mmx
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 18 Şub 2015
- Mesajlar
- 15
- Tepkime puanı
- 0
Merhabalar,
Bundan yıllar yıllar önce bir yüzük yaptım. Üzerine dualar okudum, uzun süre taşıdım, aktifleştirmek için kurallar koydum. Tüm bunları kendim için yaptım. Uzun süre sonra yüzük ağır olduğu için -biraz büyükçeydi- yüzüğü taşımayı bıraktım. Uzun zaman sonra tekrar elime geçince, ricası üzerine yeğenime hediye ettim.
Fincan ile yaptığımız davetlerde, saygı ve dua ile giderek yüksek kavimlerdeki cinler ile irtibat kurar olduk. (Bennur kavmi çokca geldi) Sonrasında bize çeşitli yalanlar (ben öyle düşünüyorum) söylediler ve biz de bu yalanları söylememeleri için onları uyardık. Bazı dualar eşliğinde onlara emirler verdik, kayıplarımızı buldurduk ancak hiç bir şekilde gaybı sormadık, gaybtan haber vermeye ve bizi bu vesile ile günaha sokabilecek olanları da gönderdik.
Başlarda evin cinleri ile görüşüyorduk, daha sonra onun müslüman tanıdıklarıyla görüştüğümüzü sanıyorduk ve daha sonra başka başka şeyler... Bu konuda merak ettiğimiz çokça şey var ama onu başka bir konuda sorabilirim. Konuya geri dönecek olursak;
Biz yüzüğü çıkarmadan çağrı yaparsak geliyorlar, aksi halde gelmiyorlardı. - Yüzük benim oluşturduğum itibariyle çok güçlü bir koruyucu durumunda - Fincan ile yaptığımız davetlerde sorduk ki; yüzüğe neden gelmiyorsunuz diye, o çok güçlü bizi aşar dediler. Yüzük sebebiyle savaş olduğunu filan da söylediler ancak biz takmadık. Biz de bunun da bir yalan olduğunu düşündüğümüzden fincanı kaldırıp yüzüğü koyarak bir davet yaptık. Anında ismi Cenin-i Felak olan bir dişi cin geldi. Kendisini bize tanıttı, savaşçı olduğunu, kavmindeki en zayıf cin olduğunu ve "efendiler"den olduğunu belirtti. Davetimize icabet etmesinin sebebinin, en zayıfları o olduğu için olduğunu söyledi. Şayet daha büyük bir cin gelseydi içimizden bayılanlar ve/veya kaldıramayanlar olabilirmiş.
Bize yüzüğü eritmemizi ve böylece yok etmemizi rica etti. İfritlerden olan ismini tam yazamayacağım "KERI*" kavmi ile savaşta olduklarını ve onların bu tip güçlü objelerin peşinde olduklarını söyledi. Yüzüğü alırlarsa, benim kavmimden bazı kimselere emir verme gücü de elde edebilirler ya da biz onlara dokunmakta güçlük çekeriz dedi.
Yüzüğü yeğenime verdiğim için, yeğenimin yüzükten vazgeçmesi şart. Şu anki sahibi o çünkü ama o da yüzüğün yapabildiklerini gördükten sonra böyle bir şey istemez oldu. Yeni bir yüzük yapayım mı dedim, lütfen yapma dedi. Yüzükteki ismi günde 50 defa okursan bir kaç güne kalmaz bizden biri gelir ve seni sınar, kaldırabilirsen görüşürsünüz, yüzüğü ona verirsen sana daim borçlu olur ve istediklerini yapar dedi ama görüşmeyi kaldırabilmek için en azından 1 hafta riyazatı şart koştu aksi halde kaldıramazsınız dedi. Yeni yüzük yapmamamı tekrar tekrar rica etti, bizim de çocuklarımız var dedi.
Işığı kapattık, mum yaktık, kendini bize göstermesini rica ettik. Bir iki defa denedi ancak Allah perdenizi aralamıyor. Dua edin dedi. Biz de hayırlısı ne ise o olsun şeklinde dua ettik ancak hiç birimiz onu göremedi. Ayna vs. ile mümkün olduğunu söyledi ancak uyardı da, o yola girmek sizi sıkıntıya sokabilir, kaldıramayabilirsiniz dedi.
Bilenler anlatsın, noluyo ya ? Olay nedir tam olarak ?
Benim bu davet(ler)deki esas amacım onların hakkında bilgiler almak lakin hiç bir surette Allah'a şirk koşmak değil. Çağrılarımızda da "Allah'ın çizdiği helal dairesinin dışına çıkmayacak, bize yalan söylemeyecek ve karşılıklı günahtan kaçınacağımız bir din kardeşimiz" şeklinde sesleniyoruz.
Biri diyo sen el almış, biri diyo cinler emrine girmiş, biri diyo kçınız açıkta kalmış...
Nedir bu işin aslı astarı ?
Sorusu olan sorsun, daha fazla bilgi vereyim.
Bundan yıllar yıllar önce bir yüzük yaptım. Üzerine dualar okudum, uzun süre taşıdım, aktifleştirmek için kurallar koydum. Tüm bunları kendim için yaptım. Uzun süre sonra yüzük ağır olduğu için -biraz büyükçeydi- yüzüğü taşımayı bıraktım. Uzun zaman sonra tekrar elime geçince, ricası üzerine yeğenime hediye ettim.
Fincan ile yaptığımız davetlerde, saygı ve dua ile giderek yüksek kavimlerdeki cinler ile irtibat kurar olduk. (Bennur kavmi çokca geldi) Sonrasında bize çeşitli yalanlar (ben öyle düşünüyorum) söylediler ve biz de bu yalanları söylememeleri için onları uyardık. Bazı dualar eşliğinde onlara emirler verdik, kayıplarımızı buldurduk ancak hiç bir şekilde gaybı sormadık, gaybtan haber vermeye ve bizi bu vesile ile günaha sokabilecek olanları da gönderdik.
Başlarda evin cinleri ile görüşüyorduk, daha sonra onun müslüman tanıdıklarıyla görüştüğümüzü sanıyorduk ve daha sonra başka başka şeyler... Bu konuda merak ettiğimiz çokça şey var ama onu başka bir konuda sorabilirim. Konuya geri dönecek olursak;
Biz yüzüğü çıkarmadan çağrı yaparsak geliyorlar, aksi halde gelmiyorlardı. - Yüzük benim oluşturduğum itibariyle çok güçlü bir koruyucu durumunda - Fincan ile yaptığımız davetlerde sorduk ki; yüzüğe neden gelmiyorsunuz diye, o çok güçlü bizi aşar dediler. Yüzük sebebiyle savaş olduğunu filan da söylediler ancak biz takmadık. Biz de bunun da bir yalan olduğunu düşündüğümüzden fincanı kaldırıp yüzüğü koyarak bir davet yaptık. Anında ismi Cenin-i Felak olan bir dişi cin geldi. Kendisini bize tanıttı, savaşçı olduğunu, kavmindeki en zayıf cin olduğunu ve "efendiler"den olduğunu belirtti. Davetimize icabet etmesinin sebebinin, en zayıfları o olduğu için olduğunu söyledi. Şayet daha büyük bir cin gelseydi içimizden bayılanlar ve/veya kaldıramayanlar olabilirmiş.
Bize yüzüğü eritmemizi ve böylece yok etmemizi rica etti. İfritlerden olan ismini tam yazamayacağım "KERI*" kavmi ile savaşta olduklarını ve onların bu tip güçlü objelerin peşinde olduklarını söyledi. Yüzüğü alırlarsa, benim kavmimden bazı kimselere emir verme gücü de elde edebilirler ya da biz onlara dokunmakta güçlük çekeriz dedi.
Yüzüğü yeğenime verdiğim için, yeğenimin yüzükten vazgeçmesi şart. Şu anki sahibi o çünkü ama o da yüzüğün yapabildiklerini gördükten sonra böyle bir şey istemez oldu. Yeni bir yüzük yapayım mı dedim, lütfen yapma dedi. Yüzükteki ismi günde 50 defa okursan bir kaç güne kalmaz bizden biri gelir ve seni sınar, kaldırabilirsen görüşürsünüz, yüzüğü ona verirsen sana daim borçlu olur ve istediklerini yapar dedi ama görüşmeyi kaldırabilmek için en azından 1 hafta riyazatı şart koştu aksi halde kaldıramazsınız dedi. Yeni yüzük yapmamamı tekrar tekrar rica etti, bizim de çocuklarımız var dedi.
Işığı kapattık, mum yaktık, kendini bize göstermesini rica ettik. Bir iki defa denedi ancak Allah perdenizi aralamıyor. Dua edin dedi. Biz de hayırlısı ne ise o olsun şeklinde dua ettik ancak hiç birimiz onu göremedi. Ayna vs. ile mümkün olduğunu söyledi ancak uyardı da, o yola girmek sizi sıkıntıya sokabilir, kaldıramayabilirsiniz dedi.
Bilenler anlatsın, noluyo ya ? Olay nedir tam olarak ?
Benim bu davet(ler)deki esas amacım onların hakkında bilgiler almak lakin hiç bir surette Allah'a şirk koşmak değil. Çağrılarımızda da "Allah'ın çizdiği helal dairesinin dışına çıkmayacak, bize yalan söylemeyecek ve karşılıklı günahtan kaçınacağımız bir din kardeşimiz" şeklinde sesleniyoruz.
Biri diyo sen el almış, biri diyo cinler emrine girmiş, biri diyo kçınız açıkta kalmış...
Nedir bu işin aslı astarı ?
Sorusu olan sorsun, daha fazla bilgi vereyim.