"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Sizede oluyor mu?

danikoca

Kayıtlı Üye
Bazen her şeyden uzaklaşmak bazen düşüncelerde boğulmak mutlu veya üzgün olmak.Sizce duygular ne kadar mantıklı?Sizce düşüncelerimiz ne kadar etik ? Belkide sadece bir programdır bütün bunlar .
 
Kuantum evreninde zaten herşey hologram. Gerçeği bizim algımız belirli bi titreşimde tezahür eder. Fakat o asıl olan gerçek diyemeyiz. Duyguları ve düşünceleri ben, realite ve maneviyat arasında bir köprü görevi olan bütünün parçaları olarak görüyorum. Mutlu olmak veya üzgün olmak bu bizim seçimlerimiz doğrultusunda oluyor. Bugun şuanda kahkaha atmak istersem,vücudumda mutluluğu uyaran hormanlar vs. vs. harekete geçecek,güzel düşünceler zihnime dolacak ve ben bu düşüncelerin enerjisiyle mutluluğu hissedeceğim. Bütün bunları sadece kahkaha atmayı seçtiğim için yapacağım. Ya da farklı bi realite yaratırım kendime. Gider acıklı bir film izler,kendimi bunalıma sokarım. Bu da bir seçimdir. Kısaca düşüncelerimiz bizim seçimlerimizin etikliği oranında etik.Biraz farklı bi anlatım biçimi oldu ama umarım anlatmak istediklerimi aktarabilmişimdir. İyi Forumlar :)
 
Düşüncelerini kişi ancak kendi içinde sorgulayabilir,kendi vicdanı ve aklı ile.Fikirler ayrıdır ve herkese herşeye göre değişir.Mutluluk bazıları için etiklikten çıkıp önemsizleşirken bazısı için de önemlidir ve hayatını buna göre yaşar.Kısacası duygularınız yaşamınızdaki görsele döktüğünüz eylemlerinizdir.
Uzaklaşmak istemek bir evredir..Bunu herkes yapar genelde..Kendinize uzaktan bakmaya çalışın.Görün,soruşturun,anlayın ve çözün.Daha sonrası biraz daha iyi olucaktır.Düşünmek benim için sevmekten sonra gelen en güzel eylemdir..

İyi forumlar..
 
Sizce duygular ne kadar mantıklı

Sizce duygular olmasaydı hayatın ne anlamı kalırdı ? mutluluk olmasa üzüntünün ne olduğu nerden bilirdik ?

mutlu olmasak gülmesek üzülmezsek hayatının ne anlamı kalır ?

üzüntünün arkasından mutlu olmak bunalımdan sonra rahata ermek bunlar olmazsa hayatın ne anlamı kalır ?

düşünmesek , ağlamazsak , gülmezsek , mutlu olmazsak , o anı hissetmessek hayatın ne anlamı kalır ?
 
Nefsin bir oyunu hepsi. Yok, hiç birisi biz yoğuz kimse yok sadece öz var. Duygular kimindir? Senin peki niye kontrol edemiyorsun? Neden istemeden âşık oluyor, istemeden sinirlenip öfkene yenik düşüyorsun hani bizimde ya duygular? Akıl kimin? Senin. Peki, neden istemediğin halde düşünüyorsun? İstemediğin halde yarın ki sınavın vs. aklına gelip canın sıkılıyor? İşte bunları kontrol eden bir mekanizma var. nefs, ego, bilinçaltı, şeytan, virüs ne dersen de fakat geç değil elbette bu kontrolü geri ele alabiliriz. Kim üzülmek ister ki? Kim durduk yere borçlarının aklına gelmesini ister? Gereksiz yere düşünüp aklını meşgul etmeyi, o an'a konsantre olamamayı kim ister ki?
 
  • Beğendim
Tepkiler: AJA
Algı nedir? Algı bir yargıdır. Sen bireseye ille iyi kötü dediğin için o sana öyle geliyor. Bir yakının ölünce ne oluyor? İnsan üzülüp ağlıyor değil mi? Neden peki? Çünkü ona öyle öğretildi. Küçük yaşta bir yakının ölmesi kötü diye öğretildi. Ağlanır diye öğretildi. Eğer küçükken bir yakınımız öldüğünde çevremizdekiler sevinip, neşelenseydi biz de aynı şekilde sevinip neşelenecektik. Bunun deneyini yaptılar bir çocuğun üzerinde. Denediler adam geliyor çocuğa okkalı bir tokat atıyor. Çocuk adama çiçek veriyor, gülümseyip sarılıyor. Neden? Çünkü çocuk onunla mutlu oluyor. Ona güzel bir şey olarak öğrettiler. Bu davranışı. Sen nasıl yargı, yorum yaparsan hayatın öyle ilerler.
 
Olayın aslı var olmadığıdır. Bilimsel olarak atomları incelediler. %99 u boşluk %1 i madde çıktı sadece. Peki neden bir bardağa, masaya bakınca %99 unu boşluk %1 ini madde olarak görmüyoruz? Çünkü yargımız var herşey yargımızdan oluşuyor. Bilinçaltımızdan dolayı. Bebekliğini hatırlamaz kimse. Neden çünkü yargı yok. Dokunuyorsun tanıyorsun yavaş yavaş geliyor görüntüler vs. Hz. Mevlana bir gün eşiyle konuşurken yan tarafını saha çölü olarak görüyor ve bir anda çöle ışınlanıyor. Sonra geri döndüğünde eşi soruyor. Ayağındaki kum nedir diye. O da sahra çölü diyor. Halbuki Konya'dalar. Kendi yazısında anlatıyor bunu. Tabi bu çok çok üst bir bilinç. Yani algıyı tamamen değiştirmek. Biz sadece yaşadığımız hayat çercevesinde değiştireceğiz. Olumsuz diye bakmayacağız. İyi kötü demeyeceğiz her şeyi seveceğiz. Sıkışık trafiği, dolu otobüsü seveceğiz. O zaman emin olun hiç bir şey canınızı sıkamayacak. Her an her gün mutlu olacaksınız. Sabah uyanınca küçükken olduğu gibi sıkışık trafiği, dolu otobüsü, banka kuyruklarını göreceğiniz için heyecanlanacak, sevineceksiniz. Sizce bu anormal mi? Eğer anormalse, evet anormalim ama mutluyum. :)
 
Hayatta her sey gibi duygular da stabil degil. Her sey degisim ve donusum icerisindedir. duygulariniz da dusunceleriniz de her zaman istikrar saglayacak, her zaman mutlu ya da mutsuz olacaksiniz diye bir sey yok. Her ikisi de bu devinimi tamamlayan seyler. Bana gore dusunceleriniz eyleme donustugunde baskalarina zarar vermiyorsa etiktir. Ancak sadece dusunce bazinda soruyorsaniz dusuncede etik yoktur. Her seyi dusunebilirsiniz. Mantikli ya da mantiksiz. Iki saniye once sohbet ettiginiz birini oldurmeyi saliselik de olsa aklinizdan gecirebilirsiniz. Etik dusuncdede degil davranista gecerlidir. Algi meselesine gelirsek, bana gore algi yasam bicimiyle birebirdir. Nasil dusunurseniz oyle yasarsiniz. Hani bir laf vardir 'gul dusun gul bahcesi ol' diye. Olaylari algilayis biciminiz, dusunceleriniz sizin mutlulugunuzu da mutsuzlugunuzu da belirler. Narsinha arkadasimiza da katiliyorum. Mutluyum mutlusun mutluyuz. Musmutluyuz :D
 
Çok derine inmeden basite indirgemeye çalışırsak algı sadece ideal kavramdır diyebilir miyiz?

Algıya basitçe bir örnek verirsek; Masa da duran bir elmaya 5 kişi baksın.Bu 5 kişiden herbirine ayrı ayrı sorarsak elmayı farklı tarif edeceklerdir.Bu tarif elmadan beklentileriyle orantılı olarak değişecek o yüzden algının idaelalliği de kişiye göre farklılıklar gösterir.Çünkü herkez kendi gözünde haklıdır.Mesele yargıları bir kenera bırakıp kişiye göre olan farkları bertaraf edebilmek, önyargısız ve yorumsuz şimdi yani an da kalıp herşeyi olduğu gibi algılayıp egonun etkisinden kurtulabilmektir.
 
Öncelikle bizi farklı yapan şeyler uzun zaman süreleri boyunca bizi oluşturdğu için insanlara bunları bir seferde anlatma çabası hatta bir iki cümleyle özetleyebilme gayesi de tutarsz oldğndan, forumda zaman zaman yazıcağm mesajlarıda okumanı isterm.
Duygulara güvenme olayı sadece duygularıyla hareket edip yanlşlar yapan insanları düşününce kalbin herzaman insana doğruyu söylemedğini rahatlıkla anlayabilr kaldı ki bu kalbi temizleyip kirletebildiğimzn yanında kalbe vesvese verildiğinden ve vesveseyi vereninde sinsi oldğndan bahsedilir. Benim sana şu anlk söyleceklermin yanında bir kaç şeyi de belirmek isterim.

"Size de oluyormu?" diye sormuşsun. Bu gibi birtakım aranılan cevaplar çoğunlukla büyük küçük hatalar sorunucu öğrenilir yani tecrübe edilir. Bu gibi tecrübeleri de birçok insan gerek kitaplar yazarak anlatmaya çalışır. Yapabilen filmler çevirir şarkılar söyler. Artık gerisi sana, senin algına kalıyor biraz da.

Bu arada, yazılarında nefs kavramını kullananlardan Hayko Çepkin'in paranoya şarkısını dinlemesini çok isterim.

İyi forumlar.



Yöetici notu: Gmpp forumda, verdana ve 2 numaralı yazı büyüklüğü kullanıılması kuralı vardır.
 
Geri
Üst