Impulse
Kayıtlı Üye
"Cin" kelimesi cenne kökünden gelir ve ilk olarak "o gizli idi" manasını taşır. Bu nedenle gecenin görmeyi engelleyen karanlığı da "cin" olarak adlandırılır.
Bizi ilgilendiren diger mana ise, "insanın duygularıyla görülmeyen varlıklar veya güçler"dir.
M. Esed'in, Kur'an Mesajı isimli tefsirinin sonundaki bölümünde yer alan konumuzla ilgili bilgileri özet olarak naklediyorum.
Kök fiil "cenne"dir ve "gizledi" yahut "karanlığa boğdu/karanlık ile örttü" manalarına gelir. Bu fiil geçişsiz halde de kullanıldığından, "o kişi veya şey gizliydi veya gizlendi ve karanlık ile örtüldü", anlamını da taşıyabilir. Yani tabir, insanın duyularına normalde kapalı olan, ama yine de kendilerine ait somut ya da soyut, objektif bir gerçekliği bulunan şeylere, varlıklara veya güçlere işaret eder. Bizim bedensel duyularımızın kavrayış alanının dışında kalan ruhsal güçler veya varlıkları; hem "şeytanlar" ve "şeytani güçler"i ama hemde melekleri ve de meleki güçleri ihtiva eden bir anlamı vardır. Allah(cc) Rabbü'l alemin diye anılır; bu çoğul halin kullanılması, bizim gözlemlerimize açık olan dünyanın yanı sıra, başka dünyaların da olduğunu açıkça gösterir. Birbirleriyle çok ince etkileşimde bulunan, belki de birbirlerinin alanlarına geçen başka hayat tarzlarının da var oldugu hissedilir. Söz konusu varlıkların hayat tarzları ile bizimki arasında nadiren vuku bulan tesadüfi kesişmeler yaşanır.
İlginçtir ki kuantum fiziğindeki son gelişmeler de "multiverse" fikrine temas eder ki bu tabir çoklu evrenler demektir.
İşte birbiriyle çok ince etkileşimlerde bulunan ve belki de bazen birbirinin alanına geçen boyutlar ve o boyutlarda yaşayan, biyolojik unsurları bizimkilerden tamamen farklı başka hayat tarzlarının varlığı, bu teoriye göre mümkündür.
Çoğu maneviyat geleneği ve büyük dinler, değişik isimler altında bu varlıklara işaret eder ve insan, tekamül açısından zararlı gördüğü için onlarla mücadele eder. Hristiyanlıkta "egzorsizm", Musevilikte "minyan" seremonisi, Hinduizmde Bagavat Gita okumaları, Zen Budizminde "kito" merasimi, zikredilebilecek örneklerdir. Mesela "minyan"da 10 yetişkin Musevi erkek çember şeklinde dizilir ve ortalarına "hasta"yı alırlar. Tevrat 91. ayeti üç kez okunur ve sonra Rabbi (Musevi papazı) "şofar"ı (koçboynuzundan yapılmış boru) üfler.
Görülme Sıklığı
Vatikan kaynaklı verilere göre görülme sıklığı, 1000'de 5 veya 6'dır.bu kaynaklar psikiyatrik rahatsızlıkların, tesir olayını tetikleyebileceğini söylerler. Yani var olan bir duygudurum veya çift kutuplu rahatsızlık (manik depresif psikoz) esnasında insan tesir daha açık hale gelebilir.
Bizi ilgilendiren diger mana ise, "insanın duygularıyla görülmeyen varlıklar veya güçler"dir.
M. Esed'in, Kur'an Mesajı isimli tefsirinin sonundaki bölümünde yer alan konumuzla ilgili bilgileri özet olarak naklediyorum.
Kök fiil "cenne"dir ve "gizledi" yahut "karanlığa boğdu/karanlık ile örttü" manalarına gelir. Bu fiil geçişsiz halde de kullanıldığından, "o kişi veya şey gizliydi veya gizlendi ve karanlık ile örtüldü", anlamını da taşıyabilir. Yani tabir, insanın duyularına normalde kapalı olan, ama yine de kendilerine ait somut ya da soyut, objektif bir gerçekliği bulunan şeylere, varlıklara veya güçlere işaret eder. Bizim bedensel duyularımızın kavrayış alanının dışında kalan ruhsal güçler veya varlıkları; hem "şeytanlar" ve "şeytani güçler"i ama hemde melekleri ve de meleki güçleri ihtiva eden bir anlamı vardır. Allah(cc) Rabbü'l alemin diye anılır; bu çoğul halin kullanılması, bizim gözlemlerimize açık olan dünyanın yanı sıra, başka dünyaların da olduğunu açıkça gösterir. Birbirleriyle çok ince etkileşimde bulunan, belki de birbirlerinin alanlarına geçen başka hayat tarzlarının da var oldugu hissedilir. Söz konusu varlıkların hayat tarzları ile bizimki arasında nadiren vuku bulan tesadüfi kesişmeler yaşanır.
İlginçtir ki kuantum fiziğindeki son gelişmeler de "multiverse" fikrine temas eder ki bu tabir çoklu evrenler demektir.
İşte birbiriyle çok ince etkileşimlerde bulunan ve belki de bazen birbirinin alanına geçen boyutlar ve o boyutlarda yaşayan, biyolojik unsurları bizimkilerden tamamen farklı başka hayat tarzlarının varlığı, bu teoriye göre mümkündür.
Çoğu maneviyat geleneği ve büyük dinler, değişik isimler altında bu varlıklara işaret eder ve insan, tekamül açısından zararlı gördüğü için onlarla mücadele eder. Hristiyanlıkta "egzorsizm", Musevilikte "minyan" seremonisi, Hinduizmde Bagavat Gita okumaları, Zen Budizminde "kito" merasimi, zikredilebilecek örneklerdir. Mesela "minyan"da 10 yetişkin Musevi erkek çember şeklinde dizilir ve ortalarına "hasta"yı alırlar. Tevrat 91. ayeti üç kez okunur ve sonra Rabbi (Musevi papazı) "şofar"ı (koçboynuzundan yapılmış boru) üfler.
Görülme Sıklığı
Vatikan kaynaklı verilere göre görülme sıklığı, 1000'de 5 veya 6'dır.bu kaynaklar psikiyatrik rahatsızlıkların, tesir olayını tetikleyebileceğini söylerler. Yani var olan bir duygudurum veya çift kutuplu rahatsızlık (manik depresif psikoz) esnasında insan tesir daha açık hale gelebilir.