origanum
Yönetici
İnternette dolanan bir mail geldi, aynen aktarıyorum güleriz ağlanacak halimize diyerek:
Bir zamanlar bir ulkede “Yerli Mali Haftasi” varmis
Istanbul Teknik Universitesi Dil ve Inkilap Tarihi Bolumu emekli ogretim
gorevlisi Nadiye Saritosun’un Turkce” ile ilgili yazilarindan birini daha
sizlerle paylasmak istiyorum. Zorunlu olarak biraz kisalttim. Gelin birlikte
okuyalim ve hakli mi haksiz mi karar verelim:
Turk iscisinin emegi ile uretilen Turk sabununa “caprice” adini koyup
bununla da yetinmeyerek “strawberry glycerine soap.. Made in Turkey by
Komili” diyebiliyorsak; tumu Turk iscisinin emegi, alinteri halilarimizi
“violet, gabbe, Nepal, standart gabbe, avangart, lost” diye adlandiriyorsak;
yerli mali yurdun mali, her Turk bunu kullanmali.
Bu arada “Turkmen, Yoruk, Usak, Izmir Yoruk” diye unlenen kilim adlarimiz
cok “banal” kaciyor, tez elden bu adlar degistirilmeli.
Acikinca “simitland, manti house, durumtrak, durumbus, asroom, Tas’s,
Memo’s” gibi yerlerde “fast food ya da light” yiyeceklerle karnimizi
doyuruyoruz.
Mega kentlerimizde “ekmek shop’lar” aciliyor. Shoping Center’lardan shoping
yapiyor, Tower’larda yasiyor, “Sun Hill” sitesinde “Dream House” tipi
villalarda oturuyoruz.
“Globallesirken, ambiyansi yakalayip, konsensusu saglayarak bu konjukturde
spesifik kriterleri, eldeki datalarla mas edip” okeyliyoruz.
Ornegin mesela, yan profilden resim cektiriyor, cocuklari okul mektebine
gonderiyor, her zaman full dolu oluyor, kuvvet gucumuzu gosterip her seyi
acik secik net bir bicimde anlatiyor, imkansizliklara olanak sagliyor, nuans
farklarini irdeliyor, gecmise ozleme “nostalji” diyor, hastalari rehabilite,
yapilari restore ettiriyoruz. Hastalarimizi cankurtarana degil,
“ambulance”ye bindiriyoruz.
Kafalarimiz cok karisik cooook. Anlayamiyoruz, “oha falan” oluyoruz, “kal
geliyor” ya da “daral” geliyor, tum bunlar bizi ajite ediyor, irite ediyor.
Cunku Turkce’yi, Turk kulturunu ve degerlerimizi Turklere oldurtturuyoruz.
Bir zamanlar bir ulkede “Yerli Mali Haftasi” varmis
Istanbul Teknik Universitesi Dil ve Inkilap Tarihi Bolumu emekli ogretim
gorevlisi Nadiye Saritosun’un Turkce” ile ilgili yazilarindan birini daha
sizlerle paylasmak istiyorum. Zorunlu olarak biraz kisalttim. Gelin birlikte
okuyalim ve hakli mi haksiz mi karar verelim:
Turk iscisinin emegi ile uretilen Turk sabununa “caprice” adini koyup
bununla da yetinmeyerek “strawberry glycerine soap.. Made in Turkey by
Komili” diyebiliyorsak; tumu Turk iscisinin emegi, alinteri halilarimizi
“violet, gabbe, Nepal, standart gabbe, avangart, lost” diye adlandiriyorsak;
yerli mali yurdun mali, her Turk bunu kullanmali.
Bu arada “Turkmen, Yoruk, Usak, Izmir Yoruk” diye unlenen kilim adlarimiz
cok “banal” kaciyor, tez elden bu adlar degistirilmeli.
Acikinca “simitland, manti house, durumtrak, durumbus, asroom, Tas’s,
Memo’s” gibi yerlerde “fast food ya da light” yiyeceklerle karnimizi
doyuruyoruz.
Mega kentlerimizde “ekmek shop’lar” aciliyor. Shoping Center’lardan shoping
yapiyor, Tower’larda yasiyor, “Sun Hill” sitesinde “Dream House” tipi
villalarda oturuyoruz.
“Globallesirken, ambiyansi yakalayip, konsensusu saglayarak bu konjukturde
spesifik kriterleri, eldeki datalarla mas edip” okeyliyoruz.
Ornegin mesela, yan profilden resim cektiriyor, cocuklari okul mektebine
gonderiyor, her zaman full dolu oluyor, kuvvet gucumuzu gosterip her seyi
acik secik net bir bicimde anlatiyor, imkansizliklara olanak sagliyor, nuans
farklarini irdeliyor, gecmise ozleme “nostalji” diyor, hastalari rehabilite,
yapilari restore ettiriyoruz. Hastalarimizi cankurtarana degil,
“ambulance”ye bindiriyoruz.
Kafalarimiz cok karisik cooook. Anlayamiyoruz, “oha falan” oluyoruz, “kal
geliyor” ya da “daral” geliyor, tum bunlar bizi ajite ediyor, irite ediyor.
Cunku Turkce’yi, Turk kulturunu ve degerlerimizi Turklere oldurtturuyoruz.