Ben önceleri çok arkadaşın faydalı olduğunu sanardım.
Her yeni insan yeni bir dünya, yeni şeyler öğrenirim sanardım.
İnsanlara güvenmenin iyi birşey olduğunu, onlara sırtımızı dayayabiliceğimi
sanardım.
Ama hayat bana öğretti ki;
Çok arkadaş, boş bir insan kalabalığıdır.
Her insan yeni bir dünya değildir; aslında inadına aynıdır.
Ve bana birşeyler öğretebilmek için önce birşey bilmesi gerekir.
Ve sosyal olmak kişisel gelişimin önündeki en büyük engeldir.
Çünkü birşey öğretmez, çoğunlukla kendileri de bilmez.
Güven konusunda aile bireyleri hariç kimseye tam güvenilmez.
Birisine sırtımı dayarsam da o gidince yere kapaklanırım.
Ve kime dayandımsa gitti.
Bunları birkaç yıl önce farkettiğim günden beri insanları
hayatımdan çıkardım. Sadece kaliteli olan birkaç kişi kaldı.
Çok yalnızlık çektim ancak şimdi bildiğim ne varsa asosyal
dönemimde öğrendim. İnsanları çıkarmasam hayatımdan
halen boş bir insan olarak devam ediyor olacaktım.
Ve hayatımın her alanında kalitesizliğe tahammülüm yok.
Giydiğim kıyafetten, kullandığım eşyaya, okuduğum kitaptan,
görüştüğüm insana kadar herşeyde kaliteli olmak zorunda.
Ve hayatımdan memnunum. Çünkü bu da benim kaliteli
ve değerli olduğumu hissettiriyor.
İnsanlara tavırlarımda ise hem samimi hem seviyeliyim.
Birkaç iyilik yakınlık gösteriyorum. Eğer iş beni kullanmaya
gidiyorsa hemen seviyeli olan yanımı öne çıkarıyorum.
Açıkçası bu saatten sonra çok özel kişiler hariç
beni kullanmalarına, üzmelerine, yıpratlamalarına izin veremem.
Özel kişiler dediklerimse ailem,şimdiki sevgilim, kalbime kabul ettiğim
kadim dostlarım. Onlara taviz verebiliyorum. Çünkü onları seviyorum.
Önceden insanların beni takdir etmesini, beni sevmesini isterdim.
Kabul görmek, başkalarının düşünceleri benim için önemliydi.
Ama öğrendim ki; herkesi memnun etmek mümkün değil.
Herkes başka birisi şekline sokmaya çalışıyor beni.
Ben buyum, beğenmiyorsan sen bilirsin,git o halde demekmiş en güzeli.
Yoksa birsürü kişilik oluyor bir bedende.
Ayrıca insanlara nasihat verme hatası da var bende.
Çünkü o insanları benden iyi yerlerde görmek istedim.
Yaptığım hataları yapmasınlar istedim.
Ama öğrendim ki; herkes kendi kader yolu üzerinde gidiyor.
Ve bir insan kendi istemedikçe asla değişmez.
Ve insanlardan çok fazla şey beklemeyi öğrendim.
İnsan doğasının herkeste aynı genel özellikleri var.
İnsanların yaradılış gereği bozuk, kötü, yetersiz bazı
yanları da var.
O yüzden mükemmellik arayışından vazgeçtim. Çok da fazla şey aramıyorum.
Kendi eksikliklerimi de affetmeyi, buna rağmen kabullenmeyi öğrendim.
Kendimden de yapamıcağım şeyleri beklemiyorum.
Benim şimdiye kadar öğrendiklerimden aklıma gelenler bunlar.