Moskov-Sanat Defteri

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında... En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişmelerinizin müsebbibi, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Göz yaşlarınız da, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak... Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; "Ölmek var, dönmek yok"tur.
Lakin gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını. Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya. Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursunuz: "Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa..." Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız. Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz. "Eskiden böyle miydi ya..." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından... Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz. O, sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür. "Ya sev böyle ya da terk et" diye gürler...Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden... Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder. Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden... "İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz, dinletemezsiniz.
Ayrılırsanız yaşamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz. İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz... "Madem öyle..." nin çağı başlar ondan sonra... Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah sizden gitmistir". Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece... Daha özgür olacağınız limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye...Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... "Bana ne...kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre...


Ama sonra... ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden... Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh rakı içmeyi... Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye... Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden... Dönemezsiniz. Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz... Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu...
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.
Sürünür gidersiniz...

Can Dündar


Alıntı...
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Ama sonra... Sonrası kötü işte... Güzelmiş teşekkür ederim.
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Ama sonra... Sonrası kötü işte... Güzelmiş teşekkür ederim.


Aşkta acı çekmek değilmidir zaten...Sen istiyorsun diye olucak mı herşey? Bunu beklemek saflıktan başka bir şey değil...Ya göz karartıp yaşayacaksın en yüksek sesle yada susup bekleyeceksin....
 

sevgisiz03

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2011
Mesajlar
114
Tepkime puanı
5
Sevgi ahh ne büyük bir armağan bize.Sevgisiz insan kördür aynı zamanda sağır ne duyar ne görür ne koklar ne işitir damarlarındaki kanda kalbimizi ısıtan tek şey ama biz onun kıymetini biliyor muyuz yok olunca arıyor bulunca kovuyoruz gözlerden kalplere akan o enerji gecelere sığdırılamayan o hasret kokan günler ay ışığı yoldaş yıldızlar dinleyici karanlık arkadaş ışığa koşuyoruz umutlarla besleniyoruz hiç bilmiyoruz gerçek olan ne?
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Hep şunu diyorlar, ''seven sevdiğini mutlu görmek ister'', ama birde şu söz var, ''gerçekten seven bir kadın, sevdiği erkeği başka bir kadının yanında mutlu görmektense, acı içinde kıvranarak can verdiğini görmeyi tercih eder''. Ben şahsen karar veremedim..
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Sevgi ahh ne büyük bir armağan bize.Sevgisiz insan kördür aynı zamanda sağır ne duyar ne görür ne koklar ne işitir damarlarındaki kanda kalbimizi ısıtan tek şey ama biz onun kıymetini biliyor muyuz yok olunca arıyor bulunca kovuyoruz gözlerden kalplere akan o enerji gecelere sığdırılamayan o hasret kokan günler ay ışığı yoldaş yıldızlar dinleyici karanlık arkadaş ışığa koşuyoruz umutlarla besleniyoruz hiç bilmiyoruz gerçek olan ne?

Gerçek olan asla aynı anda aynı yoğunlukla yaşamıyor kimse bu duyguları..İşte bu yüzden fırtınalar kopuyor yüreklerde...
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Hep şunu diyorlar, ''seven sevdiğini mutlu görmek ister'', ama birde şu söz var, ''gerçekten seven bir kadın, sevdiği erkeği başka bir kadının yanında mutlu görmektense, acı içinde kıvranarak can verdiğini görmeyi tercih eder''. Ben şahsen karar veremedim..

Doğru olan bu ''seven sevdiğini mutlu görmek ister''.....


''Gerçekten seven bir kadın, sevdiği erkeği başka bir kadının yanında mutlu görmektense, acı içinde kıvranarak can verdiğini görmeyi tercih eder''

Buysa ya çok bencil biridir yada gerçekten asla sevmemiştir.

sizce kaçan kovalanır mı


Kesinlikle. İnsanoğlu pskolojisi budur işte. Elinde olmayan için savaşır her zaman insan. Zoru başarmaktır amaç. Buda yaşadığımız toplumun bize doğar doğmaz armağanı işte... :)
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Doğru olan bu ''seven sevdiğini mutlu görmek ister''.....


''gerçekten seven bir kadın, sevdiği erkeği başka bir kadının yanında mutlu görmektense, acı içinde kıvranarak can verdiğini görmeyi tercih eder''

Buysa ya çok bencil biridir yada gerçekten asla sevmemiştir.

Ama ben seviyorum, sevdiğim için susuyorum zaten sırf o mutlu olsun diye. Fakat bazen onu parçalamak istiyorum..
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Ama ben seviyorum, sevdiğim için susuyorum zaten sırf o mutlu olsun diye. Fakat bazen onu parçalamak istiyorum..

parçalamak istemen ona olan öfkenden değilki bunun sende farkındasın..Öfken olaylara onsuzluğa doya doya onu yaşayamamaya..
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
O’nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz..
ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan O’ysa... her filmin kahramanı O...
her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
okusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyece
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde yarın sizin gününüz!..
"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.


Can YÜCEL
 

sevimkoşkatilgeldi

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Haz 2011
Mesajlar
222
Tepkime puanı
43
Konum
Adliye
İş
Kamu Hukuku
X ve Y arasında geçen zamandır bence. Değişkenlere değer vermek herkesin iç dünyasına kalmış tabi. :)
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Askin tarifi olmaza ask olmazdi gibi geliyor bana. Insan asik oldugunda yazmak anlatmak ister.
 

nickbulunbanaoglum

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2011
Mesajlar
93
Tepkime puanı
5
Konum
Ankara,Demetevler
İş
Kaldırım Mühendisi :D
Ceyhun yılmazin bir şiirinde geçiyordu ' benim sana yaşattigim senin durmadan üstüne bastığın' diye bence aşk odur. Biri yaşatir diğeri hiçe sayar.
 

HOZEN_ANGEL

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Şub 2010
Mesajlar
148
Tepkime puanı
36
Hata nerde peki ? Ya da hangimizde ? Aşk böyleyse eğer yani hep mutsuzluk bunu bize yapan biz miyiz ? Sürünmek değil Aşk da Sevilmek değil mi amaç ? Ya da amaçsız sevmek mi ? Çözümü zor.. Ama Aşk ın kendisi çok basit :) Allah bizlere (aşıklara) yardım etsin.
 
Üst