Manevi Emek

aris

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2008
Mesajlar
660
Tepkime puanı
143
MANEVİ EMEK (TORA’DA Kİ ÇALIŞMA)

Yaratan insanın özlem duyduğu kaynaktır.

Tora (ışık ve öğrenim/talimat kelimelerinden oluşmuştur Tevrat anlamındadır) kişiyi şu an dolduran ışıktır. İsrail ise insanın kendisidir (kendisini manevi olarak Yaratan’a yönlendirmiş bir kişiye verilen isim İsrail’dir) yani kişinin Yaratan ile bütünleşme arzusudur. Bu tümüyle üç bağımsız kavram nasıl bir olabilir?

Yaratılışın amacı insanı bu dünyada yaratıp bu fiziksel bedenin içerisindeyken Yaratan’a tutunabilmesini sağlamaktır. İnsan yükselir ve manevi dünyalardan Yaratan’la bütünleşmek için geçer. Daha doğrusu, manevi dünyalar insanın içine o kadar işler ki kişi Yaratan’a bire bir benzer. Yaratan ile bütünleşmek denilen kavram budur. Kişi Yaratan’ı sever ve O’nun yolunu izler. Bu seviyede, insanın tüm nitelikleri ve arzuları Yaratan’ınki ile aynı olur. Maneviyat kişiye bu yola girip mükemmelliğe ulaşması ve yaratılışın amacını yerine getirmesi için verilmiştir. Kişiye manevi metot ancak bu dünyada bencilliğinin içerisine büründüğü zaman verilebilir. Melekler maneviyatı edinemez zira tüm yaratılan varlıklar arasında sadece insan tümüyle bencillik barındırmaktadır. Eğer insan manevi yolu seçerse, bencil beden ve arzularını öyle bir şekilde tarafsızlaştırabilir ki Yaratan ile arasında engel olmaktan çıkarlar. İnsan ve Yaratan bütünleşir. Bu koşul kişinin yaratılış öncesi koşula zıplamasıdır, bu dünyaya gelmeden önceki haline, ruhun bencillikle “özürlü” hale gelmesinden önce. Dahası, kişi bencilliğini ıslah ederek manevi merdivenin basamaklarından tırmanabilir ve Yaratan’ın seviyesine ulaşabilir. Bazı yaratılanlar bencillikten mahrumdur ve dolayısıyla ilerlemek için gerekli araçları yoktur ve ilk basamakta kalırlar.

İnsan hariç, tüm canlılar “manen hareketsiz, cansız” olarak tanımlanır. Melekler dâhil olmak üzere ki melekler Yaratan’ın evreni yönetmek için kullandığı bağımsız “güç-arzu” değildir, sadece Yaratan’ın isteğini yerine getiren güçler olarak bilinirler. İnsan, gelişmiş bencil arzularını değiştirerek Yaratan’a benzeyebilir.

Ruh insanın içerisine konulan Yaratan’ın bir parçasıdır. İnsan doğduğu zaman ruhu bencillik kıyafeti ile giydirildiğinden ne Yaratan’ı ne de manevi herhangi bir şeyi hissedebilir. Bencillik tüm duyu organlarını sarar ve bu koşul tümüyle manevi koşulun tersidir. İnsan bencil kıyafetini, özgecil niteliklerle değiştirdiği zaman, yaratılışın özünü öyle bir şekilde hissetmeye başlar ki kendisini Yaratan’dan hiçbir şey ayıramaz. Bu noktada yukarıda bahsedilen üç nosyon birleşir. Bizim işimiz manevi çalışma ile ruh ile Yaratan arasındaki tüm engelleri kaldırmaktır. Tüm gerçek manevi kitaplar Kabalistik bir çalışma içerir zira en pratik olan çalışma budur çünkü bu çalışma sırasında kişi üzerine manevi ışığı/nuru en yoğun şekilde çeker.
alıntı
 
Üst