Kanserin ölümü

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Konu alıntıdır ancak bir çok yerde benzer konu açılmış, doğruluk payı varsa şayet kimilerine umut olabilir belki. Bendeki yazıyı aynen ekliyorum.

Arkadaşlar. Yeniköy Mimarlar Sitesinde komşum ve meslekdaşıma 30 yıl evvel doktorlar 6 ay ömrü kaldığını söylediler. Ailesini bu sonuca alıştırdı; evin tüm ihtiyaçlarını gördü, temin etti; kendini ölüme hazırladı. Buğday çimlenmesinin hastalığa iyi geldiğini bir yerde okumuş. Evin bir odasına toprak döşedi; orada buğday yetiştirdi; buğday çimini mikserde öğüterek her gün ve devamlı içti. 30 yıldır yaşıyor. Artık çime de gereksinimi kalmadı. Sağlıklı günler dileğiyle...
Yılmaz Ergüvenç

Kesinlikle zararı yok, sınırlı yararı olabileceği, destek amaçlı kullanılmalarında sakınca olmadığı kanaati bildirildi. Saygılarımla arz ederim. Dr.Vehbi Alpman.KANSERİN ÖLÜMÜ MUTLAKA OKUYUN!

Buğday çimi ekiniz ve yiyiniz, Buğday şırası yapınız ve içiniz.
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya'da içtikleri Buğday şırası geliyor.
Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi Pakistan'daki Hunzakut Prensliği'nde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular, acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar. Türkiye'de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.

Ödemiş'le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ'ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor.
Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.
Buğday müthiş bir kanser ilacıdır.
Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır.
Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir.
Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan 'laetril' içermektedir.
Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)
Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.
- Buğday çimini evde üretebilir miyiz?
- Evde de üretilebilir, küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir, evde üretemeyenlere tavsiyemiz ise buğday şırası üretmeleri....
- Buğday şırasını herkes üretebilir mi?
- Evet herkes üretebilir.
- İsterseniz tarif edeyim.
Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur.
Üzerine 3 bardak su klorlu olmamak şartıyla ilave edilir.
Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir.
Bu ilk su kullanılmaz, dökülür.
Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır.
Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın ise günde 3 kez şıra alınır.
Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir.
O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.
- Az önce sözünü ettiğimiz 'laetril' buğday çiminden başka nelerde bulunur?
Çünkü anlaşılıyor ki, 'laetril' kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri...
Elmanın çekirdeğini de yiyin!
- Evet, Türkiye'de en kolay laetril'e ulaşabileceğimiz yer acı badem ve kayısı çekirdeğidir.
Ayrıca laetril elma çekirdeğinde de vardır. Elmanın çekirdeği yenilirse çok da iyi olur. Amerika'daki ilaç sanayinin maşaları bu 'laetril' adlı ilacı yasaklatmayı başarmışlardır ama Meksika'da satılan 'laetril' bu ülkeden alınıp kaçak olarak ABD'ye sokulmaktadır.
Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
'Kanserin Ölümü' adlı kitabında Manner, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylemişti.
- Acı badem ve kayısı çekirdeği de laetril içeriyor öyle mi?
- Evet öyle. Türkiye'de acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği yerlerde resmi bir istatistik yok ama kanser vakalarının az olduğuna inanılıyor. Resmi istatistik yapılan bir ülke var...
Pakistan'a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut'ta şimdiye kadar hiç kanser olayına rastlanmadı.
Hanzakut'un özelliği temel besinleri kayısı ve kayısı çekirdeği...

- Dünyada bugün kullanılmakta olan kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık sistemini bozduğunu iddia ediyorsunuz alternatif tedavilerin bir sıralamasını yapsak en öne hangisini koyarsınız?
- Önceliği bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere veririm, daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler gelir.
Bağışıklık sistemi konusunda Alman doktor Issel'in tüm beden tedavisi bugün bu ülkedeki 60/70 klinikte başarı ile uygulanmaktadır.
Başarılı bir yöntem: Tüm beden tedavisi
- Tüm beden tedavisi nedir?
- Joseph Issel de bizim gibi kanseri lokal bir hastalık olarak değil, tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalık olarak ele alıyordu.
Ona göre vücutta sürekli olarak kanser hücreleri ürüyor fakat sağlıklı bir bağışıklık sistemi bu hücreleri hemen tahrip ediyordu.
Issel'in bir diğer tedavi yöntemide, ayda bir olmak üzere, özel olarak muamele görmüş bir kolibasil aşısı olan Pyrifer ile ateş şoku tedavisi idi.
Bu yöntemle hastadan bir miktar kan alınıyor, bunu ozon oksijen birleşim ile karıştırarak yeniden hastanın damarından enjekte ediyordu.
Binlerce kanser hastası bu yöntemle iyileşmişti.
Eski Sovyetler'de, şimdiki Rusya'da bu yöntem halen kullanılıyor.


Dr. Serap KIRMIZI
Alıntı.
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Bir başka kaynaktan, 30 yıl boyunca kullanan doktorun ağzıyla, buğday çiminin hazırlanışı ve faydasını anlattığı yazı.

Sadece insanlığı değil tüm canlılar alemini önemli ölçüde ilgilendiren buğday hakkında yazılacakların birkaç cilde sığmayacağını bu çalışmaya başlamadan önce de biliyordum. Ve yıllarca topladığım bilgilerin neresinden başlayım diye uzun süre düşündüm. Ancak gecikmenin de pek bir faydası yoktu. Parça parça da olsa bir taraftan okuyucu ile buluşması için bir yerinden başlanmalı idi. Bu yeri de bence en önemli bölümü olan Buğday Çimi idi.

Buğday Çimi, taze olarak kullanılma zorunluluğu nedeniyle bireysel üretime gereksinim duyması, evde veya işyerinde kolayca üretilmesi nedeniyle, gerekse de sağlıklı yaşamanın olmazsa olmazı sağlıklı beslenmenin en önemli unsurlarından biri olduğundan pek çoğumuzu yakından ilgilendirecektir.

Hemen hemen hepimiz evimizde, işyerimizde birkaç saksı çiçek yetiştirir, onları sular, periyodik bakımlarını yapar çiçek açtıklarında da keyifle seyrederiz. Peki, bir saksınızda da buğday yetiştirmeyi deneseniz ve kendi ellerinizle yetiştirdiğiniz bu buğdaydan elde ettiğiniz kıymetli ürünü afiyetle tüketseniz nasıl olur?

Bir de bu harika ürünün sağlığınız ve beslenmeniz için ne denli faydalı olduğunu öğrenseniz, sanırım sizi kimseler geciktiremez işe başlamanız için. Ancak o kadar da acele etmeyin. Her şeyin olduğu gibi bununda bazı püf noktaları ve önemsemeniz gereken kuralları olduğunu bilmeniz gerekiyor. Önce ne üreteceğimize ve bunun ne işe yarayacağına şöyle bir bakalım.

Her şeyden önce buğday çimi yetiştirmek için kullanacağımız buğdayın, iyi koşullarda, özenle yetiştirilip, ayıklanmış sağlam buğday tohumları olmasına dikkat edeceğiz. Ben 30 yıl önce başladığım buğday çimi yetiştirme uğraşımda bu konuda çok sorun yaşadım. Neyse ki şimdi İstanbul' da belli yerlerde ekolojik(organik) buğday tohumlarını tertemiz paketlenmiş olarak bulma lüksünü yaşıyorum. Yurdumuzun pek çok yerinde de gerek bölgesel olarak gerek internet pazarlanması ile elde edilebildiğini biliyorum.

Benim ilk günlerde tavuk yemi satan dükkanlardan veya Trakya köylerinden edindiğim menşei belirsiz buğdaylarla yaptığım çalışmalar, kazandırdığı deneyimin yanı sıra zararlarda vermemiştir umarım. Çünkü bildiğiniz gibi buğday, yetiştirilmesi sırasında gerek kimyasal gübreler, gerek zararlı mücadelesi için kullanılan kimyasal öldürücüler, gerekse bozulmaması için uygulanılan yöntemlerle oldukça fazla kirlenmektedir. Bütün bu olumsuzluklardan arınmak için organik tarım yapılan özel tarlalarda hiçbir kirletici ile temas etmemiş, iyi kalite, zedelenmemiş, uygun koşullarda kurutulmuş ve ambalajlanmış buğday tohumlarını olabildiğince üretildiği yıl içinde edinebilmeniz ve kullanmanız gerekmektedir.

Bulmanız sırasında sizi biraz uğraştırmış olsa da elinize aldığınız nitelikli bir avuç buğdayın ne büyük bir hazine olduğunu tabii ki bakarak anlamanız olası değil. Eğer gereken işlemleri yapmazsanız yıllarca o tohumlar size, siz de onlara bakar durursunuz. Siz verdiğiniz paraya ve uğraşa, o tohumlarda size veremedikleri onca cevhere ve sağlığa yanıp dururlar.

Buğday Çimi yetiştirmenin pek çok yöntemi var kuşkusuz. Ben burada birkaç tanesini yazacağım. Ancak sizler kendi koşullarınıza en uygun gelen şekli seçer veya yeni yöntemler geliştirebilirsiniz. Sonuçta beklenen tohumların bir şekilde çimlenip, isteğe göre 4-10 cm. civarına kadar büyütülmesi. Bunu başarabilecek her şekil geçerli olacaktır. İster saksıya ekin, ister yoğurt kasesine, isterseniz benim gibi topraksız olarak yetiştirin.

Uzun yıllardan beri yurt dışında Buğday Çimi yetiştirmek için özel saksılar, düzenekler satılmaktaydı. Son zamanlarda ülkemizde de bu amaç için geliştirilmiş, setlerin satılmaya başladıklarını görmekteyim. Ancak ben böyle düzeneklere onca parayı vermektense eldeki olanaklarla ve en kaliteli tohumu alarak bu işe başlanmasından yanayım. Zamanla insan kendine en uygun yöntemi zaten kendisi geliştiriyor. Siz yetiştirin ve afiyetle kullanın da nerde yetiştirirseniz yetiştirin. Tabii ki bu süreçte de göz ardı etmemeniz gereken kuralları bilmeniz gerekecek.

Çimlendirme sürecinde farklı uygulamalar olabilir. Hatta başarılı veya başarısız deneyimlerinizin ardından siz kendinize uygun en iyi uygulamayı bulabilirsiniz. Bu da bir başka kazanımınız olur. Ben burada kendi deneyimlerimden ve genellikle uygulanım şekillerinden söz edeceğim.

İlk seferlerde küçük miktarlarda buğday tohumlarıyla başlamakta yarar vardır. Yarım avuç veya bir avuç buğday alınıp bir kaba konur. Üzerine çıkıncaya kadar içilecek su konur (ben üretimin hiçbir aşamasında klorlu su kullanmamaya özen gösteriyorum). Oda sıcaklığında 15-20 derecede 24 saat bırakılır. Su boşaltılır. O gün veya bir gün sonra toprağa serpilir ve üzerine ince bir tabaka halinde toprak dökülür. Nemlendirilecek şekilde hafifçe sulanır. Çevrenin nem oranına bağlı olarak buğdayların kurumaması için gerektiği kadar su her gün veya gün aşırı serpilir.

Burada dikkat edilecek önemli bir konuda toprağın niteliğidir. Her ne kadar bazı yazarlar organik toprak deseler de, burada bir kavram kargaşası yaratıldığı düşüncesindeyim. Onun için ben suni gübre, çeşitli kimyasallar, kirli su ve atıklar ile kirlenmemiş kaliteli toprak olabilir diyorum. Ekim yapacağınız saksılar çok derin olmamalı, toprak, porselen veya camdan yapılmış olmalı, metal ve plastik olanlar yeğlenmemelidir.

Ben toprak konusunda hayli zorluk çektiğimden, bunu topraksız olarak yapma yöntemini geliştirdim. Böylece evde ve işyerinde haftada bir toprakla uğraşma olayını kaldırdım ve buğdayların hem kök hem filiz kısımlarını rahatlıkla yiyebilme fırsatını buldum.

10 cm çapında cam petri kutularının içine iki kat kaba süzgeç kağıdını yuvarlak kesip koyuyorum. Üzerlerine buğdayları serpiyor ve tohumların üzerine de bir kat daha süzgeç kağıdı koyuyorum. Her gün gerektiği kadar sulamayı da bir piset(Plastik su püskürtücüsü) aracılığı ile dikkatlice yapıyorum. Saksı veya cam kaplar direkt güneş ışını almayan ama karanlık ta olmayan bir yerde tutulmalıdır.

Buğdaylar ikinci günden itibaren tohumun rüşeym kısmından kök ve filizlerini çıkarmaya başlarlar. Üzerlerine koyduğum süzgeç (filitre) kağıdı buğdayların hem ısısını hem nemini koruduğu gibi olası tozlardan da uzak tutuyor. Filizlerin boyları büyüdükçe de onlarla beraber yukarı kalkıyor. Ben 3-4 cm civarına geldiklerinde, filizi, tohumu ve kökü ile birlikte çekirdek gibi yiyerek (uzun süre ağızda çiğnemek suretiyle) veya mikserden geçirerek tüketiyorum.

Diğer bir Buğday Çimi elde etme yöntemi ise; Yeteri kadar buğday yıkanır. Bir kaba konur. Üzerleri örtülünceye kadar su ilave edilir. Tanelerin suyu iyice emebilmesi için su altında kalması gerekir. Su azaldıkça üstlerini öretecek şekilde su ilave edilmelidir.

48 saat sonra su süzülür ve taneler derin olmayan bir kaba yayılır. Tanelerin yarısı açıkta kalacak şekilde suda bırakılırlar. Buğday taneleri birkaç gün içinde çimlenirler. Önce sarımtırak yeşilimsi olan çimler ışık görünce ve boyları büyüdükçe klorofil özümlemesi başlayacağından renkleri daha fazla yeşile döner. Artık ürününüzün kullanılma zamanı gelmiştir.

İster olduğu gibi isterseniz de salatalarınızın üzerine serperek kullanabilirsiniz. Bir havan içinde döverek beyazımsı köpüklü buğday sütü elde edebilir, isterseniz bir mikser yardımıyla parçalayıp sıvı hale getirebilirsiniz. Ağız tadınıza uygun gelebilecek süt, meyve suyu, havuç suyu gibi sıvılarla karıştırarak ta tüketebilirsiniz. Bu üretimi birkaç kerelik değil de, zahmetine katlanarak uzun süreliğine veya yılda birkaç kez kürler halinde yapar ve kullanırsanız bu mucize ürün Buğday Çiminin gerçek faydalarını görürsünüz.

Doğanın canlılar alemine sunduğu bu harika besin sayesinde en doğal, en kolay ve en ekonomik bir şekilde insan organizması için gereken tüm besleyici, geliştirici ve sağıltıcı unsurları almış olursunuz. Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde hayli yüksek fiyatlara satılan Buğday Çimi tabletlerinin doğallıktan ayrılarak ilaç teknolojinin kurallarınca, katkı maddeleri ve koruyucularla bezeli olduğunu düşününce kendi evinizde elde edeceğiniz Buğday Çiminin ne denli saf ve yararlı olduğunu anlayabilirsiniz.

İster doğal beslenme aracı, ister yararlı, yardımcı gıda, ister yitecekleriniz arasında farklı bir tat, ister kilo vermenizde yararlanabileceğiniz bir ürün, ister sağlığınızı tamamlayıcı, isterseniz de hastalıklarınızı tedavi edici olarak kullanın. Buğday Çimi her koşulda size şifalı özelliklerini cömertçe sunacaktır. Denemesi ve yazılanların doğruluğunu gözlerinizle görmesi sizden.
Alıntı.
Sevgiyle...
 

kurtyıldızı

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Ara 2011
Mesajlar
151
Tepkime puanı
13
Bu değerli paylaşım ve bilgiler için teşekkür ederiz. Allah Razı olsun.
 
Üst