sevgili gümüş güzel bilgilere benziyor dosyayı vaktin olduğunda eklersen sevinirim.sevgiler
UYURKEN NE OLUR?
Bilimsel verilere göre insanın uykuya dalması ile derin ve huzurluk bir sessizlik duruma geçmesi arasında sayısız faz vardır. Bu kesin dinlenme ve sessizlik anı sadece 10 dakika sürer,geri kalan zaman oradan oraya gezinme ve tekrar tekrar uyanıklık durumuna dönmedir.
Bu 10 dakikalık uykuya Brahman ya da Brahmaloka’da olduğu gibi susupti denebilir sanırım. Kalan zaman suapha veya diğer dünya ya da bilinç düzlemlerine pasajdır. İşte var olmanın enerjilerini tamir/restore eden bu 10 dakikadır ve bu 10 dakika olmadan uyanma tazelenemez.
Anne’nin deneyimlerine göre uyku bilinci evrelerinden başarıyla geçiş yaparak uyanma fazına geçenler çoklu dünyaların kapısına gelir veya dünyalar arasında gezinirler ve tam dinlenmenin Sachchidananda saflığına erişirler,ardından aynı yolu izleyerek uyanışın fiziksel evresine dönerler. İşte uykuya tüm o restore edici değeri veren bu Sachchidananda evresidir. Bu iki –bilimsel ve okült spritüel- yaklaşım birbirinin tıpatıp aynısıdır. Fakat resmi kabul edilen yakın zamanlarda öğrenilmiş, okült spritüel bilgi ise çok uzun zamandan beri bilinmektedir.
İnsanların uyku hakkındaki fikirleri son derecede hatalıdır. Uykunun sadece dış bilinçten bilinçaltına dalış olduğunu düşünürler. Buna rüyasız uyku derler, fakat bu sadece bilincin yüzeysel durumudur ve dış bilincin halen aktif olarak kaydetmeye devam ettiği ve bu nedenle rüya kayıtlarını yapamadığı ince uzantısıdır. Aslında uykunun tamamı rüyalarla doludur.sadece Brahmaloka süresince kişinin rüyaları kesilir.
Uyumadan önce Anne’yi çağırma kuralı,ona konsantre olma ve Anne’nin koruyucu gücünü hissetmeye çalışmak ve bu güçle sarınıp uykuya dalmaktır. Rüya içinde tehlike veya güçlüklerle karşılaşıldığında Anne’ye seslenme alışkanlığı edinilmeli, sadhaksların çoğu bunu yapar. Hiçbir gücün işgalini kabul etmeyin, rüyada meditasyonda veya başka bir şeyde- İlahi Güc’ün haricindeki hiçbir gücün işgal etmesine izin vermeyin yani reddedin ,ona dikkat vererek ya da zayıflığınıza yenilerek, rıza göstermeyin, asla.
***
RÜYALAR-DOĞA VE ÖNEMİ
Prensipte uyku hali aktiviteleri ile uyanıklık hali aktivitelerini yargılamak aynı oranda ayrımcılıktır. Fakat diğerlerinden tamamıyle farklı çeşitli aktivitelere rüya adını verdiğimizden beri en önemli nokta bu çeşitli aktiviteler arasındaki farkı açığa çıkarmak olmuştur –ki bu da, olmanın parçası olan rüyaları tanımak ve rüya görücüde ve aktivitenin doğasında neyin etken olduğunu fark etmek demektir. Bu makaleleri okumak konuya çalışmak ve pratiğini uygulamak açısından iyi bir başlangıç olacaktır.
Bu deneyleri gerçekleştiren doktorlar zihinsel aktivitenin asla kesilmediğini/durmadığı sonucuna vardılar. Ve az ya da çok sapmalarla/şaşırmalarla beyinlerimizin uyarlayıp aktardığı bu aktivitelere biz rüya diyoruz. Gerçekte farkında olalım ya da olmayalım biz her zaman rüyadayız.
Elbette, bu aktiviteleri tamamen bastırmamız ve tamamı ile rüyasız bir uyku yaşamamız mümkün, fakat bunu yapabilmek için, zihinsel varlığımızı da tıpkı fiziksel varlığımızda olduğu gibi yatırmamız ve üzerinde mükemmel bir kontrol sağlamamız lazım ki bu hiç kolay bir şey değil.
Pek çok vakada, bu aktivite daha da artmıştır çünkü beden uyuduğunda, artık odaklanılmayan iç yetenekler artık fiziksel hayatta da kullanılmaz. Kimisi insanın gerçek doğasının uykusunda açığa çıktığını söyler. Gerçekten de gün boyu aktif iradenin kontrolündeki alıcılık hali geceleri kontrol artık etkin değilken daha şiddetli olur.
Çözülmeden batırılmış tüm arzular - bu ayrışma ancak geniş ve etraflıca bir analizden sonra elde edilebilir- irade halen etkinken tatmin arar.
Ve arzular formasyonun gerçek dinamik merkezi olduğundan, içimizde ve etrafımızda kendilerini tatmine en uygun kombinasyonda organize olmaya meyillidirler.
Bu şekilde gün boyunca bilincimizin uğraşıp çabalayıp yaptığı her şey geceleri birkaç saatin içinde yok olabilir.
Bu da irademiz için içimizde gerçekleşen çarpışmalarla oluşan direncin ana nedenlerinden birini oluşturur. Bu bize bazen aşılmaz görünür ve açıklayamayız da çünkü iyi niyetimiz bize ayrılmaz parçamız gibi görünür.
Bununla birlikte rüyalarımızı tanımayı ve doğasındaki çeşitlilik ve kalite farklılıklarını bilip aralarındaki ayrımı yapabilmeyi öğrenmemiz gerekir. Gece boyunca uykunun derinliğine bağlı olarak değişik kategorilerden çeşitli rüyalar görmüş olabiliriz. Genel kural olarak, her bireyin geceleri en fazla rüya görmeye meyilli olduğu bir periyod vardır, daha üretken, daha entelektüel ve zihinsel ortam koşullarının daha ilginç noktalara meyilli olduğu bir periyod.
***
Eğer kişi ağır bir yemek yerse neden uykusu rahatsız edici rüyalarla bölünür?
Çünkü insanın midesinin durumu ile rüyaları arasında yakın bir ilişki vardır. Gözlemler rüyaların yediklerimizle öyle ya da böyle ilişkili olduğunu göstermiştir ve eğer sindirim güçlüğü varsa rüya her zaman kabusa dönüşecek ve kaplanlar,kediler vb gibi hoş olmayan şeyler ya da büyük bir tehlike, panikle giyinip dışarıya koşmak fakat kımıldayamamak gibi şeyler görülecektir. Bu tip kötü ve paralize olmuş gibi hissettiren rüyalar mide rahatsızlıklarından kaynaklanır.
Rüyaların büyük kısmının fiziksel beynin kontrolsüz ve mekanik hareketleri olması dışında değeri yoktur, belli hücreler alıcı görsellerin jeneratörleri gibi çalışmaya devam eder ve dışarıdan aldığı resimlerle edindiği izlenimleri uykuda yansıtır. Böyle rüyalar neredeyse her zaman sağlık, sindirim, uyku pozisyonu vb gibi fiziksel koşullarla alakalıdır.
***
Biraz gözlem ve biraz dikkatle bu tip rüyalardan sakınmak mümkündür,yorucu olduğu kadar gereksiz de olan bu rüyalar fiziksel nedenlerden arınarak elimine edilebilir.
Aynı şekilde lüzumsuz tezahürlerden başka anlamı olmayan beynin belli zihinsel fonksiyonlarına bağlı konuşmalar,hatıralar,fikirler vb gibi düzensiz aktivite rüyaları vardır. Bunlar da çeşitli aralıklarla gelirler.
Daha belirgin rüyalarda bu düzensiz aktiviteler bize irademizi engelleyen /irademiz dışındaki zihinsel karmaşanın önündeki perdeyi açarlar ve bize bunların halen organize edilmediklerini veya halen beraberimizde taşındıklarını söylerler. Böyle bir özerklik yeterince olgunlaşılmadığının işaretidir.
Bu formla neredeyse aynı fakat sonuçları açısından daha önemli rüyalar ise şimdi bahsedeceğim içten yükselen ve baskıdan kurtulduğu anda rövanş arayan rüyalardır. Bu rüyalar sıklıkla bizim algısal eğilimimizi engeller, ve irademiz karanlık girintilerimizde sakladığımız meyillerimizi,dürtülerimizi farkında olmadığımız arzularımızı keşfeder.
Bu keşifleri bilinmezlikte bırakıp yaşatmak yerine kolaylıkla çözümleyip,cesaretle ışığa çıkarabilir ve sonra da onları sonsuza dek sizden ayrılmaya zorlayabilirsiniz.
***
Rüyalarımızı neden unuturuz?
Çünkü her zaman aynı yerde rüya görmezsiniz. Rüya gören her zaman aynı parçanız değildir. Ve rüyanızda her zaman aynı yerde geçmez.
Mesela,neredeyse gerçeğe yakın bir rüya gördünüz diyelim. Genellikle bu tip rüyalar sabahın ilk saatlerinde görülür. 4 ile 5 arasında,uykunun sonuna doğru. Ani bir hareket yapıp uyanırsanız, çok sessiz, çok yavaş ve çok özenli kalıp dikkat kesilirseniz rüyayı hatırlarsınız, gerçeğe yakın ile gerçek arasındaki iletişim kurulmuş olur. İletişim çok nadiren olmaz.
Rüyalar çok kez unutulur çünkü rüyanızı bir evredeyken görür sonra diğer evreye geçersiniz.. örneğin, uyuduğunuzda bedeninizde uyur,yaşam gücünüz uyur fakat zihniniz halen aktiftir. Böylece zihniniz rüya görmeye başlar,, bu aktivite az ya da çok koordinelidir, hayal gücü çok etkindir,ve siz olağanüstü bir oluşumda rol alıp her türlü şeyi görürsünüz. Bir süre sonra,tüm bunlar sakinleşir, sonra zihin de uyuklamaya başlar. Dinlemeye çekilmiş yaşam gücü uyanır,bedenin dışına çıkar, gezinir, bir şeyler yapar, tepkiler verir,bazen kavga eder ve sonunda bir şeyler yer. Yaşam gücü oldukça maceraperesttir. seyreder. Kahramanca şeyler yapar,insanları hapishaneden kurtarır, düşmanı yener ya da harika keşifler yapar. Fakat bunları yaparken zihinsel rüyaları bastırıp geriye atar ve siz de zihin rüyalarını hatırlayamazsınız. Çünkü onun yerini yaşam gücü rüyaları almıştır. Tam o anda aniden uyanırsanız hatırlarsınız. Bu konuda deney yapan insanlar belli saatlerde aniden uyanmış ve hatırlamıslardır.
Bir süre sonra iyi bir gezinti yapmış olan yaşam gücünün de dinlenmesi gerekir,bütün o macera dolu turlardan sonra o da sessizliğe çekilir,sonra başka bir şey uyanır. Şimdi bu fizik ötesi bedenin bir tura başladığını ve oda oda dolaştığını farzedelim. O zaten oradaydı ama buraya gelmesi gerekiyordu diğer şey daha önce buradaydı ve şimdi o burada ve böyle sürer gider. Hiç sarsılmadan uyanırsanız bunu hatırlarsınız. Fakat yaşam gücünün diğer hikayeleri yüzünden bu da geri itilmiştir. Unutulmuş oldukları için rüyalarınızdan hatırlayamazsınız. Fakat uyanma zamanında acele etmemişseniz ve yataktan hemen kalkmanız gerekmiyorsa ve dilediğiniz kadar orada kalabiliyorsanız ve hatta gözlerinizi bile açmanız gerekmiyorsa ve kafanızı tamda nerede ise orada tutup kendinizi sessiz aynaya alabilip konsantre olabiliyorsanız rüyanızın incecik de olsa ucundan yakalayabilirsiniz. Yakalar ve yavaşça çekersiniz,hiç heyecan göstermeden. Yavaşça çekersiniz, önce ilk parçası gelir, biraz daha, ve birazcık daha. Geriye gidersiniz, son parçası gelir. Her şey geriye sarmaya başlar, yavaşça ve sonra birden bütün rüya ortaya tekrar çıkar ; işte tam da böyle bir şeydi. Her şeyin ötesinde acele etmeden heyecanlanmadan rüyanızı kendinize defalarca tekrarlarsınız. Tüm detayları ile ortaya çıkana kadar. Bu rüya bir kez detayları ile açığa çıktığı zaman, heyecanlanmadan daha fazlasını, başka rüyaların izini aramaya başlarsınız. Birden başka birinin izini yakalarsınız. Bu biraz daha uzaktadır daha belirsizdir fakat yine de orada olduğunu hissedersiniz. Buna da asılır ve çekersiniz, birden her şeyin değiştiğini ve yeni bir dünyaya girdiğinizi fark edersiniz.başka bir rüyaya. Aynı işlemleri heyecanlanmadan burada da tekrarlar ve emin olana kadar bu rüyayı da birkaç kez gözden geçirirsiniz. Tüm bu zaman içinde sessiz ve sakin kalmalısınız. Daha sonra bu kez biraz daha derinden kendi içinize girersiniz. İçinizde çok çok daha uzakları görmek ister gibi. Sonra daha naif, daha belirsiz bir şey algılarsınız. Hava akımı, çok hafif bir esinti, nefes gibi ve evet bir şey ne olduğu birazdan belli olacak dersiniz. Ve 3. Kategori rüyanın izleri ortaya çıkmaya başlar. Tüm bunlar için hem bolca zamanınızın hem de sabrınızın olması gerekiyor zihinsel ve bedensel olarak çok sessiz olmalısınız, o zaman tüm hikayeyi baştan sona anlatabilirsiniz.
Bu zor ve uzun süren egzersizleri yapmadan bile, rüyaları sırasıyla hatırlamak, sonuncusu ya da ortasındaki ya da en başındaki fark etmez var oluşunuza saldırı etkisi yapar,o yüzden uyandığınızda yapmanızı söylediğimi yapmanız gerekiyor. Başınızı yastıktan kımıldatmazken bile bir özen gösterin ve tamamen hareketsiz kalıp rüyanın geri dönmesine izin verin.
Bazı insanlarda bir durumdan diğerine geçerken koridor yerine boşluklar olur. Ve onlar da birinden diğerine atlarlar. Bilincin kırılmadan hepsinin aynı anda ilerlediği bir otoban yoktur. Küçük karanlık bir delik,ve hatırlamazsınız. Uçurum gibi,bilince doğru uzanır. İki uçurum arasında köprü inşa etmek oldukça uzun zaman alır ve fiziksel köprü kurmaktan daha uzun zaman alır. Çok az insan bunun nasıl nasıl yapıldığını bilmek ister. Onların belki hatırlayamadıkları harika rüyaları vardır ya da bazen sadece fiziksel aktiviteyi düzensiz bir koordinasyonla bölük pörçük hatırlarlar.
Fakat gün ve gün içi aktivitelerde çeşitlilik olduğu gibi gece ve uykuda da çeşitlilik vardır. Tüm günler birbirine benzer ama her bir gün diğerinden farklıdır. Günler aynı değildir, geceler de aynı değildir. Siz ve arkadaşlarınız görünürde aynı şeyleri yapıyorsunuz fakat her biriniz farklısınız. Her birinizin de kendi yol yordamları vardır
**
Yorgun ve dinlenmek istediğinizde ve bu yorgunluğu nasıl atmanız gerektiğini bildiğinizde bedeninizden çıkıp bilinçle yaşam enerjisinin dünyasına girerseniz,burası olağanüstü güzellikte el sürülmemiş orman gibidir. Her şey ve atmosfer yaşam enerjisinin gücüyle doludur yeşilin tüm tonları suya yansır, o kadar güzel ve zengindir. Enerjiyle dolmuş olarak uyanırsınız. Bu bir o kadar gerçektir de. İnsanlara nasıl bir şey olacağını söylemeden onları oraya götürdüm ve onlarda orayı tıpkı benim gibi tarif ettiler. Uyumaya giderken tam anlamıyla yorgunluktan bitmişlerdi ve uyandıklarında enerji doluydular. Ve orada sadece birkaç dakika kalmışlardı.
Çok olmamakla beraber böyle bölgeler vardır. Diğer taraftan yaşam gücü dünyasının pek çok hoş olmayan bölgesi de vardır ve en iyisi o bölgelere hiç gitmemektir. Bedenlerine çok yapışık olanlar hatta ayrılmak istemeyenler bile özenli çalışma sonucu bedenlerinden çıkmayı kolaylıkla öğrenebilirler. Nasıl yapılabileceğini fazla kişiye öğretemedim çünkü bu onları koruma olmaksızın ve yanlarında ben olmadan zararlı deneyimlerle baş başa bırakabilirdi.
Yaşam gücü dünyası olağanüstü şeylerin dünyasıdır. Örneğin, yaşam gücü dünyasında bir salkım üzüm yersiniz,ve hiç acıkmadan 36 saat dayanabilirsiniz. Hem de hiç acıkmadan. Fakat bazen de tüm enerjinizi çeken bir şeyle karşılaşırsınız ve bu sizi yaşam gücü dünyasına ait bir takım hastalık ve deneyim sonrası etkilerle baş başa bırakır.