Damgalama

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,258
Tepkime puanı
3,163
Ruhsal sorunları olan kişilerin tedavisi tarih boyunca bir utanç kaynağı olmuştur. Yıllarca ruhsal hastalığı olan bireyler tecrit edilmiş, damgalanmış ve dışlanmıştır. Ayrıca bu kişiler deneysel tedavilere dâhil edilmiş, hastanelere kapatılmış ve en korkunç durumlarda fiziksel, zihinsel ve cinsel istismara maruz kalmıştır. Son dönemde tedaviyi geliştirme ve kaynaştırma çabalarına rağmen, toplum ruhsal hastalığı olan kişilerin ihtiyaçlarına yeterli karşılığı vermekte zorlanmaktadır. Ruhsal hastalıklar korku ve damga kaynağı olmaya devam etmektedir. Sonuç olarak, ruhsal hastalığı olan kişiler toplumun iş ve rekreasyon gibi önemli yönlerinde yeterince temsil edilmemektedir. Ruhsal hastalığı olan bireylerin katkı sağlayabilecek değerli üyeler olarak görülmesi için toplumların algısında çok şeyin değişmesi gerekmektedir (Harder, Wagner ve Rash, 2016: 1)

Tarih boyunca insanlar hem psikolojik bozuklukların nedenlerini merak etmiş, hem de bu bozuklukların yol açtığı tuhaf davranışları doğaüstü güçlere bağladıkları için korku duymuşlardır. Uzun yıllar boyunca korkunun da etkisiyle psikolojik bozukluğu olan insanlar ayrımcılığa uğramış ve kötü muamele görmüştür. Çağdaş düşüncenin gelişimiyle psikolojik bozuklukların nedenlerine ve tedavisine yönelik araştırmalar hız kazanmıştır. Bu araştırmalar sonucunda psikolojik bozukluklara ilişkin bilgi artmıştır. Psikolojik bozuklukların kökenlerine ilişkin bilgi artışına rağmen, psikolojik bozukluklar 21. yüzyılda en çok damgalamaya yol açan durumlardan biri olmaya devam etmektedir (Kring ve Johnson, 2017: 3).

Damgalama, ruhsal bozukluğa sahip insanlar gibi, toplumun bir açıdan farklı olduğunu düşündüğü gruplara yönelik yıkıcı düşünce ve tutumlarıdır. Kring ve Johnson’a göre (2017: 3) damgalamanın dört özelliği vardır:

1- Bir grup insanı diğerlerinden ayıran bir etiket verilir. (ör. Deli).
2- Etiket toplumun istemediği veya sapkın kabul edilen özelliklerle ilişkilidir (ör. Deli insanlar tehlikelidir).
3- Etikete sahip insanlar, sahip olmayanlardan temelde farklı görülür. (ör. Biz o deli insanlar gibi değiliz).
4- Etikete sahip insanlar haksız şekilde ayrımcılığa maruz kalır. (ör. Deli insanlar için bir klinik bizim yakınımıza inşa edilemez).

Damga bir utanç, rezillik veya onaylamama işareti olarak tanımlanabilir, diğerlerinin bireyi dışlaması ya da reddetmesiyle sonuçlanır (ILO, 2000: 12). Tüm psikolojik bozukluklara ilişkin güçlü bir damgalama vardır. Damgalama ayrımcılığa yol açmaktadır. Psikolojik bozukluğa sahip olduğu bilinen kişileri krimanilize etme, bu kişilere ev kiralamama, iş vermeme gibi uygulamalara sık rastlanabilmektedir.

Toplumda psikolojik bozukluklara yönelik damgalamanın çalışma yaşamına yansıması da kaçınılmazdır, iş yerleri toplumda olup bitene ayna tutan mekânlardır aynı zamanda (NESF, 2007: 47). Damga ruh sağlığı sorunları yaşayan kişinin tedavi arayışına girmesini engeller ve nihayetinde gereksiz derecede ciddi ve masraflı sorunlara yol açabilir (ILO, 2000: 6). Damgalama ayrıca iyileşme sürecini de olumsuz etkilemektedir. Psikolojik tedavinin ardından işe dönme süreci birçok çalışan açısından sancılı geçmektedir. Depresyon gibi bir psikolojik bozukluk epizodu nedeniyle işten ayrılan veya hastalık izni alan birçok profesyonel çalışanın, işe dönüşte çalışma arkadaşlarıyla damgalamadan uzak bir ilişki kurmakta zorluk yaşadığı belirtilmiştir (ILO, 2000: 2).

Ruh sağlığı sorunlarının, sosyal dışlanma, damgalama ve ekonomik bedeller bağlamında psikolojik bozukluğu olan kişilere ve ailelerine ağır bir yük yüklediği ortadadır (ILO, 2000: 2). Ne yazık ki, dünya nüfusunun yaşlanması, toplumsal sorunlar ve huzursuzluk, şiddet, çatışma ve doğal afetler nedeniyle ortaya çıkan stres sonucunda bu yük muhtemelen giderek artacaktır (ILO ve WHO, 2000: 3).

Alıntı.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,258
Tepkime puanı
3,163
Screenshot_20240209_105315_Instagram.jpg

Akıl hastalığı tedavisi gören bir hasta, Almanya 1890.
 
Üst