DreamDuality
Kayıtlı Üye
Anlatmaya başlamadan önce,
müslüman olmadığımı- Tanrı üzerine düşünmek bile istemediğimi-söylemeliyim. Ne dua ederim, ne de bir zikir.
Havas ilmini ise hiçbir zaman denemedim.
Cinlerin varlığına sizler inandığı için olabilir derdim.
Kulaktan dolma yanlış fikirlerle korktum bu alemden.
Çok korktuğum için davet etmek gibi bir girişimim olmadı.
Trans anında bir varlığa tesadüfen yardım etmemle,
bu aleme ilk kez adım atmış oldum.
Sonrasındaki görüşmelerde hep beklemediğim biranda
bir cinin(Yusuf un) beni o aleme -çoğu zaman zorla ve beklemediğim anda- götürmesiyle oldu.
Yusuf la diyalogumuzu diğer mesajda anlatacağım.
Öncesinde bu küçük cin fırkasından öğrendiğim,
merak edilen birkaç konuda bilgi paylaşmak isterim.
- Şahlık sistemiyle yönetiliyorlar.
Baştaki şah ın adıyla anılıyorlar.
Örnek vermem gerekirse Şah-ı nın adı Ahmed olan bir topluluğun
adı da Ahmedi- ler olarak anılıyor.
Şahın ailesinin kendi isimleri var.
Ancak halktan olanların adını sorduğumda hiçbişey söylenmedi.
Ya özel bir adları yok; ya da bunu benle paylaşmadılar.
- Eşi ölen bir dişi cini başka biri cinle mutlaka nikahlıyorlar.
Ölen eşinden hamileyse eğer doğan çocuk yeni babanın evladı sayılıyor.
Ölen kişiye karşı uzun süreli yas tutma durumu yok.
Olayları kolay bir şekilde kabullenebiliyorlar.
- Cenaze töreni bir din büyüğünün eşliğinde yapılıyor.
O anda büyük bir acı ve yas var.(bizlerde olduğu gibi).
Ama tören bittikten sonra eğlenceli bir kutlama yapılıyor.
Önce ağlıyorlar- sonra eğleniyorlar diyebilirim.
- Görünüş olarak genç görünüyorlar.
İnsanlardaki gibi yaşa bağlı bir fiziksel bozulma olmuyor.
Madde boyutları olmadığı için bu bana normal geldi.
- Onların zamanıyla bizim zamanımız çok farklı.
3 saatlik trans esnasında o alemde 60 günlük bir zaman geçtiği
bana söylendi.
Bir insan günü cinlerin aleminde 16 aylık süreye denk geliyor.
( başka cin topluluklarında bu zaman daha uzun veya daha kısa olabilir).
- Geleneksel yaşamalarına, bizden çağlar gerisinde gibi
gelişmemiş olmalarına rağmen bir olay beni şaşırttı.
Bir karar alınacağı zaman şah ve sultanın(dişisinin) ortak fikri oluyor.
Kadın ve erkekleri aynı mekanda oturuyor ve sohbet ediyor.
Müslüman olmalarına rağmen haremlik- selamlık ortamı yok.
- Bir cin yaklaşık olarak cin zamanıyla 12-13 aylık sürede doğuyor.
İnsan bebekleri gibi anneye muhtaç olmuyor.
Bir yaşında bir cin bebek 7 yaşında bir çocuk görünümüdeydi.
- Zeka olarak insanlar daha üstün ve daha özgür iradeye sahip.
Çoğu zaman insanlar tarafından korkuyor, ama kandırılıyorlar.
- Her cinin simyası ve ilmi yok.
Ama onların da kendi simyager- alimleri var.
İnsanlara çeşitli surette görünmelerini bu alimleri yardımıyla sağlıyorlar.
- İstisnasız hepsinin ait olduğu kavime göre bir nişanesi vardı.
Bir cin çıka geldiğinde o ize- mührüne bakarak onlardan olup olmadığını
anlıyorlar.
Bu esma ül hüsna dan bir tanesi oluyor.
-İbadette o kendilerine atanmış esmayı okuma
ve kurandan sadece belli bir sureyi okuma şeklinde.
Namaz ve abdest olayını bu toplulukta -şimdilik- görmedim.
- Metalik nesnelerle canları yanabiliyor.
Yaralandıkları zamansa çoğunlukla ölüyorlar.
müslüman olmadığımı- Tanrı üzerine düşünmek bile istemediğimi-söylemeliyim. Ne dua ederim, ne de bir zikir.
Havas ilmini ise hiçbir zaman denemedim.
Cinlerin varlığına sizler inandığı için olabilir derdim.
Kulaktan dolma yanlış fikirlerle korktum bu alemden.
Çok korktuğum için davet etmek gibi bir girişimim olmadı.
Trans anında bir varlığa tesadüfen yardım etmemle,
bu aleme ilk kez adım atmış oldum.
Sonrasındaki görüşmelerde hep beklemediğim biranda
bir cinin(Yusuf un) beni o aleme -çoğu zaman zorla ve beklemediğim anda- götürmesiyle oldu.
Yusuf la diyalogumuzu diğer mesajda anlatacağım.
Öncesinde bu küçük cin fırkasından öğrendiğim,
merak edilen birkaç konuda bilgi paylaşmak isterim.
- Şahlık sistemiyle yönetiliyorlar.
Baştaki şah ın adıyla anılıyorlar.
Örnek vermem gerekirse Şah-ı nın adı Ahmed olan bir topluluğun
adı da Ahmedi- ler olarak anılıyor.
Şahın ailesinin kendi isimleri var.
Ancak halktan olanların adını sorduğumda hiçbişey söylenmedi.
Ya özel bir adları yok; ya da bunu benle paylaşmadılar.
- Eşi ölen bir dişi cini başka biri cinle mutlaka nikahlıyorlar.
Ölen eşinden hamileyse eğer doğan çocuk yeni babanın evladı sayılıyor.
Ölen kişiye karşı uzun süreli yas tutma durumu yok.
Olayları kolay bir şekilde kabullenebiliyorlar.
- Cenaze töreni bir din büyüğünün eşliğinde yapılıyor.
O anda büyük bir acı ve yas var.(bizlerde olduğu gibi).
Ama tören bittikten sonra eğlenceli bir kutlama yapılıyor.
Önce ağlıyorlar- sonra eğleniyorlar diyebilirim.
- Görünüş olarak genç görünüyorlar.
İnsanlardaki gibi yaşa bağlı bir fiziksel bozulma olmuyor.
Madde boyutları olmadığı için bu bana normal geldi.
- Onların zamanıyla bizim zamanımız çok farklı.
3 saatlik trans esnasında o alemde 60 günlük bir zaman geçtiği
bana söylendi.
Bir insan günü cinlerin aleminde 16 aylık süreye denk geliyor.
( başka cin topluluklarında bu zaman daha uzun veya daha kısa olabilir).
- Geleneksel yaşamalarına, bizden çağlar gerisinde gibi
gelişmemiş olmalarına rağmen bir olay beni şaşırttı.
Bir karar alınacağı zaman şah ve sultanın(dişisinin) ortak fikri oluyor.
Kadın ve erkekleri aynı mekanda oturuyor ve sohbet ediyor.
Müslüman olmalarına rağmen haremlik- selamlık ortamı yok.
- Bir cin yaklaşık olarak cin zamanıyla 12-13 aylık sürede doğuyor.
İnsan bebekleri gibi anneye muhtaç olmuyor.
Bir yaşında bir cin bebek 7 yaşında bir çocuk görünümüdeydi.
- Zeka olarak insanlar daha üstün ve daha özgür iradeye sahip.
Çoğu zaman insanlar tarafından korkuyor, ama kandırılıyorlar.
- Her cinin simyası ve ilmi yok.
Ama onların da kendi simyager- alimleri var.
İnsanlara çeşitli surette görünmelerini bu alimleri yardımıyla sağlıyorlar.
- İstisnasız hepsinin ait olduğu kavime göre bir nişanesi vardı.
Bir cin çıka geldiğinde o ize- mührüne bakarak onlardan olup olmadığını
anlıyorlar.
Bu esma ül hüsna dan bir tanesi oluyor.
-İbadette o kendilerine atanmış esmayı okuma
ve kurandan sadece belli bir sureyi okuma şeklinde.
Namaz ve abdest olayını bu toplulukta -şimdilik- görmedim.
- Metalik nesnelerle canları yanabiliyor.
Yaralandıkları zamansa çoğunlukla ölüyorlar.