uzumakikamilov
Kayıtlı Üye
3 yaşımdayken, gözleme yapılan sacın üstüne düşmüştüm, üzerinde de çaydanlık vardı. Sol kolum ve bacaklarım çok ağır bir şekilde yanmıştı. Her gün hastaneye gitmek zorunda kalıyorduk ve yaralar ne yazık ki kabuk bağlamıyordu. Her gün tekrar sulanıyor ve bana büyük acılar yaşatıyordu. Bizim her gün hastaneye gittiğimizi fark eden bir ambulans şoförü, anneme bir tarif vermiş. Yumurta sarısını bir tavada simsiyah olana kadar kızartın, az bir yağ çıkacak, bu yağı yaraların üzerine sürün demiş. Annem başta tereddüt etse de bu tarifi bende uygulamış ve 3. gün yaralarım kabuk bağlamaya başlamış ve 1 hafta olmadan tüm acılarım gitmiş. Hastaneye de bir daha gitmemişiz.
Dayım elektrik işçisiydi ve bir gün trafo sorununu gidermeye çalışırken elektrik akımına maruz kaldı. Hastanede gördüğümüzde tüm vücudu simsiyahtı. Annem hemen bu tarifi hatırlamış ve onlarca yumurta sarısının yağını çıkartıp dayımın tüm vücuduna sürmüş. İlk gün büyük acılara maruz kalmıştı, ancak öbür gün tüm yaraları kabuk bağlamıştı ve vücudunda herhangi bir yara izi kalmadı. Bu tarifi birçok anadolu köylerinde duydum sonraları. Çok meşhurmuş. Önerim, herkesin ufak bir kavanozda hazır yumurta yağı bekletmeleri. Ancak yağı çıkartırken çok ağır, kötü bir koku çıkıyor. Açık bir alanda çıkartma şansınız olursa daha iyi olacaktır.
Dayım elektrik işçisiydi ve bir gün trafo sorununu gidermeye çalışırken elektrik akımına maruz kaldı. Hastanede gördüğümüzde tüm vücudu simsiyahtı. Annem hemen bu tarifi hatırlamış ve onlarca yumurta sarısının yağını çıkartıp dayımın tüm vücuduna sürmüş. İlk gün büyük acılara maruz kalmıştı, ancak öbür gün tüm yaraları kabuk bağlamıştı ve vücudunda herhangi bir yara izi kalmadı. Bu tarifi birçok anadolu köylerinde duydum sonraları. Çok meşhurmuş. Önerim, herkesin ufak bir kavanozda hazır yumurta yağı bekletmeleri. Ancak yağı çıkartırken çok ağır, kötü bir koku çıkıyor. Açık bir alanda çıkartma şansınız olursa daha iyi olacaktır.