Beynin gizi?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Ori
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ori

🌙
Moderator
Merhaba bir sorum var ve bunu 2016 yılının ağustos ayında da değerli mabet üyelerine sormuştum. Günümüzde asla ulaşamayacağımız ve anlayamayacağımız bir konu olmasına rağmen nedendir bilmem siz değerli üyelere tekrar sormak istedim.

Beyin hakkında birçok giz mevcut. Sizce bu beyin denen organın gizi, kullanımı sadece bizimle bağlantılı değil de bilmediğimiz bir şeyle daha bağlantısı olduğu için midir? Yani birden fazla kullanımı olduğu için mi gizini koruyor?

Bu soru yıllardır aklımı kurcalıyor.

İyi forumlar.
 
Eski Mısır'da Teben rahipleri ölüyü mumyalarken ilk iş olarak beyni burundan kancayla çıkarıp "değersiz" diye çöpe atıyorlarmış. Kalp gibi diğer organları ise öteki tarafta lazım olur diye ölünün mezarına koyuyorlarmış. Bu bakımdan eski Mısırlılar için beynin sadece kancayla bağlantısı varmış, onun dışında çöp kadar değeri yokmuş.

Bugün batılı bilim adamları eski Mısır'a ve bilimlerine pek bir değer veriyor dikkate alıyorlar. Tıbbın temeli zaten Teben rahipleri ne dayanıyor, temel bilgilerini oradan alıyor. Onların değer vermediği bir organa fazla gizemli havalar yüklemeleri bana pek inandırıcı gelmiyor açıkçası. Başka bir tilkiler dönüyor kafalarında ama açıklamıyorlar. (Esas kalbin gizemleri olduğunu düşünüyorlar) Bence de beynin iddia edildigi gibi aman aman gizemleri yok. Bağlantısı da insana telkin eden şeytan, kulak hırsızlığı yapan cinler ve günah ve sevaplarımızı tartan ve yine telkin eden meleklerden ibaret, diye düşünüyorum.
 
Eski Mısır'da Hanedanlıklar öncesinde mumyalama yoktu. Çölde cesetleri gömüyorlardı. Buradan yola çıkarak cesedin korunma yöntemlerine aşina oldular. Tabi sonradan ketenle gömülen cesetler bulunduktan sonra bir muallak yaşandı. Mumyalama olayı Hanedanlar döneminde başlıyor. Hatta bahsettiğiniz organ çıkarmak ise 4. Hanedanlık dönemiyle başlıyor. Demem şu ki mumyalama işlemleri hanedanlıklar arasında zamanla gelişiyor. Bahsettiğiniz kalp mevzusu kişinin benliği, özü olduğu düşünülerek bedende bırakılıp ve cesedin diğer hayati organları ise kavanozlar halinde beraber gömülüyordu. Bu Mısırlıların inancı. Tabi ki beynin yeteri kadar önemli olmadığını düşünebilirsiniz. Fakat ben de Mısır'ın inancı gereğince yapılan bu uygulamayla beynin arka planda olmasını kabullenemiyorum. Sonuçta inancına saygı duyduğunuz İNSANlar güzel kadınların cesetlerini bile mumyalayıcıya 3 gün sonra teslim ediyorlardı. Ölüler bedenlerini tanıyıp geri dönsünler diye yüzlerine bakım yapıyorlardı. Hatta 21. Hanedanlıkta peruk bile takıyorlardı. Şimdi soruyorum bunlar da ilginizi çekiyor mu veya doğru buluyor musunuz?

Beyin ile kalbi kıyaslamıyorum. Sadece beynin bir giz olduğuna inanıyorum. Ben de bu gizin ardında önemli bir şey olduğunu düşünüyorum. Bunlar benim gözümde cin, şeytan vb. değil tabi. Ayrıca fikriniz, yorumunuz ve emeğiniz için teşekkür ederim.
 
Eski Mısır'da Hanedanlıklar öncesinde mumyalama yoktu. Çölde cesetleri gömüyorlardı. Buradan yola çıkarak cesedin korunma yöntemlerine aşina oldular. Tabi sonradan ketenle gömülen cesetler bulunduktan sonra bir muallak yaşandı. Mumyalama olayı Hanedanlar döneminde başlıyor. Hatta bahsettiğiniz organ çıkarmak ise 4. Hanedanlık dönemiyle başlıyor. Demem şu ki mumyalama işlemleri hanedanlıklar arasında zamanla gelişiyor. Bahsettiğiniz kalp mevzusu kişinin benliği, özü olduğu düşünülerek bedende bırakılıp ve cesedin diğer hayati organları ise kavanozlar halinde beraber gömülüyordu. Bu Mısırlıların inancı. Tabi ki beynin yeteri kadar önemli olmadığını düşünebilirsiniz. Fakat ben de Mısır'ın inancı gereğince yapılan bu uygulamayla beynin arka planda olmasını kabullenemiyorum. Sonuçta inancına saygı duyduğunuz İNSANlar güzel kadınların cesetlerini bile mumyalayıcıya 3 gün sonra teslim ediyorlardı. Ölüler bedenlerini tanıyıp geri dönsünler diye yüzlerine bakım yapıyorlardı. Hatta 21. Hanedanlıkta peruk bile takıyorlardı. Şimdi soruyorum bunlar da ilginizi çekiyor mu veya doğru buluyor musunuz?

Beyin ile kalbi kıyaslamıyorum. Sadece beynin bir giz olduğuna inanıyorum. Ben de bu gizin ardında önemli bir şey olduğunu düşünüyorum. Bunlar benim gözümde cin, şeytan vb. değil tabi. Ayrıca fikriniz, yorumunuz ve emeğiniz için teşekkür ederim.
Hristiyanlar da cesetlerini süsleyip makyaj yapıyorlar, vardır belki bir bildikleri. 3 gün makyaj için mi ulemaya mı soralım yoksa, orasını tam anlamadım.

Düşünüyorum derken merak ediyorum anlamında mı? Yok eğer bir bildiğiniz varsa paylasın, ona göre yorum yapılsın bence. Bu şekilde çok ucu açık görünüyor çünkü konunuz/sorunuz. İyi akşamlar..
 
  • Beğendim
Tepkiler: Ori
Merhaba bir sorum var ve bunu 2016 yılının ağustos ayında da değerli mabet üyelerine sormuştum. Günümüzde asla ulaşamayacağımız ve anlayamayacağımız bir konu olmasına rağmen nedendir bilmem siz değerli üyelere tekrar sormak istedim.

Beyin hakkında birçok giz mevcut. Sizce bu beyin denen organın gizi, kullanımı sadece bizimle bağlantılı değil de bilmediğimiz bir şeyle daha bağlantısı olduğu için midir? Yani birden fazla kullanımı olduğu için mi gizini koruyor?

Bu soru yıllardır aklımı kurcalıyor.

İyi forumlar.
Beynimiz evren ile bağlantılı olduğunu düşünüyorum
 
Beynimiz evren ile bağlantılı olduğunu düşünüyorum
Evet, bu yeterince açıklayıcı olmuş. insan küçük Evren, Allah insanın içinde gizli diyor kimileri. Allah'ın insanın bir cüzü olduğunu savunuyor, bununla insanın mucizeler gösterebilecegine inanıyorlar. Beynin sonsuz sınırsız kapasitesi olduğuna, düşünce gücüyle imkansız denen her şeyin yapılabileceğine... Sonsuz sınırsız zeka ve bilgi kapasitesine felan filan...

Ben şahsen sadece peygamberlerin Allah'ın izni ve imtihan hikmetiyle bazı mucizeler gerçekleştirdiğine inanıyorum. Onlar da sadece Allah izin verdiği kadar. Onun dışında böyle mucize insanlar görmedim duymadım olacağına da inanmıyorum. Varsa örnek gösterilsin yoksa ütopyadan öte gitmez.
 
Bir nevi insanın Allah'ın gücünü ve iradesini eline geçirmesi. Dinler halifelik diyor buna. Allah'ın iradesi tektir, İslam'da ve Hristiyanlık ta tek halife var. Pagan dinlerde tanrılık makamına yükseltiyor insanı, işte orada kaos başlıyor. Kargaşa yani. Allah'ın gücünü kaç kişi irade edecek, kimin dediği olacak?
 
Beyin hakkında birçok giz mevcut. Sizce bu beyin denen organın gizi, kullanımı sadece bizimle bağlantılı değil de bilmediğimiz bir şeyle daha bağlantısı olduğu için midir? Yani birden fazla kullanımı olduğu için mi gizini koruyor?
CPU
Anatomik bakarsak yönetim kimdeyse bilgi de ondadır.

**

Aklı beyinde aradığımız için gizemi çözemiyoruz. Pragmatik tutum yüzyıllardır beyin ile ilişkilendiriliyor. Mantık, gerçekçilik gibi.. Algıladıklarımız bizim gerçeğimizdir öğretisi ile büyüdük. Oysa kullanım alanı çokluğu bakımından gizi Akılda aramalıyız. Nöral sistem gibi evrensel mekanizmaya bağlı üst düzey oluşuma sahip olan tek gerçek akılda gizli.
 
Eski Mısır'da Teben rahipleri ölüyü mumyalarken ilk iş olarak beyni burundan kancayla çıkarıp "değersiz" diye çöpe atıyorlarmış. Kalp gibi diğer organları ise öteki tarafta lazım olur diye ölünün mezarına koyuyorlarmış. Bu bakımdan eski Mısırlılar için beynin sadece kancayla bağlantısı varmış, onun dışında çöp kadar değeri yokmuş.

Bugün batılı bilim adamları eski Mısır'a ve bilimlerine pek bir değer veriyor dikkate alıyorlar. Tıbbın temeli zaten Teben rahipleri ne dayanıyor, temel bilgilerini oradan alıyor. Onların değer vermediği bir organa fazla gizemli havalar yüklemeleri bana pek inandırıcı gelmiyor açıkçası. Başka bir tilkiler dönüyor kafalarında ama açıklamıyorlar. (Esas kalbin gizemleri olduğunu düşünüyorlar) Bence de beynin iddia edildigi gibi aman aman gizemleri yok. Bağlantısı da insana telkin eden şeytan, kulak hırsızlığı yapan cinler ve günah ve sevaplarımızı tartan ve yine telkin eden meleklerden ibaret, diye düşünüyorum.
Beynin ve diğer iç organlarin cikarilmasinin sebebi mumyalama öncesinde vücudun içinde bozulmaya sebep olacak organ bırakmamak. Beyne değer vermedikleri kısmı ilginç bunu ilk kez duydum.
 
Beynin ve diğer iç organlarin cikarilmasinin sebebi mumyalama öncesinde vücudun içinde bozulmaya sebep olacak organ bırakmamak. Beyne değer vermedikleri kısmı ilginç bunu ilk kez duydum.
Bütün organlar elbette çürümesin diye çıkarılıyor ama beyin özellikle değersiz görüldüğü için çöpe atılıyormuş, diğer organlarsa ölüye diğer tarafta lazım olur diye kavanozlanıp mumyanın yanına konuyormuş. Ben bunu çocukken Dünyamız Çocuk Ansiklopedisinde okumuştum. O ansiklopedileri çocukluğum boyunca birkaç kez baştan sona okuduğum için aklımda kalmış, bir daha bu konuda bir araştırmam / merakım olmadı. Yalnız şimdi düşününce, bütün organlar saklanıyor da beyin niye çöpe atılıyor? Ya iyi muhafaza edilemeyen yani mumyalama yapılamayan bir organ .. ya da başka bir şey yapıyorlar, mesela kesip inceliyorlar veya yiyorlar ilaç yapıyorlar, her şey olabilir yani. Ailelere de çöpe attık diyorlar, gerçeği açıklamak zorunda kalmamak için. Bir de şey var... Bazı tarihi kişiliklerin beyinleri öldükten sonra kaybolmuş. Biri Stalin di sanırım, emin değilim. O da mumyalanmış. Daha başkaları da varmış öldükten sonra beyinleri çalınan, isimlerini bilemiycem şimdi.
 
Beynimiz aslında bilgi ile değil inanç ile çalışıyor.

Daha doğrusu bilgiye dayalı inançlar geliştiriyormuş gibi dursa da, aslında inanca yönelik bilgileri görmeyi, toplamayı, derlemeyi ve bu yolla kendi derin inançlarını kendine her seferinde ispat etmeyi seviyor.

Bu hem batıldır hem de aksi ispatlanamaz tek gerçektir beyne dair.

Aksi taktirde ben kahin olamazdım.
 
Son düzenleme:
Beyin, ölüdür. Ölüm halini çok sever. Ruh diridir, diri ve çarpıcı (hayret uyandırıcı) halde olmayı sever. Ruh beyne indikçe beyin canlı gibi davranmaya başlar. Bilincin sırrı kendinde zanneder. İçinde bir yerlerde zanneder.

Bu canlılık varoluşsal sancılar üzerinden deneyimlenir.

Ruh Beyinden gittikçe de beyin otomatik döngülerine yani zihinsel kalıplarına çekilerek ölüm haline devam eder. Ölüm kendi kendini en garanti şekilde idare etme ve kaygisizlik halidir. "Ölmeden önce ölünüz" demek aslinda beyninizin ezberleri tarafından yönetilen gafil kimseler olmaktan çıkarak kendi beyninizi yöneten üst farkindaliga uyanın demektir.
 
Aksi taktirde ben kahin olamazdım.
Yazmakla olmaz 2024 yılına dair kehanetleri alalım.

Bu arada sosyal medyada çok takipcili kendine ne diyor bilmiyorum ama kehanette bulunan biri var. Seçim ile ilgili tahminde bulundu. 3 büyük şehirden ikisini tutturamadı. Anket sonuçlarıni tarafsız bir yerden alsa tuttururdu aslında. Gemi kazası diyor sonra Rusya nin bilmem ne şehrinde batan gemiyi paylaşıyor. Moskova'da ki rusun bile haberi yoktur o kazadan.
Bunlar gibi olmasın ama.
Ben de şarkıcıdan şarkı isteyen alkollü müşteri gibiyim sanki.
 
Yazmakla olmaz 2024 yılına dair kehanetleri alalım.

2024 kehaneti :


7. ayı göremeden
çıktı canlar bedenden
kalmadı eser bu günkü neşenden
mumla medet aramaya başladın eskilerden

yeni nesil artık devrede
yok etmeyi seviyorlar tek celsede
kalkıştılar eskilere de biçmeye
kısas hakkı tek celsede bir gece geldi vurdu zelzele

en sonunda harita kırmızı oldu
zafer sarhoşluğundan gözler doldu
derken bir anda kıyametler ardı ardına koptu
lordlar meydandan kayboldu, köleleri ortada kahroldu
 
Son düzenleme:
2024 kehaneti :


7. ayı göremeden
çıktı canlar bedenden
kalmadı eser bu günkü neşenden
mumla medet aramaya başladın eskilerden

yeni nesil artık devrede
yok etmeyi seviyorlar tek celsede
kalkıştılar eskilere de biçmeye
kısas hakkı tek celsede bir gece geldi vurdu zelzele

en sonunda harita kırmızı oldu
zafer sarhoşluğundan gözler doldu
derken bir anda kıyametler ardı ardına koptu
lordlar meydandan kayboldu, köleleri ortada kahroldu
Destan gibi olmuş 😍 retro korkut hikayelerinden alinti yazsaydın bari.
Belki yunan işgali de olur 😜
 
Destan gibi olmuş 😍 retro korkut hikayelerinden alinti yazsaydın bari.
Belki yunan işgali de olur 😜

Artık güzel günler değil, pervasız yaşadığımız günlerin faturasını ödeme vakti. Ya başa gelen çekilir ve güzel günler ondan sonra gelir, ya da bu günlere dikine direnç gösterilir ve daha ilerisi için daha karanlık bir girdaba sürüklenmek mukadder olur.

Herkes yaşadıklarını haketmediğini iddia ediyor. Kimse kendini sorgulayıp üstlenici ve yapıcı davranmıyor. Dolayısı ile herkes büyü, 3 kağıt, bel altı vurma, intikam gütmede acele ederek önce dönüşüyor sonra da geleceğini karartacak fili girdilere başvuruyor.

Halbuki başa gelen kötü bir olay illa sen onu matematiksel olarak hakettiğin için değil, senin özde nasıl gizli niyetlere dürülü bir insan olduğunu ortaya çıkarmak için geliyor. Bir kere evrene nasıl bir öze sahip olduğunu fiilen gösterdin mi de evren sana karşı kadersel yazılımını hiç değiştirmiyor. Sen de evreni kötüye kullanmaya devam ediyorsun içten inatlaşarak. Ta ki büyük yıkıma kadar.

Büyük yıkımlar genellikle ölenin ölüp, kalanların da kısmen arınarak yaşamaya devam ettikleri doğal bir dengeye çekme durumudur. Kıyamet ve kavim helakları bu dengenin büyük döngü başlarını oluştururken, kitle katliamları, savaşlar, doğal afetler ise uyarıcı ve orta ölçekli döngü başları olarak iş görmüştür.

Doğa her zaman kazanır. Ekonomik kriz ve buhran bile bir dağal afet örneğidir aslında. Savaş ve parçalanma da. Hepsinin kökünde doğal ve fitri kesilmeler ve bloke olan kollektif enerji vardır.
 
Son düzenleme:
Bundan sonra kasım yüz elli yaz belli. Bişecik olmaz, sen içini ferah tut. Ne demiş sevgili @Barış Manço
Zürefanın düşkünü
Beyaz giyer kış günü
Sonunda şifayı kapıp da şaşırınca
Bana gel bana sor beni dinle iyi yaz
Defteri kalemi al iyi yaz
 
Türkiye'de işgal olsaydı 6 şubat depreminde Amerikan işgali olurdu. Korku düşmanı besler. Düşman korkuyla kendini büyütür semizletir, senin de etini iliğini kemiğini kurutur. Bu yüzden ne demiş Hazreti Hakan Peker,

Hey Corç versene borç
Olmaz Maykıl bende de yok

Seninki hülya
Benimki rüya
Ders çıkışında
Okulun kapısında dikil ha !
 
Geri
Üst