Beden Dili ve İletişimdeki Etkisi

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
BEDEN DİLİ:

Body-Language-hands.jpg


İletişim duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır. Bu sürecin amacı “anlaşılmaktır.”
Başlangıç çok önemlidir. Birbirimizle ilgili pek çok kararda ilk temas, ilk izlenim, değişmesi zor izler bırakır.
İletişim bir bilgi alışverişi değildir. Verilen bilgiyi etkileyen duygu ve davranışın oluşturduğu farklı bir bütündür.
İletişim kişiye değil, kişiyle yapılır. Paylaşım ve karşılıklı iletişimi gerektirir.
Sözlü ve sözsüz iletişim işaretleriyle bir bütündür. İletişimin sözel olmayan öğeleri beden dili ve ses tonudur. Beden dili ve ses tonu, kişinin tarzını, tavrını ve söylenenin algılanış biçimini belirler.​

Beden Dili
Beden dili insanlık tarihi açısından en eski iletişim aracımızdır. Duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır.
İnsanların yüzyüze kurdukları ilişkide, kelimeler yüzde 10, ses tonu yüzde 30, beden dili yüzde 60 önem taşır.​

Doğrudan Göz İlişkisi
Bir kişiyle konuşurken dikkat edilecek en önemli noktalardan biri, nereye baktığınızdır. Doğrudan konuştuğunuz kişiye bakmak, karşınızdaki kişiye samimiyetinizi iletmenize yardımcı olur ve mesajınızın etkisini artırır. Yere bakarak veya gözlerinizi kaçırarak konuşmanız, karşınızdaki kişinin üstünlüğünü kabullenme olarak yorumlanacaktır.​

Doğrudan göz ilişkisi kurmak ve sürdürmek konusunda aşırılığa kaçmamak gerekir.
Sürekli olarak bir insanın gözlerinin içine bakmak hem o kişide rahatsızlık doğurur hem de gereksizdir.
Doğrudan göz ilişkisi de zamanla geliştirilebilir. Bunun için dikkatinizi göz temasınıza yöneltmeniz, birisiyle konuşurken, gözlerinizi kullanış biçiminizin farkında olmanız gerekir.​

Beden Duruşu
İnsanlar birbirleriyle ilişkilerinde çok farklı beden duruşları içindedir. Biriyle çok özel bir konuyu görüşen kişi hafifçe öne eğilir.
Çocuğa eğilerek konuşan yetişkin, karşısında iş birliğine çok daha yatkın bir çocuk bulacaktır.
İlişkide olduğu kişiyi doğrudan karşısına alan ve dik bir beden duruşuna sahip olan kişi, mesajına güvenli bir özellik katmış olacaktır.
İki büklüm, boynu bükük, “süklüm püklüm” beden duruşları ne kadar hatalıysa, omuzları geriye atılmış, göğüs dışarı çıkmış, baş yana eğilmiş, meydan okur, savaşa davet eder türdeki beden duruşları da aynı ölçüde hatalıdır.
Başı ve bedeni dik tutarak konuşmak ve dinlemek, zamanla geliştirilebilecek bir tavırdır.​

Mesafe ve Bedensel Temas
Mahrem mesafe, herkesin tipik olarak asansörde yaşadığı, tanımadığınız insanlarla yakın olduğunuzda rahatsızlık duyacağınız mesafenin ölçüsüdür.
Hangi toplumda olursa olsun mesafe, insan ilişkilerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bir insana çok yakın oturmak veya ona yakın durmak, elini omuzuna, sırtına koymak, koluna, eline değmek iki kişi arasındaki ilişkiye belirli bir özerklik, yakınlık ve sıcaklık katar.
Yakınlık isteği içinde olmayan kimse ise rahatsızlık duyar ve savunucu olur. Bu sebeple böyle bir yakınlık girişiminden önce, bu yakınlığın karşıdaki kişi tarafından nasıl değerlendirileceğini sözlü olarak ölçmekte yarar vardır.
Karşıdaki kişinin koyulan mesafeyi veya bedensel teması nasıl algıladığına dikkat edilmesi gerekir. Aksi takdirde ortaya rahatsızlık verecek yorumlar ve istenmeyen sonuçlar çıkması kaçınılmaz olur.

Jestler
Uygun ölçüde ve uygun şiddette yapılan jestler bir konuşmaya güç katar. Bu konuda dikkat edilmesi gereken, jestleri konuşmadaki eksik kelimeleri tamamlayacak bir araç olarak kullanmamak, yabancı dile hakim olmayan birinin ifadesini elleriyle tamamlaması gibi bir duruma düşmemektir.
Bundan başka sert ve sinirli jestlerin, dinleyenlerde rahatsızlık doğurduğu unutulmamalıdır.
Rahat, sakin ve yumuşak jestler, konuşmacının kendine güvenini, konuştuğu konuya hakimiyetini ortaya koyduğu yönünde yorumlanmaktadır.

Mimikler
İnsan ilişkilerinde hiçbir şey, belki yüz ifadesi kadar önemli ve anlamlı olamaz. Üzüntünün veya kızgınlığın gülümseyen bir ifadeyle, sevincin çatık kaşlarla ifade edilmesi uygun düşmez. Güvenli bir ifade, verilen mesajla uyum içindeki bir ifadedir. Öfkeli bir mesaj veya memnuniyetsizlik en açık olarak donuk bir ifadeyle verilebilir.

Ses Tonu, Şiddeti ve Konuşmanın Akıcılığı
Ses tonunun kullanılma biçimi, sözlü ilişkinin hayati bir parçasıdır. Tek heceli bir kelime, örneğin “git” kelimesi, söyleniş biçimine bağlı olarak pek çok anlama gelebilir. “Git” vardır, “Seni bir daha görmek istemiyorum” anlamına gelen; “git” vardır, “kal, hiç gitme” anlamına gelen.
İnsanlararası ilişkilerde yaşanan en küçük gerginlik, kendini önce ses tonunda ortaya koyar. Büyük çoğunlukla gündelik ilişkilerde canlı, neşeli, enerjik bir ses tonu, insanlar üzerinde olumlu etki bırakır. Ancak ortada bir gerginlik ve sorun varsa ses tonunun yumuşak ve sakin olması çatışmayı önler ve işbirliğini kolaylaştırır.
Monoton, dinleyende bıkkınlık yaratan, kolayca dikkatin dağılmasına sebep olan bir konuşma üslubuyla kişi ortaya ne kadar orjinal fikirler koysa da ikna edici olmakta güçlük çekecektir.
Sert ve kesin konuşma biçimi, çoğunlukla dinleyenlerde savunuculuğa sebep olur ve rahatsızlık doğurur. Ayrıca sesine özür diler gibi bir ton veren kişilerin, karşısındakiler tarafından istekleri kolayca geri çevrilir veya söyledikleri önemsiz olarak görülür.

Duygu ve düşüncelerinizi olumlu yönde geliştirebilmek için beden dilinizin sunduğu imkanları kullanabilirsiniz.

Dünyada tekrarlanamayacak tek şey ilk izlenimdir. Bu sebeple beden dilini hayat amaçları doğrultusunda düzenlemeyi öğrenmek, büyük önem taşır.


-- ALINTIDIR --
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Güzel bir konu ama bu duruşların her zaman doğru olacağını sanmıyorum.
Bilinmesi ama takıntı edilmemesi gerek.
İnsanları anlamanın bu kadar kolay olmadığını düşünüyorum.
Bu konuda fena halde ağzım yandı.
Çevremde bu konuya fazla meraklı,saplantılı bir arkadaşım vardı.
Yanında elimi kolumu nereye koyacağımı şaşırırdık.
Resmen ya mum gibi ya da hazırol pozisyonunda ama bir türlü rahat edememiştik.

Yalnızken kolları kenetlemenin (bedensel anlamı: senle iletişime kapalıyım)
veya ayak ayak üstüne atmanın (bedensel anlamı:ben de senin kadar biliyorum)
verdiği mesajlar mantıksız geliyor bana.
 

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
İnsanların algı kapasitelerinndeki ve algılayış şekillerindeki değişiklikleri göz önüne alırsak yukarıdaki kuralların herkes üzerinde aynı etkiyi yaratacağını söylemek hata olur. Bu konuda size katılıyorum.

Hareket, duruş biçimleri ve konuşma tarzı kültürden kültüre hatta mahalleden mahalleye bile farkılık gösterebilir. İstanbul'da ve büyük şehirlerde yaşayanlar bu konulardaki farklılıklara aşinadırlar kanımca. Semtten semte yaşayış tarzı değişiyor.

Bana göre kişiye dokunarak iletişim kurma her zaman etkilidir fakat bazı kimseler kendilerine dokunulmasından hoşnut olmayabilir. Bu gibi örneklerle çok karşılaştım.
 
Üst