"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Yeni Dünya Düzeni Tartışması

Sana karşı açıkcası biraz önyargılıydım herşeye matrix deme tutumuna karşı daha doğrusu , 2 yıl önce bile matrix muhabbetleri yaptığın gönderilerini görmüştüm fakat bugün karşıma bi video çıktı , sana karşı ve matrix konusuna olan önyargılarım tamamen kırıldı diyebilirim.


İşin aslı şu ki; her şeyin birbiri cinsinden de bir değeri vardır.

Altının gümüş cinsinden bir değeri var. Metrenin santimetre cinsinden bir değeri var. Elmanın armut cinsinden bir değeri var. Pazarda bir armut belki de 2 elmaya eşit. Biraz kozmik matematiğe yayalım : Günahların karma cinsinden bir değeri var. Geçmişte Ettiklerinin gelecekte bulacakların cinsinden bir değeri de var..


Matrix sadece bir ekol. Matrix Evrenindeki tüm etken unsurların baştan sona tam tarif edilmiş olduğu bir ekol. Evrenimizi anlamlandırmada kullandığımız herhangi bir ekoldeki boşlukları doldurmak için, bazen de referansları kendi cinsinden tanımlanmış paralel ekollerdeki dinamikleri incelemek gerekir.


Yani içinde yaşadığımız evrenin de Matrix kurgusu cinsinden bir değeri var. Ve bu bize boşlukları doldurmamız noktasında yardımcı oluyor.
 
Son düzenleme:
Yaşadıklarımdan ziyade bildiklerimi derleyeceğim bir forum başlığı başlatacağım umarım üşenmez yaparım :) ordan sorularınızı sorabilirsiniz çünkü anlatılacakların sonu yok
Umarım üşenmezsiniz...Ben de kendi hayatımda bazı açılımlar yaşayıp da bildiklerimi aktardığımda çok faydasını gördüm ..O yüzden buradaki arkadaşlarıma da her zaman bunu öneriyorum..Bazı bigileri yazıya aktarınca şimdiye kadar çözemediklerimizi de ortaya çıkarmış oluyoruz...Yazıya dökmek gerçekten başka pencereler açıyor...:)

@mrcn Yazdıklarınız içinde ''az yemek yemenin ya da hiç yememenin''nasıl bir faydası var ki?Aklıma takıldı;aslında bunu hep merak ediyorum...Bazı insanlar orucun faydalarından da bahsediyorlar ama sizin yorumunuzu bilmek isterim ;aç kalmak neden bu kadar önemli...Cevaplarsanız çok sevinirim:)
 
Kapitalizmin artık son dönemecine girdiğini, bu aşamadan itibaren yoğunlaşan nüfus ile artan ucuz iş gücünün kapitalizmi kapsayıp aşarak tüm dünyanın yeni bir ekonomik sürece evrileceğini düşünüyorum.
Elit denilen örgütlerin insan nüfusu ile ilgili bu tarz planları olduğunu düşünmüyorum. Elitler ile devletlerin ayrışma süreçlerinin hızlanacağını öngörüyorum.Elitlerin devlet politikalarında belki sadece burjuva kültürü bağlamında kültür-sanat politikaları haricinde yaptırım güçlerini yitireceklerini düşünüyorum.
Kapital süreçler incelendiğinde büyük şirketlerin kendi sahipleri öldüğünde bile sermaye birikimini artırdıkları göz önüne alınırsa kapitalist süreç evrilirken elit denilen sınıfın tahakküm sürecinin sonlanacağı aşikar bence. Haliyle insan nüfusu üzerinde böyle bir güç denemesi yapamayacaklarını düşünüyorum.
Halihazırda iklim krizi, toplumsal, siyasal sebeplerle ve savaşlarla başgösteren göç krizini dahi çözemiyorlar.
İyi de zaten bunları başlatan dünya üzerinde ki bes aile ve kapitalist sistem kendi yarattıkları bir sorunu neden düzeltmek istesinler zaten
 
İyi de zaten bunları başlatan dünya üzerinde ki bes aile ve kapitalist sistem kendi yarattıkları bir sorunu neden düzeltmek istesinler zaten
''Kendi yarattıkları'' konusuna katılmıyorum , beş aile , elit , kurumsal yapılar artık her kimler ise bu büyük başlarında elinde olmadan gelişen durumlar elbette vardır. Ben onların bu sistemi yaratmasından ziyade sadece sisteme göre pozisyon aldıklarını düşünüyorum , tabi bu bence si.
Her ne kadar büyük bir sermayeleri olsa da bütün sistemi dizayn edebilecek kadar büyük bir akıl var mıdır tartışılabilir.

Eski Roma'nın çöküşü, Fransız Devrimi, SSCB'nin dağılması,2008 Krizi, Covid-19 sonrası ekonomik düzensizlikler, sosyal medya ve internetin beklenmedik etkileri,insanların bilgiye olan erişiminin kolaylaşması ve daha fazla aydınlanması...
gibi değişkenleri hesaba katmak lazım.
 
''Kendi yarattıkları'' konusuna katılmıyorum , beş aile , elit , kurumsal yapılar artık her kimler ise bu büyük başlarında elinde olmadan gelişen durumlar elbette vardır. Ben onların bu sistemi yaratmasından ziyade sadece sisteme göre pozisyon aldıklarını düşünüyorum , tabi bu bence si.
Her ne kadar büyük bir sermayeleri olsa da bütün sistemi dizayn edebilecek kadar büyük bir akıl var mıdır tartışılabilir.

Eski Roma'nın çöküşü, Fransız Devrimi, SSCB'nin dağılması,2008 Krizi, Covid-19 sonrası ekonomik düzensizlikler, sosyal medya ve internetin beklenmedik etkileri,insanların bilgiye olan erişiminin kolaylaşması ve daha fazla aydınlanması...
gibi değişkenleri hesaba katmak lazım.
Tabii saygı duyuyorum ama sisteme göre alınan pozisyon olduğunu düsünmüyorum, sistemin bilakis öncüleri oldugunu düsünüyorum
 
Tabii saygı duyuyorum ama sisteme göre alınan pozisyon olduğunu düsünmüyorum, sistemin bilakis öncüleri oldugunu düsünüyorum
Belkide zamanla sistemin kendisi'de olmuş olabilirler ve bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
Çok komplike bir döneme denk geldik , bu kadar farkındalık ve aydınlanmak kişinin içindeki huzuru alıyor , yük ve mutsuzluktan başka bir şey getirmiyor çünkü gerçeğin ne olduğunun kesinliğine ulaşılamıyor , sadece tahminler yapılıyor.

Belki de mutlak hakikate, 'Yapay Zeka' ve 'Quantum Bilgisayar' sistemlerini birleştirdiğimizde ulaşabileceğiz. Ancak buna ulaşan biz olmayacağız ve muhtemelen bize hiçbir şey açıklanmayacak.


 
Umarım üşenmezsiniz...Ben de kendi hayatımda bazı açılımlar yaşayıp da bildiklerimi aktardığımda çok faydasını gördüm ..O yüzden buradaki arkadaşlarıma da her zaman bunu öneriyorum..Bazı bigileri yazıya aktarınca şimdiye kadar çözemediklerimizi de ortaya çıkarmış oluyoruz...Yazıya dökmek gerçekten başka pencereler açıyor...:)

@mrcn Yazdıklarınız içinde ''az yemek yemenin ya da hiç yememenin''nasıl bir faydası var ki?Aklıma takıldı;aslında bunu hep merak ediyorum...Bazı insanlar orucun faydalarından da bahsediyorlar ama sizin yorumunuzu bilmek isterim ;aç kalmak neden bu kadar önemli...Cevaplarsanız çok sevinirim:)
Cathrine yiyecekler vücut titreşimimizi bozmakta ve bizi ilahi olandan metafizik olarak uzaklaştırmakta.İlahi olanla bütün olduğumuzda doğrunun ve yanlışın ne olduğunu kalp gözümüzle bilebiliriz. Vücudumuz, oksijen, karbonhidrat, dünyevi hava koşulları, güneş ve benzeri iklim ve dış etkenlere karşı kendini tamir ederken yediğimiz yiyecekler sayesinde vücut kodlandığı bu çalışma mekanizmasını bırakıp yediği yabancı madde olarak algıladığı gıdayı hazmetmeye çalışarak tüm kodlamasını yanlış bir şekilde kullanıyor. Bu sebeple ölüm kaçınılmaz oluyor. Bir de evrensel kanunlara metafiziksel olarak kalp gözümüzle güncellenmek istiyorsak vücudumuzun yiyeceklerle meşgul olmaması ve kendi yaradılış kodlamasının düzgün çalışır bir durumda olması gerekmekte. Paket gıdaların üstünde üçgen içerisinde sayılar bulunmaktadır. "1 3 5 7" gibi: Bu sayılar zorunlu olarak bakanlıkların gıda üretimine izin verdiği firmalara şart koştuğu gıda kanunlarıdır. Bu kanunlar günümüz üretim koşulları için göksel güçlerin; bir nevi Tanrı katının diyebiliriz; zorunlu kıldığı kanunlardır. (çünkü hepimiz göksel yaradılışlarız bu her ne kadar unutturulmaya ve saptırılmaya çalışılsa da hepimiz yaratıcının; allah, tanrı veya yaratıcı adına her ne dersek; tarafından dünyevi koşullardan bir şekilde gizleseler bile korunuyoruz) bu sayıların anlamları bulunmakta. Paket gıda yemeyin diyorlar aslında yenilecekse paket gıda yenilmelidir. Çünkü toprak, tarım ve ilaçlama konusunda ne yediğimizi bilemiyoruz. Ancak gıda konusunda geniş araştırma yaparsak bu üçgen içerisinde bulunan sayıların internette gerçek anlamları olmasa da bu sayılar bize hangi gıdayı tüketip tüketemeyeceğimizin bilgisini verir. Ve tam olarak birebir bu bilgileri bize vermeseler de yine de bu konuda bilinçlenerek ne yeyip yiyemeyeceğimizi mantığımızla kontrol edebiliriz. Benim ahir zaman dediğim bu çağda paket gıda bile vücudun tolere edebileceği seviyede olması gerekmekte. Vücudumuz yemek borusu ve soluk borusu diye iki giriş ve çıkış noktasından ibaret diye anlatılıyor. Bunlar esasen bulunduğumuz gezegende vücudumuzun giriş ve çıkış olarak kanal ve hava yollarından ibaret dış maruziyetlerden vücudun korunması amacıyla yaradılışımızda bulunan uzuvlar ve kodlamalar.
 
İnsan nüfusunu yönetebilecek güce sahip olsaydım ilk yapacağım üreme kontrolü olurdu. Doğum kontrol değil. Kadın ve erkeklerin ebeveyn olma nitelikleri üzerinde derin analizler yapar, akıl yürütme ve zeka kullanma becerilerini değerlendirir, belirli oran altında kalan kesimi kısırlaştırırdm.

Kulağa canice gelebilir ama toplumsal gelişimde bireylerin üremesinin, üredikleri bireyin topluma zarar ve faydasının denetlenebilir olması ; insanlık adına küçük, dünya adına büyük bir yatırım olurdu. Böylece, çocuk yapmayı görev gören zihniyetten kurtulur, birey yetiştirebilecek zihinler ile daha gelişmiş bir toplum yaratabilirdim.

Teknolojinin hızlı ilerleyişinin önümüzdeki dönemde benzer analizler yapmasını 4 gözle bekliyorum. İşçi sınıfı son çırpınışlarında, makineleşme ışık hızına yakın seyrediyor. Orta düzey gelişmişliği kaybettiğimiz bu günlerde ; geleceğin alt tabakası, günümüz orta düzeyine eşdeğer olmazsa ; sokaklarda çoğalacak katliamın önüne geçemeyiz.
 
@mrcn Gıda konusunda yaptığınız açıklamalar için çok teşekkür ederim,emeğinize sağlık...Üşenmediğiniz için de çok sevindim...Eğer zamanınız olduğunda ya da ileride başka konularla ilgili yazılar paylaşırsanız sıkı bir okuyucunuz olduğumu bilin...sevgiler:)....
 
Dünya koptu kopacak artık...
Sanmam, tanrı bize böyle bir iyilik yapmaz.

İnsanlar kendileri de mecburen dünyada yaşadıkları için kopartamazlar.

Ya Antinatalist deccal bir hacker nükleer sistemlere sızacak, sağa sola iki tane fırlatacak ya da bir nöbet-er'in kahve içerken elindeki kahve bardağı düğmeye düşme suretiyle yanlışlıkla haritadan minimum beş tanesinin ABD'ye gelecek şekilde rastgele 10-15 tane sallaması örgüsüyle ( failsafe tarzı 2 authentication sistemlerini göz ardı ediyorum), aksi halde bu gezegenin yok oluşu için daha çok uzun zamanlar var gibime geliyor çünkü insanoğlu her türlü pisliğe adapte olur ve yaşamaya devam eder.

Şu an benim gözümde en gerçekçi kıyamet senaryosu, öngörülemeyerek ilerleyecek bir 'Biyolojik felaket senaryosu' gibi duruyor. Birilerinin üstün ırk yaratma girişimleri sonucunda beklenmedik bir şekilde mutasyonlar geliştirip hepimizin içinden geçecek bir virüsün ortaya çıkması gibi.

Daha bir gün önce gelen bir haber, belki gözünüzden kaçmıştır diye paylaşıyorum:

"ABD ile Ermenistan'ın Türkiye* sınırında biyolojik silah deneyleri yaptığı ortaya çıktı!"
ACCU Referans Tıbbi Laboratuvarı ile Ermenistan'daki ABD askeri ataşesi Yarbay Kevin Steele arasındaki yazışmaların materyalleri internete sızdırıldı.
Kaynak (orijinal kaynağı hatırlamıyorum) ve belgeler: X Link

* Nedense hep yere düşen mızrağın ucu bize giriyor değil mi ?
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ulus devletler çok fazla vergi almaya başladılar halklarından.

Değişik değişik düzenlemelerle, türetilmiş yaratıcı isimlerle vergiler topluyorlar.

Mr. Beast 10 milyon dolar ödül verdiği bir yarışmacısına vergileri düşünce 5 milyon teslim etti mesela.


Ulus devletlerin topladığı vergilerin büyük bir oranı yine diğer ulus devletlerle olan rekabet, istihbarat, savunma ve güvenlik gibi alanlarda bir nevi ziyan ediliyor da denebilir.

Neden peki?
Çünkü tek kutulu bir dünya düzeni bir çok yönden daha pratik ve daha bütçe dostu bir sistem. Komşu diyarlar tehdit değil mesela. Aynı merkeze hesap veren uçsuz bucaksız bir coğrafya düşünün.

Hz. Süleyman ve Hz. Zulkarneyn dönemlerinde de tek kutuplu bir idari sistem var ve herkesin kafası rahat. Liderler bir kargaşa olduğu vakit anında müdahale ediyorlar ve asayiş sağlanıyor. Süreç uzamıyor. Gücün kimde olduğu, kimde olmadığı belli. Adalet yerini buluyor ve konu kapanıyor.

Hatta Onların dönemlerinde daha metafizik, boyutlar arası türlerin bir arada yaşadığı daha sprituel farkındalıklı ve her yaşam formunun meşru varoluşsal haklarının tanındığı daha kozmopolit bir sistem var.

Bizde ne var? Kuresel bir Sömürü düzeni ve küresel bir başıboşluk.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst