İnsanları sevmemek ya da sevememek hastalık mı?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Eleman

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Tem 2014
Mesajlar
107
Tepkime puanı
47
İş
Tasarim ve El Sanatları
Merhaba,

Aşağıda paylaşmak istediğim, kafama takılan bazı soru ve sorunlar hakkında forum üyelerinin fikirlerine ihtiyacım olduğunu düşünüyorum.
Arkadaşlar "ben ne yaparsam yapayım insanları sevemiyorum" Geçmişte (7-8 yıl kadar önce) araştırdığım kadarıyla bu sorunun çakraların açılmasıyla düzelebileceğini öğrenmiştim. Ben de yaklaşık 6-7 yıldır da düzenli denilebilecek şekilde meditasyon yapmaya çalışıyorum.
Çoğu zaman faydalarını gördüğümü hissediyor ve düşünüyor olmama rağmen insanlara, insanoğlu'na karşı sevgi besleyemiyorum.

Ayrıca sanıyorum ki forumda olsun tüm Türkiye toplumunda olsun, benim gibi düşünen ve hisseden başka insanların da çoğaldığı kanısındayım. Genellikle insanlara karşı nötr olmaya çalışmakla birlikte bu nötrlük son zamanlarda kaybolarak "insanalara karşı nefret" hislerine kadar vardı diyebilirim. Zaman zaman toplum içinde yaşarken, neredeyse her gün de gazete ve televizyon, internet haberlerinden gördüklerim, insanların hal ve tavırları, özensizliği, düşüncesizliği, dikkatsizliği, çevreye, başka insanlara, hayvanlara vs. gibi saygısızlıkları, cahillikleri, bencillik ve menfaatçilikleri beni aşırı derecede çok yordu. 1 kadar öncesinde de tüm sosyal medya hesaplarımı kapattım ve kısmen faydasını da gördüm. Doktor tavsiyesi sonucu başladığım sakinleştirici ilacın da faydalarını gördüm. Fakat her şeye rağmen sinirli halimi yeteri kadar bastıramıyorum ve bu durumun bana zarar vermesinden korkuyorum. İnsanlarla kavgaya tutuşmak çok kolay bişey ama bu tabii ki hiç bir zaman hiç kimseyi çözüme ulaştıracak bir şey değil.

İçinde bulunduğum bu vaziyetin nedenleri içinde, İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyor olmamın, nüfus artışı, köyden kente göç, eğitim ortalamasının düşmesi, ekonomik sıkıntılar vs. gibi toplumsal etkenlerin de payının çok olduğunu göz ardı etmiyorum.

Merak ettiğim şey bu bahsettiğim nedenlerden dolayı benim de durumumda olanlar var mı? Meditasyon, dua vs. gibi çalışmalara rağmen "insanlara karşı nefret" hisleri taşıyan arkadaşlar var mı? Ayrıca benim gibi kimliğinde bir din ismi yazıp da o dinin gereklerini yerine getirmeyen, o dinden soğuyan, uzaklaşan, o dine inananların büyük bir yüzdesinin bir akıl tutulması yaşadığını ve vicdansız, saygısız, merhamet yoksunu olduğunu, toplum da da dejenerasyona neden olduğunu düşünen (ya da bunu kendisine ve çevresine benim gibi itiraf etme cesareti ve objektifliğini gösterebilen) arkadaşlar var mı? Yaşadıklarım ve hissetlerim çok mu anormal, aşırı titiz olmadan mı, bazı şeyleri görmeden mi yaşamak lazım? Ya da bu tür durumları aşmak için başka neler yapılabilir? Değerli arkadaşlardan, değerli görüşler alacağımı umarak bu soruları sormak istedim. :eek:fftopic:
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
İnsanlara karşı nefret sizin için ayırt etmeden herkesten nefret etmek .Böyle bi durum şahsen hiç yaşamadım.Evet herkesi sevemedim,herkesi sevdiğini söyleyen ya da düşünenlerin samimi olduklarınıda sanmıyorum.Herkesi sevmek mümkün değil ki..Ancak öyle her önüme gelenden nefret etmedim sebepsiz yere.Yoğun nefret duygusu yaşamadığımdan dua meditasyon gibi bahsettiğiniz çalışmalardan birini bu konu úzerine uygulamadım.Bazen yaşananlardan dolayı bazı kişilerle diyaloğuma son verdim.Bazen de unutmaya çalışıp (yaşadığım bi kenara koyabileceğim birşeydi,sınırlarımı zorlamıyordu)hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam ettim.Bir söyleşide duyduğum güzel bir söz vardı.Bilge insan kötülüğü unutmazmış ,bilge insan unutmadan birşey yaşanmamış gibi yoluna devam edermiş.Bunu başarmak öyle zor ki..Size zarar veren can yakan bir insandan nefret etmeden, nefretini belli etmeden yüz yüze bakmak.Diyeceğim o ki; benimde nefretlerim oldu kimi zamanla sönüp gitti,kimi aklıma geldikçe alevlendi ama o insanları hayatımda barındıramadım o kadarını yapamadım.Nefret kişinin kendisine blokajda yaratır ayrıca,yani kendimize zarar vermemek için de dinginlemeliyiz nefretimizi.
Dini konuda ise; kendimce inancımın gereklerini yerine getirmeye çalışıyorum ama tabiki eksiklerim çok.Mükemmel bir kul değilim:)Zaman zaman sorguladığım aklıma takılan konular dinî anlamda da var tabiki.Cevaplarımı çoğunluktada bulamıyorum.Sizin sorunuzda dediğiniz gibi ,evet bazı şeyleri gòrmemek zorundayız.Meditasyon,dua,yoga bunlara devam edin.İnsanların iyi taraflarını almaya çalışın.Belli bi dönem en azından nefretiniz hafifleyene kadar stresli, kötü olabilecek haber,görüntü vs.görmemeye çalışın.(Haberleri izlerseniz insanlara nefretiniz artar:))
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Yemek gibi düşün, sevmediğin yemeği yemek zorundamısın?
Sevmiyorsan yemezsin olur biter, yemekten nefret edip sen neden böylesin, sinirime dokunuyorsun diye kavga edilir mi??
Açlık hissedersen sevmesende yersin, yanlızlık hissedersende sevmesende insanlar arasına karışırsın.


Herkes herşeyi sevmez, normal insanlarda nötr bakarlar yabancı bir insanın yüzüne bakıpta sevesim geldi demez heralde.
Seversen sapık olursun, nefret edersende sorun. İkisinin arasındaki bakış açısı, normal insanın bakışıdır.
Kavga etmek, sinir hali nedeni ne olursa olsun, sağlığınıza iyi gelmez, bence doktorun dediklerinden devam edin.
Böylesi sinir olmasanız, hak vericem size benimde herkese bayıldığım söylenemez ama dışa tepki olarak dönmeyen, basit düşünceler olarak kalmalı
 

Yakinas

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Şub 2014
Mesajlar
109
Tepkime puanı
5
İş
Öğrenci
Bu nefrete sebebiyet veren şey aslında saydığınız etkilerden ziyade insanların böyle kötü olmasına anlam veremeyişinizden olabilir. Birkaç yıl öncesinde ağır şekilde ben de muzdariptim aynı durumdan. İnsanın en yakınlarından dahi beklemediği şeyleri görmesi böyle bir nefrete sevkediyor. Ben hala daha tam manasıyla aşabilmiş değilim. Fakat farkettiğim şu ki, kişi diğer insanlardan beklenti içinde olduğu sürece bu sürekli artarak devam ediyor. Bu en yakınlarınız da olabilir, hiç tanımadığınız insanlar da olabilir.
Size önerebileceğim şey, gerçek manada hayatınızda eksik olan şeyin ne olduğunu farketmeniz ve bu doğrultuda isteklerinizin neler olduğunu ortaya çıkarmanız.
Ve asıl olay da nefret duyduklarınıza farkında olarak yahut olmadan verdiğiniz değerde yatıyor. Eğer dışarıya gerekenden fazla değer veren birisiyseniz, bu değerin yönünü biraz kendinize doğru yöneltin.
İnsanların büyük çoğunluğu nefrete yahut sevgiye değecek varlıklar değiller.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Düz mantıkla kendinizi çok seviyorsunuz ?
 

Eleman

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Tem 2014
Mesajlar
107
Tepkime puanı
47
İş
Tasarim ve El Sanatları
Arkadaşlar "insanlar" kelimesinden kastım şu; "gün içersinde örneğin günlük alışverişimizi yapmaya çıktığımızda çarşıda, pazarda, sokakta, markette, kuyrukta, trafikte vs. çıkan insan veya insan grupları" anlamında... Buna yakın çevre ve bir takım arkadaşları da dahil edebiliriz.

Birşeylere tepkili veya tepkisiz kalmak!
Bunda ise kişinin mizacı, karakteri, mükemmelliyetçiliği, tahammül etme-edememe hali gibi etkenler var.
Şu şekilde 2 grup var sanki:

1) Bazı insanlar vardır sorunları veya sorun yaratanları görmemezlikten gelip, sineye çekerler, olgunca davranırlar, insan ve toplumlardaki bazı kusurlu durumları olduğu gibi kabul ederler.
2) Bazı insanlar da vardır ki (benim gibi) tepkisiz kalamayan veya tepkisiz kalmayı tercih etmeyen, görmemezlikten gelemeyen, sineye çekip içine atamayan,
sorunu gördüğünde sorunun üzerine giden, sorun yaratana tepki gösteren, topluma birşeylerin doğrusunu öğretmeye, göstermeye çalışan, sorunları içine atıp da bunu sonradan hastalık olarak gün yüzüne çıkarmak istemeyen...

Ama bu ikinci tercihin mutluluk değil de malesef mutsuzluk getireceğinin de farkındayım. 1. grup insanlar sınıfına girmenin bir formülü var mı? Yani ne yaparım da bazı şeyleri görmezden gelen, takıntılarından kurtulabilmiş, boşvermiş bir insan olarak yaşayabilirim? :) :sifone:
 

Yakinas

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Şub 2014
Mesajlar
109
Tepkime puanı
5
İş
Öğrenci
Arkadaşlar "insanlar" kelimesinden kastım şu; "gün içersinde örneğin günlük alışverişimizi yapmaya çıktığımızda çarşıda, pazarda, sokakta, markette, kuyrukta, trafikte vs. çıkan insan veya insan grupları" anlamında... Buna yakın çevre ve bir takım arkadaşları da dahil edebiliriz.

Birşeylere tepkili veya tepkisiz kalmak!
Bunda ise kişinin mizacı, karakteri, mükemmelliyetçiliği, tahammül etme-edememe hali gibi etkenler var.
Şu şekilde 2 grup var sanki:

1) Bazı insanlar vardır sorunları veya sorun yaratanları görmemezlikten gelip, sineye çekerler, olgunca davranırlar, insan ve toplumlardaki bazı kusurlu durumları olduğu gibi kabul ederler.
2) Bazı insanlar da vardır ki (benim gibi) tepkisiz kalamayan veya tepkisiz kalmayı tercih etmeyen, görmemezlikten gelemeyen, sineye çekip içine atamayan,
sorunu gördüğünde sorunun üzerine giden, sorun yaratana tepki gösteren, topluma birşeylerin doğrusunu öğretmeye, göstermeye çalışan, sorunları içine atıp da bunu sonradan hastalık olarak gün yüzüne çıkarmak istemeyen...

Ama bu ikinci tercihin mutluluk değil de malesef mutsuzluk getireceğinin de farkındayım. 1. grup insanlar sınıfına girmenin bir formülü var mı? Yani ne yaparım da bazı şeyleri görmezden gelen, takıntılarından kurtulabilmiş, boşvermiş bir insan olarak yaşayabilirim? :) :sifone:

İnsanların değişemeyeceğine kendinizi inandırabilirseniz eğer bunun etkisi çok büyük olacaktır.
 

dynamic apnea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
2,596
Tepkime puanı
165
Konum
somewhere outthere
İş
dış ticaret uzmanı
Bu gibi sorunları yaşayan inanın tek siz değilsiniz. İnsanların en küçük bir durumda birbirlerini satacak durumda oldukları halde iyi günde vıcık vıcık olmaları, sen onlara nötr yaklaşınca soğuk, kibirli olarak algılanmak, senin derdinle tek bir ilgisi olmayıp kendi derdini paylaşmaktan asla kaçınmayan, kısacası bulundukları durumun farkında olsa da olmasa da takmaması toplumun az bir kısmı olan bunlara tepkisiz kalamayanların psikolojisini alt üst ediyor. Böyle insanların kendi içinde aslında kocaman bir dünyası vardır ve orayı yaşadıkları dünyadan soyutlayıp 'huzur'u orada bulurlar. Ve diğer arkadaşların belirttiği gibi evet, kendilerini çok severler. Bahsettiğim şey normal bir kendini sevmek olayı değil, daha çok anladığım kadarıyla sizden başka kimse size gerçek gelmiyor, bu durumda en çok kendinizi seviyorsunuz. Konuştuğunuz insanların sizi anlamadığını düşünmüşsünüzdür mutlaka, evet anlamıyorlar. Çünkü insanlar ve ilgi alanları, ve en önemlisi duymak istedikleri şeyler çok farklı. Bu durumda anlaşabileceğiniz veya sevenileceğimiz insanlar çok az. Zaten öyle biri varsa onunla çok yakınsınızdır. Çok fazla kimseyi sevmenize zaten gerek yok, birkaç dostunuz olsun yeter. Zaten en iyi dostunuz kendinizsiniz. Doktorunuzun dediklerini uygulamaya devam edin derim, bunun yanında mükemmeli aramayın, çünkü kimse mükemmel değil siz de öyle.. İçinizdeki o kendinize depolanmış kimseye veremediğiz sevgiyi biraz evrene yönlendirin, insanlara değil dağa taşa hayvanlara bile olur. Yalnız olmadığını da unutmayın sevgiyle kalın:):)
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
İnsanlardan durduk yere nefret edilmesi pek sağlıklı birşey değil.

Yani yoldan geçen herangibiri tanımıyorsunuz etmiyorsunuz neden nefret ediceksiniz ki ?
Yoldan geçen birisine nasıl sevgi beslemiyorsak nefrette beslememeliyiz yani sebepsiz olarak bu ikisinin ortaya çıkması pek mantıklı olmaz
 

Eleman

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Tem 2014
Mesajlar
107
Tepkime puanı
47
İş
Tasarim ve El Sanatları
Arkadaşlar sıkıntılı durumlarımı soyut olarak, örneklendirmeden yazdığım için ifade etmeye çalıştıklarımı yetersiz ve eksik olarak anlattığımı farkettim.

Benim derdim kendimi sevmek ya da sevmemekle pek alakalı bir durum değil. Kendimi öyle abartılı bir şekilde seven biri değilim. Yani herkes ne kadar kendini sever ve beğenirse benim durumum daha fazlası değil. Ben sadece kendimi, gözlem yeteneği olan, olgun bir insanın taşıması gereken meziyetlere sahip bir kişi olarak görüyorum. Hani "iyi insan" diye bir kavram vardır ya, kendimi "iyi insan" ya da başka bir deyişle "olması gerektiği gibi bir insan" olarak görüyorum. Daha ötesi bir durum değil yani. Hangi meziyetler bunlar diye sorarsanız da merhamet, vicdan, saygı ve empati kurmak olarak söyleyebilirim.
Bir insanda öncelikle kendine, yakın çevresine, tüm topluma, yaşadığı dünyaya karşı saygı, merhamet hisleri yoksa, empati yapmayı öğrenememişse o kişiden rahmetli babamın tabiriyle "ne köy oluuuur, ne kasaba"

Bu gibi sorunları yaşayan inanın tek siz değilsiniz. İnsanların en küçük bir durumda birbirlerini satacak durumda oldukları halde iyi günde vıcık vıcık olmaları, sen onlara nötr yaklaşınca soğuk, kibirli olarak algılanmak, senin derdinle tek bir ilgisi olmayıp kendi derdini paylaşmaktan asla kaçınmayan, kısacası bulundukları durumun farkında olsa da olmasa da takmaması toplumun az bir kısmı olan bunlara tepkisiz kalamayanların psikolojisini alt üst ediyor. Böyle insanların kendi içinde aslında kocaman bir dünyası vardır ve orayı yaşadıkları dünyadan soyutlayıp 'huzur'u orada bulurlar. Ve diğer arkadaşların belirttiği gibi evet, kendilerini çok severler. Bahsettiğim şey normal bir kendini sevmek olayı değil, daha çok anladığım kadarıyla sizden başka kimse size gerçek gelmiyor, bu durumda en çok kendinizi seviyorsunuz. Konuştuğunuz insanların sizi anlamadığını düşünmüşsünüzdür mutlaka, evet anlamıyorlar. Çünkü insanlar ve ilgi alanları, ve en önemlisi duymak istedikleri şeyler çok farklı. Bu durumda anlaşabileceğiniz veya sevenileceğimiz insanlar çok az. Zaten öyle biri varsa onunla çok yakınsınızdır. Çok fazla kimseyi sevmenize zaten gerek yok, birkaç dostunuz olsun yeter. Zaten en iyi dostunuz kendinizsiniz. Doktorunuzun dediklerini uygulamaya devam edin derim, bunun yanında mükemmeli aramayın, çünkü kimse mükemmel değil siz de öyle.. İçinizdeki o kendinize depolanmış kimseye veremediğiz sevgiyi biraz evrene yönlendirin, insanlara değil dağa taşa hayvanlara bile olur. Yalnız olmadığını da unutmayın sevgiyle kalın:):)

...yorumunuzda belirttiğiniz gibi evet sadece bir iki yakın arkadaşım ve en iyi dostum da kendimim. Hani bazı insanlar zaman zaman sıkılır ya, "off canım sıkılıyor ne yapsam" gibilerinden, ben hayatta böyle bir cümle kurduğumu hatırlamıyorum. Sürekli okurum, kendimi kültürel, duygusal ve düşünsel her alanda geliştirmeye çalışırım. Bana bir şey katmayan, vaktimi çaldığını düşündüğüm eylem ve kişilerden uzak durmaya çalışırım. Yani her zaman yapacak, araştıracak bir şeylerim, hobilerim vardır. Evde iki tane dünya tatlısı kedim var. Bir yandan mahallemizdeki sayısı 20'yi aşan kediyi günde iki kez doyurmaya çalışıyorum... Sözün özü kendimle barışık, öz güven sahibi, yorumlarınızdaki gibi sevgimi evrene, dağa taşa ve hayvanlara yönlendiren bir kişiyim.

İnsanlardan durduk yere nefret edilmesi pek sağlıklı birşey değil.

Yani yoldan geçen herangibiri tanımıyorsunuz etmiyorsunuz neden nefret ediceksiniz ki ?
Yoldan geçen birisine nasıl sevgi beslemiyorsak nefrette beslememeliyiz yani sebepsiz olarak bu ikisinin ortaya çıkması pek mantıklı olmaz

Durduk yere kimse kimseden nefret etmez, tabi ki ben de durduk yere bu tür kötü hisler taşımıyorum.

Yoldan geçen birine nasıl nefret besleneceğini de şöyle bir iki örnekle açıklamaya çalışayım:

Mesela alışveriş dönüşü evinize yürüyorken, iğrenç bi şekilde yollara tüküren veya arabasının camından yediği cipsin ambalajını yola atan birini gördüğünüzde de düşünüyor ya da ne hissediyorsunuz?

Yol kenarında "biri mama verse de nasiplensek" umuduyla bekleyen, soğuktan büzülmüş kediye "pısssttt çekil yolumdan" diye korkutan yaşlı, çocuk veya bir esnafa rasladığınızda, ya da karşıdan karşıya geçen bir kedi gördüğü halde frene dokunarak yavaşlamayan (belki o an cep telefonuyla konuşan) araç sürücüsünü farkettiğinizde ne düşünüyor ya da ne hissediyorsunuz?

Parklarda çocuklarını oynatan anne ya da babaların çocuklarının çişi geldiğinde peyzaj çalışması yapılmış (kimilerine göre otların arasında) kendilerince uygun(!) bir yere çocuklarının tuvaletini yaptırmaları çok mu normal bir şey?

Markete gittiniz; önünüzde bir kişi var ve siz gayet sabırlı bir şekilde bir iki adım geride, sizden önceki kişinin işinin bitmesini bekliyor ve ürünlerinizi sepetin içinde bekletiyorsunuz. Bu sırada arkanızdaki kişi kucağında aldığı mallarla (genellikle istem dışı bilinçsizce) size sürtünüyor. Şöyle bir hafifçe arkanızı dönüp rahatsız olduğunuzu belli eder bir bakış atıyorsunuz. Ama kime, bunu anlayacak biri var mı? Neyse sıra size geliyor ve ürünler taşıyıcıdan geçerek kasiyerin işleminden geçiyor. Bir de bakmışsınız arkanızdaki kişi kendi mallarını çoktan sizin satın aldıklarınızın arasına karıştırmış... vs. uzatmayım fazla! (devamında her türlü tartışmanın çıkabileceği bir olay bu)

İnanın o kadar çok sık görüyorum ki bu tür benzer şeyler ve gün be gün artıyor! Tahmin ediyorum ki yukarıdaki örneklerle konuyu somutlaştırarak daha iyi anlatabilmişimdir.

Nitekim daha önceki yorumlarda da paylaşıldığı gibi bu ülkede insan başını belaya sokmak istemiyorsa yapması gereken şey tabiri caizse "toplum içinde gözleri ve kulakları kapalı yaşamak" Tepki gösteren biriysek başımıza her an her şey gelebilir.
(sözüm meclisten dışarı, bizleri yöneten bazıları da kişisel fikrimce ne acıdır ki gelişmeyen, yerinde sayan bu tür bir toplum istiyor zaten. Kral çıplak demenin suç olduğu bir ülkede yaşıyoruz! Medeni yaşamak isteyenlerin, böyle olmayanları düzeltebilmesinin de pek mümkün olamayacağı bir toplum ayrıca... Ben 45 yaşıma dayandım da asıl gençler için daha çok üzülüyorum)
 

Yakinas

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Şub 2014
Mesajlar
109
Tepkime puanı
5
İş
Öğrenci
Aslında sizde herhangi bir sorun yok. Sadece yüksek bir farkındalığa ve duyarlılığa sahip olduğunuz için insanların duyarsız tavırları sizi tabiri caizse deliye döndürüyor sanırım. Hele ki saydığınız ufak detaylara bile dikkat etmeyişleri ve bunlar için çabalamayışları sizi temelli sinir ediyordur. Fakat şöyle düşünmek zorundasınız; bu insanlar bu detaylara dikkat edebiliyor olsalardı, şuanki hallerinde mi olurlardı? Yoksa daha iyi bir halde mi olurlardı? Karakterinizden dolayı birçok şeyin insanın kendi elinde olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat bu kişilerin gerçekten insan yerine koyup doğru davranışlar sergilemesini beklerseniz kendinize yazık etmiş olursunuz. Çünkü çoğunluk insan olmanın yanından bile geçmiyor.
 

Sitra_Ahra

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2013
Mesajlar
213
Tepkime puanı
129
Konum
Zion
bu devirde insanları sevmek zor azizim hak veriyorum sana
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst