyinin ve hayatın sebebidir.
  • İyi daima aktiftir ve yapmakla meşguldür.
  • Ruhun kötülüğü cahillikten kaynaklanır. Ruh var olan şeylerin hiç birini bilmez. Ruh ne onların doğasını ne de iyiyi bilir.
  • Ruh körleştirilmiştir. Fiziksel tutkulara doğru koşup durur. Kendini bilmediği için mutsuzdur.
  • Bedeni bir yükmüş gibi taşıyan kötüler yönetemez yönetilir. Bu ruhun aleyhinedir.
  • Ruhun erdemi bilgidir. İyiyi ve inanmayı bilen de zaten kutsanmıştır.
  • Bilgi duyudan farklıdır; Duyuyu aşan şeyler vardır. Bilgi de duyunun sonunda başlar.
  • Bilgi tanrının hediyesidir. Bütün bilgi bedensizdir. Zihni bir araç gibi kullanır. Zihin de bedeni böyle kullanır. Bundan dolayı anlaşılır ve maddi olan şeyler, her ikisi üzerinden bedenlere girebilir. Bu birinin diğerine karşı konumlanmasına dayanan karşıtlıktır. Her şeyi içine alması gereken bir karşıtlıktır ve başka türlü imkansızdır.
  • Doğru ve güzel olan bu dünya henüz iyi değildir. Çünkü maddidir ve kolaylıkla hissedilebilir. Hissedilebilir şeylerin ilkidir. İkinci olan yoksundur ve başka bir şeye ihtiyaç duyar. Bir zamanlar yapılmıştır ve her zaman için sürekli üreme sürecinde olacaktır. Niceliğe ve niteliğe sahip şeyleri sürekli üretecek veya yapacaktır. Her maddi hareket üremedir.
  • Dünya ilktir ve insan dünyadan sonra ikinci bulunandır. Ölümlüdür, ruhun her faydasına sahiptir. Yalnızca iyi olmakla kalmaz, aynı zamanda doğrudan kötülüğe de bulaşır.
  • Dünya hareket edebilir olduğuna göre iyi değildir. Ölümsüz olduğuna göre kötü de değildir. Fakat insan hem hareket edebilir hem de ölümlü olduğundan kötüdür.
  • Zihin akıldadır, Akıl ruhtadır, Ruh candadır, can ise bedendedir.
  • Tanrı dünyaya, dünya insana sahiptir. Dünya tanrının oğludur, insan da dünyanın evladıdır.
  • Tanrı bilgisi sadece insan içindir.
  • Çocuk büyümemişken bedenin tutkuları ile lekelenmemiştir.
  • Beden büyüyünce ve dikkati başka yönlere çekilince, ruh unutkanlıkla hissetmeye başlar ve artık doğru ile güzelden ayrılır. Unutkanlık kötülük anlamına gelir.
  • İşitenin konuşan ile aynı anlayışta olması ve aynı düşünceleri paylaşması gerekir. İşitenin işittiklerinin, konuşanın sesinden daha hızlı ve kesin olması gerekir.
  • Ruh, canı kendinin aracı ve hizmetkarı olarak kullanır. Can yaşayan şeyleri yönetir.
  • İnancın mücadelesi tanrıyı bulmak ve hiçbir insanı incitmemek içindir. Bu yolla zihne ulaşır.
  • Tanrıdan korkmayan ruh kendi özü ile kalır. Kendi kendisini cezalandırır. İçine girmek için dünyaya ve insana özgü bir beden arar.
  • Zihin kötü ruhun içine girdiğinde onu günahların kamçıları ile kamçılar, inançlı bir ruha girdiğinde, onu bilginin ışığına yönlendirir.
  • İyi olan daha kötü olanı her zaman ele geçirir.
  • Dünya tanrının hükmü altındadır. İnsan dünyanın hükmü altındadır. Muhakeme yeteneğine sahip olmayanlar da insanın hükmü altındadır.
  • Tanrı her şeyin üzerindedir. Tanrı kendi işleriyle, dünya doğalar ile, insan da bilim ve sanat ile hükmünü sürdürür. Tanrı işleri dünya aracılığıyla gerçekleşir. Bu bütünün yönetimidir.
  • Ruhlar zihne sahip değildir. Bunun için böyle biri de insan olarak adlandırılmıştır. İnsan ilahi bir canlıdır.
  • Dünyaya ait olan insan ölümlü bir tanrıdır. Cennete ait olan tanrı ise ölümsüz bir insandır.
  • Her şey dünya ve insan tarafından yönetilir. Onlar ve diğer her şey ise Bir’e aittir.
 

dünyalı

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Nis 2010
Mesajlar
455
Tepkime puanı
772
azar azar ezilerek tükenecek...

İKİNCİ KİTAP
Zihin, Baba, Tanrı, Bir ve Aynı olandır. Bunların birliği ise Yaşam’dır.
Doğanın unsurları nereden gelir ve nerededir? Tanrının iradesi ve öğüdü ile.
Ateşin tanrısı ve ruh yedi idareciyi oluşturdu. Bunların iradesi ya da yaradılışı Kader ya da Yazgı olarak adlandırılır.
Tanrının sözü Doğanın arı ve saf işçiliğini getirdi.
Zihnin isteği doğrultusunda dönüş ve sikülasyon ortaya çıktı. Havada uçanlar, suda yüzenler oluştu.
Toprak kendisinden dört ayaklı ya da sürüngen canlılar yarattı.
Zihin insanoğlunu yarattı. Tanrının yaratıcı işçiliğini görüp anlaması ve kendi başına çalışmaya koyulması gerekiyordu. Böylece insan, jenerasyon ve işleyişin sürdüğü kürede, Baba’sından ayrı düştü.
İnsan, çifttir; hem bedeni nedeniyle ölümlü hem de özü itibariyle ölümsüzdür. Ölümsüzdür ve her şeyin gücüne sahiptir. Buna karşılık ölümlü olduğu için kadere ya da yazgıya tabii olur.
Doğa insan ile birleştiğinde, en harikulade mucizeyi doğurur. Ateş ve ruh ile birlikte yedi idarecinin uyumunun doğasına sahiptir. Doğa derhal yedi idarecinin doğalarına uygun olarak erkek ve dişi, ulu ya da yüce yedi insan doğurdu.
Bu yedilinin jenerasyonu böyledir. Hava dişildir ve su çiftleşmek ister, olgunluğunu ateşten alır, eterden ruhu alır, Doğa insanların türü ve şekli uyarınca bedenleri böyle yaratır.
İnsan yaşamdan ve ışıktan yaratıldı. Yaşamdan, can ve ışıktan zihin oluştu.
Ölümlülere neden ölüm reva görülmüş? Bedeninden önce kederli ve kasvetli bir karanlık hüküm sürüyordu; onun karanlığı akışkan bir doğadır. O akışkan doğadan beden algılanabilir dünyaya bağlandı. Ölüm buradan türedi.
İnsanın bir zihne kavuşmasını sağla ki kendi kendini iyice düşünebilsin, değerlendirebilsin ve bilsin.
Maddi beden çözülünce, bedenin kendisi değişimi bırakır, sahip olduğu form görünmez hale gelir. Bedenin duyuları kendi kaynaklarına döner. Öfke ve şehvet vahşi ya da akıl dışı doğaya geri döner.


hergün böyle böyle kendini azar azar rezil etmek. Nasıl bir ruh hali...???
 
Üst